ACİL ÜTÜ MÜHENDİSİ ARANIYOR

27 Mayıs 2016

Ara ara dile getiriyorum… Çok da tepki alıyorum ama fikrim hâlâ aynı. Yaşam koçluğu denen mesleği bir yere oturtamıyorum kafamda…

İşinin erbabı kişilerin oyuncu, spor ve beslenme koçluğu gibi spesifik bir alana yoğunlaşarak bu işi yapması ayrı bir konu tabii…
Ama üç aylık kurs sonucu ‘yaşam koçu’ olmak biraz iddialı sanki.

Şu da var ki bu mesleğe soyunanların özgüvenlerinin hastasıyım! Hafta sonu yeni bir meslek dalıyla daha tanıştım. İki gayet hoş ve havalı hanım ‘ev doktoru’ olarak hizmet vermeye başlamışlar.

Evinden memnun olmayan ama kırma - dökme, mimari çalışma istemeyen kişilerin evlerinde inceleme yapıp, atılacakları atıp, kullanılabileceklerin yerini değiştirip, imalatları olan yeni cicilerle süslemek suretiyle yepyeni bir çehre kazandırıyorlarmış evlere…

Yani bir nevi rekonstrüktif plastik cerrah olduklarını söylemek mümkün bu yaratıcı kadınların. Bu iş yaygınlaşırsa bölümlere ayrılması da kaçınılmaz olacak.

Ne bileyim mutfak için ‘mutfak cerrahisi’; yatak odası için ‘jinekolojik - ürolojik ev tasarımı’, çocuk odasına ‘pediatrik ev yapılanması’, salon ve koridor için ‘endokrinel çalışma’ gibi...

Ne de olsa doktordur kendileri!

Yazının Devamı

İŞLENMİŞ KARBONHİDRAT KAFASI

20 Mayıs 2016

Yer, lüks marketlerden biri… Kasada önümde 40’larında çok havalı bir kadın… Aldığı iki parça ürün 32 TL; marka cüzdanından 200’lük banknot uzatıyor…
Kasiyer “Bozuk yok mu?” diyor. Cevap: “Hayatım akşam seyahate gideceğim, kalan işleri hallediyorum; 2 bin TL koydum cüzdana sabah. Son 200’ü sana veriyorum. Uçuyor para...” Kasiyer cevap vermeden yan kasadan parayı bozduruyor.
İkinci hikaye kuaförde… Yanımdaki kadının manikürünü yapan kızla konuşmasına şahit oluyorum.Hanımefendi ertesi gün Napoli’ye gidecekmiş. Roma ve Milano artık orta sınıf Türkler’le doluymuş! İtalyan yemeği deyince herkes pizza ve makarna sanıyormuş. Halbuki Napoli’de asıl İtalyan yemekleri varmış.
Bunlar neyin tatmini anlamak zor!
Lüks mağazalarda satış görevlileriyle müşteriler arasında sık rastlarım bu tür muhabbetlere… “Hayatım, almayayım şimdi… Haftaya Paris’e gidiyorum” gibi…
Yani “Alışveriş yapmayışımı parasızlıktan sanma. Yurt dışına gidiyorum orada harcayacağım” diyor.
Bir de şunu yapar kredi kartı limiti bol yurdum kadını: Alır eline bilindik bol sıfırlı markalardan birinin ayakkabısını ve başlar konuşmaya… “Sizin Londra’daki mağazada bunun şurası yeşil olanı vardı, vaktim yoktu almadım…

Yazının Devamı

TANIŞTIRAYIM, ‘INSTAGRAM REKLAM YILDIZI’

13 Mayıs 2016

Her sabah Instagram’da karşılaştığımız şey neredeyse amuda kalkmış bir sosyal medya ünlüsü…
Markalar, takipçisi bol bir sosyal medya fenomenini alıyor giydiriyor, gezdiriyor, yüzünü boyuyor, yediriyor, içiriyor…
Söz konusu kişi de tanıtımını yaptığı ürünü allıyor, pulluyor, övüyor ve takipçilerine sunuyor… Sonuçta alan razı satan razı, ortada yanlış olan hiçbir şey yok…
Ama acaba bunlar biraz daha ustaca, yaratıcı olamaz mı merak ediyorum… Bazen o kadar açık ve seçik reklam kokuyor ki…
‘Bu resimde ürün yerleştirme vardır’ yazısından farkı yok çoğunun. Paylaşımlarda parantez içinde şunu okuyorum çoğu zaman: ‘Parayı cebe indirdim, hak etmem lazım’, ‘Bu işi sana verdik ama hadi bakalım görelim neymiş gücün, geri dönüşün ne olacak?’, ‘Beleş yiyip içtim şimdi fotoğraf vakti’, ‘Üç gündür ağırlıyoruz sizi, zahmet olmazsa SPA merkezini de araya sıkıştırın’…
İşte bana, bu ve bunun gibi düşünceler yaratan hesaplar biraz çiğ gelmeye başladı… Hep tekrar… Farklı bir şey olmuyor, olamıyor…
Bir kişi 20 tane markayla çalışıyor…

Yazının Devamı

ERKEKLERLE KADINLAR YER DEĞİŞTİRDİ

6 Mayıs 2016

Kadınlar bu hafta Tarkan’ın evliliğini konuşuyor. 40 yaşa kadar bekar kalmış erkeklere uzanıyor sohbet…
Mahsun Kırmızıgül giriyor konuya kısa bir süre… ‘Beyaz’a ne zaman sıra gelecek?’ şeklinde ilerliyor muhabbet…
35 yaşında şu anda bekar olan bir arkadaşım anlattı geçen gün… Açık konuşayım, evli arkadaşlarımdansa bekarlarla laflamayı daha çok seviyorum… Ya da ‘evli olup evliliğine ve sahip olduğu sahte konfora aşırı bağlanmayanlarla’ diyelim…
Önde anne - baba, arkada çocuk(lar) pazar kahvaltısına gitmek pek çok kişinin aksine bana çok mutlu bir görüntü
filan vermiyor.
Sıkıcılık hüzünlü bir şey bence… Neyse konumuza dönersek, arkadaşım bir adamla tanıştırılıyor… 40’ını geçmiş, hiç evlenmemiş biriyle…
Üç kişi buluşup kakara, kikiri hoşça vakit geçiriyorlar. Şaraplar gırla gidiyor…

Yazının Devamı

MODADAN ÇOK ANLAYINCA

29 Nisan 2016

Ne zamandır moda konusunda yazmadığımı fark ettim. Bizim Bihter (Ayyıldız) ve Asena’yla (Sarıbatur) yarışamayınca çekildim ligden…
Şaka bir yana moda benim için kahvenin cappuccino cinsidir. Ayda iki kez yeter! O hesap…
Özellikle son yıllarda giyim kuşam konusunda hiç riske girmiyorum. Desensiz, tek renk… Çoğunlukla da pastel ve beyaz tonlara, minimal çizgilere kayıyorum…
Karar vererek değil; içgüdüsel yaptığım bir seçim… Moda konusunda hiç ahkâm kesmedim, zira belli bir konuda konuşacaksan o konuyu dibine kadar bileceksin!
Sezonun hit parçalarını üstüne geçirmekle olmuyor! En pahalı mağazaların bir numaralı müşterisi olsan da nafile… Bu konuda iddialı olmak için öngörülerin olacak, en az üçte bir tutturacaksın…
Birçok şeyden herkesten önce senin haberin olacak, hatta haberler sana akacak…
Modadan anlıyorsan kumaşın iyisini uzaktan fark edeceksin… Bir kıyafetin hangi döneme ait olduğunu bileceksin… Markalarla sınırlı kalmayacak, tasarımcıları da tanıyacaksın…

Yazının Devamı

COOL OLMAYA ÇALIŞINCA

22 Nisan 2016

Ünlüler bunu sık sık yapıyor.
Kendilerine küs oldukları kişi hakkında bir soru soruluyor.
“Öyle birini tanımıyorum, o kim?” filan tarzında cevap geliyor.
Bu hiç cool değil, önemsemiyor gibi de durmuyor.
Bilakis olayın acayip önemli olduğunu, o kişi gündeme geldiğinde çıldırdığını filan gösteriyor.
“Bunu konuşmaya gerek yok, eski bir olay” filan dense daha iyi…
Tabii aslında daha espri tadında bir şeyler söylense ne hoş olur da… Nerede?

Yazının Devamı

AYNA MISIN AYNISI MISIN?

15 Nisan 2016

Ayrılan çiftler “Hayata bakış açımız farklı, beklentilerimiz başka, anlaşamıyoruz” filan diyorlar ya…
Yokmuş öyle bir şey… İnsan asıl kendinde de var olan eksiklikleri başkasında gördüğünde tahammül edemiyormuş…
Yıllar evvel boşanan bir çifti hatırlarım.
Adam çalışmıyordu, işleri yolunda gitmiyordu, hareket etmekte zorlanıyordu açıkçası… Karısıysa tam tersi gününün 10 dakikası boş kalacak diye ödü kopan, oradan oraya yetişen bir tipti… Ayrılmalarını çok olağan karşıladığımızı hatırlıyorum.
Geçen hafta okuduğum Ayla Algun’a ait ‘Aynada Seni Gördüm’ adlı kitabın bir bölümünde yukarıdaki hikaye var sanki.
Ama Algun’a göre birbirinden çok ayrı dünyalarda görünen bu kadın ve erkeğin sorunu aslında aynı: Biri yetersizlik hissinden ötürü hiçbir şey yapmıyor; diğeri de aynı histen dolayı çok şey başararak kendini ispat etmeye çalışıyor. Sorunları aynı olmasına rağmen bunu ifade ediş biçimleri ayrı olduğu için anlaşamıyorlar…
Yani ikisi de iç dünyalarına dönüp; sorunun özünü keşfetseler, biri harekete geçecek, diğeri de biraz duracak ve orta yolda buluşacaklar belki.

Yazının Devamı

PASTAMI ÜFLER MİSİN?

8 Nisan 2016

Sosyal medya çıktığından beri, pek çok şeyin olduğu gibi doğum günü olayının da cılkı çıkmadı mı sizce? Herkesin doğum gününü kutlar olduk! Köşedeki mağazanın sahibine balon emojili ‘happy birthday’ mesajı çekiyoruz… Facebook’ta doğum tarihi kayıtlı değilse, annemizinkini unutabiliyoruz ama…Ayrıca öyle yaş gününde ‘bir pasta üfle, geç git’ durumu da yok… Herkesle ayrı ayrı pasta kesip “Bilmem kaçıncı pastam, şükürler olsun” gibi notlarla hesaplarımızdan yayınlıyoruz.
Arkadaşlarla çiçekli, çocuklarla böcekli, sevgiliyle kalpli bir sürü pasta üflüyoruz… Kaç pasta üflediysen o kadar çok seviliyorsun, o kadar geniş çevren var, zenginsin, ünlüsün falan filan…
Bunlar harika şeyler… İtirazım yok! Konuyu bir yere getirmek için eveleyip geveliyorum şu an…
Hatırlar mısınız yıllar evvel futbolcu Mehmet Topal ve eşi, oğulları Mehmethan’ın doğum gününü 50 kimsesiz çocukla kutlayıp, davetlilerden onlara hediye getirmelerini rica etmişlerdi… Tabii bu uç bir örnek ama hepimizin kendi çapında yapabilecekleri var.
Mesela bu sabah arkadaşım Meltem aradı. “Neslihan, uzaktaki bir arkadaşıma özel bir doğum günü hediyesi ararken harika bir oluşuma rastladım” dedi ve anlattı… Bayıldım…

Yazının Devamı