Vatan’da Dilek Önder çok güzel yazmış.. Olanı biteni özetlemiş..
Demiş ki..
Dile kolay,
7 yıldır
İlk defa
Birileri çıkıp
Bir şeye ‘Hayır’ diyor..
Devletin başı olan Cumhurbaşkanı mı? İcraatın başı olan Başbakan mı?
Milletin vekillerinin başı olan Meclis Başkanı mı?
Kim?
* * *
Başbakan TEKEL işçilerine ‘ay sonuna kadar bu yasadışı gösteriyi bitirin’ diye rest çekerken öyle bir laf etti ki işin içinden çıkamadım..
Dedi ki, ‘Kusura bakmasınlar, bu ülke yolgeçen hanı değil, bu ülkenin sahipleri var.’
Bu sözü AKP grubu coşkuyla alkışladı.. İmkânım yoktu, soramadım..
Başbakan, geçen hafta ‘bize gaz vermeyi bırakın’ diyerek inceden bir fırça geçti ya..
Birkaç gün sessizlik oldu.. Sonunda AKP taraftarları ‘gaza getiren biz değiliz, onlar’ diye başka grubu hedef gösterdi..
TV programına gazlama diye tabir ettiği bazı yazı kupürleriyle gelen Başbakan’ın, ‘gaz vermeyi bırakın’ sözüyle kendi yandaşlarını kastetmediği ortaya çıktı..
* * *
Bir sevinç bir sevinç..
Aman Allah..
‘Övünmek gibi olmasın ama bizi kastetmediğini ilk ben bildim’ diyen bile oldu..
Yüzde 10’luk baraj sık sık gündeme gelir, geldiği gibi gider..
12 Eylül darbesinin ürünüdür ama siyasetçiler ‘darbe yasası’ olduğunu söylemez..
Bilmezden gelirler..
İşlerine böylesi gelir..
1983 yılından beri tartışılıyor.. Demek ki yedi seçim geçirmişiz..
Değişmemiş..
Bu seçimde de değişmez!..
Gözüm teniste.. Kulağım Başbakan’da.. Çakıştı.. Pazar sabahı Avustralya Açık’ın erkekler finali var.. Federer ile Murray kupa için kortta..
Diğer kanalda Başbakan var.. Bir grup gazetecinin sorularını yanıtlıyor..
İkisi de mühim..
* * *
Başbakan’ı dinliyorum.. Önümde kâğıt, kalem.. Şu sözüyle irkildim..
Başbakan dedi ki; Tehdit gibi algılanmasın ama beni iktidara TEKEL işçileri değil milletim getirdi.
Bu yaklaşımdan onlarca soru üretilir..
Öyle bir hava yayıyorlar ki sanki hayat onlar için 2002 yılında başladı.. Zannedersin ki 2002 yılında uzaydan gelip ülkeyi yönetmeye kalktılar..
2002 öncesi her şey kötü..
2002 sonrası mükemmel..
Balyoz darbe planı iddiasıyla EMASYA denilen protokol gündeme geldi.. İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay’ın yaptığı protokol..
Özü şu..
Askere, gerekli gördüğü zaman duruma el koyma izni veriyor..
Valinin talebini beklemiyor..
Tabii ki ikisi de çok önemli.. Ama öncelikler listesi yapsak birinciliği kim kapar?
Ergenekon mu?
Poyrazköy mü?
Tartışmasız Poyrazköy..
Niye mi?
Suçlamalar da suçlananlar da çok büyük..
Poyrazköy iddianamesi sadece toprağa gömülü silahlarla sınırlı değil.. O silahlarla suikastlar yapacakları, bombalı saldırı düzenleyecekleri, azınlıklara yönelecekleri, müzede bomba patlatarak küçük çocukları öldürmeyi planladıkları iddia ediliyor..
Plakasını yazmayayım suça girer.. Bu da ne diyeceksiniz? Türkiye’nin en önemli hâkiminin bindiği araç.. Tabii ki bütün hâkimler önemlidir, hadi her şeyi bilen hâkim diyelim..
Devletin gizli sırlarını..
Kozmik odanın esrarını..
* * *
Gazetede fotoğrafı görünce inanamadım.. 18 yıllık araç.. Dağıldı dağılacak gibi duruyor..
Devlet yetki veriyor.. Askerin gizli odalarında çalış diyor.. En önemli soruşturmaları yap diyor.. Devlet sırlarını hâkim olarak not edebilirsin ama kimseye gösterme diyor.. Suç unsuru görmediğin evrakı hemen imha et, kimsenin eline geçmesin diyor..
Yani her türlü yetkiyi veriyor..