İsrail’in İran’a karşı cuma sabahı gerçekleştirdiği saldırıda Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, Genelkurmay Başkanı Muhammed Bagari ve önde gelen 6 nükleer fizik uzmanı yatak odalarında nokta atışıyla öldürüldü. Natanz nükleer tesisi ile kritik füze merkezleri vuruldu. İran’ın karşı saldırıda kullandığı dronlar yolda düşürüldü.
İsrail’in gerekçesi: İran’ın nükleer tesisleri bizi tehdit ediyor...
Böyle bir meşru müdafaa gerekçesi olabilir mi? Olamaz…
Ama İsrail iddia ederse oluyor!
Şimdi bütün Batı saldırıyı meşrulaştırmaya çalışıyor...
Ya tersi olsa, İran Hava Kuvvetleri, İsrail’i vursa ne olurdu?
Dünya ayağa kalkardı.
“Bir egemen ülkeye yapılan saldırı”, denilerek dünyanın dört bir yanından tepki yükselirdi.
Tüm Türkiye, çok erken yaşta hayata veda eden CHP’li Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in ardından gözyaşlarını dökerken, bir anlamda da ahlâk sahibi düzgün insanlara olan özlemini haykırdı.
Yaşar Altıntartı, notunda, hepimizin duygularına tercüman oluyor:
- Her kesimden insan, Ferdi Zeyrek’in şahsında, kalbinin temizliği yüzüne yansıyan; tatlı dilli, güleç yüzlü, sevecen politikacılara olan özlemi ortaya koydu.
- Çocukla çocuk, yaşlıyla yaşlı olabilen halk insanlarına, gönül insanlarına olan teveccühünü yansıttı.
- Bağıran çağıran, kabalaşan, hakaret eden tiplerden gına gelmenin haleti ruhiyesi içinde, kibar, efendi ve zarif olan yönetici türüne olan açlığını ifade etti.
-İnsanlar, çalmadan çırpmadan çalışan vatansever kamu görevlilerine olan acil ihtiyacı dile getirdiler.
- Binlerce insanın akıttığı gözyaşları, özlediği yöneticiye olan sevgi ve saygısını ifade etti...
Ağlamak için o kadar çok neden vardı ki…
Kadıköy çarşısında gezerken çocukluğumuzun anılarıyla yüklü Baylan’da bir çay içelim dedik...
Bir çay ve bir cam şişe su...
Hesap geldi...
140 lira...
Ne oldu yine zam mı geldi?
- Evet zam geldi abi, dedi tanıdık garson, çay 80 lira, su 60 lira oldu...
Her gün her şeye zam geliyor.
Yüzde 16’lık emekli maaşları ve asgari ücret hariç!
CHP’nin yolculuğunda son durum nedir?
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanma süreciyle birlikte başlayan mitingler ve anket sonuçları, CHP’nin ciddi bir ivme yakaladığını gösteriyordu. Meydanlar doluydu, halk umutluydu. Ancak zamanla bu rüzgâr duruldu. Mitingler sürse de heyecan dozu azaldı.
Peki neden?
Çünkü söz biraz tükendi. Çünkü umut, tekrar eden söylemlerde değil, ortaya konan somut vizyonlarda yeşerir. CHP şu anda AKP’nin sadece birkaç puan önünde. Ama birçok ilde hâlâ AKP birinci parti.
Seçim çağrıları iyi güzel... Ancak seçim tek başına çözüm değil. Seçimden sonrası da var. Seçimi kazanan parti bugünkünden farklı ne yapacak? Soru bu...
Topluma net bir yol haritası sunmak gerekiyor:
Somut projeler... Gerçekçi vaatler... Uygulanabilir bir program şart...
Son kongrede “Nisan’a kadar yeni program hazırlanacak” denmişti. Şimdi de hazırlığın sonbaharda biteceği söyleniyor. Seçime hazırız demekle, gerçekten seçime hazır olunmuyor. To
Lord Kinross, “Bir Milletin Yeniden Doğuşu” adlı kitabında harika bir tespit yapıyor... “Bu millet adam olmaz, bu milletle bir yere gidilmez” şeklinde kestirme yargılarla halkı küçümseyenlere ders veriyor. Atatürk’ün yurt sevgisinin kaynaklarını anlatırken O’nun Türk insanına bakışını bakın nasıl özetliyor:
“Mustafa Kemal, Türk halkı üzerinde hayale kapılmıyordu. Onun katı, tutucu, kadere inanır, zeka ve inisiyatif bakımından ağır davranışlı olduğunu bilmiyor değil. Ama aynı zamanda inatçı, sabırlı, dayanıklı, savaşçı, üstlerine bağlı ve gerekirse aldığı emre uyarak canını vermeye hazır olduğunu da biliyordu.
Atatürk, Türk insanını iyi tanıdığı, ona güvendiği, iyi yönetilirse üstün niteliklerinin öne çıkacağı inancıyla hareket etmişti... Samsun’a çıktığı gün yurdun her yanında isyanlar birbirini kovalıyordu. Yunanistan ordusu İzmir’e çıkmış, ardından hiç direniş görmeden Manisa ve Aydın’a yürümüştü. Bu koşullarda ancak halkına sonuna kadar inanan bir lider
İsrail Gazze’yi insafsızca ve vicdansızca bombalamaya devam ediyor. Bölgeye yönelik ambargolar da sürüyor. Bölge ölüm ve açlığa teslim edildi.
Amaç belli ki Filistinlileri Gazze’den ayrılmaya zorla ikna etmek.
ABD Başkanı Trump’ın planı belli.
Gazze’yi bir tatil ve kumarhane kenti yapacak...
Şimdi hızla Filistinlileri kabul edecek ülke aranıyor.
Son olarak Cezayir’in adı geçiyordu.
Türkiye’nin de kapısı zorlanır mı? Bunun işaretleri de yok değil.
Gelelim dramın bir başka yönüne.
Yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu, bir gün Mustafa Kemal’e, hayatta kendisini en yalnız ve çaresiz hissettiği dönemi sorar... Ne çocukluk günleri ne savaşlar... Atatürk, hayatında en en zor dönemin, “İşgal altındaki İstanbul’da kapı kapı dolaşarak insanları milli mücadeleye ikna etmeye çalıştığı” günler olduğunu anlatır. İşgal İstanbul’unda esaretten kurtulmak için başkaldırmaya niyetli o kadar az kişi vardır ki...
Alev Coşkun, “Samsun’dan Önce Bilinmeyen 6 Ay” adlı kitabında o sıkıntılı günleri çok güzel anlatır...
Kitaptaki çarpıcı öykülerden birinin kahramanı da yazar Refi Cevad Ulunay’dır... Padişah yanlısı gazeteci Ulunay, Mustafa Kemal Paşa’yı Şişli’deki evinde ziyaret eden ilk basın mensubudur. Ulunay, 4 Şubat 1919 tarihinde yaptığı röportajdan gazeteye döndüğünde, arkadaşları ne konuştuklarını soruyor...
Ulunay, “Şu sıralarda Anadolu’ya geçilir, orada teşkilat kurulur, milli mukavemet harekete geçirilirse Fransız’ı da İngiliz’i de İtalyan’ı da
PKK’nin kendini feshetmesi ve silahı bıraktığını açıklaması umut ışıkları yakmışken Lozan antlaşmasının ve 1924 Anayasası’nın reddi ile devlete karşı “soykırım, imha, komplo” gibi suçlamalar yöneltilmesi suyu bulandırdı, yeni tartışmalara yol açtı.
Ancak PKK’nın bildirgesinde tartışılması gereken başka ifadeler de bulunuyor.
Bildiri, bir yandan “demokratik siyaset”, “TBMM’nin tarihi rolü”, “barış ve eşit yurttaşlık” gibi anayasal sistemin tanıdığı temel kavramlara yer verirken...
Bir yandan da ne anlama geldiği açık olmayan kimi ifadelerle süsleniyor.
Örneğin metindeki “Demokratik ulus”, “Demokratik Türkiye Cumhuriyeti”, “Komünal örgütlenme” “Demokratik modernite”, “Demokratik toplum sosyalizmi” gibi ideolojik kavramlar ne anlama geliyor?
Biz bilmiyoruz.
Bunlar toplumun hatta siyaset dünyasının alışık olmadığı, daha önce fazlaca tartışmadığı, güncel hukuk ve anayasa düzeniyle çelişen kavramlar...
Devlet dışı toplumsal yapı &