Solingen ve Sivas

2 Temmuz 2005

Mayıs sonunda, Almanya'nın Solingen kentinde, ırkçılarca yakılan 5 gurbetçimiz anıldı. Törene hükümeti temsilen Devlet Bakanı Mehmet Aydın katılmış, Başbakan Erdoğan duygulu bir mesaj göndermişti.Sivas'taki anma törenine hükümet bir temsilci gönderecek, Başbakan bir üzüntü mesajı yayımlayacak mı? Bugüne dek hiç böyle bir şey görülmedi. Nedenini Sivas CHP İl Başkanı Metin Karadeniz şöyle özetliyor:- Solingen'de haklıyız, Sivas'ta haksızız...Türk halkı Solingen'de yakılmayı hak etmemiş ama Sivas'ta hak etmiştir!O yüzden hükümetler bugüne dek 2 Temmuz'larda sustular. Mevcut hükümet daha da suskun.Peki nedir politikası hükümetin:- Unutun, unutturun...CHP Milletvekili Nurettin Sözen dün Sivas'taydı. Telefonda sohbet ederken söz Madımak Oteli'nin müze yapılması projesine geldi. Sözen dedi ki:- 37 kişinin yakıldığı otelde insanlar nasıl gece yatıp uyuyabiliyor. Nasıl giriş katına yapılmış et lokantasında yemek yiyebiliyorlar?Alman siyasetçiler, her yıl Solingen'in yıldönümünde ırkçıları lanetliyor, kurbanların üzüntüsünü paylaşıyor. Türkiye'yi yönetenler kundakçı ve katilleri kınamıyor. Neden? Sivas olayının 12. yıldönümü bugün... Cehaletin ve vahşetin kurbanı 37 aydın, bugün Sivas'ta

Yazının Devamı

Yalan rüzgârı!

1 Temmuz 2005

- Eşimle tatil için gidiyoruz. Meltem Toprak'la aynı uçakta olmamız tamamen tesadüftür...Ertesi gün biletlerin Halis Toprak'ın Miles & Miles kartında biriken millerle alındığı ortaya çıktı.Vali gerçeği itiraf etti:- Evet, biletlerimiz Halis Toprak'ın kartından ödendi. Tertemiz dostluk ve hemşerilik dışında kendisiyle bir menfaat söz konusu değildir...Bir valinin bırakın banka hortumlamaktan yargılanan bir zatla parasal ilişki kurmasını, kamuoyunu yanıltması bile o görevi bırakması için yeterli sebep değil mi?Ne var ki, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, akrabası Göksu için "Soruşturma yok" diyor... Bürokratlar bu şekilde kuraldışı ilişkilere teşvik ediliyor. Türkiye'de devlet hayatı her geçen gün biraz daha yalama oluyor. İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu, eşiyle Londra'ya giderken Halis Toprak'ın eşiyle aynı uçakta olmalarını şöyle izah etmişti: OECD ülkeleri arasında kişi başına sağlık harcamalarında sonuncu olmuşuz. OECD'ciler Meclis'teki sağlık harcamalarını baz alsa, rahatlıkla üst sıralara oynardık... Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) alınan sonuçlara bakılarak yapılan değerlendirmeye göre... Mülkiye (SBF) mezunları bu yıl da yine Kamu Yönetimi, Maliye ve Çalışma Ekonomisi

Yazının Devamı

Çamur taktiği!

30 Haziran 2005

"Efendim bu gençlerin sicilinde hırsızlık ve bölücü faaliyetlerde bulunmak, yardım ve yataklık etmek vardır..."Telefonda protestocu gençlerden Ethem Kütük'ü dinliyoruz.- Murat arkadaşımla birlikte savcılıktan hiçbir sabıkamız olmadığına ilişkin yazı aldık. 100 milyarlık iki tazminat davası açacağız. Birincisi, polisteki yalan - yanlış dosyayı el altından basına dağıtan kuruluşlara... Diğeri de, bizi çapulculukla suçlayan Başbakan aleyhinde... Acaba hukuk bu konuda ne diyor? Trabzon Baro Başkanı Mehmet Şentürk'ün yanıtı:"Mahkûmiyet belirten sabıka kayıtları alenidir, açıklanması suç teşkil etmez. Ama ortada kesinleşmiş mahkeme kararı yoksa... Sadece polis kayıtlarındaki iddialar söz konusuysa, bunları açıklayan tarafın ispat yükümlülüğü vardır..."Yanlış bilgileri basına Başbakanlık izniyle polisin sızdırdığı söyleniyor. Bu iddialar ya ispat edilmeli, ya açıkça yalanlanmalı... Başbakanlık ve polis, kurallar ve kanunlar dairesinde hareket etme konusunda tüm ülkeye örnek olmak zorundadır. O yüzden konu önemli. Başbakan Erdoğan'ın Trabzon'daki konuşması sırasında malum... İki genç adam onu "Karadeniz uşağı Amerikan uşağı olmayacak" sözleriyle protesto etti. Hemen ardından Murat

Yazının Devamı

Gasp deyince

29 Haziran 2005

Kardeşi Şevket Demirel'e ait şirketlere Egebank'la ilişkili olduğu için el konulurken, Baba Demirel Isparta'ya koştu, "Bu bir gasp sayılır" diye demeçler verdi...Ailenin benzer olaylarda ünü vardır.Türkiye'de hayali ihracatın öncüsü deyince ilk akla gelen isim Yahya Demirel'dir.Yeğen Murat onu da solladı, en okkalı banka hortumuna imzasını attı.Demirel, kardeşinin mallarına el konması için:- Bu bir gasp sayılır, diyor... Olabilir.Peki Yahya ve Murat'ın yaptıkları neydi?Demirel, aynı hassasiyeti yeğenleri devleti dolandırırken niye göstermedi?..Göstermediği gibi ortaklığa varan desteklerde bulundu. Örnek... Demirel, 1991 yılında başbakan olunca DYP'nin kurucularından Sezgin Taşkıran'ı Halk Bankası'nın başına getirmişti. Taşkıran'ın hiçbir bankacılık tecrübesi yoktu. O sırada Yahya Demirel Kıbrıs'ta bir banka kurdu. Sezgin Taşkıran ona .4 milyon dolar kredi verdi. Yahya'nın bankası battı. Halk Bankası'nın 4 milyon doları deve edildi.Bu konuyu geçmiş yıllarda defalarca yazdık. Yanıt istedik. Elbet çıt çıkmadı.Gasp deyince.. O kadar çok anı canlanıyor ki gözümüzde... Hepsini yazacak yer yok maalesef... Sıcaklar arttı. Demireller için yaz mevsimi daha da bunaltıcı olacağa benzer...

Yazının Devamı

Voleybol laik

28 Haziran 2005

- Siz Müslümansınız, bu giysiler inançlarınıza ters değil mi?Bizim gazeteler soruyu "tuhaf" diye nitelemiş. Neden tuhaf olsun? Bayan gazeteci bizim hükümet erkânının ailece yaptığı gezileri izliyorsa bu soruyu sormasından doğal ne var?Eskiden Türk sporcularına böyle sorular sormak kimsenin aklına gelmezdi. Ancak belli ki, yakında daha da tuhaf sorular sorulacak. AKP'nin talepleri açık:- İmam hatip okullarının önü açılsın, yargıcı, doktoru, mühendisi bu okullardan yetiştirelim.- Kaçak Kuran kursları serbest bırakılsın.- Kuran kursuna baslama yaşı 12'nin altına indirilsin...- Türban üniversitelerde, kamuda, liselerde, beşikten mezara kadar her alanda serbest olsun... AKP sözcüleri toplumun önüne bir paket uzatıyorlar. Öyle paket ki...İçindeki taleplerin yerine getirilmesi ancak şeriat devletinde mümkün.Peki AKP'ye oy vermeyen yüzde 75 ne yapıyor bu manzara karşısında?Kimi demokrat geçinenler Türkiye'yi şeriata götürüyor diye AKP'nin karşısına dikilecek yerde birer özgürlük kahramanı pozunda, orasından burasından yukarıdaki pakete omuz vermeye çalışıyor. Laiklere gelince... Onlar da görünen köyü görmemezlikten geliyor. Kafasını kuma gömüp susuyor. Çoğunluk, birileri gelip ülkeyi

Yazının Devamı

Neden uykuda

26 Haziran 2005

Uyuması, gaf yapmasından daha iyi diye, bakanlık yetkilileri tarafından gazozuna uyku ilacı atılıyor. Aslında uyumuyor, mahsusçuktan uyuyormuş gibi yapıp çaktırmadan denetliyor. Bakan, maaşı yetmediğinden geceleri şef garson olarak çalışıyor, gündüzleri de bakan olarak uyuyor. Uyumuyor, vazifesini yaptığını anlatmak için gözlerini kapıyor. Uyuyormuş gibi yapıp ülkenin dinlenmeye ne kadar uygun bir yer olduğu konusunda dünyaya mesaj veriyor. Botoks yaptırdığından, gözkapakları kendiliğinden kapanıyor. Bakan tayinlerinin ne kadar isabetsiz olduğunu anlatmak için kasten ya gaf ya şekerleme yapıyor. Hem niye uyumayacakmış; Sevgili Bakanımız uyuyor da, medya, üniversiteler, partiler, velhasıl 80 milyonluk Türkiye uyumuyor mu? Turizm Bakanı Atilla Koç, katıldığı her toplantıda niye uyuyor? Akif Kökçe arkadaşımız konuyu araştırmış, şu ihtimalleri bulmuş: Başbakan Erdoğan, "Türban siyasi simge" diyenlere, "Ne siyasi simgesi ya" diye seslenmiş. Türban siyasi simge değilse, siyasetle uğraşan Başbakan'ın dilinden neden düşmüyor?.. Deniz Baykal, satış muhabbetini geliştirdi... Sonunda, "Siz milleti de satarsınız" diye seslendi Tayyip Erdoğan'a... Rahmetli gazeteci ağabeyimiz Şinasi

Yazının Devamı

Plaja saldırı

25 Haziran 2005

- Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın AKP'ye oy vermediği için Kadıköy'ü cezalandırdığı yaygın bir inanç haline geldi. Peki onun yapmadığı işleri siz Kadıköy Belediyesi'nin imkânlarını kullanarak neden yapmıyorsunuz?Selami Öztürk dün sabah telefon etti:- Bakınız dedi, Bostancı'ya kadar olan sahili Şile'den kum da taşıyarak plaj haline getirdik. Dün bu plaja 200 kadar şezlong ve semsiye koyduk... Bu sabah Anakent Belediyesi ekipleri kamyonlarla gelmiş şezlong ve şemsiyeleri toplayıp götürüyorlar- Başkan'ı arayıp sormadınız mı sebebini?- Başkan yurtdışındaymış. Yardımcısı İstanbul'un dışında. Geri kalan bütün yetkililer toplantıda dedirtiyorlar.- Bahariye ve Moda caddelerinin kaldırımlarını Anakent'in sorumluluk alanı içinde olduğu halde siz onardınız. Buna izin verdiler. Plaja şezlong koymanıza neden izin vermiyorlar?- Herhalde üzerinde Kadıköy Belediyesi yazdığı için...Yalnız düşmanlık değil habaset, yani habislik de var işin içinde... Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'e sormuştuk: Kadınlarımızın yüzde 93'ünün pasaportu yokmuş. İhtiyaçları da yok zaten... Kadınlarımızın çoğu çarşıya çıkamıyor ki yurtdışına çıksın... Dereyi geçerken at degiştirilmez. Milli Takim'in Dünya

Yazının Devamı

Promosyonlu kurs

24 Haziran 2005

"Eskiden de böyle özendirmeler yapılırdı. Birincilik alan hafızlara, saat verilirdi. Benzer hediyeler de söz konusuydu. Böyle bir gelenek var. Özendirmek, teşvik için yapılan bir şey. Dini açıdan herhangi bir sakıncası da yok"...Almanya'dan Dr. Seda Türköz ise diyor ki:- Kursa katılana başarısı için hediye vermek başka, hediyeler sunarak Kuran kursuna ilgi çekmek başka şey... Birincisi ödüllendirme, ikincisi rüşvettir, aldatmacadır... Oyuna, oyuncağa, bilgisayara ihtiyaç duyan ancak parasızlıktan bunlara ulaşamayan çocukların konumunu ve duygularını sömürmektir.... Çocukları şu veya bu şekilde eğitmeye niyetlenen insanların bu olumsuzlukları görmesi, bilmesi gerekirdi...Ancak anlaşılıyor ki, Diyanet İşleri Başkanlığı bu konular üzerinde titiz ve ince düşünmeye niyetli değil. Samsun'un Kadıköy Camii'nde, 3 bilgisayar, 6 bisiklet, 1 cep telefonu, 50 kol saati, 15 Samsunspor forması promosyon olarak konulunca Kuran kursuna 85 öğrenci kayıt yaptırmış. Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz fikrini soran gazetecilere şöyle demiş: Başbakan Erdoğan, "Türban sorununu çözüp milletin vicdanını rahatlatacağız" demiş! Acaba "Düşük ücret ve issizlik" sorununu çözüp milletin cüzdanını

Yazının Devamı