Gene gitme veya gitmeme sorunu...

19 Mart 2004

Başbakan Tayyip Erdoğanın ve Yunan Başbakanı Kostas Karamanlisin dün zirveye "gitme" kararını vermesi, Kıbrıs Türk liderinin tutumunu bir daha gözden geçireceği umudunu yaratmış bulunuyor.Denktaşın önceki akşam aniden TV kameralarının karşısına çıkıp öfkeli bir ifade ile İsviçreye gitmeyeceğini ilan etmesi, doğrusu herkesi şaşırttı. Bu karar eğer Türk tarafının ağırlığını hissettirmeye yönelik bir "taktik" değilse, "bir hata" sayılmalıdır...***BU kararda bazı çelişkiler ve gariplikler var:1) Denktaş, İsviçredeki müzakerelere katılmayacağını bildirdi, ama ardından müzakereci görevinden çekilmeyeceğini belirtti. Eğer Denktaş umudunu tamamen yitirdi ise, bu sıfatını neden sürdürüyor?2) Denktaş, Ankara ile ve Lefkoşada çalışan Türk Dışişleri heyeti ile uyum içinde olduğunu her vesile ile tekrarlarken, birdenbire bu kararını TV aracılığı ile ilan ediyor. Ankarada, Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül, Lefkoşada da Başbakan Talat haberi TVden öğreniyor!..3) Denktaş, Türk tarafının "olmazsa olmaz" saydığı konularda karşı taraftan olumlu herhangi bir işaretin gelmediğini öne sürerek bu şartlar kabul edilmezse "hiçbir şey olmaz" diyor. Oysa müzakereler devam ediyor. Bu süreç devam

Yazının Devamı

Gene 'gitme veya gitmeme' sorunu...

19 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs görüşmeleri sürecinin ikinci aşamasını oluşturacak olan İsviçre'deki dörtlü zirveye "gitmeme" kararından vazgeçecek mi?
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ve Yunan Başbakanı Kostas Karamanlis'in dün zirveye "gitme" kararını vermesi, Kıbrıs Türk liderinin tutumunu bir daha gözden geçireceği umudunu yaratmış bulunuyor.
Denktaş'ın önceki akşam aniden TV kameralarının karşısına çıkıp öfkeli bir ifade ile İsviçre'ye gitmeyeceğini ilan etmesi, doğrusu herkesi şaşırttı. Bu karar eğer Türk tarafının ağırlığını hissettirmeye yönelik bir "taktik" değilse, "bir hata" sayılmalıdır...
***
BU kararda bazı çelişkiler ve gariplikler var:

Yazının Devamı

Kraldan önemli mesajlar...

18 Mart 2004

Babası Kral Hüseyinin izinde başarı ile yürüyen genç Kral Abdullahın Türkiyeye yaptığı resmi ziyaret, Türkiye ile Ürdünün gerçekten "aynı frekansta" olduğunu, yani ikili ilişkilerin yanı sıra, bölgesel ve küresel meselelerde de aynı görüşleri paylaştığını bir kez daha ortaya koydu.42 yaşındaki Kral, babasının ölümünden kısa bir süre sonra Ankaraya gelmişti. Bu kez, dört yıl sonra gerçekleştirdiği bu ikinci gezi, bölgede ve dünyada çok önemli olayların cereyan ettiği bir zamana rastladı. Ankaradaki görüşmelere de, kronik Filistin - İsrail sorununa ilaveten, Iraktaki yeni durum ve terörist tehdidinin yayılması gibi güncel konular da hakim oldu.Bütün bu meselelerde Türkiye ile Ürdünün görüşlerinin aynı paralelde olduğu açıkça görüldü.***KRAL Abdullah dün sabah DEİK / Türk - Ürdün İş Konseyinin Çırağan Sarayında düzenlediği çalışma kahvaltısında, önemli mesajlar içeren bir konuşma yaptı.Kral, kendisinden önce konuşan Ürdün Planlama Bakanı Dr. Bassem Awadallahın sunumunun çerçevesi içinde, Ürdün ekonomisindeki atılımları ve Türk özel sektörü için bu ülkede ve bölgede ortaya çıkan yeni fırsatları, işadamlarına anlattı.Gerçekten bugün iki ülke arasında 150 milyon dolarlık ticaretin

Yazının Devamı

Kral'dan önemli mesajlar...

18 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
TÜRKİYE'ye en yakın Arap ülkelerinin başında Ürdün'ü sayabiliriz. Bu ülke ile, bağımsızlığa kavuştuğu günden itibaren çok dostane ilişkiler kuruldu. İstikrarlı biçimde gelişen bu ilişkilerde - diğer komşularımızla olduğu gibi - herhangi bir sorun yaşanmadı.
Babası Kral Hüseyin'in izinde başarı ile yürüyen genç Kral Abdullah'ın Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaret, Türkiye ile Ürdün'ün gerçekten "aynı frekansta" olduğunu, yani ikili ilişkilerin yanı sıra, bölgesel ve küresel meselelerde de aynı görüşleri paylaştığını bir kez daha ortaya koydu.
42 yaşındaki Kral, babasının ölümünden kısa bir süre sonra Ankara'ya gelmişti. Bu kez, dört yıl sonra gerçekleştirdiği bu ikinci gezi, bölgede ve dünyada çok önemli olayların cereyan ettiği bir zamana rastladı. Ankara'daki görüşmelere de, kronik Filistin - İsrail sorununa ilaveten, Irak'taki yeni durum ve terörist tehdidinin yayılması gibi güncel konular da hakim oldu.
Bütün bu meselelerde Türkiye ile Ürdün'ün görüşlerinin aynı paralelde olduğu açıkça görüldü.
***

Yazının Devamı

11 Mart da bir milat olabilir...

17 Mart 2004

İki dehşet verici olayın ortak yanı, "yeni dünya"nın da, "yaşlı kıta"nın da, El Kaidenin sahiplendiği uluslararası terörizmin hedefi olmasıdır.ABD yönetimi, New Yorktaki ikiz kulelere karşı saldırıdan sonra, politikasında köklü değişikliklere girişti. Başkan Bush terörizme karşı mücadele uğruna dünyanın çeşitli yerlerinde (Afganistandan Iraka kadar) tek yanlı müdahalelere girişme hakkını kendinde gördü...Madriddeki tren istasyonlarına karşı girişilen saldırı da İspanya kadar Avrupayı derinden sarstı. Avrupalılar da şimdi bu tehdit karşısında ortak bir cephe kurmak ihtiyacını duyuyorlar. Nitekim AB Dışişleri bakanları bu amaçla cuma günü olağanüstü bir toplantı yapacaklar...* * *İSPANYAda 11 Mart olayının ilk ve en önemli etkisi, ülkenin dış politikasına yeni bir yön verecek olan bir iktidar değişikliğine yol açması oldu.Daha seçime birkaç gün kala, Jose Maria Aznarın Halkçı Partinin bir dönem daha iktidarda kalacağına ilişkin net işaretler varken, "El Kaide"nin giriştiği saldırı ülkedeki siyasi dengeleri sarstı. Sonuçta, Afganistan ve Irak politikalarında ABDden yana tavır alan Aznarın partisi iktidardan uzaklaştırıldı ve bu politikaya karşı çıkan ve daha "Avrupacı" sayılan

Yazının Devamı

'11 Mart' da bir 'milat' olabilir...

17 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
İSPANYA'daki "11 Mart" faciası, ABD'deki "11 Eylül" felaketi gibi, bir "milat" sayılıyor. Hem İspanya için, hem de Avrupa için...
İki dehşet verici olayın ortak yanı, "yeni dünya"nın da, "yaşlı kıt'a"nın da, El Kaide'nin sahiplendiği uluslararası terörizmin hedefi olmasıdır.
ABD yönetimi, New York'taki ikiz kulelere karşı saldırıdan sonra, politikasında köklü değişikliklere girişti. Başkan Bush terörizme karşı mücadele uğruna dünyanın çeşitli yerlerinde (Afganistan'dan Irak'a kadar) tek yanlı müdahalelere girişme hakkını kendinde gördü...
Madrid'deki tren istasyonlarına karşı girişilen saldırı da İspanya kadar Avrupa'yı derinden sarstı. Avrupalılar da şimdi bu tehdit karşısında ortak bir cephe kurmak ihtiyacını duyuyorlar. Nitekim AB Dışişleri bakanları bu amaçla cuma günü olağanüstü bir toplantı yapacaklar...
* * *

Yazının Devamı

İspanyada rota değişikliği

16 Mart 2004

Oysa ki, Madriddeki katliama kadar seçimle ilgili tüm nabız yoklamaları, Halkçı Partiyi rakibinin en az 6 puan önünde gösteriyordu. Terörizmi lanetlemek için sokaklara dökülen 10 milyon İspanyolun öfkesi, Aznarın bu saldırının sahibi olarak ısrarla - veya kasten - "yanlış adres" (yani El Kaide yerine ETA) vermesi üzerine, bu kez Başbakana ve onun partisine karşı yöneldi.İspanyanın Ankaradaki Büyükelçisi Manuel de la Camaranın bize dediği gibi, halkın geniş bir kısmı böylece Aznarı ve partisini bir "öfke oyu ile cezalandırmış oldu"...***KABUL etmeli ki, "El Kaide" bu kez dehşet verici eylemi için zamanı ve zemini çok ustaca seçti.İspanya, Aznarın gerek Afganistan, gerekse Irak politikalarında ABDnin yanında olması nedeni ile örgütün hedef listesinin başında yer alıyordu. Örgüt eylemi seçim tarihine denk getirmekle, İspanyayı yerinden oynatmanın yanı sıra, ülkenin siyasi rotasını da değiştirmeyi (ve böylece benzer durumdaki diğer ülkeleri de "yola getirmeyi") hesaplamıştır.Dün telefonla görüştüğümüz Madriddeki Büyükelçimiz Volkan Vuralın belirttiği gibi, "El Kaide" terör saldırısı ile İspanyayı hem "kalbinden", hem de seçim günü "sandıktan" vurmuş oldu...Bunun etkileri Avrupada

Yazının Devamı

İspanya'da rota değişikliği

16 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
BEKLENMEDİK terör faciasının gölgesinde cereyan eden İspanya'daki seçimlerin iki galibi var: Birincisi, Jose Maria Aznar'ın Halkçı Partisi'ni yenerek iktidara gelmeyi başaran Jose Luis Zapatero'nun Sosyalist Partisi... İkincisi de, tam seçim öncesinde gerçekleştirdiği korkunç saldırı ile İspanya'nın siyasi yönünü değiştiren El Kaide örgütü...
Oysa ki, Madrid'deki katliama kadar seçimle ilgili tüm nabız yoklamaları, Halkçı Parti'yi rakibinin en az 6 puan önünde gösteriyordu. Terörizmi lanetlemek için sokaklara dökülen 10 milyon İspanyol'un öfkesi, Aznar'ın bu saldırının sahibi olarak ısrarla - veya kasten - "yanlış adres" (yani El Kaide yerine ETA) vermesi üzerine, bu kez Başbakan'a ve onun partisine karşı yöneldi.
İspanya'nın Ankara'daki Büyükelçisi Manuel de la Camara'nın bize dediği gibi, halkın geniş bir kısmı böylece Aznar'ı ve partisini bir "öfke oyu ile cezalandırmış oldu"...
***
KABUL etmeli ki, "El Kaide" bu kez dehşet verici eylemi için zamanı ve zemini çok ustaca seçti.

Yazının Devamı