Genç iletişimciler

20 Ocak 2006

En başarılı iki fakülte Eskişehir Anadolu ile Konya Selçuk Üniversitesi idi... Onları Marmara ve Ege üniversiteleri izliyordu. Birincilik ödüllerinin yarıdan çoğunu 4 üniversitelerin iletişim fakülteleri topladı. Üzücü nokta, internet alanında yarışmaya katılan ve ödül alan çalışmaların azlığıydı... Örneğin internet haberciliğinde ödüle değer tek çalışma bulunamamıştı. Ne diyorduk? Evet, gençlerin sevinçlerini, heyecanlarını paylaştık...Ama aynı zamanda düşündük de... Acaba bu başarılı gençler mezun olduklarında medya dünyası onların kaçına iş sunabilecekti? Kaçı bizim dünyanın kapısından içeri adım atabilecekti? Acaba bu yarışmalarda ödül alan başarılı öğrencilere Doğan Grubu kapılarını öncelikle açamaz mı?Şimdiden veya mezuniyetleri sonrasında onlara iş fırsatları yaratamaz mı? Ödül töreninde sohbet ettiğimiz Milliyet İcra Kurulu Üyesi Tijen Mergen'in ve CNN Genel Müdürü Dinç Üner'in bu konularda projeleri vardı. Umarız Doğan Grubu konu üzerinde çalışır ve gençlere sunduğu imkân ve fırsatlara yenilerini ekler... Gayret gene bizlere düşüyor... Aydın Doğan Vakfı'nın düzenlediği "Genç İletişimciler Yarışması"nın ödül törenini izledik önceki akşam... 28 iletişim fakültesinden

Yazının Devamı

Küçük bir hata!

19 Ocak 2006

İpekçi Ailesi'nin avukatı Turgut Kazan'a şimdi ne olacağını soruyoruz...- Bu durumda Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı' nın hesap yanlışlığını Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermesi ve hatanın düzeltilmesini istemesi gerekir?- Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi, hesap yanlışlığını kabul ederse, Ağca'nın yeniden tutuklanmasını isteyebilir mi?- Öyle olması gerekir...- Papa davası nedeniyle 20 yıl ceza indiri- mine ne diyorsunuz?- Türkiye'de bu suçtan ceza verilmemiş. O yüzden İtalya'da yattığı 20 yılın burada aldığı cezalardan düşülmesi mümkün değildir.- M. Ali Ağca'nın tahliye hesabında yapılan çok açık hesap yanlışları... İpekçi'nin katilinin gazetecilerden özenle gizlenmesi... Yetkililerin ikide bir "Nerede olduğundan haberimiz yok" demeçleri...Acaba bir kaçış veya kaçırılış hazırlığı mı var? Bu yönde herkeste bir kuşku mevcut. Acaba ülkeyi yönetenler de o yoğun kuşkuyu paylaşıyor mu? Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı yeniden inceleme sırasında hatayı fark etmiş... Arkadaşımız Şükran Özçakmak'ın haberine göre, Ağca İtalya'da 19 yıl 1 ay yattığı halde bu süre ceza indiriminde 20 yıl olarak hesaplanmış. Yani Ağca lehine 11 aylık bir fark yaratılmış... Ağca gibi çok özel bir mahkûmun

Yazının Devamı

Katile hakaret!

18 Ocak 2006

CHP'li hukukçu Orhan Eraslan ne mi diyor bu konuda? İşte:- İzzet Özgenç'in dediği maalesef doğrudur. Ağca'ya katil diyenler TCK'nın 127. maddesine aykırı davranmaktadır. Çünkü bu maddenin 2. fıkrası, "ispat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde cezaya hükmedilir" demektedir. Bu suçun karşılığı 125. maddede 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve ayrıca adli para cezası olarak öngörülmektedir. Söz konusu suçun basın yayın yoluyla işlenmesi halinde ceza üçte bir oranında artmaktadır. - Şaka yapmıyorsunuz değil mi?- Çok ciddiyim. Yürürlükteki Ceza Yasası'na göre cinayet zanlısına suçun işlenişinden mahkûmiyete kadarki sürede katil derseniz ve kişi o arada mahkûm olursa hakaret suçu yoktur. Beraat ederse vardır. Ama diyelim karar verildi, mahkûm oldu. Sen bu karardan sonra adama katil dersen, hakaret suçu işlemiş olursun. Ben, bu madde görüşülürken defalarca söz alarak AKP'li üyeleri uyarmaya çalıştım. Basını uyarmaya çalıştım. Ama kimseye dert anlatamadım. Gazete ve televizyonlar Mehmet Ali Ağca'dan sık sık "Katil" diye söz ediyor. Yeni TCK hazırlanırken Meclis Adalet Komisyonu'nda uzman olarak görev yapan Doç. İzzet Özgenç, yaptığı televizyon konuşmalarında bu tür

Yazının Devamı

Yaşasın adalet

17 Ocak 2006

***Ağca, bayram günü tahliye edilmesine rağmen aynı gün Pendik Askerlik Şubesi, Tuzla Piyade Okulu ve GATA Haydarpaşa Hastanesi'ndeki işlemleri hiç bekletilmeden yapıldı. Böylece bayramı inzibat karakolunda geçirmemesi sağlandı. Ağca ve yanındakiler GATA'dan protokol kapısından çıktılar. Bu işlemlerdeki sürat hayli ilginç karşılandı. Dünkü çürük raporu da tartışma konuları arasına girdi... ***Terör uzmanı Ercan Çitlioğlu, Cumhuriyet'te Leyla Tavşanoğlu'nun sorularını yanıtlarken, diyor ki:- Bu tahliye Türkiye'nin terörizmle mücadele konusundaki tezlerini, özellikle yurtdışına yönelik seslendirdiği tezlerini dayanaksız bırakma riski taşımaktadır...Sonuç... Tüm dünyada en ünlü Türk terörist olarak tanınan kişi, yurtdışında adam yaraladığı için 20 yıl, Türkiye'de adam öldürdüğü, hapisten kaçtığı ve 2 gasp yaptığı için toplam 5.5 yıl hapis yatıp çıkmıştır. Siz bu ülkede adalet olduğunu, terörle mücadele edildiğini kime anlatabilirsiniz? Ağca'yla ilgili ilk tahliye kararı 16 Aralık 2005, ikinci tahliye kararı 5 Ocak 2006'da veriliyor. Bu süreçte yasalar hükümlünün lehinde işletildiği gibi yargı personeli de suçlunun lehinde bir tavır almış. Hiç dışarı haber sızdırılmamış. Tek bir

Yazının Devamı

Elit kahvesi

15 Ocak 2006

Elit 1940'larda açılmış... Müdavimlerinden biri Sait Faik... Sait Faik aynı sokaktaki işkembeciyi de severmiş. Kâseleri antika, çorbası kar gibi beyaz bu işkembeciyi neden sevdiğine gelince:"...Burayı sevmesinin asıl nedeni, çorbasına sıkmak için aldırdığı limonun atılmadan saklanması ve bir daha gelişinde limonun ortaya çıkarılmasıdır."Hem Elit hem de işkembecinin müdavimlerinden bir diğeri sevgili Oktay Akbal Ağabeyimiz imiş. Kapıdan girince ilk sorusu "Russalatası var mı?" olurmuş.Elit'i Wolf Braun adında bir Alman işletir...Ressam Avni Arbaş, Agop Arad, Mümtaz Yener. Ferruh Başağa, yazarlardan Necati Cumalı, Orhan Veli, Fahir Onger, Behçet Necatigil, Naim Tiralı, Oktay Akbal müdavimler arasındadır. Çay 20 kuruştur. Bezikte kazanan 30 kuruşa kıyarsa, Madam Braun'un Elit'in özelliği olarak sunduğu "kapuçino"yu da içebilir.Orhan Veli bir gece önce Sait'i pohpohlamışsa ertesi gün Sait, Orhan'dan "Büyük ozan" diye söz eder. Tersine sarakaya almışsa "O da şair mi lan" der. Dostluğa yakın bir bağ vardır aralarında.Elit'e gelenlerin en kültürlüsü Cemil Meriç'tir. Çok okumaktan gözleri gücünü yitirmiştir. Masanın üzerine sandalye koyar, ampule 30 santim uzaklıktan okurmuş kitaplarını.

Yazının Devamı

Avukat soruyor

14 Ocak 2006

Aynı hukuk kademeleri son aylarda karar değiştiriyor 5.5 yılı yeterli görüyor... Arada bu indirimi makul gösterecek gelişme yok.Avukat Noyan Özkan şu merakını dile getiriyor:"Haluk Kırcı, yanlış hesaplamalarla 18 Mart 2004'te Ödemiş Cezaevi'nden tahliye edildi. Hesabın yanlışlığı ortaya çıktığında çoktan yurtdışına kaçmıştı. Zor bela (Ukrayna'dan) iade edildi... 4 Şubat 2005 günü tekrar Kartal Cezaevi'ne konuldu... Merakım... Olayın içinde yer alan hâkim, savcı, cezaevi personeli, gümrüklerde görevli polis ve memurlar hakkında bir soruşturma açıldı mı? Açıldı ise hangi kamu görevlisi yargılandı ve ceza aldı?Anlaşılan geçmişte devletin pis işlerinde görev verilmiş vatansever ( ! ) evlatlarını koruyan ve onlara yardım eli uzatan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bakalım hangi kahraman Cumhuriyet savcısı, bu devlet destekli organize suç örgütü hakkında araştırma başlatacak?" Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ağca tahliye edildikten sonra davayı incelettirme kararını açıkladı. O da emin değil Ağca'yla ilgili tahliye kararının sağlığından... Ağca İtalya'dan döndüğünde yalnızca İpekçi cinayeti nedeniyle 10 yıl kesintisiz hapis yatmasına karar veriliyor... Kurban Bayramı'nın özeti: Türkiye'de

Yazının Devamı

Ayak oyunları!

13 Ocak 2006

Bu sözleri Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Futbol Federasyonu Başkanlığı'na yeniden adaylığı söz konusu olan Haluk Ulusoy için söylüyor.3 Kasım 2002 seçimlerinden önce... Tayyip Erdoğan ile 100 dolayında arkadaşı hakkında açılmış sürüyle dava vardı. Davaları sonuçlanmadan (aklanmadan) ülkenin başına geçtiler. Dokunulmazlık şalına sarılıp yargılanmaktan kurtuldular. Acaba Futbol Federasyonu Başkanlığı, Başbakanlık'tan daha mı önemli görev?2004'te yapılan Futbol Federasyonu seçiminde Ulusoy'un aday olmasını engellemişlerdi. Bu seçimin ardından 5 Mayıs 2005'te Futbol Federasyonu Yasası'nı değiştirerek, başkan adaylarının yüksekokul mezunu olması koşulunu getirdiler. Böylece Ulusoy'un ilerideki olası adaylığının da önüne geçtiler. Ne var ki o yasa Anayasa Mahkemesi tarafından bozulunca Ulusoy tekrar karşılarına çıktı. Şimdi her türlü belden aşağı taktik deneniyor. Son olarak Ulusoy'la ilgili iddia ve davalar indirildi raflardan, basına servis yapıldı... Haluk Ulusoy'un Federasyon Başkanı olup olmaması bizi ilgilendirmez. Ama bakan düzeyinde verilen mücadelenin niteliği doğrusu hem üzüyor hem ürkütüyor insanı... 'Ulusoy önce hakkında açılan 23 davadan aklansın, sonra

Yazının Devamı

Kimdir vurulan?

12 Ocak 2006

Halkımız bu cinayetlerin karşısında "üç maymunlar"ı oynamayı yeğlemiştir. Nükhet İpekçi, dün Milliyet'te yayımlanan mektubunda onu söylüyordu:"Bugün eğer yüzlerce kişi katillerle birlikte yaşamak istemediğini söyleme ihtiyacı duymuyorsa, bu tahliye işleminin, onun ardındaki çalışmanın nedenlerini öğrenmek istemiyorsa, benim sözlerimin hiçbir anlamının olmayacağını düşünüyorum.Babam da Papa gibi sağ kalabilseydi, o da rahatlıkla kendi suikast girişimcisini affedebilirdi... Ama hukuk sisteminin bu kadar çarpıtılmasına, öldüren gücün bu kadar yüceltilmesine, Türkiye'nin bu kadar aşağılanmasına, "siyasi cinayetler dönemi" diye adlandıracağımız bir dönemin karanlıkta bırakılması çabalarına da gönlü razı olmazdı..."Kurşunlar aslında halka sıkıldı, ruhları teslim aldı. Hukuk, çözemediği cinayetlerin altında kaldı. Bugün yaşanan sıkıntıların bir nedeni de toplumun ezeli sessizliği ve tepkisizliğidir... Abdi İpekçi'nin katili M. Ali Ağca bugün tahliye oluyor... Papa'yı öldürmeye teşebbüsten 19 yıl yattı, Türkiye'de Abdi İpekçi'yi öldürmek ve iki gasptan sadece 5.5 yıl... Cinayet hâlâ karanlıkta. Tetiğin ardında kimler vardı? Hâlâ meçhul... Hem İpekçi hem daha sonraki gazeteci

Yazının Devamı