Ersin Korkut’un Survivor’da yarışırken ölen köpeği, daha doğrusu, can dostuyla ilgili haberleri takip ediyorum haftalardır.
Ersin’e kim haber verecek, haber nasıl verilecek, Ersin’in tepkisi, hepsini biliyoruz.
1990’lı yılların başında, oğulları Güneydoğu’da asker olan bir ailenin ev telefonu çalar ama açtıklarında ses gelmez. Arka arkaya iki kere daha olur aynı şey. Aile, her akşam olduğu gibi merakla haberleri izlemeye başlar, oğullarının görev yaptığı bölgede terör örgütü iki askeri şehit etmiştir. Annenin kalbi sıkışır, acaba oğluma bir şey mi oldu diye endişelenmeye başlar.
Baba da panikler, hemen yol yöntem bilen bir komşuyu çağırırlar eve, önce haberi izledikleri kanalın haber merkezini ararlar, kimse açmaz telefonu.
Sonra TRT’yi ararlar, bir muhabir çıkar karşılarına, aile derdini anlatır, muhabir uğraşır ama haberin orijinal metninde de bulamazlar şehit olan askerlerin adını.
Sabaha kadar bir koltukta anne, bir koltukta baba, gözlerini kırpmadan telefonun başında beklerler, ancak öğleye doğru arar oğulları “Ben iyiyim” der.
O
“Abdülhamid tahta çıktığı zaman Osmanlı’nın parlamentosu vardı. Hemen ilk iş olarak kapattı.”
Üç sene önce, Emin Çölaşan’ın kaleminden çıktı bu cehalet cümlesi.
19 Mart 1877’de ilk Osmanlı Meclisi’nin açılışını yapan Padişah Abdülhamid ama tahta çıktığında Osmanlı’nın parlamentosu vardı diye yazmış adam.
***
Tarihe slogan üzerinden bakan tek adam Emin Çölaşan değil Türkiye’de.
“Kurtuluş Savaşı’nı keşke Yunanlılar kazansaydı” diyen Kadir Mısırlıoğlu vardı mesela.
Tarih değil hukuk eğitimi almış birisiydi ama bir sürü insan halen tarihçi zanneder onu.
1.5 porsiyon döner 369 liradan satılıyormuş Bodrum’daki lüks bir mekânda.
Bodrum’daki lahmacun fiyatına çok itiraz etmiştim ama döner konusunda hemen yalın kılıç dalmak doğru değil konuya.
Arada ne fark var diyecekseniz söyleyeyim:
Lahmacunda kıyma-domates-maydanoz, soğan, vs, kullandığınız harç toplam 120 ile 150 gram arasında değişir, deyin ki 200 gram.
Ama dönerde durum farklı.
Döner, dana ve koyun etinin karışımına küçük bir miktar kuyruk yağı eklenmesiyle yapılır.
Hem sarması hem de kesmesinde “usta” farkı oldukça önemlidir.
Odun ateşinde pişen dönerle, normal pişen döner arasında da ciddi bir lezzet farkı ortaya çıkar.
Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un yazdığı kitap piyasaya çıktı.
Cumhuriyetçiler, Başkan Trump ve kendileri için yazılan kitaba haliyle öfkeliler.
Fakat Demokratlar da, “Bak muhalif bir kitap yazdı, artık bizden” muamelesi yapmıyorlar Bolton’a.
Aksine, “Senato’da görevden alınma sürecinde susan, iki milyon dolarlık mukaveleyi görünce kitap yazan adam” diye bakıyorlar.
Türkiye çok eğlenceli bir ülke aslında.
Mesela Milli Eğitim Bakanlığı, İngiliz ve ABD’li öğretmenlerden İngilizce yeterlilik belgesi istedi.
Aslında öğretmen demek doğru değil, not verme yetkisi olmayan ama çocuklara telaffuz başta olmak üzere katkı sağlayan usta öğreticiler tam adları.
İyi de ana dili İngilizce olan ya da İngilizce eğitim veren bir üniversiteyi bitiren insanlardan İngilizce yeterlilik belgesi istenmez ki.
Asıl istenmesi gereken belge, bu insanların öğretici olmak için gereken yeterliliğe sahip olup olmadıklarını gösteren belge.
Tüm dünyada geçerli olan bu belgeler, TEFL, TESOL, CELTA, DELTA gibi isimlerle anılıyor.
Yani TOFEL değil, bu belgeleri aramamız gerekiyor.
Anlamadığım bir konu daha var: Milli Eğitim Bakanlığı görevlendirme için C notunu yeterli bulmuş.
Aptal yerine konmak herkesin canını sıkar ama müttefik dediğiniz bir ülke tarafından topluca aptal yerine konduğunuzda canınız daha çok sıkılıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesini verdiği Amerika’nın Sesi Türkçe Servisi, Suriye’ye yönelik yaptırımların ana nüvesini PKK Suriye kolunun oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nde endişe yarattığı haberi yayınlandı.
“Sonunda müttefiklerimiz doğru yolu buluyor” diye düşündü bu haberi okuyanlar.
Oysa ABD adına Suriye’de Kürt devleti kurmak için çalışan, ABD’li diplomat William Roebuck, kanun daha yürürlüğe girmeden önce SDG’nin yaptırımlardan muaf tutulacağını açıklamıştı zaten.
Bu ABD’li diplomat Wiliam Roebuck uzun süredir Suriye’de.
Kürdistan kurma çabalarından arta kalan zamanlarda New York Times ve benzeri gazetelere Türkiye’yi suçlayan makaleler yazıyor.
Her neyse bu özel görevli bir süredir PKK’nın Suriye koluyla Suriye’de Barzani’ye yakın partileri uzlaştırmaya
Eğer boşanmış, eğer dul ya da eşinden uzakta yaşayan bir kadınsanız:
- Bir sürü erkek, sizi daha kolay elde edebileceğini düşünür.
- Diğer kadınlar için sevgilisini ya da eşini elinden alması muhtemel tehlike olarak görülmeye başlarsınız,
- Tamirat, tadilat ya da araba konusunda size yardım edebileceğini söyleyenlerin bir kısmının asıl derdinin “yakınlaşmak” olduğunu fark eder, iyi niyetli önerileri bile geri çevirmek zorunda kalırsınız.
- Komşularınız sizin hayatınızı herkesten daha çok merak eder, daha çok konuşur.
- Aileden, çevreden evlen baskısı gelir hatta adaylar bulunur.
- Mahalleden, uzak akrabalardan “namus bekçileri” türer, yanınızdaki erkek en iyi arkadaşınız olsa bile soru sorma, ikaz etme gibi bir hakka sahip olduklarını düşünürler.
- Tek başına çıktığınız tatil de gittiğiniz kafe de kimi “güdü tatmini” hastaları için “aranıyor” diye yorumlanır.
İçişleri Bakanlığı genelgesine göre, gelin ve damat nikâh kıyılırken maske takacakmış. Peki, nikâh memuru “Gelini öpebilirsin” dediğinde ne olacak?