CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, son günlerde İzmir’de dört nikâha davetli ya da şahit olarak katılmış. Anlatıyor.
“Biliyorsunuz, nikâhı kıyan memur önce kadına sonra erkeğe, falanca kişiyi eş olarak kabul ediyor musunuz, diye sorar. Gelen yanıt ya sadece ‘evet’ ya da ‘evet, kabul ediyorum’ olur. Katıldığım dört nikâhın hiçbirinde çiftler bu soruyu yanıtlarken ‘evet’ sözcüğünü kullanmadı. Tamamı, ‘kabul ediyorum’ dedi. Sorunca öğrendim ki, çiftler referanduma kadar ‘evet’ sözcüğünü mümkün olduğunca kullanmama kararı almışlar. İzmir’de gençler ve halk konuya bu kadar hassas yaklaşıyor.
Anlaşıldı, bu iktidar döneminde yandaş basına rahat yok... Askeri terfi ve tayinleri istedikleri şekilde hallettikten sonra biraz rahatlamaları beklenirken şimdi de hukukçuların tayin ve terfileriyle uğraşmak zorunda kaldılar...Haldun Ertem
Eğlenceli eylem...
Biliyorsunuz, Başbakanlık binasının değil önünde, yakınlarında bile eylem yapmak yasaktır. Eylem tek kişilik dahi olsa çevredeki polisler hemen harekete geçer... Eylemciyi yaka-paça, kimi zaman da tekme-tokat derdest ederek eylemi önler.
Önceki gün Başbakanlığın önünde yine bir eylem vardı. Eylemci sadece bir kişiydi. Eylemini rahatça
İstanbul Avrupa Yakası Elektrik Dağıtım ihalesi 2.9, Gediz Elektrik Dağıtım ihalesi 1.9 milyar dolarla sonuçlandı. “Hazine’ye beş milyar dolar gelecek”, haberleri bir ekonomik mucize yaratılmış gibi yansıyor sütunlara. Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Cengiz Göltaş, o ölçüde iyimser görünmüyor:
- Bu özelleştirme elektrik fiyatlarında ciddi artışların habercisidir.
- İyi ama elektrik fiyatlarını Enerji Piyasası Denetleme Kurulu belirlemiyor mu?
- O hiç önemli değil. Çünkü elektrikte uygulanan politika; maliyet bazlı fiyat politikasıdır. Dağıtım şirketleri satın aldıkları elektriğin fiyatına kendi işletme giderlerini, kayıp - kaçakları, yaptıkları yatırımın bedelini, o yatırım için aldıkları kredileri, o kredilerin faizini şişirerek eklerler. Sonra da elektriğin maliyeti bu oldu deyip, maliyet bazlı fiyat politikası sayesinde misliyle tüketiciye yansıtırlar. Özelleştirmenin fiyatları artıracağını Tayyip Erdoğan bile kabul ediyor. Hatırlarsanız geçmişte 21 dağıtım şebekesinin özelleştirme ihalesi yapılırken vatandaşa aynen, özelleştirme yapıldıktan sonra daha çok ağlarsınız, demişti... Yine hatırlarsanız bu nedenle özelleştirme seçim sonrasına ertelenmişti.
- Bu son iki
Huzur ve sükun ülkesi Makedonya’da birkaç gün geçirdikten sonra “Elveda Rumeli” dedik, kürkçü dükkânımıza, yani “cinnet vatanımız”a döndük. Gezip gördüğümüz Üsküp ve Ohrid’de dört bir milletten insan; Türkü, Arnavutu, Makedonu, Sırpı, Romanıyla sakin şekilde yaşıyor... Herkes uygar ve nazik... Gazetelerde cinayet, hırsızlık, trafik kazası, mayın patlaması, hayat pahalılığı haberlerini arayın ki bulasınız... Döner dönmez bizim basına gömüldük. Gömülür gömülmez ne gibi haberlerle mi karşılaştık? Mesela:
* Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’na, “İmanımızı ölçecek kalibrede değilsin” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a yanıtı, “Recep Bey aynaya baksın” oldu.
* Gaziantep’te kalaşnikoflu kutlama yapan damat babasını ve iki halasını öldürdü.
* Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na “Memur Kemal” dedi. Kılıçdaroğlu, “Memurum ama kalpazan değilim” diye cevap verdi.
* Devlet Bahçeli, “Tayyip Erdoğan’ı Yüce Divan’a göndermeyen namerttir” şeklinde konuştu.
* Nusaybin’de mayın tuzağı: 3 şehit.
Tahliye edilen 9 tutuklu iç kapıdan geçip nizamiyeye vardıklarında, jandarma tarafından durduruldu ve “gelen emirle tekrar tutuklandıkları” yüzlerine okundu.
Emekli generaller daha önce başlarına geldiği için buna hiç şaşırmadılar, dışarda kendilerini bekleyen yakınlarına el sallayıp tekrar cezaevine döndüler.
Onlardan beş dakika önce tahliye edilen bir sanık, cezaevi kapısından bidiği taksi ile son sürat evine koşarken telefonu çaldı... Karşıdaki ses:
“Hemen cezaevine dön, savcı tahliyene itiraz etti, tekrar tutuklandın.”
Adam: “Evime 100 metre kaldı, gidip bir torunumu göreyim” dediyse de karşı taraf” “Anlamam 1 saat içinde cezaevine dönmezsen yakalama emri çıkar” diyerek telefonu kapattı.
Bazan tahliye edilenler yarım saat sonra içeri alınıyor, bu alanda bir dünya rekoru kırılıyordu.
Bu işten vatandaş da rahatsız olmuyor: “Adalet 30 - 40 sene gecikmeyle de olsa mutlaka tecelli edecektir” diyerek engin teselli buluyordu.
Eveeet mi, hayııır mı, söyle bana nedir senin cevabın?
Referandum şarkımız bu olmalıydı...
AKP anket düzenlemiş, ankette “hayır” sayısı “evet”i geçince yayından kaldırmış... AKP mantığına çok uygun...
Demokrasi bize çalışıyorsa demokratızdır, yoksa diktatör...
Anketler yapılıyor, Anayasa’da neyin değişeceğini bilenlerin oranı yüzde 15’i geçmiyor.
Demek yüzde 85, referandumda neye evet, neye hayır dediğini bilmeden oyunu kullanacak...
AKP muazzam fonlarla.. Satın aldığı aydınlarla.. TRT ve özel kanallarla “evet” için saldırıyor...
Pars ailesi tarafından yıllar önce hastane yapılması için Sosyal Sigortalar Kurumu’na bağışlanan arsa nasıl döndü dolaştı İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Kavurmacı’nın portföyüne girdi.
Öyküsünü Sözcü’de Tuncay Mollaveisoğlu yazdı...
İstanbul E- 5 üzerinde, eski Cennet otoparkı olarak bilinen 95 dönümlük arsayı deve yapmak için önce bu işlerin erbabı TOKİ devreye girdi. Arazi Sosyal Güvenlik Kurulu’ndan TOKİ’ye geçirildi. TOKİ hastane için ayrılmış arsaya lüks konut ve ticaret merkezi öngören bir plan yaptı. Başkan Topbaş, plan değişikliğini Meclis’e gönderdi. Bu sırada Belediye’nin Planlama Müdürlüğü, plan değişikliğine karşı çıktı ama kim dinler. İmar Komisyonu jet hızıyla plan değişikliğine olumlu görüş verdi. Değişiklik İBB Meclisi’nde eşine az rastlanır bir süratle oy çokluğu ile kabul edildi. TOKİ, hemen ihaleye çıktı ve ihale İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın başını çektiği bir grubun üstünde kaldı. Gül - Keleş- Metal Yapı- K Grup ve Aydınlı Grup ortaklığının 210 milyon lira bedelle aldığı ihalede; K Grup ile Topbaş’ın damadı Kavurmacı’nın arsa payı yüzde 50’nin üzerinde.
Arsanın gerçek değerinin 210 milyon liranın çok üzerinde
Sonar Araştırma Şirketi tarafından önceki gün açıklanan “Türkiye Siyasi Eğilimler ve Beklentiler Araştırması, Temmuz-2010” anketine basınımız dün fazla ilgi göstermemişti..
Birçok gazete anketi görmezden gelmişti.
SONAR araştırmasına göre CHP bu ay AKP’yi geride bırakarak yüzde 33.45 oy oranıyla birinci parti oldu.
Ortada seçim yokken yapılan anketlerin fazla kıymeti harbiyesi yoktur...
Ama uzun yıllardır ilk kez bir ankette CHP AKP’yi geride bırakıyordu.
Bu kadarı bile haber değil mi?
Ankette, katılımcıların yüzde 29.87’si “CHP”, yüzde 27.80’i “AKP”, yüzde 13.83’ü “MHP” dedi.
Dünyanın umutlarla başladığı dünkü güne bizler Çukurca’da 6 şehit 12 yaralının acısıyla uyandık.
Ülkenin Güneydoğu’sunda tek kale savaş var.
Teröristler saldırıyor...
Türk ordusu savunmada bekliyor..
O yüzden sürekli kurşunu yiyen taraf oluyor.
Akşamları televizyonlarda taviz pazarı açılıyor:
- Anayasa’dan Türk sözcüğünü çıkaralım...