Devlet sanatçılığı konusundaki hararetli tartışmalara İbrahim Tatlıses de önceki akşam Kanal D Ana Haber programı aracılığıyla katıldı. "Okul ve üstgeçit inşası gibi sayısız hizmetlerine rağmen" listede adının olmayışına anlam veremediğini söyleyen Tatlıses, Baba'ya kırgınlığını kendine özgü üslubuyla şöyle aktardı:
- İbo Show'un bitiminde zırrr, bir telefon... Cumhurbaşkanımız arıyor: "Alo, İbrahimcim! Programını izledim, çok güzel olmuş, çok beğendim..." Koca Türkiye'de başka iş kalmamış da İbo Show'u mu seyrediyor, diyeceksiniz. Ama izliyor işte... Ve o an... Baba'nın İbo'ya "resmen" haksızlık (!) ettiği anlaşılıyor!..
İbrahim Tatlıses, canlı yayına telefonla katılan "devlet sanatçısı" Sezen Cumhur Önal'ın tahrikleri üzerine dayanamayıp devlet sanatçılığını niçin bu kadar çok istediğini de anlattı:
- Söylemeyecektim ama söyleyeyim. Benim asıl isteğim yeşil pasaport almak... Yabancı havalaalanlarına iniyorum; Türk olduğumu anlayınca gel kardeşim diyorlar, bir saat
Tebrikler Galatasaray yöneticileri... Tebrikler Fatih Hoca... Tebrikler çocuklar... Avrupa'nın devleriyle başabaş mücadele ettiğiniz ve bizlere futbol heyecanıyla dolu günler yaşattığınız için... Saray dolusu tebrikler... Ziyanı yok, bir yıl daha bekleriz... Eğer alınan dersler iyi değerlendirilirse önümüzdeki yıl final de oynarız.
Anlaşıldı ki, böyle bir kupa sürecine daha kaliteli yedeklerle girmek lazım... Bu bir...
Hakemlerle uğraşıp boşuna sarı kart görmemek lazım, iki...
Juventus'un vücut vücuda futboldaki başarısı, Atletic Bilbao'nun sahayı parselleme ve tümünü kullanmadaki ustalığı, alacağımız derslerin üçüncüsü ve dördüncüsü olmalı...
Artık bir dünya takımı olan Galatasaray'da gole gitmek varken penaltı sahtekarlığına başvuran oyuncuya yer olmamalı...
Teknik direktörümüz, kritik maçlarda karar alma yeteneğinde meydana gelen tutukluğu üzerinden atmalı...
Spor basını içinde Tugay gib
Elektronik devrimin hayatımızda yaratacağı değişikliklerin ipuçlarını alıyoruz sürekli... Son günlerin birkaç küçük haberi de geleceğin büyük değişimlerini haber veriyor... Mesela...
İngiltere'de bir çöp toplama firması işçilerini uzaydan kontrol için çalışmalara başlamış... Halen mevcut olan bir sistemle merkezde oturan bir görevli şirkete bağlı çöp kamyonlarının gün boyu hareketlerini izleyebiliyor. Kamyonlardan biri öğle tatilini uzattı diyelim.. Veya bir başka ekip çöpleri boşalttıktan sonra arabayı bir kahvenin önüne çekip işten kaytardı. Merkezdeki görevli uzay bağlantısıyla bütün bu hareketleri izleyebiliyor. Şirket, 100 bin dolarlık bir yatırımla bu sistemi kurabilecekmiş.
Bu şekilde pek çok işyeri dışardaki elemanlarını izleyebilecek yakın gelecekte...
Bir başka haber... Çok yakın gelecekte giyim mağazalarının elbise prova odaları ortadan kalkacak. Çünkü bir elektronik sistemle insan vücudundaki 300 bin nokta, milimine kadar ölçülüyor. Bu ölçüleri alan terzi üzerinize şıp diye oturacak elbiyeyi dikebiliyor.
Baba yine yapacağını yaptı (!) ve 72 sanatçıya daha "Devlet sanatçısı" ünvanı verdi. Listede yer alan isimlerden bir bölümüne kimsenin diyeceği yok. Ama ya diğer bölümü?.. İnsan bunlara bakınca listeye alınmayan nice isme haksızlık yapıldığını, haklarının yendiğini düşünmeden edemiyor! Kimler mi örneğin?.. "Hakkı yenen gazeteci" Fahrettin Fidan'a kulak veriyoruz:
Uzaylı sanatçı Mustafa Topaloğlu, ağzı bozuk sanatçı Huysuz Virjin, müstakbel sanatçı - kurye kız Dilek, titreyen şarkıcı Azer Bülbül, jiletleten sanatçı Müslim Gürses, silikonlu sanatçı Sevda Demirel, delikanlılığın kitabını yeniden yazan sanatçı Hakan Taşıyan, herdaim ağlayan sanatçı Doğuş, Kumkapı Güzeli Zeynep Uludağ, Sulukule Güzeli Güllü, kadın düşmanı sanatçı Levent Oran, Kahtalı Mıçı, Sivaslı Cindy, Baba (!) sanatçı Selçuk Ural, koca (!) sanatçı Hakan Ural, iki çocuklu ana sanatçı Sibel Can, Medyum Memiş, Balık Ayhan, Alık medyum Keto, Sisi, Rober Hatemo, Küçük Onur, Orta İbo, Küçük İbo, Büyük İbo, Mehmetçik sanatçılar Serdar Ortaç ve Tarkan, Aldo, Yıldo, erkekkkkk sanatçılar (!) Dr. Bilal, Fatih Ürek, Aydın
Başbakan Mesut Yılmaz, üniversite diplomasını Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezuniyetinin 27'inci yılında aldı... Mesut Bey geçen hafta diplomasını aldıktan sonra gazete ve televizyonculara memnuniyetini belirtirken dedi ki:
- 1971 yılının Haziran ayında okulun Maliye şubesinden mezun olan tek kişi benim... O yıl boykot olduğundan Haziran'da herkes sınıfta kılmıştı...
Bu sözleri ekranda dinleyenler:
- Afferim delikanlıya!.. Bak komünist ve anarşistler boykot yaparken o paşa paşa derslerine çalışmış, Haziran'da sınıfını geçivermiş,
diye düşünmüş olmalılar... O zaman soralım:
Acaba o yılın Haziran'ında öğrenciler neden boykottaydı?
Çünkü;
Telefon rehberleri üzerinde yapılan "akademik" çalışmalara bir yenisi daha eklenmiş. Okurumuz Dilek Karagülle haberdar ediyor bizi... İşte Turkcell'in abone kayıt listesinden titiz bir çalışma sonucu çıkarılmış kimi ilginç isimler:
Şehriye Pilav, Musa Pastırma, Sakin Zeytin, Abdulhalim Pırasa, Nazım Enginar, Çetin Ceviz, İsmail Fındık, Efsane Çilek, Süleyman Pekyumurta, Oktay Dolmasever, Güçlü Kuvvetli, Kibar Zorba, Satılmış Dağdeviren, Ömürlü Doğrugiden, Şeyla Boynuinceoğlu, Muhlis Dünyadagülmez, Dünya Malıdüzdür, Cömert Varlık, Cemal Paşa, Jandarma Kızkaçıran, Muhterem Öğretmen, Fazlı Kont, Fikri Faiz, Halim Harap, Mukaddes Çalışye, Cebrail Görür, Behçet Becerir, Rüştü Düzer, (Jinekolog Dr.) Kaya Bilir, (Diş Hekimi) Oya Bilir, (Avukat) Güven Kurtul, Fatma Donukara, Ayşe Donsuz, Selma Veren, Yosma Alver, Sezer Yan, Parla Yan... Eyüp Karadayı dostumuz iki güzel boksör fıkrası anlattı geçenlerde ayaküstü... Boksör sıkı bir yumruk almış... İki seksen yerde... Doktor ayıltmaya çalışırken bir yandan
Okurumuz Melih Gürol, Bülent Ecevit'in Hükümet kurmasını kolaylaştırmak için ona şu önerilerde bulunuyor:
1. Acele ikinci bir uçak kiralanmalı. Birincisi Mesut Bey ailesine diğeri Tansu Hanım'a tahsis edilmeli.
2.Bankalarla sorumlu devlet bakanlığı adedi ikiye çıkartılmalı. Bankalar eşit olarak paylaştırılıp ANAP ve DYP'ye ayrılmalı.
3. Özelleştirme ile ilgili bakanlıklar aynı şekilde ikiye ayrılarak iki partiye verilmeli. Her iki bakanlığa ikişer milyar dolarlık kamu tesisi satılması görevi verilmeli.
4. Yatırım yapan bakanlıklar yine eşit olarak iki partiye verilmeli.
5. DSP bu gün elinde tuttuğu bakanlıklarla yetinmeli.
Yaşar Kemal, Berlin Hür Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada:
- 20 milyon Kürt, insan hakları olmadan yaşadığı sürece Türkiye'de demokrasi olamaz, diyor...
Aynı günlerde Washington Post'un bir yorumunda Türkiye'deki Kürtlerin oranı "yüzde 30" olarak belirtliyor...
Türkiye'deki Kürt kökenli yurttaşlarımızın sayısı gerçekte nedir?
Turgut Özal yaklaşık 10 yıl önce Türkiye'deki Kürt sayısını 12 milyon gibi bir rakama oturtunca bu sayı abartılı bulunmuş, bir süre tartışılmıştı.
Diyelim ki o dönemde Kürt sayısı Özal'ın buyurduğu gibi 12 milyondu.
Kürtler dışarıya en çok göç veren kesim olduğu halde 10 yılda nasıl oldu da sayıları yüzde 65 oranında arttı?..