Temizlik için

25 Ocak 2011

Uğur Mumcu’yu öldürülmesinin 18. yılında saygı ve özlemle anarken medyada aynı slogan 18 yıldır dönüp duruyor:
“Faili meçhul cinayetler aydınlatılmalı...”
Faili meçhullerin aydınlatılmasını sözde herkes istiyor...
Ama bu konuda verilen araştırma önergeleri TBMM’de her defasında AKP’nin oylarıyla reddediliyor.
Bu sütunda geçen pazar günü Pınar Doğan ve Dani Rodrik’in “Balyoz” kitabından yapılmış bir alıntıyı yayımladık. Pınar ve Dani, “TSK demokrasi ve hukuk ilkeleri dahilinde hareket etmeli”, diyor, Genelkurmay Başkanı’ndan şöyle bir açıklama bekliyorlardı:
“Eğer TSK mensupları geçmişte yasadışı eylemlerde bulunmuşlarsa, bunların ortaya çıkarılması için tüm gayretlerimizi sarf edeceğimize Genelkurmay Başkanı olarak söz veriyorum. Bu çabaların da saydam bir şekilde yapılacağını, gerekirse iddiaların bağımsız ve tarafsız komisyonlar tarafından değerlendirilmesi için girişimlerde bulunacağımı taahhüt ediyorum.”
Acaba sadece Genelkurmay Başkanı’nın böyle bir açıklama yapması yeter mi? Sadece Genelkurmay içinde yapılacak bir soruşturma karanlıkları aydınlatır mı? Maalesef... Evet geçmişte siyasi cinayetleri düzenleyen çetelerin bir kolu TSK içine uzanıyordu. Ancak diğer kolları

Yazının Devamı

Yamada Paşa...

23 Ocak 2011

Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nın 6 ayda bir yayımladığı “Milli Saraylar” adlı dergide yer alan Tahsin Toğral imzalı yazıyı okuyoruz:
19. yüzyıl sonuna doğru Osmanlı - Japon ilişkileri gelişirken 2. Abdülhamit dostluğun nişanesi olarak Ertuğrul Fırkateyni’ni Japonya’ya gönderir. Fırkateyn dönüş yolunda fırtınaya yakalanıp batar. İki ülkenin dostluğuna acılar katar.
Torajiro Yamada adlı bir çay hocası, bu olay üzerine Japonya’da yardım kampanyası düzenliyor. Topladığı 5000 yen tutarındaki parayı kazazede yakınlarına vermek üzere 1892 yılında İstanbul’a getiriyor. Padişah Abdülhamit, Yamada’ya büyük ilgi gösteriyor. Yamada ülkemizi seviyor. Birkaç haftalığına geldiği Türkiye’de tam 22 yıl kalıyor. İstiklal Caddesi’nde Nakamura adlı Japonya’dan ithal ürünler satan bir mağaza açıyor. Sarayın müdavimi oluyor. Müslüman olup Abdülhalil Yamada Paşa unvanını alıyor. Abdülhamit onun Türkçe dersi almasını sağlıyor. Yamada’nın da Türk subaylarına Japonca dersi vermesini istiyor. 7 subay Yamada’dan Japonca dersi alıyor.
1914 yılında Birinci Dünya Savaşı patlayınca Yamada Paşa ülkesine dönüyor... Türkiye’yi ancak 17 yıl sonra, 1931 yılında Türk - Japon Dostluk Derneği Başkanı olarak

Yazının Devamı

Tuhaf manzara

22 Ocak 2011

Yandaş basın Gölcük Donanma Komutanlığı’nda bulunan belgeleri manşetten veriyor:
Taraf: Balyoz’un hedefinde dört cami vardı.
Yeni Şafak: Balyoz’un kaçacak yeri kalmadı.
Zaman: Balyoz’un inkâr edilecek hali kalmadı.
Basının diğer kısmı konuya uzak duruyor.
Yandaş medya var gücüyle “Balyoz Planı’nı içeren 11 No’lu CD düzmecedir” tezini çürütme çabasında.
Bu tezin sahibi kim? Çetin Doğan’ın kızı Pınar Doğan ve damadı Dani Rodrik... Onlar “cdogangercekler.wordpress.com” blogunda Gölcük’te ortaya çıkan belgelerin hiçbir şey ifade etmediğini, muhtemelen onların da düzmece olduğunu yazıyorlar. Ancak yandaş medya nedense onların savlarına hiç yer vermiyor.

Yazının Devamı

Blogdan duyuru!

21 Ocak 2011

Dışişleri Bakanlığı 2 Ekim 2010 günü sınavla 100 aday meslek memuru aldı. Yapılan sınavın nasıl bir sınav olduğunu CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’ten dinliyoruz.
- Bu tür sınavların duyurusu normal olarak ya gazetelerde ya da Bakanlığın resmi internet sitesinde yer alırdı. Bu defa duyuru duyulmadı. Dışişleri’nin sınav duyurusunu nerede yayınladıklarını bir soru önergesiyle Bakan Ahmet Davutoğlu’na sordum, “İlgili müsteşar yardımcısının bloğunda yayınlandı” diye yanıt verdi. Sadece bu yanıt bile tam bir skandaldır.
- Bu kadar mı?
- Bakanlığın bir sınav yönetmeliği vardı. Yeni bir yönetmelik çıkardılar. Ve sadece 7 gün sonra müsteşar yardımcısının bloğunda bu yönetmeliğe göre yapacakları sınavın duyurusunu yayınladılar. 2010 yılına kadar mülakata girecek adayların isimleri kamuoyu ile paylaşılır, sınavda sorulan sorularla yanıtları açıklanırdı... 2 Ekim’de yapılan sınavla beraber bütün bunları kaldırdılar. Kapalı kapılar ardında, kazananların önceden belirlendiği şaibeli sınav yaptılar. Düzgün sınav yapan bir tek Dışişleri Bakanlığı kalmıştı. Kadrolaşma uğruna orayı da kendilerine benzettiler.
- Şimdi ne olacak?
- Bakan beye kuşkularımı dile getirdim. Cevabını

Yazının Devamı

Tekyumruk!

20 Ocak 2011

TT Arena’daki protestonun faturası Galatasaray’ın “Tekyumruk” adlı taraftar grubuna çıkarılmak isteniyor. Dünkü gazetemizde bunun haberini okumuşsunuzdur.Galatasaray’ın adı en duyulan taraftar grubu “Ultraaslan” son olayda Adnan Polat’ın yanında yer alınca Galatasaray camiasında prestij kaybına uğradı. “Ultraaslan”ın yerini alacak gibi görünen “tekyumruk”un nasıl bir grup olduğuna gelince... En büyük özellikleri; sadece stadyumda değil, stadyum dışında da var olmaları...Örneğin 1 Mayıs yürüyüşünde grup, “Tekyumruk” pankartı arkasında Taksim’deydi. TÜMTİS’e üye oldukları için işten atılan ve altı aydır UPS Kargo önünde direnen işçilerin yanındaydı. UPS işçilerinin çağrısı üzerine Taksim’de yapılan yürüyüşte ön saftaydı. “Bizim sesimiz sadece sahalarda değil, işçilerin, emekçilerin yanında da yankılanır” diyen grup geçenlerde Hakkâri’deydi. Çimenli köyünün ilköğretim okuluna kütüphane kazandırdılar. Çocukları sarı - kırmızı kaşkollarla, formalarla sevindirdiler. Aslantepe’nin inşaatında Gökhan Yavuz ile Raşit Ez adlarında iki işçi, iş kazası sonucunda hayatlarını kaybetmişlerdi. “Tekyumruk” bu iki emekçinin isimlerinin yaşatılması için imza kampanyası başlattı. Özetle

Yazının Devamı

ÇYDD davası...

19 Ocak 2011

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Aysel Çelikel dün yaptığı basın toplantısında 22 yıldır fedakâr üyelerinin katkısıyla ülkeye hizmet veren bu asil kuruluşun başarılarını ve üzüntülerini açıkladı...
Bu yıl ÇYDD 21 bin 753 ilköğretim ve lise öğrencisiyle 2 bin 868 üniversite öğrencisine aylık eğitim bursu veriyor. Bugüne dek temelinde emeği olan okul ve yurtları saymıyoruz...
Geçiyoruz ÇYDD ile ilgili davaya... Başkan Aysel Çelikel diyor ki:
“Biz sürmekte olan bir yargılama ile ilgili olarak delilleri kamuoyu önünde tartışmak gibi bir âdet ve alışkanlık içinde değiliz. Ancak gelişen süreçteki hukuksuzluklara da hukuksal bir sonuç bağlamak zorundayız. 14 Ocak akşamı davamız ile ilgili olarak TRT ekranlarında yarım saatlik program yapılmış, bazı kişiler tanık olarak kamuoyuna açıklamalarda bulunmuşlardır. Yani yargılama devlet organı TRT ekranlarında başlamıştır. Yanlı olarak hazırlanan programda, şüpheliler mahkum edilmişlerdir bile.
Prof. Çelikel devam ediyor:
- CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddianamede şüpheli gösterilen arkadaşlarımızdan birini aramasının dahi ekler arasında yer alması olayın ciddiyetsizliğine delildir. Cumhuriyet

Yazının Devamı

Stadyum ıslıkları...

18 Ocak 2011

Türk Telekom Arena’ya 300 provokatör sızmış da, açılıştaki protestoları onlar başlatmış. Uydurmayın... Protestoların başlaması için provokatöre ihtiyaç yoktu. TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın konuşması yeterliydi. Bay Bayraktar:
“G.Saraylı yöneticiler Ali Sami Yen’deki görevlerini yerine getirmediler” diye söze başlayıp eski Başkan Rahmetli Özhan Canaydın’a dil uzatınca protestolar başladı... Sıra AKP propagandasına gelince protestolar yoğunlaştı. Kaldı ki bunun evveliyatı da vardı... Konuşmalardan önce seyircilere izletilen TOKİ’nin hazırladığı video ile AKP propagandası yapıldı, “70 yılda yapılmayanlar 7 yılda yapıldı” sözleriyle AKP iktidarı övüldü, araya Başbakan’ın mitinglerinden konuşmalar serpildi. Az tahrik mi bu?
Şu doğru... Eğer Başbakan ağırlığını koymasaydı bu stat bu tarihte bitirilemeyecekti... Bunun için teşekkürler... Ancak Başbakan ve çevresinin stadın parasını ceplerinden vermişler gibi konuşmaları GS’ı rahatsız ediyor. Harcadıkları halkın parasıdır. Üstelik GS stadın 460 trilyon lirasını Ali Sami Yen’i vererek ödemiş durumda.
Odatv GS seyircisinin ıslıklarının ardındaki psikolojiyi şöyle yorumluyor:
“Çünkü her şeyden çok sevdikleri Türkiye’leri var!
GS’a

Yazının Devamı

Alkol ve ibadet

16 Ocak 2011

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun hazırladığı taliban yönetmeliğine CHP ne diyor, diye soran okurları bilgilendirelim... Konu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Sakarya gezisine çıkarken soruldu... “Gençleri kötü alışkanlıklardan, içkiden uzak tutmak güzel bir şey” dedi Kılıçdaroğlu, ancak, bunun “hayatı sınırlandırmaya yönelik çabalara dönüşmemesi gerektiğinin” altını çizdi.
Söz içkiden açılmışken İran’a uzanalım...
Humeyni Devrimi’nin ülkede yeni bir hayatı başlattığı yıllarda İran’da bir aileye soruluyor:
- Devrim hayatınızda neyi değiştirdi?
Aile yanıtlıyor:
- Eskiden dışarda içer evde ibadet ederdik, şimdi evde içiyor dışarda ibadet ediyoruz...
* * *

Yazının Devamı