Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

49 sayfalık yeni rapor, bundan önce 2002'de yayımlanan aynı başlıklı belgeden, temel doktrini itibariyle, hiç de farklı değil. Bu doktrin, ABD'nin algıladığı biçimde, tehditlere karşı "önleyici vuruş" (yani ABD'nin "düşman"dan önce askeri harekâta girişmesi) esasına dayalıdır. Bush yönetimi Irak'a karşı saldırısında bu argümanı kullanmıştı. Hatta dost ülkeleri kendi yanına çekmek için, Irak'ın kitle imha silahları ve saldırgan planlarıyla ilgili iddiaları da bu argümanına destek olarak öne sürmüştü... ABD Başkanı George W. Bush'un hazırladığı "Ulusal Güvenlik Stratejisi" raporunun, Irak'taki Amerikan işgalinin üçüncü yılına girdiği bir zamanda yayımlanması, ilginç bir rastlantı. Bu, ABD'nin Irak askeri harekâtının ışığında, yeni güvenlik stratejisinin daha iyi değerlendirilmesine imkân veriyor. Yeni raporda da, Irak konusunda bu eski argümanlar tekrarlanıyor. Yani Irak'ın işgali, aslında inandırıcılığını çoktan kaybetmiş olan kitle imha silahlarıyla ilgili iddialarla haklı gösterilmeye çalışılıyor.2006 belgesi, benzer bir mantıkla, bu kez İran'ı öne çıkarıyor. ABD'nin bu ülkenin nükleer silaha sahip olmasına engel olmasını da bu stratejinin başlıca hedefi olarak gösteriyor...Raporun üstünde durduğu diğer bir nokta da, Bush'un her fırsatta tekrarladığı demokrasi teranesiyle ilgili. Bu da, ABD'nin önemli stratejik bir hedefi olarak sunuluyor...Kısacası, 2006 raporu, belli başlı görüşleri ve hedefleri açısından 2002 belgesinin adeta bir kopyası... Bu ise, özellikle Irak'taki tecrübelerin ışığında, Başkan Bush'un gerek düşünce gerekse eylem alanında, yapılan hatalardan ders çıkarmadığını gösteriyor.Oysa, bu hatalar artık Amerikan kamuoyunun ve hatta Washington'daki "şahin" çevrelerin dahi gözüne batmaya başladı. Bush'un Irak fiyaskosu, son anketlere göre, onun popülaritesini en düşük noktaya (yüzde 36) düşürdü. Bugün ABD'de halkın yüzde 60'ı, yönetimin Irak politikasına karşı çıkıyor. Yaklaşık üçte ikisi, Amerikan askerinin Irak'tan çekilmesini istiyor. Bush'un Cumhuriyetçi Parti'sinin "ağır topları" da artık ona destek vermiyor. Bu durumda kasım ayında yapılacak Kongre seçimlerinde Bush'un ağır bir yenilgiye uğraması, sürpriz olmayacak... Ders almıyor... Bush -yeni stratejik belgesinden ve son yaptığı konuşmalardan anlaşıldığı gibi- hâlâ Irak savaşını savunuyor ve alınan sonuçları başarı olarak sunuyor! Oysa bilanço, gerçekte ABD için de, Irak için de ve dünya barışı için de, ciddi olumsuzluklarla dolu... ABD, Irak'a karşı askeri operasyonunu hızla sonuçlandırdı, ama savaş bitmedi. Aksine işgal, farklı biçimde yeni kanlı bir savaşa yol açtı... Saddam devrildi, ama Irak kaosa sürüklendi, iç savaşın eşiğine geldi, istikrarlı bir rejime kavuşamadı... ABD Irak'ta 140 bin askeriyle dahi güvenliği ve düzeni sağlayamadı. Irak bu kez El Kaide ve ona bağlı örgütlerin bir merkezi haline geldi... Irak askeri serüveni ABD'ye gücünü ve itibarını sarsacak ölçülerde hem maddi hem manevi büyük kayıplara yol açtı. Irak halkı (verdiği 100 bin ölünün yanı sıra) izleri herhalde uzun süre kalacak olan acılar yaşadı, ekonomik bakımdan da perişan oldu... Bu olumsuzluklar listesi daha çok uzatılabilir. En kötüsü, bu dramın üçüncü yılında, geleceğin hâlâ karanlık görünmesidir. Başkan Bush aynı nakaratı tekrarlayadursun, Irak'ın yaşamında ne yazık ki şimdi sadece kan ve gözyaşı, bir de boşluk ve belirsizlik var... skohen@milliyet.com.tr Karanlık tablo