Adalet kilit...

6 Ocak 2011

Adalet Bakanlığı açıklama yapıyor... - Ceza davalarının ilk derece mahkemelerindeki yargılama süresi ortalama olarak 250 gündür. Soruşturma süresiyle birlikte ortalama 580 günde sonuçlanmaktadır. Yargıtay’da bir ceza dosyasının ortalama sonuçlandırma süresi 1.042 güne ulaşmaktadır.
Böylece... Mahkeme artı Yargıtay, bir ceza davası ortalama 1600 günde yani 4.5 yılda sonuçlanıyor...
Tabii bu ortalama rakam... Mesela Hizbullah davası hükümlülerinin dosyaları toplam 10 yılda bile karara bağlanamadı. O yüzden salıverildiler...
Demek ki mahkemeleri hızlandırmak gerekiyor...
Peki iktidar ne yapıyor? Daha birkaç ay önce büyük bir hukuk reformu yaptı iktidar! Anayasa değişikliği ile Anayasa Mahkemesi ve HSYK’yı iktidara bağladı. Ama Yargıtay’ın yükünü hafifletmek için parmağını bile oynatmadı. Yargıtay Başkanı Mustafa Gerçeker konuşuyor:
- İstinaf mahkemeleri kurulana kadar daire sayısı artsın diye bakanlığa yazı yazdık. Fakat bugüne kadar bir şey yapılmadı. Bu yılın sonuna kadar bölge adliye mahkemelerinin hayata geçmesi gerekiyordu. AB’ye yapılan taahhüt de bu yöndeydi.
* * *

Yazının Devamı

Loç kahramanları

5 Ocak 2011

Kastamonu’nun Cide ilçesine bağlı Loç Vadisi’nde inşa edilecek HES’e (Hidro Elektrik Santralı) karşı yöre halkı ve onların kentlerdeki çocukları seferber oldu... Hem hukuk yoluna başvurdular, hem de inşaat alanında müteahhidin iş makinelerinin önüne geçerek aylarca mücadele ettiler...
Son bir ayda müteahhit firma ORYA Enerji’nin İstanbul Fındıklı’daki binası önünde oturma grevi yaptılar.
Müteahhidin imar planı olmadan inşaata başladığını her platformda dile getirdiler.
Sonunda yargı noktayı koydu...
Loç Vadisi’ndeki HES’le ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi...
Loç Platformu dün müteahhit firma önünde yaptığı basın açıklamasında dedi ki:
“İnşaat izniniz olmadan, imar izniniz olmadan, yasaları hiçe sayarak çalışmalara başladınız. Köylülerimizin gözü önünde, bu cinayete göz yuman kamu yetkililerinin gözü önünde, yaşam alanlarımızı yok etmeye çalıştınız. Misafir olarak gelen arkadaşlarımızın konakladığı yerdeki çadırları parçalayarak alıp götürdünüz hırsızlık yaptınız!

Yazının Devamı

Balyoz kitabı...

4 Ocak 2011

Asrın davası diye de adlandırılan Balyoz’un kitabı piyasaya çıktı. Davanın bir numaralı sanığı e. Org. Çetin Doğan’ın kızı Pınar ve damadı Dani Rodrik tarafından yazılan kitap bir solukta okunur cinsten.
Pınar ve Dani Rodrik kitapta, 196 subayın yargılandığı davaya konu olan Balyoz Planı’nın sahte olduğunu savunuyor, planın düzmece olduğuna ilişkin en az 20 - 25 kanıt ortaya koyuyorlar.
İlginçtir... Balyoz Planı’nın kendilerine meçhul bir subay tarafından ulaştırıldığını iddia eden, planı “Camileri bombalayacaklardı” gibi manşetlerle kamuoyuna duyuran Taraf gazetesi şimdi planın sahte olduğuna ilişkin savlara yer vermiyor. Yandaş medya hâlâ planın orijinalliğini ispat çabasında. Kitap, Taraf gazetesi hakkında şöyle diyor:
“Taraf gazetesi sahte Balyoz belgelerini yayımlayarak sahte belge üreten bir çetenin işlediği suça alet olmakla kalmadı. Mevcut belgeleri bile kimi çarpıtmalarla yayımlayarak kendisine biçilen rolden fazlasını hakkıyla yerine getirdi...”
Darbenin hayata geçmemesi iddianamede savcılar tarafından Çetin Doğan’ın amiri, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’a bağlanıyor. Ama şimdiye dek Aytaç Yalman’ın bu konuyla ilgili ifadesine başvurulmamış!
Ve kitabın

Yazının Devamı

Tatil mesaisi...

2 Ocak 2011

Yılbaşının cumaya gelmesi çalışanlara tatil imkânı sağladı... Ancak bazı çalışanlar tatilde de çalıştı. Oteller, yeme-içme mekânları, AVM’ler, çağrı merkezleri, ulaştırma firmaları, sinema, tiyatro, eğlence yerlerinde çalışanlar tatil yapamadı. Tatilde çalışanlar, bu “fedakârlığa” karşılık ne tür haklara sahipler, yasal hakları nelerdir?
Mustafa Sönmez dostumuz Cumhuriyet’te yazdı:
“Yasal olarak bir ücretlinin haftalık normal çalışma süresi 45 saattir. Bu süreyi aşan çalışmalar fazla çalışma olarak değerlendirilir. Fazla çalışma için, ücretli olarak yazılı onayınız şarttır. İşveren, istemiyorsanız, sizi fazla mesaiye zorlayamaz. Normal günde fazla çalışmanın ücretine gelince... Her bir saat fazla çalışmanın ücreti yüzde 50 fazlasıyla ödenmelidir.”
* * *
Bir “tatil günü”nde fazla çalışma yapan bir işçiyseniz, bu çalışmanız karşılığında bir günlük fazla çalışma ücreti ödenmesi gerekir. Böylece, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışan işçi olarak, çalıştığınız her tatil günü için 2 günlük ücrete hak kazanırsınız.
Çalışanlar, isterlerse, fazla çalıştıkları sürenin karşılığını para olarak değil “tatil” olarak da kullanabilirler. İşveren, hak ettiğiniz serbest zamanı,

Yazının Devamı

Neler ol’cek?

1 Ocak 2011

2011’de neler olacak, başımıza neler gelecek, diye merak ediyorsunuz...
Her yıl olduğu gibi bu yıl da sorularınıza yüzde 58.42’lik tahminleriyle gönüllerinizde taht kurmuş Fahrettin Fidan’dan yanıt bekliyorsunuz. Daha fazla beklemiyorsunuz, okuyorsunuz...
Bülent Arınç’a yönelik bir suikast girişimi daha ortaya çıkacak. Girişimi öğrenmesiyle birlikte havalara girip afili afili yürümeye ve herkese tepeden bakmaya başlaması Tayyip Erdoğan’ın canını sıkacak. Yapılan soruşturma sonucu suikast iddiasının fos çıkması Arınç’ı moralman yıkacak. Bu olayı unutturmak için uzun bir süre evinde inzivaya çekilecek. Arınç’sız memleket biraz kafasını dinleyecek.
* * *
Bu yıl AB ile müzakerelerde bir fasıl daha kapatılacak. Tam üyelik için geriye 33 fasıl, yani 33 yıl kalacak. AB’den Sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış bu müthiş başarıyı(!) yakın dostlarıyla beraber “Fasıl Gece”sinde kutlayacak. Tayyip Erdoğan, bu yüzden Bağış’a çok bozulacak. AB’nin bütün arabuluculuk girişimlerine rağmen Bağış’ı bağışlamayacak. Kabileden... Pardon, kabineden şutlayacak.
* * *
Yeni bir darbe planı ele geçirilecek. 23 SBF öğrencisi darbeci olarak gözaltına alınacak. Kümeslere düzenlenen baskınlarda bulunan

Yazının Devamı

Yılın şeyleri, neyleri

31 Aralık 2010

- “Bitaraf olan bertaraf olur”: Yılın sözü.
- “Bir milyar dolarım olduğunu yazanlar şimdi Silivri’de”: Yılın özü.
- “İçki yerine üzüm yiyin”: Yılın tavsiyesi.
- Anayasa Mahkemesi ve HSYK: Yılın tasfiyesi.
- Genel başkanı görünce ayağa fırlayan vekiller: Yılın neferi.
- Mavi Marmara’nın Gazze yolculuğu: Yılın seferi.
- Lizbon’daki NATO toplantısında kazandığımız: Yılın zaferi!

Yazının Devamı

Âkif deyince...

30 Aralık 2010

İstiklal Marşı şairi Mehmet Âkif’in kimi şiir ve yazıları sık sık anımsanır. Kimileri pek gün ışığına çıkmaz. Mesela... Yeniçağ gazetesinde 2003 yılında yayımlanan Muhittin Nalbantoğlu imzalı araştırmada Mehmet Âkif’in bir dostuna yazdığı mektuptan şu satırlar aktarılıyor:
“Mısır’da on bir yıl kaldım. Fakat on bir saat daha kalsaydım artık çıldırırdım. Sana halisane bir fikrimi söyleyeyim mi; insanlık da Türkiye’de, milliyetçilik de Türkiye’de, Müslümanlık da Türkiye’de, hürriyetçilik de Türkiye’de... Eğer varsa Allah benim ömrümden alıp (Mustafa Kemal’i kastederek) O’na versin...”
* * *
Mehmet Âkif’in bir de ünlü Sevr Hitabesi var...
Orada diyor ki:
“Ey cemaat, gözünüzü açınız, ibret alınız. Artık kime hizmet ettiğimizi, kimin hesabına birbirimizin gırtlağına sarıldığımızı anlamak zamanı sanıyorum ki gelmiştir. Allah rızası için olsun aklımızı başımıza toplayalım. Çünkü böyle düşman hesabına çalışarak elimizde kalan şu bir avuç toprağı da verecek olursak çekilip gitmek için arka tarafta bir karış yerimiz yoktur. Şimdiye kadar düşmana kaptırdığımız koca koca memleketlerin halkı hicret (göç) edecek yer bulabilmişlerdi. Biz öyle bir akıbete mahkûm olursak başımızı sokacak delik

Yazının Devamı

Belediye baskını

29 Aralık 2010

İstanbul Mali Şube ekipleri, CHP’li Maltepe ve Silivri belediyelerine baskın yaparak bazı evraklara ve bilgisayarlara el koydular.
Maltepe baskını “senfoni orkestrası ihalesi” ve Silivri baskını çöp ihalesiyle ilgili...
İstanbul Anakent Belediye Meclisi üyelerinden CHP’li Hakkı Sağlam anlatıyor:
- Geçen yıl Sancaktepe Belediyesi denetim komisyonunda görevliydim. Sancaktepe Belediyesi’nin 6 başkan yardımcısı, 21 müdürü, 1 belediye başkanı var.... Kiralanan araç sayısı 75.... Bu araçların nerede kullanıldığını saptayamadık. Buna benzer şekilde 7 ayrı işlemde usulsüzlük saptadık. Muhalefet şerhi koyduk. Kartal Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Fakat İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermedi...
Neden? Sancaktepe’nin ne farkı var?
Sancaktepe Belediyesi AKP’li... Başka sebep görünmüyor...
* * *

Yazının Devamı