Brisbane'deki biz

2 Ocak 2008

Açık Pencere Brisbane'da yaşayan okurumuz Necip Kültür'ün bildirdiğine göre... Eyaletin en büyük gazetesi olan "The Courier Mail"in pazar baskısı olan "The Sunday Mail"de geçen pazar günü bir test yayımlandı. Testin 22. sorusu aynen şöyleydi:"İşinizi yaptırmak için aşağıdaki ülkelerden hangisinde büyük bir ihtimalle bir devlet görevlisine rüşvet vermeniz gerekmektedir? a) Kolombiya b) Türkiye c) Finlandiya"Doğru yanıt olarak "b" gösterilmiş, sebebi de şöyle açıklanmış:"Türkiye, Dünya Yolsuzluk Endeksi'nde 77. sırada bulunan Kolombiya'nın önünde 59. sıradadır. Finlandiya ise dünyada en az yolsuzluğun olduğu ülkedir..."Görüldüğü üzre... Rüşvet deyince adımız uyuşturucu cenneti Kolombiya'nın da önünde geliyor... Ünümüz bu yönde yürüyor.AKP iktidarı 5 yıldır işbaşında... Başbakan hortumları kestiğini her yıl birkaç kez açıklıyor... Hortumlar kesiliyor ama yasa dışı para bir takım ceplere akmaya devam ediyor... Demek ki.. Hortumların kesildiği falan yok... Üstelik adımız dünyada "Müslüman ülke" olarak da geçiyor.Herhalde din ile ahlakın aynı temele oturduğunu bilen dünyalılar bu duruma da şaşırıyordur...Ne bilsinler bizde bazılarının, Müslümanlığı, yolsuzluğun kamuflajı olarak

Yazının Devamı

Yılbaşı klasiği

1 Ocak 2008

Açık Pencere "Bugün toplumumuzda yılbaşı kutlaması adı altında düzenlenen eğlence ve toplantılar kültürel ve geleneksel bir temele sahip değildir."Şimdi de Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu'nun dünkü gazetemizde yer alan yılbaşı kutlamalarına ilişkin demecinden iki cümleyi dikkatinize sunalım."Bugün dünyada yılbaşı kutlamaları dinsel bir bağlamdan öte kültürel bir anlam ifade etmektedir. Dolayısıyla yeni yıl kutlamaları işçi bayramı, doğum günü kutlamaları gibi evrensel kültürün bir parçası olarak üretilen ve geliştirilen, sonuçta bütün insanlığa mal olan olumlu bir davranış biçimi olarak görülmelidir."* * *Diyanet İşleri Başkanlığı her zaman olduğu gibi olayı çağdaş bir gözlükle yorumluyor. İstanbul Müftülüğü ise ortamı geriyor. Hatırlarsınız, 1994 yılında kimi dinci örgütler, açık açık yılbaşına yönelik tehditler savuruyordu. Yeni yıla bir gün kala, 30 Aralık'ta Taksim The Marmara kafede patlayan bomba değerli arkadaşımız Onat Kutlar ile Arkeolog Yasemin Cebenoyan'ın hayatına mal olmuştu... Aradan bunca yıl geçti "Yılbaşı gavur adetidir, o gece çok eğlenmeyin" kampanyası hâlâ sürüyor... Vatandaş yılda bir gün kendince eğlenecek... Bazıları o geceyi gerginleştirmeyi iş

Yazının Devamı

Yeni bir yıl...

30 Aralık 2007

Açık Pencere Yaşadığımız her yıl önemlidir... Ama içinden geçtiğimiz 2007 yılı sanırız cumhuriyet tarihinin en önemli yılıydı... Bir dönemeç ve karar yılı... Bir yol ayrımı belki...Seçimi laiklik ve cumhuriyeti farklı tanımlayan bir parti kazandı. O partinin ikinci adamı Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne yerleşti. Bu gelişmeden tedirginlik duyan yüz binler cumhuriyet mitinglerinde meydanları doldurdu... Ancak meydanlar sandığa beklendiği kadar yansımadı...İktidar partisi kadrolaşmada pervasız.. İktidar yanlısı "aydın"lar ülkenin demokrasiye gittiği iddiasında.Laik cumhuriyetçi aydınlar ise bir karşı devrim gerçekleştiği inancında...Gidilen yolun Türkiye'yi din devletine götürdüğü endişesi saklanamaz boyutlarda.Yeni yılda âdettir...Herkes herkese bol şans, mutluluk, barış dileğinde bulunur...Biz de yeni yılda herkese bol bol demokrasi, cumhuriyet, aydınlık, laiklik, çağdaşlık, özgürlük diliyoruz... Kimse kimseyi soymasın, açlık sınırında insan kalmasın... Gençler gönlünce okusun, herkes çalışsın, üretsin, emeğiyle geçinsin... İnsanlar onuruyla, gururuyla yaşasın... Herkes mutlu olsun...Çok şey mi istiyoruz... Yarın akşam yeni bir yıla daha giriyoruz sevgili okurlar... Geçmişte Erdoğan'ı

Yazının Devamı

Hük-İş sahnede...

29 Aralık 2007

Açık Pencere Eğer 4 kişilik bir ailenin bireyleri her gün üç öğün sadece ikişer simit yeseler, aylık 540 YTL ediyor... Asgari ücret yetmiyor.Türk-iş'in internet sitesine göz atıyoruz...Bu ay itibarıyla 4 kişilik bir ailenin aylık mutfak gideri (Açlık Sınırı) 688 YTL'dir...4 kişilik ailenin mutfak maliyeti bir yıl öncesine göre yüzde 11 artmış...Bir asgari ücretlinin "yalnızca mutfak masrafları"nı geçen yıl düzeyinde karşılayabilmesi için 73 YTL zam alması gerekiyordu...Oysa bunun beşte biri kadar zam alabildi.Türk İş'in araştırma raporlarında ücretlilerin durumunun kötüye gittiği belirtiliyor. Ne var ki, Asgari Ücret Komisyonu'nda üye olan Türk-İş'in temsilcileri orada hiç verilen rakama itiraz etmediler. Çünkü Türk İş'in uzmanları gerçeklere göre rapor veriyor, yöneticileri ise iktidara yamanmış durumda. Uzun yıllardır ilk kez Türk-İş karara şerh koymadı. Türk-İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel bu durumu "Ülkenin gerçekleri göz önünde bulundurularak bu şekilde tespit ettik" diye açıkladı..Disk ve Hak-İş asgari ücretle ilgili ağır eleştiriler yaparken Türk İş'ten hiç ses çıkmaması bir yana, yönetimin asgari ücreti destekler tavır alması üzerine CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu

Yazının Devamı

Süslü cümleler

28 Aralık 2007

Açık Pencere - Senin kız ne yapıyor?- Benim kız çok başarılı... Müdürün sekreteri oldu. Müdür kendisine güzel bir daire kiraladı. Bir de otomobil aldı. Kızı ara sıra görüyoruz.. Çok mutlu maşallah... Senin kız ne oldu?- Bizimki de seninki gibi bir müdüre metres oldu ama ben senin kadar güzel anlatamıyorum...Fıkrayı televizyonlardaki oturumlarda entelektüel zevatı dinlerken hatırlıyoruz. Laik cumhuriyetin din devleti modeline gidişini öyle süslü kelimeler öylesine fiyakalı cümlelerle anlatıyorlar ki.. Sanırsınız pupa yelken nurlu ufuklara yelken açmış durumdayız...Neymiş durum mesela:"Çevre merkez ekseninin kırılması sonucu siyasetin yeni arayışlara girmesi...""Farklılıkların temsili esasına göre toplumun yeniden inşası...""Sistemin dışında tutulmuş kesimlerin sisteme dahil olmasının yarattığı değişim süreci..." vs..vs..Bazıları bir kabuk değişiminden söz ediyor. Kabuk falan değil.. Toplumun resmen beyni değiştiriliyor... Laik cumhuriyet, Atatürk, bilim, çağdaşlık gibi kavramlar alınıp yerine orta çağ kavramları yerleştiriliyor.Ana okullarından başlayarak edilgin, çağdaş değerlere yabancı bir insan tipi yetiştiriliyor.Ülke şeriat toplumuna dönüşüyor.Din devleti modeline doğru

Yazının Devamı

YÖK'ün acelesi

27 Aralık 2007

Açık Pencere Prof. İsa Eşme, bu göreve iki buçuk yıl önce YÖK Genel Kurulu'nda yapılan seçimle geldi.Eşme'yi görevden alma yetkisi YÖK Başkanında değil, YÖK Genel Kurulu'nda... Başkan Özcan bu yüzden baskıyla istifa zorlaması yapıyor.YÖK'te 17 Ocak'ta Cumhurbaşkanlığı kontenjanından iki üyenin görev süresi doluyor. Cumhurbaşkanı Gül kendine yakın iki yeni isim atadığında Genel Kurul'da denge iktidar lehinde değişecek. YÖK Başkanı Özcan, YÖK'te çoğunluğu ele alacağı 17 Ocak sonrasında YÖK Genel Kurulu'nda oylama ile İsa Eşme'nin görevden alınmasını sağlayabilirdi.Ancak anlaşılan çok acelesi var. Genel Kurul'u bekleyemedi...Bu arada YÖK'de önceliğin işlerin yürümesi değil kadrolaşma olduğu bir kez daha görülüyor.Eğer işlerin yürümesi öncelik olsaydı Prof. İsa Eşme ilk YÖK Genel Kurulu'na kadar görevde bırakılırdı. Çünkü bütün eğitim ve öğretim faaliyetleri İsa Eşme'nin denetiminde yürüyor. Eşme'nin görevden alınmasıyla işler büyük ölçüde aksayacak. Nedense böylesine acelesi var YÖK Başkanı'nın... İşlerin aksamasını göze alacak kadar acelesi... YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, Başkanvekili Prof. İsa Eşme'nin imza yetkisini dün itibarıyla aldı. Böylece Eşme Başkanvekili

Yazının Devamı

Meclis'e hediye

26 Aralık 2007

Açık Pencere - Müdürümüz geçen gün bizi odasına çağırdı, bir kâğıt imzalattı. Bu nedir diye sorduk? Evladım dedi, kamu görevlilerinin hediye almasını yasaklayan bir yönetmelik var. Siz de imzanızla bu yönetmeliğe uyacağınıza dair söz vermiş olacaksınız. Ki, yarın içinizden biri, benim yönetmelikten falan haberim yok demesin... İmzalarımızı atıp odadan dışarı çıkınca arkadaşlara, size bugüne kadar hiç tanımadığınız kişilerden, şirketlerden hediye geldi mi, diye sordum. Tanıdıklarından bile gelmemiş. Ama büyüklerimizin biz odacıları 'hediye!' verilebilecek memurlar arasında görmesi yine de gururumuzu okşadı...* * *Hediye deyince... Ekvador Devlet Başkanı Rafael Correa, geçenlerde Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın OPEC zirvesinde, eşi Anne Malherbe'ye yüz binlerce dolar değerinde elmas mücevher hediye ettiğini açıkladı.Mehmet Y. Yılmaz, Hürriyet'te sordu:- Ankara'da olağanüstü iltifat gören Kral Abdullah acaba onu ağırlayan bizim devlet yetkililerinin eşlerine de hediye getirdi mi? Getirdiyse hediyeler nereye kaydedildi?Bir hafta oldu, yanıt yok... TBMM'de hizmetli statüsünde... Halk arasındaki deyişle odacı olarak çalışmakta olan bir personel anlatıyor: Erdoğan,"8 milyon aileye

Yazının Devamı

Unutkan gençler!

25 Aralık 2007

Açık Pencere Ancak bir konu canını sıkmış. Çünkü eğitimlerine ya da iş bulmalarına yardımcı olduğu birkaç gençten hiç mesaj gelmemiş... İki kelimelik zahmete girmemişler...Evet genelde teşekkür özürlüyüzdür. Nankörlük de yaygındır. Ama Arthur Schopenhauer'in o tespitini de akıldan çıkarmamak gerekir... Der ki büyük filozof:"İnsan yardım ettiği kişileri sever. Ne var ki, yardım alanlar borçlu kaldıkları kişileri hatırlamak değil, unutmak isterler. Çoğu kez unuturlar da."Bu izah dostumuzu teselli etti ama.... "Yine de insan bir teşekkür bekliyor" demeden duramadı...* * *Hâlâ iyiliğine karşılık bekleyen dostumuza bu defa da Aurelius'tan birkaç satır aktardık:"İyilik etmekle kendi doğana uygun olarak davranmış olman sana yetmiyor mu da bir ödül bekliyorsun karşılığında? Gözün gördüğü için ya da ayakların yürüdükleri için senden ödül istiyorlar mı? Bunların kendilerine özgü işlevlerini yerine getirmek için yaratılmış olmaları gibi, iyilik yapmak için dünyaya gelmiş olan insan da iyi bir eylem yaptığında yalnızca varoluş nedeninin gerektirdiğini yapmıştır.." Dostumuz, "Kurban Bayramı'nda o kadar çok kutlama mesajı aldım ki doğrusu böyle şeylere önem vermeyişime rağmen yine de çok mutlu

Yazının Devamı