Ya kemer sıkılacak, ya bütçe patlayacak

26 Aralık 1996

1997 bütçesinin denkliği faiz giderlerinin düşmesine ve faiz dışı bütçenin büyük oranda fazla vermesine bağlı. Faiz dışı bütçenin öngörülen oranda fazla vermesi için 1994'dekinden de acı bir kemer sıkma gerekli.Halka müjde vermeyi çok seven Erbakan kemer sıkmayı göze alamayıp, vergi dışı gelirlere ve hayali kaynaklara umut bağlayarak harcamaları artırırsa denk bütçenin çok büyük açıklarla sonuçlanması kaçınılmaz olacak.Refah - Yol hükümetinin "denk bütçesi"nin gerçekten denk bağlanabilmesi için hükümetin 1997'de 1994'dekinden çok daha acıtıcı bir "kemer sıkma" politikası uygulaması gerekiyor. Uygulanması gereken kemer sıkma dozu, faiz giderleri dışındaki bütçe dengesinin vereceği fazlayla ölçülebiliyor. Faiz dışı bütçenin vermesi gereken fazla miktarı büyüdükçe bunu sağlamak için gerekli olan kemer sıkma dozu da artıyor. Faiz dışı bütçedeki fazlayı büyütmek için bir yandan yeni vergilerle bütçe gelirlerini artırmak diğer yandan cari harcamalarla yatırım ve personel harcamalarında kısıntılara gitmek gerekiyor.
1988 yılından bu yana kaydedilen bütçe gerçekleşmeleriyle 1996 gerçekleşme tahminlerini kullanarak hazırladığımız grafik, bütçe dışı fazlanın gelişimini ve 1997 bütçesindeki

Yazının Devamı

Ah Marcello!

22 Aralık 1996

İtalyan aktöre sempati duyduğumu bilen Milliyet'teki oda komşum Meral Tamer, "başın sağ olsun", diyerek Marcello Mastroianni'nin ölümünü bildirdiğinde içimden "Ah Marcello!" demek geldi. Hüzünle karışık garip bir duyguya kapıldım. Sanki kırk yıllık bir dostumdu ölen. Yalnızca filmlerinden tanıdığım Marcello'nun filmlerini yeniden görerek onunla yeniden beraber olabilirdim ama onun ölümüyle yaşamdan, hatta kendi yaşamımdan bir şeyin eksildiğini hissediyordum.
Beni Marcello'ya bu denli yaklaştıran şey galiba yüzündeki o benzersiz tereddüt ifadesiydi. Hep kendisiyle de alay edebilecek bir insanı oynuyordu sanki Marcello. Zeynep Atikkan'a yıllar önce itiraf ettiği gibi, kadınların gücünü kabul eden, kadınlar karşısında yenilgiyi göze almış erkeğin benzersiz çekiciliğini simgeliyordu o.

Merkez Bankası eski başkanı Rüşdü Saracoğlu'na göre 1997 bütçesi 2.75 katrilyonluk bir açıkla kapanırsa bunu başarı saymak gerekecek.Türk Ekonomik Hukuk Araştırmaları Vakfı'nın önceki gün düzenlediği toplantıda 1997 bütçesi ve ekonomik beklentiler tartışıldı. İlk konuşmacı olan TBMM Bütçe Plan Komisyonu Başkanı ve RP milletvekili Ertan Yülek, 1997 bütçesinin faiz çıkmazını aşma ve rant ekonomisinden reel

Yazının Devamı

TÜBİTAK küçüklerin yanında

20 Aralık 1996

TÜBİTAK tarafından verilen Dünya Bankası kaynaklı AR - GE desteklerinden yararlanılan proje sayısı 220'yi aştı. Destek alan firmaların yaklaşık yarısı KOBİ
KOBİ'lerin sunduğu projelerin desteklenme oranının düşük olduğunu farkeden TÜBİTAK ölçütleri yeniden düzenleyerek ortalama destek oranını yukarı çekti
Türkiye Bilimsel Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) AR - GE projelerine destek vermeyi sürdürüyor. Dünya Bankası'ndan sağlanan kaynağı Türkiye'deki AR - GE faaliyetlerinin yaygınlaştırılması amacıyla dağıtmakla görevlendirilen TÜBİTAK özellikle KOBİ'lerin bu yöndeki faaliyetlerini artırmaları için girişimlerde bulunuyor.KOBİ'LERE ESNEK

AR - GE desteklerinden sorumlu olan Teknoloji İzleme ve Değerlendirme Başkanlığı'nın (TİDEB) Başkanı ve TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Cemil Arıkan KOBİ'lerin içinde bulundukları koşulları da gözönünde bulundurarak AR - GE desteklerinde bu işletmelere esneklik gösterdiklerini belirtti. Arıkan bir yıllık süre içinde büyük işletmelerin projeleri için ortalama destek oranının %40 olduğunu, KOBİ'ler için ise bu sayının %28.5'da kaldığını saptadıklarını vurgulayarak, "Ortak bir çalışma ile ölçütler yeniden düzenlenerek KOBİ'lere sağlanan ortalama destek oranı

Yazının Devamı

Türkiye mi daha riskli, Rusya mı?

19 Aralık 1996

Dünyanın en büyük ve ünlü bankalarından birinin üst düzeyde bir yöneticisi geçenlerde Türkiye'deydi. Bu ilginç ülkedeki son durumu yerinde görüp değerlendirmek için geldiği Türkiye'de çeşitli kesimlerden insanlarla görüşerek bir sonuca varmaya çalışıyordu.
Bu görüşmelerde soruları genellikle o soruyordu ama yeri geldiğinde ona soru sormak da mümkün oluyordu. Dar katılımlı bir yemekte, Rusya'yı yakından izlediğini belirten ünlü bankanın yöneticisine sorulan sorulardan biri şuydu: "Sizce bugün Rusya mı daha riskli bir ülke, Türkiye mi?"Bankacı muhatabımız bu soruya ,"Bence hiç kuşkusuz Rusya", diye cevap verince kendisine bu kez şu soru soruldu: "Siz böyle diyorsunuz ama Türkiye'nin kredi notu Rusya'dan daha kötü; Rusya uluslararası piyasalarda büyük tahvil ihraçları yapabiliyor, Türkiye ile stand - by anlaşmasına yanaşmayan IMF Rusya'yı kredileriyle desteklemeye devam ediyor; bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?"
Ünlü yabancı bankanın yöneticisi önce neden kendisinin Türkiye'yi Rusya'dan daha az riskli gördüğünü anlattı. Türkiye'nin gözardı edilemeyecek bir tarihsel birikime sahip olduğunu, Türk özel sektörünün deneyimi ve dinamizmiyle Rusya'dakinin çok önünde bulunduğunu belirterek

Yazının Devamı

1997 Eylem Planı'nda eylem var!

13 Aralık 1996

KOSGEB, 1997 yılında küçük ve orta boy işletmelere rehber olabilecek bir "Eylem Planı" hazırlamak için kolları sıvadı. Son iki aydan bu yana KOSGEB başkanlığında yapılan komite toplantılarında çeşitli özel ve resmi kuruluşlar KOBİ faaliyetlerini koordine etmek için öngörüşmeler yapıyor. Bu toplantıların sonucunda KOBİ'ler için ayrılan kaynaklar daha verimli kullanılabilecek; ayrıca ortaya KOBİ'lerin 1997 yılının ilk çeyreğinden itibaren pratikte yararlanabilecekleri kitapçıklar çıkacak.
Türkiye Esnaf - Sanatkar ve Küçük Sanayi Araştırma Enstitüsü (TES - AR) Müdürü Dr. İrfan Yazman'ın verdiği bilgiye göre Başbakanlık AT Koordinasyon Kurulu kararıyla 9 Mayıs 1996'da kurulan KOBİ Teknik Komitesi, KOBİ'lerin sorunları üzerinde çalışmak üzere altı teknik çalışma grubu oluşturdu. Bunlar;
1. Finansman sorunları,
2. Üretim/yönetim/teknoloji sorunları,
3. Nitelikli işgücü sorunları,
4. Bilgi/işbirliği/ihracat sorunları,
5. Düzenleyici mevzuat sorunları, ve

Yazının Devamı

Gümrük Birliği iyi mi oldu?

12 Aralık 1996

Tam bir yıl önce 13 aralık 1995 günü Avrupa Parlamentosu, Türkiye'nin Avrupa Birliği(AB) ile gümrük birliğine girmesini onayladı. Bu olayın Türkiye'de nasıl büyük bir zafer havası içinde kutlandığını, Tansu Çiller'in bu olayı, bazı basın - yayın kuruluşlarının yoğun desteğini de arkasına alarak, nasıl bir seçim kozu olarak kullandığını henüz unutmadık. Türkiye bu kararla sanki yepyeni bir döneme giriyor, Sayın Çiller de bu büyük atılımı gerçekleştiren lider olarak halktan oy istiyordu.
Şimdi bir yıl sonra nasıl bir tabloyla karşı karşıyayız?
Her halde bir yıl önce çizilen tablodan tamamen farklı bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bir yıl önce estirilen gümrük birliği rüzgarından eser kalmamış.
Bir yıl önce "bizi desteklerseniz Refah Partisi tehlikesini önlerim", diyerek Avrupa'yı kandıran Sayın Çiller şimdi Refah'la kolkola iktidara tutunuyor.
Türkiye, gümrük birliğinin onaylanmasını talep ederken Avrupa'ya yaptığı vaatlerin hiç birini yerine getirmemiş, insan hakları ve demokratikleşme cephesinde adım atmamış.
Türkiye, gümrük birliğinin uygulanması için gerekli olan bir gümrük kanununu çıkartamamış, bir rekabet kurulunu kuramamış, AB'nin anti - damping soruşturmalarına adeta çanak tutmuş.

Yazının Devamı

1997'nin falı özelleştirmeye bağlı

8 Aralık 1996

"Denk bütçe"nin ne büyüklükte bir açıkla kapanacağını yılın ilk yarısında özelleştirme cephesinde atılacak adımlar belirleyecek.Çok iddialı bir özelleştirme hedefiyle yola çıkan hükümet bu yolda hızlı adım atabilerse dış dünyadan da olumlu puan alabilecek.Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, İktisadi Araştırmalar Vakfı ile Akdenet'in ortaklaşa düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada 1997 yılının ilk yarısını ve sonraki aylardaki gelişmeleri etkileyecek en önemli beş unsuru şöyle sıraladı:
1. IMF ile ilişkilerin seyri
2. Özelleştirmenin gerçekleştirilmesindeki hız
3. Hazine'nin dış piyasalardan sağlayacağı imkanlar
4. Faiz dışı bütçe fazlasının 1997'de de devamı
5. İç borçlanmanın dengeli olarak sürdürülmesi.
Bu beş alanda işlerin yolunda gitmesi halinde 1997'nin ilk yarısında enflasyonun yüzde 70'lerde kalacağını ve yılın ikinci yarısında bu seviyenin de altına çekilebileceği uman Erçel, Merkez Bankası'nın ilan etmeden uyguladığı para programını bu varsayıma dayandırdığını belirtti.

Yazının Devamı

Refah'ın IMF sınavı

1 Aralık 1996

Türkiye ekonomisinin IMF'den geçmeden düze çıkması olanaksız görünüyor, IMF'den geçmenin yolu da belli ama acaba RP bunun farkında mı?ABD'ye karşı tavır koyan RP, IMF'nin hayali kaynak paketleriyle ikna olacağını ve Türkiye'ye iltimas geçeğini sanıyorsa yanılıyor.

Hayali kaynak paketleriyle milleti avutan siyasetçiler, "ekonomi tıkırında" diyerek ahkam kesen hamşoekonomistler, borsaya "gaz vermek" için pembe tablolar çizenler ne derlerse desinler Türkiye ekonomisinin nereye doğru gittiği ortada. Hiç bir uygar ülkede görülmeyecek şekilde dış ticaret verilerini geciktirerek, kamu bankalarıyla borç operasyonları yaparak, "parayı koyacak yer bulamıyoruz",diye demeçler vererek gerçekleri bir noktaya kadar örtebilirsiniz, ondan sonra takke düşer, kel görünür.
Eldeki veriler ve gözlenen gelişmeler Türkiye'nin bir kez daha kendi kaynaklarıyla finanse edemeyeceği bir harcama ve tüketme sürecinde olduğunu gösteriyor. Bu süreci kısa vadeli "sıcak para"yla bir süre finanse etmeniz mümkün ama bunun maliyetini ve tehlikelerini artık biliyoruz. Bu süreçte ekonominin rekabet gücü azalıyor, döviz kazanma potansiyeli düşüyor, kısa vadeli paraya bağımlılığı giderek artıyor ve sonunda "sıcak para" şu

Yazının Devamı