Mega hayal hakikat oluyor

19 Eylül 2002

1992de ortaya atılan bu tasarının artık hayata geçirilme noktasına gelmesi, gerçekten büyük bir başarı.Başta bu işi üstlenmesi gereken dev petrol şirketlerinin bir kısmı ilgisiz davranmış, hatta projeye karşı çıkmıştır. Bu girişimi bir efsane sayanlar, petrol boru hattını besleyecek yeterli ham petrol bulunmadığı iddiasından yeterli mali kaynakların sağlanamayacağı savına kadar çeşitli engeller çıkarmışlardır. Bu arada Asyada enerji hattı konusundaki tekelini korumak isteyen Rusya - yakın tarihte "Büyük Oyun"daki senaryoyu anımsatan - manevralara başvurmuştur. Bir ara Azerbaycan dahi tereddüt geçirmiş, Orta Asya ülkeleri de mesafeli davranmıştır...Denilebilir ki, BTC projesinin canlı tutulması özellikle Türkiyenin kararlılığı ve ABDnin desteği ile mümkün olmuştur. Bu sayede, son zamanlarda sadece saydığımız ülkeler değil, aynı zamanda vaktiyle tekere çomak koyan BP gibi dev şirketler de tavır değiştirip, bu mega hayalin hakikat olması için çalışmaların safına katılmıştır.***BU projenin temelinde yatan fikir şu idi: Hazar bölgesi, zengin bir petrol (ve gaz) kaynağı. Bir numaralı kaynak olmaya devam eden Ortadoğu ise tehlike ve belirsizliklerle dolu. Öte yandan Rusya da Asya

Yazının Devamı

Mega hayal hakikat oluyor

19 Eylül 2002


<#comment>Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan cumhurbaşkanlarının dün Bakü - Tiflis - Ceyhan (BTC) petrol boru hattının temelini atması ile, birkaç yıl öncesine kadar hayal olarak görülen bir mega - proje artık hakikat oluyor.
1992’de ortaya atılan bu tasarının artık hayata geçirilme noktasına gelmesi, gerçekten büyük bir başarı.
Başta bu işi üstlenmesi gereken dev petrol şirketlerinin bir kısmı ilgisiz davranmış, hatta projeye karşı çıkmıştır. Bu girişimi bir efsane sayanlar, petrol boru hattını besleyecek yeterli ham petrol bulunmadığı iddiasından yeterli mali kaynakların sağlanamayacağı savına kadar çeşitli engeller çıkarmışlardır. Bu arada Asya’da enerji hattı konusundaki tekelini korumak isteyen Rusya - yakın tarihte "Büyük Oyunödaki senaryoyu anımsatan - manevralara başvurmuştur. Bir ara Azerbaycan dahi tereddüt geçirmiş, Orta Asya ülkeleri de mesafeli davranmıştır...
Denilebilir ki, BTC projesinin canlı tutulması özellikle Türkiye’nin kararlılığı ve ABD’nin desteği ile mümkün olmuştur. Bu sayede, son zamanlarda sadece saydığımız ülkeler değil, aynı zamanda vaktiyle tekere çomak koyan BP gibi dev şirketler de tavır değiştirip, bu mega hayalin hakikat olması

Yazının Devamı

Tarih saplantı olmamalı...

18 Eylül 2002

Başbakan yayımladığı genelgede, AB ile mevzuatta uyum sağlanması ve yeni kabul edilen yasaların uygulamaya konması işinin 15 Kasıma kadar tamamlanmasını talep ediyor. Ayrıca Meclisin 3 Ağustosta onayladığı uyum yasaları paketinin hayata geçirilmesini sağlayacak yönetmelik tasarılarının da 15 Ekime kadar Başbakanlığa sevk edilmesini istiyor.Kabul etmeli ki, Meclisin tatilini kesip reform paketini hızla geçirmesinden sonra, uygulamaya ilişkin adımlar atılamamış, bu arada koalisyon ortakları arasında bu konuda ciddi sürtüşmeler ortaya çıkmıştır. Nitekim MHPnin "AB reform yasaları"nın yaşama geçirilmesine yönelik engellemelerinin hükümet içinde yarattığı kriz, Türkiyeyi bu alanda hareketsizliğe sürüklemiştir.Başbakanın şimdi inisiyatifini ele alarak, bu yöndeki çalışmaların hızlandırılması talimatını vermesi ve bunu belirli bir takvime bağlaması, sevindiricidir.***TÜRKİYEnin, AB üyeliği müzakereleri için tarih alma süreci giderek daralıyor. İlerleme Raporu (16 yerine) 9 Ekimde tamamlanıyor. Konsey Brükselde 24 Ekimde toplanıyor. Ve nihayet bu ön çalışmaların ardından esas kararın çıkacağı Kopenhag zirvesi de 12 Aralıkta yapılıyor.Bu bakımdan Türkiyenin bu kısa süreçte yasal

Yazının Devamı

Tarih saplantı olmamalı...

18 Eylül 2002


<#comment>İç politikadaki son çalkantılara rağmen Başbakan Bülent Ecevit’in önceki gün ilgili makamlara "AB ile hızlı uyum" talimatını vermesi, Ankara’nın bu konudaki kararlılığını ortaya koydu.
Başbakan yayımladığı genelgede, AB ile mevzuatta uyum sağlanması ve yeni kabul edilen yasaların uygulamaya konması işinin 15 Kasım’a kadar tamamlanmasını talep ediyor. Ayrıca Meclis’in 3 Ağustos’ta onayladığı uyum yasaları paketinin hayata geçirilmesini sağlayacak yönetmelik tasarılarının da 15 Ekim’e kadar Başbakanlığa sevk edilmesini istiyor.
Kabul etmeli ki, Meclis’in tatilini kesip reform paketini hızla geçirmesinden sonra, uygulamaya ilişkin adımlar atılamamış, bu arada koalisyon ortakları arasında bu konuda ciddi sürtüşmeler ortaya çıkmıştır. Nitekim MHP’nin "AB reform yasaları"nın yaşama geçirilmesine yönelik engellemelerinin hükümet içinde yarattığı kriz, Türkiye’yi bu alanda hareketsizliğe sürüklemiştir.
Başbakan’ın şimdi inisiyatifini ele alarak, bu yöndeki çalışmaların hızlandırılması talimatını vermesi ve bunu belirli bir takvime bağlaması, sevindiricidir.
***
TÜRKİYE’nin, AB üyeliği müzakereleri için tarih alma süreci giderek daralıyor. İlerleme

Yazının Devamı

Akıldan Irak...

17 Eylül 2002

Bushun Genel Kuruldaki sert çıkışını izleyen diplomasi trafiği, şimdilik ABDnin lehinde bazı gelişmeler kaydediyor: Genel Sekreter Kofi Annan, Bağdata "lütfen bizimle işbirliği yapın" mesajını verirken, Arap Birliği de Saddama Kitle İmha Silahları (KİS) deneticilerini kabul etmesi çağrısında bulunuyor... Şimdiye kadar Amerikan müdahalesine karşı çıkan Fransa ve Rusya, Irakı uyarıyor ve Güvenlik Konseyinden Bushun istekleri doğrultusundaki bir kararın çıkmasını engellemeyeceklerinin (yani vetolarını kullanmayacaklarının) işaretini veriyor... Bu arada Suudi Arabistan da, tavrını değiştiriyor ve ABDnin BM kararı ile bir operasyona girişmesi halinde, kendi topraklarındaki üsleri kullanmasına izin verebileceğini açıklıyor...Bu yeni ortamda önümüzdeki günlerde Güvenlik Konseyinden Saddam yönetimini eski inadından ve direnişinden vazgeçmeye yönelik bir (veya birkaç) karar çıkması bekleniyor. Washingtonun mesajı da bu: Bu kararın çıkması ve uygulanması için aylar beklenmeyecek. Bu iş, birkaç hafta içinde bitmeli. Yoksa... ABD gerekirse tek başına veya sağlayacağı sınırlı destekle Irakı vuracak. Bunun için de kulislerde şimdi sözü edilen tarih de önümüzdeki ocak veya şubat...***BUSHun

Yazının Devamı

Akıldan Irak...

17 Eylül 2002


<#comment>Başkan George W. Bush’un BM Genel Kurulu’nda geçen hafta Irak’a karşı ortaya attığı ültimatomun etkileri hissedilmeye başlandı: Sorun artık Birleşmiş Milletler platformunda yerini alıyor ve bütün baskılar Saddam rejimi üzerinde yoğunlaşıyor.
Bush’un Genel Kurul’daki sert çıkışını izleyen diplomasi trafiği, şimdilik ABD’nin lehinde bazı gelişmeler kaydediyor: Genel Sekreter Kofi Annan, Bağdat’a "lütfen bizimle işbirliği yapın" mesajını verirken, Arap Birliği de Saddam’a Kitle İmha Silahları (KİS) deneticilerini kabul etmesi çağrısında bulunuyor... Şimdiye kadar Amerikan müdahalesine karşı çıkan Fransa ve Rusya, Irak’ı uyarıyor ve Güvenlik Konseyi’nden Bush’un istekleri doğrultusundaki bir kararın çıkmasını engellemeyeceklerinin (yani vetolarını kullanmayacaklarının) işaretini veriyor... Bu arada Suudi Arabistan da, tavrını değiştiriyor ve ABD’nin BM kararı ile bir operasyona girişmesi halinde, kendi topraklarındaki üsleri kullanmasına izin verebileceğini açıklıyor...
Bu yeni ortamda önümüzdeki günlerde Güvenlik Konseyi’nden Saddam yönetimini eski inadından ve direnişinden vazgeçmeye yönelik bir (veya birkaç) karar çıkması bekleniyor. Washington’un mesajı da bu:

Yazının Devamı

Denktaş bir adım daha attı, ama...

14 Eylül 2002

Şimdilik gizli tutulan - fakat önümüzdeki pazartesi günü Denktaşın Mecliste ana hatlarını açıklaması beklenen - bu yeni çözüm planı, 29 Nisanda gene Türk tarafının sunduğu belgeyi, Kleridesin görüşmelerde dile getirdiği hassasiyet ve çekinceleri de dikkate alarak "iyileştirmiş" bulunuyor.***DENKTAŞ ve danışmanlarının bir aydan beri üzerinde çalıştıktan sonra ürettiği bu 20 sayfalık yeni belge, yargıdan yürütmeye, dış ilişkilerden mali düzene kadar, yeniden yapılanması planlanan devletin merkezi otoritesini güçlendiriyor. Diğer bir deyişle yeni öneri, Rumların merkezi yetkilerin geniş tutulması konusundaki isteklerine belirli ölçüde karşılık veriyor; bu bağlamda Türk tarafının esnekliğini ortaya koyuyor.Bununla beraber, yeni belge Türk tarafının temel görüşü olan "ortaklık devleti" konseptini ve yeni Kıbrıs Cumhuriyetinin iki egemen ve eşit devlet tarafından oluşturulması esasını teyit ediyor.Denktaşın sunduğu yeni belgenin bir özelliği de çok içerikli olması, yani devlet fonksiyonlarının tüm ayrıntılarına - hatta bu arada AB üyeliğinin egemenlik bağlamında getireceği yeni anlayışa - kadar inmesidir.Bu arada, yeni öneride, Belçika, İsviçre ve Almanyadaki federal veya konfederal

Yazının Devamı

Denktaş bir adım daha attı, ama...

14 Eylül 2002


<#comment>KKTC Başkanı Rauf Denktaş bu hafta Kıbrıs sorununun çözümü için bir adım daha attı ve Rum lideri Glafkos Klerides’e yeni bir öneri paketi sundu.
Şimdilik gizli tutulan - fakat önümüzdeki pazartesi günü Denktaş’ın Meclis’te ana hatlarını açıklaması beklenen - bu yeni çözüm planı, 29 Nisan’da gene Türk tarafının sunduğu belgeyi, Klerides’in görüşmelerde dile getirdiği hassasiyet ve çekinceleri de dikkate alarak "iyileştirmiş" bulunuyor.
***
DENKTAŞ ve danışmanlarının bir aydan beri üzerinde çalıştıktan sonra ürettiği bu 20 sayfalık yeni belge, yargıdan yürütmeye, dış ilişkilerden mali düzene kadar, yeniden yapılanması planlanan devletin merkezi otoritesini güçlendiriyor. Diğer bir deyişle yeni öneri, Rumların merkezi yetkilerin geniş tutulması konusundaki isteklerine belirli ölçüde karşılık veriyor; bu bağlamda Türk tarafının esnekliğini ortaya koyuyor.
Bununla beraber, yeni belge Türk tarafının temel görüşü olan "ortaklık devleti" konseptini ve yeni Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki egemen ve eşit devlet tarafından oluşturulması esasını teyit ediyor.
Denktaş’ın sunduğu yeni belgenin bir özelliği de çok içerikli olması, yani devlet fonksiyonlarının

Yazının Devamı