Bilge ve hayvan

31 Ekim 2004

- Biz Türk hayvanlarıyız. Hayvanı, "hay" olan, yani can ve hayatla bağlantı kurmaya çalışan anlamında kullanıyorum. Biz aydın değiliz, hayvanız. Neden hayvanız? Çünkü hayatın içinde olmaya çalışıyoruz.Ahmet İnam, devam ediyor:- Bilge insan deyince aklımıza gelen, böyle içi geçmiş, mel mel bakan beyaz sakallı biri. Halbuki bilge dediğin fırlama olmalı. Böyle kaş göz yapacak sağa sola. Güzel espriler yapar bilge insan, gönlünde on sekizlik bir kız vardır. Doğal olan da budur. Kâmil olmak, içini boşaltıp garip garip laflar etmek değildir..Cengiz Güleç konuşuyor:- İyi bir insan olmak hayvan olmaktan geçiyor. Yani onun inkârıyla değil...Ahmet İnam, Nietzscheden örnek veriyor;- Nietzschenin bütün isyanı buydu. "Ulan içimdeki hayvanı alıyorsunuz eşekler, beni öyle bir insan yapıyorsunuz ki, kurutuyorsunuz, kendime yabancılaştırıyorsunuz. Halbuki bana hayvanlığımı yaşayacağım bir kültür ortamı gerekli" dedi ve bunun mücadelesini verdi... Hayvan dergisi son sayısında iki bilge adamla, Prof. Cengiz Güleç ve Prof. Ahmet İnamla konuşmuş... Ahmet İnam, "ağır ol, molla desinler" ilkesine inanmış "bilge taklidi yapan bir bilge" değil... Peki nasıl bir bilge? Anlatıyor: Pek çok konuda çağdaş

Yazının Devamı

Şikeli sohbet...

30 Ekim 2004

Önceki yılki Diyarbakırspor - Altay maçı... Geçen yılki Rizespor - Akçaabat Sebat spor maçından sonra, Akçaabat kalecisi Metin Aktaşın kendilerine yenilen Rizesporlu oyunculara yaptığı "teşekkür!" konuşması... Bu maçın devre arasında Rizespor Teknik Direktörü Yılmaz Vuralın sahayı terk edip ardından istifa etmesi henüz belleklerden silinmiş değil. Hepsi bu kadar mı? Geçen sezon oynanan Diyarbakırspor - Elazığspor maçıyla ilgili eski Elazığspor Başkanı Baki Aydının, dünkü Milliyette yer alan şu sözleri:"Doğru, futbolcular (Diyarbakırsporlu futbolcuları kastediyor) canı gönülden oynamadılar. Ancak herkes bu maçı konuşuyor. Neden Bursaya 8 oyuncusunu götürmeyen Gençlerbirliği unutuluyor?"Yine dünkü gazetemizde, UEFA Asbaşkanı Şenes Erzikin aşağıdaki demeci:"Mafya ve şike dedikoduları Türkiyenin dışarıdaki itibarını sarsıyor. Açıklamalar ve haberler ne yazık ki şike olduğunu gösteriyor."Örnekler saymakla bitecek gibi değil. Ve durum bu kadar ortada iken Galatasaray İkinci Başkanı Ergun Gürsoy, bakın ne diyor:- Türkiyede şike yapıldığına inanmıyorum. Olsaydı geçen yıl Trabzona yenilirdik...Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı... Gazete ve televizyonlarda çarşaf çarşaf şike

Yazının Devamı

Yaşasın Cumhuriyet

29 Ekim 2004

Gelenek edinmiş köy halkı,"ben kendimi bildim bileli bu böyledir"Diyor muhtar:29 Ekimde toptan sünnet ederlermiş çocuklarını...Derken ekranda entarili bir çocuk belirdiKirvesi tutmuş kolundanYatırdılar bir kamp yatağına,Ardından sünnetçi olacak zat boy gösterdiElinde bıçağıyla,Çocuk kaldırdı başını, bağırdı:"Yaşasın Cumhuriyet" diyeBunun üzerine de ekran karardıKorkarım bu, sade Gölköylülerin değil, tümümüzünSade küçüklerimizin değil, büyüklerimizin deDüştüğü bir tarihsel yanılgıÇünkü sünnet değil, farzdır Cumhuriyet Can Yücel Gölköy adında bir yer varmış Geliboluda Televizyonda gösterdiler geçen gün. Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyet halkını aç bırakmaz. Cumhuriyet, 12 milyon insanı açlık ve sefalet sınırının altında yaşamaya mahkûm etmez. Dış politikası ABD, iç politikası AB, ekonomisi IMF tarafından yönetilen bir rejim, Atatürkün kurduğu Cumhuriyet olamaz. Bu olsa olsa Türkiyeyi sömürgeleştirmeyi öngören "İkinci Cumhuriyet"tir. Kutlu olsun. Kutlu olsunlar... Bugün, Cumhuriyetin kuruluşunun 81. yılı... Büyük Önder Atatürkü, mahcup bir şekilde anıyoruz... Haldun Ertem "Türk" bir ırkın adıdır. Türkiyede yaşayan herkes Türk

Yazının Devamı

Neden Türkiyeli?

28 Ekim 2004

- Fransada "Frank" diye ayrı bir ırk yok.. O yüzden Alzaslı, Korsikalı, Bröten "Ben Fransızım" diyebiliyor. "Türk" ismi ise hem ayrı bir ırkı hem ülkedeki üst kimliği ifade ediyor. Burada karışıklık doğuyor. Bir Kürt hangi ülkeden olduğu sorulduğunda Türk diyemiyor, "Kürtüm" dediği zaman da sorun çıkıyor. Çok uzağa gitmemize gerek yok. Kıbrısta bile Türkiyeden gelip yerleşenlerin adı Türk değil, Türkiyeli. Avrupalılar da ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımıza Türk demiyor, Türkiyeli diyor. Onun için Türkiyelilik adı alt kimlikleri kurtarır, hepimizi bir potada birleştirir. Böylece, Türkiyeyi bölmek isteyenlerin de ellerinden en büyük kozlarını almış oluruz.***Öyle mi olur? Yoksa bu tartışma bir ayrışma sürecinin başlangıcı mı olur?İyice düşünüp taşınmak, neyi ne zaman tartışacağımızı iyi hesaplamak zorundayız. Prof. Baskın Oranın başkanlığında hazırlanan "Azınlıklar Raporu"nda yer alan "Türkiyelilik" kavramı özellikle tartışılıyor. Böyle bir kavrama gerek var mı? Neden bir Fransıza Fransalı denmiyor da Türke Türkiyeli denebiliyor? Prof. Baskın Oranın soruya yanıtı: Bir bayrak tasarımı!.. Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahinin demeci:- Şikeye bulaşan herkes yanar. Bu tür

Yazının Devamı

Dizi: Keçiörengücü

27 Ekim 2004

"Keçiören Spor Kulübü"AŞTİ Otoparkı, Ulus Otoparkı, Mamaktaki moloz dökme yeri, İzmir Caddesi ile Harikalar Diyarındaki bazı büfeler, Gökçek Parkındaki kafeterya ile düğün salonu... Bunlar Keçiörengücü Kulübünün işlettiği yüz milyarlar getiren işletmelerden bizim saptayabildiklerimiz. Kim bilir daha neler var?Keçiörengücü, bu işletmeleri Ankara Büyükşehir Belediyesinden ihaleyle mi alıyor, ihalesiz mi?Ankarada toplam kaç büfe, otopark, restoran işletiyor?Takım 3. Ligde nal topladığına göre (bu hafta da Araklıspor ile berabere kaldı, 3.Ligde sondan 7.) toplanan paralar nereye gidiyor?Melih Gökçekin oğlu Keçiörengücünün Yönetim Kurulunda spora olan ilgisi dolayısıyla mı yer alıyor?Melih Gökçek, partisi iktidarda değilken hakkında yazı yazıldığında telefon açar, bilgi verirdi. Şimdi ise bilgi vermek yerine bizi mahkemeye vermekle tehdit ediyor. Neden acaba?Bu kuşkulu para hareketi koskoca başkentte bizden başka kimsenin dikkatini çekmiyor mu? Keçiörende, içinde büyük havuzu, çay bahçeleri, kafeteryaları olan hoş bir park... Adı; Gökçek Parkı. Üzerindeki onlarca tesisten biri hemen dikkati çekiyor; Çeft Kafe, Restoran... Alt katı restoran, üst katı düğün salonu... Bir ilgilinin

Yazının Devamı

ABye ikramlar

26 Ekim 2004

Türkiye ucu açık, sonu belirsiz veya özel statüye varacak bir müzakereyi kabul edecek mi?Yani ABye girme hayali karşılığında Kıbrıstan başlayarak elde avuçta ne varsa verecek miyiz?Önümüze sürülen istekler belli: Türk Ordusu Kıbrıstan çekilsin.Türkiyenin Kıbrıstaki garantörlük hakkı ortadan kalksın.Heybeliada Ruhban Okulu açılsın.Türkiye Kıbrıs Cumhuriyetini tanısın.Ermenistan sınırı açılsın.Türkiye soykırımı tanısın. Tabii bunlar daha uvertür... Soğuk mezeler... Bunlar gibi daha nice talepler gelecek. Ve sonunda "siz daha çalışın" yolunda nasihat alacaksınız. Ya da "özel statü" diye ağzınıza bir parmak çalacaklar. Veya referandum yapacak, "Avrupa sizi istemiyor, ne yapalım talihinize küsün" diyecekler öyle mi?Tam üyelik öngörmeyen müzakerelerin Helsinki ve Kopenhag kararlarına uymadığını, bu tür müzakereye oturmayacağımızı neden yüksek sesle söylemiyoruz? Yoksa AKPnin tek derdi Türkiyenin verecekleri değil de, askeri güçsüzleştirecek, kendi tabanını güçlendirecek bir süreç yaşamak mıdır? Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gülün ağzından sürekli "müzakerelerin bir an önce başlaması" talebi çıkıyor. İyi de... Başbakan Erdoğan, "Etrafım dalkavuklarla dolu" demiş. Eee,

Yazının Devamı

Ahmet Taner Kışlalı

24 Ekim 2004

Kendisini karşılamaya sadece birkaç mihrace ile birkaç yerli görevli gelmişti. Üzgündü. Babası Beşinci Georgea bir mektup yazdı:- Acaba bu durum Gandinin düzenlediği bir aşağılama gösterisi midir?İngiliz Kralından gelen yanıt tarihe geçmiştir:- Hayır, bunun nedenini Mustafa Kemalin açtığı Kurtuluş Savaşında aramak daha doğru olur.Batının büyük devletleri Kemalizmin kendileri için yarattığı tehlikenin bilincinde idiler. Bugün Ortadoğunun çağdışı krallıklarını, şeyhliklerini kendi çıkarlarına uygun görenler, o günlerde Vahdettini destekliyorlardı.* * *Yukarıdaki satırlar bu hafta katlinin beşinci yılında saygı ve rahmetle anılan Ahmet Taner Kışlalının "Atatürk ve Batı" adlı yazısından alındı...Siyaset bilimci ve yazar Ahmet Taner Kışlalı, demokrasiyi, Kemalizmi, Cumhuriyeti, belgelere dayanarak bilgiyle ve inançla savunurdu...Bilinçli seçilmiş bir hedefti. Batı, Atatürkün ölümünden beri Onun öğretisini Türkiyeden ve dünyadan silmek için zaman zaman kan da dökerek amansız bir siyasi savaş sürdürüyor: "Kemalizm ve laikliğin bayrağını taşımaktan vazgeçin, İslam toplumlarını uyandırmayın, sömürülen dünyaya kötü örnek olmayın, ılımlı İslamı kabullenin..." Ahmet Taner Kışlalı, Batının

Yazının Devamı

Keçiörengücü T.A.Ş.

22 Ekim 2004

Ankaradan arayan bir müteahhit anlattı dün:- Mamak çöplüğüne toprak döküyor, kamyon başına 5 milyon lira ödüyorduk. Çöplük 2 ay kapandı. Yeniden açıldı. İşletme değişti. Toprak dökme bedeli kamyon başına 10 milyon liraya yükseldi...Okurumuz, yeni işletmenin kestiği makbuzları göndermiş..Üzerinde: "Keçiörengücü Spor Kulübü Mamak Moloz Dökme Alanı" yazıyorYine hatırlatalım. Keçiörengücü, Ankarada adına toplanan yüz milyarlara rağmen 3. Ligde sıradan bir takım. Paralar belli ki kulübe gitmiyor.Keçiörengücünün anlattığımız serüveni ile çok sayıda okurumuz ilgilendi... Hiç ilgilenmeyenler de var...Bunlardan biri de belediyeleri denetleme yetkisine sahip olan İçişleri Bakanlığı...Bu mevzuda hiçbir gariplik görmemiş olacaklar ki, bugüne dek konuyu merak edip araştırdıklarına ilişkin hiçbir belirti göremedik... Farkında olmadan kazmayı madene vurmuşuz... "Keçiörengücü Spor" öyle sıradan bir futbol takımı değil, Ankaranın hatırı sayılır işletmelerinden birinin adıymış. Daha doğrusu spor kulübü görüntüsü altında çalışan dev bir işletmenin adı... Önce Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminalinden iş alan taksilere kestiği makbuzla tanımıştık Keçiörengücünü... Daha sonra kimi otoparkları

Yazının Devamı