Kimin eli kimin cebinde? Merakımız üzerine garaj yetkilisi şu bilgiyi veriyor:- Keçiörengücü, Ankara Büyükşehir Belediyesinin takımı... Terminale gelip giden araçlardan toplanan para Keçiörengücüne gidiyor. AŞTİden müşteri alan her taksi Keçiörengücüne para ödüyor. Bir taksi hiç beklememek koşuluyla üst banttan yolcu almışsa 500 bin lira, alt banda inmişse 2.5 milyon lira ödüyor. Günlük 15 milyon lira öderse başka para vermeden bütün gün müşteri alabilir...AŞTİye her gün yüzlerce taksi girip çıkıyor, taksilerden milyarlarca lira para toplanıyor... Keçiörengücünün en zengin kulüpler ve en güçlü takımlar arasında yer alıyor olması lazım. Kulübün telefonunu çeviriyoruz. Kimse çıkmıyor. Federasyondan durumunu soruyoruz:- Üçüncü Lig 2. Grupta 16 takım arasında 10uncu...Takım son 5 maçta bir galibiyet, 2 beraberlik, 2 mağlubiyet almış. Toplanan paralar kulübe gitmiyor mu?.. Ya da gidiyor, orada fazla durmadan başka yerlere mi aktarılıyor?.. Durum karanlık... Melih Gökçek devlet içinde devlet. Bunun böyle olduğu o sakil "Ankara amblemi"nin kaybettiği bütün davalara rağmen hâlâ otobüslerin üzerinde dolaşmasından da belli oluyor. Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminalinden (AŞTİ) taksiye
Yasaya göre bundan böyle her aşamada gıda denetimini Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yapacak... Ancak yasanın uygulanması için gerekli 20 dolayındaki yönetmelik çıkarılmadı. O yüzden de 4 aydır gıda denetimi yapılamıyor. Vatandaş tifo, paratifo, dizanteri, kolera, gıda zehirlenmesi, hepatit, tüberküloz vb. gibi hastalıklar tarafından tehdit ediliyor.Türk Tabipleri Birliği hükümeti bu konuda acil önlem almaya çağırdı dün. İnsana saygımız, "trafik"ten "gıda denetimi"ne kadar işte bu düzeyde... Kendine saygısı olmayana başkaları saygı gösterir mi? "Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesi"ne dair yeni yasa 5 Haziran 2004 tarihinde yürürlüğe girdi... Korkut Özal, "Turgut Özal, Türkiyeyi Hz. Alinin öğütleriyle yönetti, Erdoğan da bu kitapla büyüdü" demiş. "Referansları İslam" diye ABye ihbar ediyor... Haldun Eretem Tangonun ruhlara yansımasını resme kim dökebilir? Elbet bir tango sevdalısı... Yeşim Esemen, bu hafta istanbulda Tünel Meydanında tangonun yarattığı duyguları kara kalemle anlatan resimlerini sergilemeye başladı... Başlığı: Beyazın Üstünde, Siyahın Altında... Diyor ki davetinde Esemen:"Her bir tango, yaklaşık 3 dakika içine sığdırılan bir yansımadır... Hayatın içinden üçer
CHPli milletvekilleri ise bu gerekçeye "tamamen uydurma" diyor.CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu, kabul edilen 344üncü maddeye dikkat çekiyor... Okuyalım:... "Çevrenin kasten kirletilmesi" başlıklı 181inci maddesinin birinci fıkrası ile "çevrenin taksirle kirletilmesi" başlıklı 182nci maddesinin birinci fıkrası, yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra... yürürlüğe girer."Osman Coşkunoğlu diyor ki:- İki yıl ertelenen uygulama, çevreye karşı işlenen "kasıtlı" suçları içeriyor. Bu tür (yani "kasıtlı") suçlar, arıtma tesisi olduğu halde, işletme masraflarından kaçınmak için arıtma tesisini kullanmadan, atıkların dereye veya toprağa atılmasıdır... Osman Coşkunoğlu Meclis görüşmelerinde bu durumu Adalet Bakanı Çiçeke hatırlatıp yanıt istemiş. Çiçek: "Yanıtımı yazılı olarak vereceğim" deyip geçiştirmiş durumu. Zabıtlarda böyle yazılı. Sonuçta... Bu ertelemeyle çevre katilleri cinayete teşvik edilmektedir. Yasa, arıtma tesisi sahiplerini arıtmalarını çalıştırmamaya teşvik etmektedir... Çevreciler uyuyor.. Basın uyuyor... Bu kafalarla yönetilen bir ülke ve ne olup bittiğinin farkında olmayan halk, çevre kirliliği içinde boğulmaya kendini mahkûm etmiş oluyor. Çevre Bakanı Osman Pepe
***Bugün ellerinizi her zamankinden daha çok açın. Avuçlarınıza melekler gül koysun. Gülleri koklayın, yüreğiniz mutluluk, umut ve sevgiyle dolsun. Hayırlı kandiller.***Fedakâr olan gönülden sevendir,Yürekli olan kendini bilendir,Sizin gibi unutulmayan dost,Bir ömre bedeldir.***Rabbimden din istedik; İslamı verdi.Yar istedik; Resulü verdi.Can istedik; Kuranı verdi.Dost istedik; bu numarayı verdi.Kandiliniz mübarek olsun. Sanatla başımız pek hoş olmasa da... Her dört kişiden beşi şair olan... Kafiyeyi seven bir milletiz. Böyle milletin "Kandil Mesajları" da şairane ve kafiyeli olacak elbet... "Berat Kandili" dolayısıyla bir milletvekilinin önceki gün cep telefonuna gelen mesajlardan birkaçını örnek olarak sunuyoruz... Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konusunda çok hassas olan AB, nedense bazı konularda küt... Orhan Erinç anımsattı dün... Mesela ABden hiç, "Toplusözleşmesiz ve grevsiz memur sendikacılığı bizim kriterlere uymuyor" şeklinde bir uyarı gelmedi bugüne kadar... Nasıl demokrat bunlar? Evrensel gazetesinde, Sefer Selvinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğanı hicveden bir karikatürü yüzünden gazete 10 milyar lira tazminata mahkûm edildi...Gazete avukatları duruşmalarda
- Tony Blairin "Irakta her şey yolunda" şeklindeki sözlerine kanarak bu ülkeye giden ve kaçırılan Ken Bigley, 10-15 gündür İngilterede hep birinci sayfa haberi... (Bizim kaçırılan şoförler ise malum, ancak öldürülünce iç sayfalarda yer bulabiliyor...) Ken Bigleyin sağ salim evine dönebilmesi için, ailesinin ve kamuoyunun çabasını yakından izlemek, Türk halkı için çok ama çok eğitici olurdu. Bir taraftan, ülkenin bir bireyinin başına gelen ölümcül tehlikeye karşı tüm toplumun nasıl savaşım verdiği görülebilir, diğer taraftan da, bu durumun doğmasına yol açtığı iddia edilen politikacıların kamuoyu tarafından nasıl sorgulandığından ibret alınırdı. Irakta kaçırılan Ken Bigley adlı İngiliz mühendisin 2 Amerikalı arkadaşının boğazı kesildi. Ken Bigleyden haber alınamıyor... Aynen kimi şoförlerimiz gibi... Peki aradaki fark mı? Londradan Genç Köylü yazıyor: Sağlık Bakanı Akdağ, "Deli dana hastalığı Türkiyede teorik açıdan bir tehlike oluşturmuyor" demiş. Niye? Biz normal insanlar değil miyiz? Haldun Ertem Çevre suçlarına hapis cezasını 2 yıl erteleyen TCKdaki değişikliğe eski Çevre Bakanı İmren Aykut ne diyor? Dinliyoruz:- Bir arıtma tesisi en fazla 6 aylık sürede kurulur. Siz buna 2 yıl
Darbenin henüz ilk aylarıdır. İstanbul Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen Klasik Türk Sanat Müziği konserinin onur konukları Kenan Evren ve Konsey üyeleri... Gecenin sunucusu ise Haluk Kurdoğludur. Protokol görevlisi, ilk kez sunuculuk yapacağından heyecanını bastırmak için bir kadeh viski içmiş olan Kurdoğluna gider, takdimdeki yöntemi anlatır:"Salona önce Konsey üyeleri girecekler. Onların ardından da tek başına Devlet Başkanımız. Sayın Evren salona girdiği anda siz, Sayın Devlet Başkanı diye anons edeceksiniz."Ancak heyecanını bastıramayan Kurdoğlu, vahim! bir hata işler. Sayın Devlet Başkanı anonsunu yanlışlıkla Konsey üyeleri salona girdiğinde yapar. Yaptığı hatadan nutku tutulmuş olacak ki, Evren içeri girdiğinde ise hiçbir anons yapmaz. Devlet Başkanı, sıradan biri gibi içeriye sessizce girer, yerine oturur. Sonra ne mi olur? Böyle hata olmaz, mutlaka kasıt vardır" düşüncesiyle Haluk Kurdoğlu, Evrenin İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığının emriyle konser biter bitmez gözaltına alınır. Evren, Basın Sözcüsü Ali Baranselin olayı öğrenip sabaha karşı devreye girmesiyle yeniden özgürlüğüne kavuşur. Önceki gün kaybettiğimiz değerli tiyatro sanatçımız Haluk Kurdoğlunu, bir 12
Türkiyede gözaltına alınan 82 kişi ise 6 aydır ne hâkim, savcı yüzü gördü ne de tek kelime savunma yapmalarına izin verildi... Halen içeri de duruşmaya çıkacakları günü bekliyorlar... Kendilerine suçlarını sorduklarında sadece:- Bir bilgisayar disketi var, o diskette senin de adın var, deniliyormuş... İşte AB adayı Türkiyede hak, hukuk ve demokrasi...AB bu konuyla ilgilenmez mi?İlgilenmez..Onlar insan hakları denilince sadece Kürtlerin ve dini azınlıkların haklarıyla ilgilenirler... Türkiyede ve dört Avrupa ülkesinde 1 Nisan 2004 tarihinde "DHKP-Cye uluslararası operasyon" başlığı altında düzenlenen operasyon hatırlarda... Avrupa ülkelerinde bu operasyonda tutuklanan kişiler 24 saat içinde serbest bırakıldı... Başbakan Erdoğan, "Hortumcunun keçisini bile sattık" demiş! Hortumcu da keçisinin de satıldığını öğrenince yatla gezmeye çıktı anlaşılan... Arif Ayhan İki karikatür çok konuşuluyor. Birincisi Almanyada Der Spiegelde yayımlanan, Türkiyeyi AB yazılı büyük kapının altındaki köpekler için yapılmış delikten geçip ABye girerken gösteren... Diğeri İsviçrede "24 Heures" gazetesinde yayımlanan tüm ülkeleri alafranga, Türkiyeyi alaturka tuvaletle tanımlayan karikatür. Eski ANAP
Irakta bizim de yakınlarımız var... Kuzey Irakta bir askeri birliğimiz... İki ateş arasında kalmış Türkmen soydaşlarımız var. Ayrıca son zamanlarda kaçırılan, rehin alınan, öldürülen şoförlerimiz... En son Türkmen şehri Telafer Amerikan uçakları tarafından bombalandı, 100den fazla Türkmen öldürüldü.Kısacası Türk sivil ve askeri yetkililerin Irakı ziyaret etmeleri için sebepler sayılamayacak kadar çok. Ama gitmiyorlar.Peki neden? Yılların savaş muhabiri Vedat Yenerer dünkü sohbetimizde anlatıyor."Bosnadaki iç savaşta dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, Meclis Başkanı Hikmet Çetin, Başbakanı Tansu Çiller, muhalefet partisi lideri Deniz Baykal, en ağır bombardımanların yapıldığı günlerde Saraybosnaya geldiler. Oradaki soydaşlarımıza moral, yalnız değilsiniz, arkanızda Türkiye vardır, mesajını verdiler. Oysa sınırımıza sadece 50 kilometre uzaklıktaki Telafere bir tek yetkili bile gitmedi şimdiye kadar... Güvenlik endişesiyle mi gitmiyorlar yoksa Amerika izin vermediği için mi, bilmiyorum. Ama bir büyük devletin yönetimindekilerin büyüklük gösterisinde sınıfta kaldıklarını görüyorum." Amerika Başkanı Bush, Savunma Bakanı Rumsfeld, Yardımcısı Wolfowitz zaman zaman Iraka gidiyor, Amerikan