Ahmakça okumak

18 Şubat 2007

Acaba bu kişiler gerçekten bilge midir? Çok okumak insanı çok kültürlü yapar mı? Yoksa ahmaklaştırır mı? İkincisi de mümkündür, diyor filozofumuz Schopenhauer...Onun "Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine" adlı kitabını okuyoruz:"Okurken bir başka kimse bizim için düşünür; biz sadece onun zihin sürecini takip etmekle yetiniriz. Nasıl ki öğrenci yazmayı öğrenirken öğretmen tarafından kalemle çizilmiş yerleri takip eder; okurken de tıpkı bunun gibidir; düşünme işinin büyük bölümü zaten bizim için bitirilmiştir. Bunun içindir ki kendi düşüncelerimizle meşgul olduktan sonra elimize bir kitap almak bizi her zaman bir parça rahatlatır. Fakat okurken zihnimiz aslında başka birisinin düşüncelerinin oyun alanından başka bir şey değildir. Ve dolayısıyla öyle olur ki, çok fazla - yani neredeyse bütün gün okuyan - ve arada düşünmeksizin geçirilen eğlence yahut meşgale ile kendisini eğlendiren kimse yavaş yavaş kendi kendine düşünme yeteneğini kaybeder, tıpkı at üstünden inmeyen adamın sonunda yürümeyi unutması gibi... Birçok eğitimli adamın durumu bundan farklı değildir. Okumak kendilerini ahmaklaştırır..."Peki ne yapmalı? "Okunan şeyler ancak derin düşünmeyle hazmedilebilir" diyor

Yazının Devamı

Sahtekâr babalar!

17 Şubat 2007

"...Şimdi, bu milletvekili arkadaşlarımızın çocukları karnelerindeki notları değiştirip de getirirlerse acaba bu arkadaşlarımız onlara, 'Yavrum, sen ne yapıyorsun? Bu yaptığın yanlıştır' diyebilecek midir?" Başkanlık Divanı'na sahte imzalı oy pusulası göndererek Genel Kurul'da bulunmayan milletvekilini varmış gibi göstermek... Böylece açıkça sahtecilik suçu işleyerek toplantı yeter sayısını sağlamaya çalışmak... Kimi AKP'li milletvekilleri bir yıl kadar önce de bunu yapmışlar... Ancak yaptıkları yanlarına kâr kalmıştı. Aynı olay önceki akşam ikinci kez yaşandı ve olayın kahramanları! yine AKP'lilerdi. Oturumu yöneten AKP'li Başkan Vekili Sadık Yakut, CHP'lilerin uyarısı üzerine yoklamayı isim isim yapınca tam 27 milletvekili adına sahte oy pusulası gönderildiği ortaya çıktı. CHP'li Mehmet Neşşar'ın şu sorusu tutanaklara geçti: Kenan Evren, "Çankaya Köşkü modern bir hapishane gibi" demiş. Ahmet Necdet Sezer döneminde modern Türkiye'nin simgesi gibiydi... RTÜK'te çalışan dostumuz dün telefonda günün haberini veriyor;- Biliyor musunuz, geçenlerde bizim buraya bir ziraat mühendisi alındı.- RTÜK'le ziraat mühendisinin ne gibi bir ilgisi olabilir ki?- Ne demek ne ilgisi olabilir? Siz

Yazının Devamı

Milliyetçi oyunu

16 Şubat 2007

Şimdi aynı oyun "milliyetçilik" konusunda oynanıyor...Bankaları, toprakları sanayi tesisleri yok pahasına dışarı satılan... Petrol gibi varlıkları peşkeş çekilen... Baştaki işbirlikçilerin ABD ile çıkar birliği sonucu PKK'ya mahkûm hale getirilen... Kimliği yok edilmeye çalışılan... Yönetimi AB, ABD ve IMF'ye bağlanan Türk halkı doğal olarak milliyetçi bir tepki veriyor... Bağımsızlıkçı duygular güçleniyor...Şimdi hedef işte bu tepkiyi yok etmek... Milliyetçiliği, ulusalcılığı, yurtseverliği ve sağ şiddeti aynı kefeye koyup halkın gözünden toptan düşürmektir...Bu oyun hayli açık tezgâhlanıyor. Bu arada birtakım katiller ve karanlık adamlar da ortada ben "milliyetçiyim" diye dolaşıyor elbet... Bunlar da oyunun ve komplonun parçasıdır... Komplocuların figüranıdır.Ulusalcı ve yurtsever kişi ülkenin dışarıdan yönetilmesine ve sömürülmesine demokratik yoldan karşı çıkar. Ulusal değerleri savunur. Vatan millet bayrak edebiyatı veya kaba güç gösterisiyle akılları çelmeye çalışmaz. Vaktini böyle harcamaz. Klasik bir CIA taktiğidir... Güney Amerika'da olduğu gibi Türkiye'de de uygulanmıştır... Eğer bir ülkede sol yükseliyorsa derhal ajan provakatörler eliyle solcular şiddet eylemlerine

Yazının Devamı

Acelenin nedeni?

15 Şubat 2007

Komisyonun CHP'li üyesi Adana Millietvekili Tacidar Seyhan dün bu konu kendisine sorulduğunda dedi ki:"Komisyonumuzun gündeminde sıraya alınmış 10'dan fazla teklif ve tasarı varken onların geriye atılıp Petrol Kanunu'na öncelik verilmesini hayretle karşıladım. Böyle bir olaya ilk kez tanık oluyorum. Tahminim, birtakım iç ve dış etkili çevreler yasanın bir kazaya uğramadan bir an önce çıkmasını istiyorlar. Bu acelecilik de ortada bir dış emir olduğunu kanıtlıyor..."* * *Cargill şirketiyle ilgili George Bush'un talimatı medya tarafından tesadüfen yakalanmıştı. Tabii ki her dış talimat bu şekilde yakalanamıyor. Sadece sonucu görüyoruz... Bu arada ilginçtir... İktidar ve dış sermaye yamakları her sömürü olayını şu veya bu şekilde savunmaya kalkışırken Petrol Yasası'nı savunan bir demeç ya da yazıya rastlanmıyor... Galiba, utanmazlar bile utandı bu defa... Cumhurbaşkanı Sezer, Petrol Kanunu'nu geçen hafta salı günü veto etmişti. İktidardan beklenen, toplumun büyük kesiminde tepkilere yol açan kanunun yeniden tartışılmasına fırsat tanıyacağı... O nedenle de geri gönderilen maddeleri hemen Meclis'e getirmeyeceği idi. Ama öyle olmadı. Geri gönderilen maddeler dün Sanayi Komisyonu'na

Yazının Devamı

Hayat bir nefes...

14 Şubat 2007

Hasan Pulur'un eşi Meral Hanım'la evlilik öyküsü böyle başlar...Sene 1957... Yani tam 50 yıl geçmiş aradan... Tabii zor günlerle dolu 50 yıl... Hasan Ağabey son kitabında anlatır:- Vatan'da 300 liraya çalışırdık... Çocuğa süt alacak paranın sıkıntısını çekerdik... Bir gün Beyoğlu'na çıktık. Hem sinemaya gideriz hem kestane alırız diye hayal kuruyorduk. Baktık ki paramız yetmiyor... Ya sinemayı tercih edeceğiz ya kestaneyi...Zor yolculuğun ortağı Meral Hanım otoriter ve fedakâr bir hanımefendiydi... Hasan Ağabey'in yazarlık başarısında da rolü olduğu söylenir. Kusuru, çok sigara içmesiydi... Gerçi sigarayı 5 yıl önce bırakmıştı ama... Yine de o menhus hastalığın takibinden kurtulamadı... Dün aramızdan ayrıldı...Bir başka dost.. Okul arkadaşımız Prof. Yavuz Sabuncu da aynı gün vefat etti. O da dudağında sigarasız dolaşmazdı... Bir yıl önce bırakmış sigarayı... Ama akciğerini talihsiz hastalıktan kurtaramadı. 59 yaşında ayrıldı aramızdan.Azaltın şu mereti... Ya da bırakın... Lezzetli şeydir, ama bir hayatı feda etmeye değmez... "Ben o sırada annemle Moda'da oturuyorum. Meral de Kadıköylü. Dalga Sokak'ta otururduk ve 'Dalgacı Hasan' derlerdi bana... Orada tanıştık. Uzun süre

Yazının Devamı

"Hedef Tahran"

13 Şubat 2007

ABD'nin İran saldırısı yaklaşıyor... Washington, aynen Irak saldırısı öncesinde olduğu gibi yalan üretimini hızlandırdı... Son yalan:"Tahran, Irak'taki direnişçilere silah sağlıyor."Amerikalı Demokrat Senatör, Chris Dodd ve Ron Wyden, iddianın inandırıcı bulunmadığını, ABD yönetiminin Irak'ın işgalinden önce sahnelediği senaryoyu şimdi İran için tekrarlamaya uğraştığını söyleyedursunlar... Bush yönetimi Irak'taki başarısızlığını örtbas etmek için dikkatleri İran'a yöneltmeye, hatta saldırmaya kararlı görünüyor.Fransız Le Nouvel Observateur dergisi 25 Ocak sayısında İncirlik Üssü'ndeki hazırlıklardan söz ediyor... Dergi diyor ki: "İncirlik tam teçhizat çalıştırılmaya başlandı.... Buraya pek çok F-16 yerleştirildi. Bu F-16'lara mini atom bombaları yüklenebilir. Bunlarla sığınaklar delinerek İran'ın toprak altındaki nükleer tesisleri bombalanabilir..."ABD'de demokratların da savaşa karşı etkili bir tavır almaması üzerine savaş karşıtı hareketler yeniden canlanıyor... Türkiye'de ise sessizlik var. Ancak eğer ABD İran'a saldırırsa bu durum Türkiye'yi Irak savaşında olduğundan daha fazla sarsacak... İran'la ticaret hacmimiz 5 milyar doları buluyor. İran, Irak gibi enkaza dönüştüğü

Yazının Devamı

Münih günleri...

11 Şubat 2007

Deniz Baykal Bavyera'da Alman yetkilileriyle temaslar yaptı... Bavyera Başbakanlığı'na hazırlanan Günther Beckstein ve Meclis Başkanı Alios Glück ile görüştü... Görüşmelerdeki ilginç noktaları Deniz Bey gazetecilere şöyle özetledi:- Konuştuğum Alman yetkililer Türkiye'de anti laik gelişmelerden rahatsız olduklarını açıkladılar... Bizim kaygılarımızı bildiklerini ve paylaştıklarını bildirdiler... Bu konuda ilk kez bu kadar net ifadeler duyduk...Baykal'ın ikinci izlenimi... Konuştuğu yetkililerinin Türkiye'nin AB üyeliği konusunda artık hiç umutlu mesaj vemeyişleri olmuş... Türkiye ile radikal İslami akımlar arasında bağ kurduklarını da ifade etmişler...Baykal'ın Almanya gezisiyle ilgili üçüncü not... Buradaki vatandaşlarımızla sıcak bir diyalog kurdu Deniz Bey... Onlara birkaç saatliğine de olsa öksüzlüklerini unutturdu. Almanya'yı çok iyi tanıyan eski Büyükelçi'miz Onur Öymen'in geziye katılması da diyaloğun güçlenmesinde etkin oldu. CHP adına verimli oldu Münih gezisi... Askeri konuların Davos'u sayılan Münih Uluslararası Güvenlik Konferansı dün başladı... Konferansa Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel, NATO ve AB Genel Sekreterleri ile ABD

Yazının Devamı

Karışık konular

10 Şubat 2007

Peki nerede durmalı? Kuşkusuz, hukukun ve devlet ilkelerinin yanında...CHP lideri Deniz Baykal dün Münih'te gazetecilerle sohbet ederken cinayetle ilgili hataları, ihmalleri anlattı. Bu olayın Emniyet'in MR'ını çektiğini söyledi... Teşkilatın Bakan Aksu'dan başlayarak tepeden tırnağa değişmesi gerektiğini vurguladı. İstanbul Emniyet Müdürü'nün soruşturma yapılırken yerinde tutulmasını eleştirdi. İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in bu olayda hayli kuşkulu bir rol oynadığını söyledi. Katilin cinayet sonrasında yakalanmayacağına çok emin olduğunu, o yüzden tabancasını bile üzerinden atmadığına dikkati çekti...Baykal'a göre sorunların en üst katındaki isim Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer idi...- Cumhuriyeti daha İslami bir yapıya devretmeyi hedefleyenler önce Emniyet'i daha İslami bir yapıya devretmiştir, çökertmiştir diye konuştu... Dinçer'le ilgili ilginç bir tespit daha yaptı Baykal... Bakanların yaptıkları atamaların Ömer Dinçer'in süzgecinden geçtiğini, Müsteşar'ın Cumhurbaşkanı Sezer'den daha fazla sayıda atamayı veto ettiğini belirtti...Hükümet devlet ciddiyetiyle davranmazsa hem kendisini hem ülkeyi enkazın altında bırakacak... Bugüne dek hiçbir cinayet ve sonrasında

Yazının Devamı