Savaş Dinçel...

21 Aralık 2007

Açık Pencere İyi oyunculuğu yanında iyi karikatür sanatçısıydı...İyi bir toplum, iyi bir ülke yaratmaya katkı için didindi durdu...Öyle ufak tefek gereksiz şeyleri dert etmezdi. Acaba neye üzüldü, kalbini nelere yordu...Yoksa ülkenin son manzaraları mı paraladı yüreğini... Bilinmez... Yalnızca iyi bir sanatçı değil... İyi bir adam, iyi insan, iyi aydındı Savaş... Başta kadim arkadaşı Müjdat Gezen olmak üzere tüm dostlarına ve bir iyilik meleği olan eşi Sumru Dinçel'e başsağlığı ve sabırlar diliyoruz...Görüştüğümüz zamanlarda bize başından geçen gırgır olayları anlatırdı... Geçmişte bu sütunda anlattığımız bir olayı onun anısına saygı ile iliştirelim buraya...* * *"Kurtuluş" filminde İsmet Paşa, "Bizimkiler" dizisinde "Şükrü Bey" rolünde izlemiştik onu...Kurtuluş dizisinin İsviçre Lozan'daki sahneleri çekiliyor. Çekime ara verildiğinde Savaş Dinçel bir ara çekimlerin yapıldığı tarihi otelin kapısına çıkıyor... Nefesleniyor.O sırada bir ana, baba ve 10 yaşındaki erkek çocuktan oluşan Türk ailesi otele girmekte...Çocuk, Savaş Dinçel'i kapıda görür görmez babasını dürtüyor:- Baba otelin kapıcısına bak, amma da Şükrü Bey'e benziyor... Pop Star yarışmasında jüri üyeliği yapacak olan

Yazının Devamı

Ankara'dan mesaj!

20 Aralık 2007

Açık Pencere Birlikte okuyalım:"Sayın Yazar,Değerli sanatçımız Fazıl Say'la ilgili gelişmeleri Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan da yakından izlemektedir.Sayın Başbakan saatler önce Sayın Fazıl Say'la telefon bağlantısı kurarak görüşmüş ve kaygılarını giderici beyanlarda bulunmuştur.Sayın Başbakan toplumda maalesef yersiz endişeler oluştuğunu, Sayın Fazıl Say'ın geleceğe ilişkin kaygılarının dayanaksız olduğunu, Türkiye'de demokrasi ve özgürlüklerin azalmayıp tersine çoğaldığını, her yurttaşın bugünü ve geleceğinin güvencede olduğunu, yapılacak yeni anayasa ile tüm yurttaşları, tüm kültür ve görüşleri eşit oranda kucaklayan çağdaş bir anlayışın ülkemize hâkim olacağını anlatmış ve bunun güvencesini vermiştir.Sayın Fazıl Say konuşmanın bitiminde tüm kaygılarının giderildiğini söylemiş, Sayın Başbakan'a teşekkür etmiştir."Not... Tabii ki böyle bir mektup almadık sayın okurlar...Yukarıdaki satırlar tamamen hayalidir. Eğer Başbakanlık'tan böyle mesajlar verilseydi, ülkeye bunca telaş, bunca huzursuzluk hâkim olur muydu? Fazıl Say'ın Alman gazetesine verdiği birkaç cümlelik demeç sonucu adeta lince uğramasını hüzünle izlerken dün bize Başbakanlık'tan hiç beklemediğimiz bir mektup

Yazının Devamı

Fazıl'a öfkeler...

19 Aralık 2007

Açık Pencere * * *Bu ülkede ilkellik ve hoyratlıklara dayanamayarak terk-i diyar eden çok kimse vardır. Her görüşten kişi vardır. Ama hiçbiri Fazıl Say kadar yankı yaratmadı. Çünkü mesele bir piyanistin "giderim" tehdidinden ibaret değildir. Mesele ülkenin yaşanmaz hale gelmekte olduğunu uluslararası bir sanatçının tavizsiz sözlerle seslendirmiş olmasıdır... Diğer aydın ve sanatçılara bakınız... Hiç sesleri sedaları çıkıyor mu? Fazıl Say'ın "Ülke karanlığa gidiyor" uyarısına kaç sanatçı katıldı? Bilvesile anladık ki, sanatçı çoğunluğu da AKP'nin ağzına bakar olmuş. Fazıl'ın sesi hem uyuyanları uyandırdı, hem "her kesin memnun mesut uyuduğunu" düşünen iktidar yanlılarını iğneledi. Telaş o yüzden... Profesör Sedat Çöloğlu yazıyor: "38 yıldır üniversite öğretim üyesiyim. 12 yıldır kızımdan ayrı yaşıyorum. O yılda bir kez bizi ziyarete geliyor, biz de eşimle birlikte yılda bir kez onu ziyarete gidiyoruz. O bir sanatçı... İstanbul'da konservatuvarda bale eğitimi alırken o zamanın Belediye Başkanı, "Bale belden aşağı sanattır" deyince, kızım bir hafta içinde vatanını terk etti. Böylece cinsel dürtülerini sanatla özdeşleştirenleri sessizce protesto etti. Gittiği ülkede konservatuvar

Yazının Devamı

Fazıl'ın çığlığı...

18 Aralık 2007

Açık Pencere Fazıl Say'la geçenlerde konuşmuştuk. Alman basınına söylediklerini aynen bize de söylemişti... Özetle diyor ki:- Bu ülkede cumhuriyetçi kesime yönelik kuşatma artıyor... Böyle giderse ben bu ülkede kalmam, kızımı da alır giderim. Terk edip gitmek lafın gelişi... Fazıl'ın sözleri ülkenin gidiş yönünü gören bir aydının çığlığıdır...Türkiye hızla bir tek parti faşizmine ilerliyor... Cumhuriyetçi - demokrat aydınları bu manzaranın tedirginliğini günbegün yaşıyor... Medyada hayli etkin olan "iktidarın saz takımı" ise şeriata gidişi demokrasiye gidiş gibi göstermek için manevralarla meşgul... Türbanı modernleşme simgesine dönüştürenler bile var...Ne yazık ki bu modernleşmeyi bizler gibi AB de bir türlü göremiyor! Tam tersine bir yuvarlanış gördükleri için kapıyı yüzümüze kapatmanın telaşı içindeler.Vatan gazetesinde dün Şefkat Koleji'nin fotoğrafları vardı. İlkokul öğrencileri türbana sokulmuş. Başı açık kalmamış. Bunlar özgürlük ve modernleşme sayılıyor! Öte yanda tek tek cumhuriyetin kaleleri fethediliyor, devletin kanı değiştiriliyor.Fazıl'ın çıkışı bu karşı devrim hareketine ilişkin uyarı çığlığıydı. Ona, toplumu uyandırdığı, kral çıplak dediği için çok kızdılar...

Yazının Devamı

Köşk sanatçıları

16 Aralık 2007

Açık Pencere "Gülben Ergen, eşi Mustafa Erdoğan, Neşet Ertaş, Yavuz Bingöl, Kıraç ile sevgilisi Ayşe Bilgiç, Osman Sınav, Semih Sergen, Rengin Gökmen, Ezel Akay, Muazzez Ersoy, Tekin Akmansoy, Lemi Bilgin..."Bu listeyi görünce Çankaya'nın sanat anlayışını merak etmiş, dünyaca ünlü piyano sanatçımız Fazıl Say'a resepsiyona davet edilip edilmediğini sormuştuk. Hem Fazıl Say hem menajeri Kadir Dursun'la konuştuk o gün. Davetiye gelmemişti Say'a...Çankaya Köşkü'nden dün açıklama yapıldı: "Davetiyeyi Ankara'daki adresine gönderdik" denildi Kadir Dursun'la yeniden konuştuk. Fazıl Say'ın 10 yıldır İstanbul'da oturduğunu Ankara'da bir adresi bulunmadığını hatırlattı Kadir Dursun... Davetiye hangi meçhule gönderildi acaba?* * *Cumhurbaşkanı Gül, geçenlerde 5 gazeteciyi; Salih Memecan, Ergun Babahan, Emre Aköz, Hasan Cemal ve Mehmet Altan'ı eşleriyle birlikte yemeğe davet etmiş... Vatan'daki haberin sonunda deniyordu ki:"10. Cumhurbaşkanı Sezer de resepsiyonlar dışında Köşk'teki özel davetlerinde bazı gazetecilerle bir araya geliyordu. Sezer'in özel davetliler listesi, İlhan Selçuk, Cüneyt Arcayürek, Mustafa Balbay, Melih Aşık ve Tuncay Özkan'la sınırlıydı."Acaba aynı şey mi? Sayın Sezer,

Yazının Devamı

Memur paralandı!

15 Aralık 2007

Açık Pencere Bu hatırlatmalardan sonra gelelim asıl konuya... İktidarın 2008 için memurlara vereceği zam kesinleşti; yüzde 2 + 2... Buna ilave olarak taban aylıklarına 10 YTL zam yapılacak, yan ödeme almayanlara da ayrıca 20 YTL verilecek.Somut bir örnek verirsek, maaşı halen 1000 YTL olan bir memur önümüzdeki ocak ayından itibaren temmuza kadar 1.030 YTL alacak. Temmuz - Aralık 2008 döneminde aynı memurun eline geçecek para 1.050 lira dolayında olacak.Yapılan zamma sadaka vermek mi denir, yoksa dalga geçmek mi, karar sizin. Ya, memur sendikalarının bu sadakaya, pardon zamma tepkisi mi? Soruyu dün Kamu - Sen ve KESK'e sorduk. Miting, yürüyüş ya da iş bırakma gibi protesto eylemleri düşünüyor musunuz?Gelen yanıt: "Şimdilik böyle bir şey söz konusu değil. Ama ileride olabilir."Memurlar sendika yönetimlerini eyleme zorluyor mu peki? O da meşkuk... İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu yıl suya ortalama yüzde 37 oranında zam yaptı. Taksi ücretlerine yüzde 20 dolayında zam geldi. Ekmek fiyatları yüzde 20 zamlandı. Resmi rakamlara göre kasım sonu itibariyle enflasyon yüzde 8.5, gerçek rakamlara göre ise bunun en az yüzde 50 fazlası... Türk - İş'in hesaplamalarına göre kasım ayı itibariyle

Yazının Devamı

Sıra çocuklarda

14 Aralık 2007

Açık Pencere Bu çocuklar birtakım yarışmalarda dereceye giriyor. Türbanla kürsüye çıkıp ödüllerini yetkililerin elinden alıyor.Adana'da Garnizon Komutanı ve kaymakam türbanlı öğrenciye ödül vermeyince olay olmuştu... Rize'de okul müdürü öğrenciye türbanını çıkart deyince hakkında soruşturma açıldı...Başbakan telefon açıp her iki türbanlı öğrenciye destek verdi...Derken önceki gün TÜBİTAK'tan da türbanlı bir ilkokul öğrencisi ödül aldı...Gazete haberlerine göre, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik küçük kızın türbanla sahneye çıkarılmasına tepki göstermiş... Ama kızın ödülünü de MEB Müsteşar Vekili veriyor. AKP Milletvekili Hüsrev Kutlu türbanlı öğrenciyle resim çektiriyor.Başbakan türbanlı ilkokul öğrencilerini desteklerken Milli Eğitim Bakanı'nın gösterdiği tepkinin samimiyetine inanılabilir mi?Birkaç ay önce Diyarbakır'da özel ilkokula türbanlı öğrenci sokan müdüre soruşturma açılmıştı. Acaba ne oldu?Öte yandan bazı yazarlar hâlâ "Ben üniversitede türban yasağına karşıyım" diye demokratlık gösterileri yapıyor.Bu arkadaşlar hâlâ türban seferberliğinin üniversiteyle sınırlı bir özgürlük sorunu değil de karşı devrimin sadece bir parçası olduğunu kavramadılar mı? Böylesini hiç

Yazının Devamı

Anayasa çağrısı

13 Aralık 2007

Açık Pencere Prof. Batum son 25 -30 yılda pek çok ülkenin anayasalarını yenilediğini anımsatırken dedi ki:- AKP'nin yöntemiyle anayasa yapmış tek bir ülke yoktur... Tüm yurtaşların sahipleneceği ve kendini bağlı hissedeceği bir anayasa ancak tüm kesimlerin yapım sürecine katıldığı bir yöntemle ortaya çıkabilir. Prof. Uygun dedi ki:- Önümüzdeki 50 yıla damgasını vuracak bir anayasayı günlük siyasetin etkileri altındaki TBMM yapamaz... Anayasayı ancak halk tarafından seçilecek bir kurucu meclis yapabilir..Anayasa hazırlama yöntemi reddedilmekle birlikte "Anayasa Uzlaştırma Platformu" yine de bir ilkeler demeti hazırlıyor... Ergun Özbudun tasarısında yargı bağımsızlığının gözardı edildiği hatırlatılarak yeni anayasada yargı bağımsızlığına özel önem isteniyor. Laiklikten geri adım atılmaması büyük özenle vurgulanıyor. Sosyal devlet, kadın erkek eşitliği, çoğulculuk gibi konularda Özbudun tasarısının yetersizliği kaydediliyor, çağdaş ilkelerin anayasaya girmesi isteniyor. Halk tartışmalara katılmaya ve katkıda bulunmaya çağrılıyor... Sivil toplum kuruluşları ve hukukçuların oluşturduğu "Anayasa Uzlaştırma Platformu" dün bir basın toplantısıyla kendini tanıttı... Prof. Süheyl Batum ve

Yazının Devamı