Anayasa çağrısı

13 Aralık 2007

Açık Pencere Prof. Batum son 25 -30 yılda pek çok ülkenin anayasalarını yenilediğini anımsatırken dedi ki:- AKP'nin yöntemiyle anayasa yapmış tek bir ülke yoktur... Tüm yurtaşların sahipleneceği ve kendini bağlı hissedeceği bir anayasa ancak tüm kesimlerin yapım sürecine katıldığı bir yöntemle ortaya çıkabilir. Prof. Uygun dedi ki:- Önümüzdeki 50 yıla damgasını vuracak bir anayasayı günlük siyasetin etkileri altındaki TBMM yapamaz... Anayasayı ancak halk tarafından seçilecek bir kurucu meclis yapabilir..Anayasa hazırlama yöntemi reddedilmekle birlikte "Anayasa Uzlaştırma Platformu" yine de bir ilkeler demeti hazırlıyor... Ergun Özbudun tasarısında yargı bağımsızlığının gözardı edildiği hatırlatılarak yeni anayasada yargı bağımsızlığına özel önem isteniyor. Laiklikten geri adım atılmaması büyük özenle vurgulanıyor. Sosyal devlet, kadın erkek eşitliği, çoğulculuk gibi konularda Özbudun tasarısının yetersizliği kaydediliyor, çağdaş ilkelerin anayasaya girmesi isteniyor. Halk tartışmalara katılmaya ve katkıda bulunmaya çağrılıyor... Sivil toplum kuruluşları ve hukukçuların oluşturduğu "Anayasa Uzlaştırma Platformu" dün bir basın toplantısıyla kendini tanıttı... Prof. Süheyl Batum ve

Yazının Devamı

Köşk tayinleri...

12 Aralık 2007

Açık Pencere TRT ve YÖK'e yapılan atamalara bakıyoruz... Bu iki üst düzey görevlinin ortak yanı sadece AKP'ye güven veren niteliklere sahip olmalarıdır...Yeni TRT Genel Müdürü maalesef hiçbir yayıncılık deneyimine sahip değildir. Ama iktidara yakındır. Yeni YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan tek bir gün dekanlık ya da rektörlük yapmış değldir. Çünkü zaten sadece 4 yıllık profesördür. Üniversiteler "bizdendir" diye, 4 yıllık profesörü teslim edilmiştir.Son günlerde iki önemli gelişme daha yaşadık... Sabah ve atv gibi iki büyük yayın kuruluşu ihalesiz olarak iktidar yandaşı bir holdinge verildi... Türk - İş'in başına AKP yanlısı bir isim başkan seçtirildi...Başımızda çeşitli kesimlere ve çeşitli görüşlere saygı duyarak ülkeyi yönetmeye çalışan bir iktidar mı var? Yoksa devlet kuruluşlarını parti kuruluşuna dönüştürerek, medyayı tek sesli hale getirerek, dinci bir tek parti yönetimi kurmayı hedefleyen art niyetli bir kadro mu? Soruyu hâlâ olup bitenden habersiz görünenlere soruyoruz! Cumhurbaşkanı peş peşe iki önemli atama yaptı... TRT Genel Müdürlüğü ve YÖK Başkanlığı... Bunlar geçmişte çok tartışmalara yol açmış makamlar. Bu makamlara atanacak kişilerin geniş kitleyi kucaklayacak, o

Yazının Devamı

Eğitim karnesi...

11 Aralık 2007

Açık Pencere Bakınız, 2002 ÖSS'de öğrencilerin Türkçe net ortalaması 19.4, 2006 ÖSS'de 14.7'ye düşmüş. 2002 ÖSS'de matematik ortalaması 8.73, 2006 ÖSS'de 8.5'e düşmüş. 2002 OKS Türkçe ortalaması 10.48, 2006 OKS'da 8.95'e düşmüş. 2002'de OKS'da sıfır çeken öğrenci sayısı 2.273, 2006 OKS'da sıfır çeken öğrenci sayısı 71.054. Muharrem İnce sözü öğretmen açığına getiriyor: "Öğretmen açığı konusunda toplumu yanıltıyorsunuz. Sizin istediğiniz bir kanalda, istediğiniz bir saatte, öğretmen açığı konusunu tartışalım. Size belgelerle bunu ispatlayamazsam milletvekilliğinden istifa ederim. Ama ispatlarsam siz de Bakanlık'tan istifa edeceksiniz..."Söz geliyor sorulara... İnce'nin ilginç sorularından biri şöyle: "Danışmanlarınızdan, son bir yıl içerisinde Çayyolu'nda 400 milyar liraya daire, 95 milyar liraya Passat otomobil alan var mı? Ben biliyorum kim olduğunu, siz bilmiyor musunuz? Bu parayı nereden kazanmış, bunu araştırmayacak mısınız?"Milli Eğitim'deki bu danışman sadece 2.5 milyar lira maaş alıyormuş. Bakan Çelik bu söylenenlerin hiçbirine cevap vermedi. Veya veremedi. Milli Eğitim Bütçesi'nde CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Milli Bakanı Hüseyin Çelik'ten önce konuştu...

Yazının Devamı

Tasamız anayasa

9 Aralık 2007

Açık Pencere Birinci sorumuz şu; Anayasa neden yenileniyor? 12 Eylül Anayasası zaten onlarca kez değiştirildi, AB ölçütlerine uyduruldu. Şimdi tepeden tırnağa yeniden değiştirilmesi neden?Eğer anayasalar arada bir yenileniyorsa ABD Anayasası neden 220 yıldır yürürlüktedir?Acaba Cumhurbaşkanı Gül Anayasa'nın AKP tarafından yenilenmesine ne diyor?Soruyoruz, çünkü... AKP, 2002 seçimlerinden sonra TBMM'ye oturur oturmaz yine anayasa değişikliği gündeme getirmiş. Bakınız, 28 Kasım 2002 tarihli Milliyet'te o günün Başbakanı Abdullah Gül nasıl bir yöntem öneriyor:- Uzlaşma Komisyonu kurulur. AKP ve CHP o komisyonda eşit sayıda temsil edilir. Meclis gündemine üzerinde anlaşmaya varılan konular getirilir...O gün Prof. Zafer Üskül'e Gül'ün önerisi sorulmuş. Onu da demokrat bulmamış Üskül, demiş ki:- Kabul edilemez... Değişiklikler ortak komisyonda kararlaştırılsa dahi sonunda bu Meclis'te onaylanacak. Her an değişikilik önergesiyle maddeler değişebilir.- Peki ne yapmalı?- Anayasa bir toplumsal sözleşme olduğuna göre, toplumun bütün kesimlerinin mutabakatıyla yapılmalı. Nasıl derseniz... Önce 150 kişilik bir kurucu meclis kurmalı. Bu Meclis'i barajların olmadığı adil bir seçim sistemiyle

Yazının Devamı

Bir garip reform!

8 Aralık 2007

Açık Pencere - Tasarıyla geri alınan hakların bir bölümünü siz geçenlerde yazdınız. Ben ilave olarak birkaç örnek daha vereyim. Emeklilik için gerekli olan prim gün sayısı öylesine artırılıyor ki, pek çok işçi daha şimdiden işverenleriyle, benim emekli olmam zaten mümkün değil, o nedenle sen beni sigortasız çalıştır, parayı paylaşalım, şeklinde pazarlık yapmaya başladı...- Mevcut durum nedir?- Bugün bir işçinin, emekli olurken alacağı maaş hem milli gelir hem de TÜFE'deki artışlar dikkate alınarak belirleniyor. Yeni tasarıda TÜFE'deki artış tamamen devre dışı bırakılıyor, sadece milli gelirdeki artışın yüzde 25'inden pay verilmesi öngörülüyor. Kadın sigortalıların ise neredeyse bütün hakları ellerinden alınıyor. Örneğin, emeklilik yaşları tam aylıkta 58'den kademeli olarak 65'e yükseltiliyor. Emeklilik aylığını hak etmede prim ödeme gün sayısı tam aylıkta 7 bin günden 9 bin güne... Kısmi aylıkta 4 bin 500 günden 5 bin 400 güne çıkarılıyor.- Sağlık sigortasında da değişiklikler var değil mi?- Evet.. Örneğin yürürlükteki yasaya göre isteğe bağlı sigortalı bir kadın için eşinin sağlık sigortasından yararlanma hakkı var. Tasarı bu hakkı kaldırıyor, ona da genel sağlık sigortası ödeme

Yazının Devamı

Sözü olan konuşur

7 Aralık 2007

Açık Pencere Dün Kamer Genç'e bunun sırrını sorduk.. Dedi ki:"İçtüzüğü iyi bilirseniz ve halk adına bir şeyler söylemeye niyetiniz varsa bunun mutlaka bir yolunu bulursunuz. Ben uzun yıllar Başkan Vekilliği yaptığım için iç tüzüğü iyi biliyorum. AKP'liler Kanunlar ve Kararlar Dairesi'ni tam denetimleri altına almışlar. Bir kanun tasarısı Meclis'e geldiğinde bu müdürlüğe gidip bütün söz haklarını kendileri için kapatıyorlar. Ben de bunun üzerine her madde üzerinde önerge veriyorum. Önerge sahibi olduğum için söz hakkım doğuyor. Ya da bakanlara sözlü soru yöneltiyorum. Bakan, soruma üç birleşim yanıt vermeyince yine konuşma hakkım doğuyor..."Özetle... Söyleyecek sözü olan ve 'Meclis yan gelip yatma yeri değildir' diye düşünen her kim olursa kürsüye çıkmayı ve konuşmayı beceriyor... CHP'lisi, MHP'lisi, DTP'lisi, bağımsızı... TBMM'de kendini muhalefet olarak niteleyen milletvekilleri o yüce mekâna kapağı atabilmek için seçim öncesinde deli danalar gibi koşuşturdular. Kapağı attıktan sonra da, pek azı hariç, ortadan kayboldular. Kimisi parti disiplini ortaya çıkmamı engelliyor der.. Kimisi içtüzük istediğimiz şekilde görev yapmamıza izin vermiyor, milletvekilinin tek başına bir şey

Yazının Devamı

Türban teferruat

6 Aralık 2007

Açık Pencere Yakın geçmişte evet önemliydi... Çünkü toplumda siyasal dinselleşmenin su yüzüne vuran görüntüsüydü. Cumhuriyetin aydınlık yüzünü örtüyordu. Çağdaş görüntüyü değiştiriyordu...Ama o nokta çoktan aşıldı...Ülkede gerçekleştirilen "Sessiz İslami devrim" damara girdi. Dört bir yandan ve her zaviyeden görünür şekle geldi... Bu noktadan sonra artık türbana takılmanın alemi yok... Türban, ülkenin hareket ekseninde artık teferruattır...Türkiye bir İslami tek parti diktasına doğru ilerliyor...Yasama ve yürütmeyi tamamen eline geçirmiş olan AKP iktidarı yargıyı, medyayı, meslek kuruluşlarını, spor kulüplerini, sendikaları, kooperatifleri, üniversiteleri özetle tüm güç odaklarını da elinde toplamak için var gücüyle çalışıyor... Altın vuruş ise yeni anayasanın hazırlanıp hayata geçirilmesi ile yapılacaktır...Kimi kiralık demokratlar hâlâ ülkede demokrasiye gidildiğini yaymaya çalışıyor...Kimileri dindarlaşmakta olduğumuzu sanıyor...Oysa "din" diye kitlelerin kafasına geçirilen şey dinden başka bir şey...Her türlü yolsuzluğu görmezden gelen, yüksek faizle milleti uluslararası para babalarına soyduran, Irak'taki Müslüman kardeşlerine karşı kaliamcı ABD ile kol kola giren bir

Yazının Devamı

İstanbul bereketi

5 Aralık 2007

Açık Pencere Küçük bir örnek...Haber sütunlarımızda Mehmet Demirkaya'nın haberinde de okuyacaksınız... Metropolitan Sağlık A.Ş. adlı şirket İstanbul Göztepe'de, Ankara yolunun hemen yanı başında Karayolları'na ait 12 dönüm araziye göz koyuyor. Arazi, Karayolları Koruma Alanı içindedir. Ankara'da Bayındırlık Bakanlığı'nın girişimiyle arazi plan dışına çıkarılıyor. Karayolları araziyi 7,6 trilyona Metropolitan'a satıyor.Arazi aynı zamanda İSKİ Dere Koruma Kuşağı içinde ve Yerleşime Önlemli yani deprem risklidir. Park ve idari tesis dışında inşaat yapılmasına izin yoktur.Metropolitan şirketi bu alana üç emsal (36 bin M2) inşaat yapmak üzere plan tadili isteğiyle Anakent'e başvuruyor. Anakent Belediyesi Planlama Müdürlüğü istenen inşaat yoğunluğunu sakıncalı buluyor. Emsal yanında bodrum katlara sınırsız imar izni istenmiştir. İBB Planlama Müdürlüğü bu talebe de karşı çıkıyor.Ama hepsi boşuna... Anakent İmar Komisyonu ve Anakent Meclisi, Planlama Müdürlüğü'nün kesin itirazına rağmen, istenen üç emsal yapı ve sınırsız bodrum iznini geçen hafta sonunda veriyor.350 kişilik Anakent Meclisi'nde sadece CHP'li üye Hüseyin Sağ itiraz ediyor karara... Çark böyle işliyor...

Yazının Devamı