Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fransanın Evian kasabasında düzenlenen "genişletilmiş G - 8 zirvesi"... Ürdünün Akabe Limanında Başkan Bushun inisiyatifi ile başlatılan yeni Ortadoğu barış süreci... Irakta savaşı izleyen siyasal ve ekonomik yapılanma ve çokuluslu barış gücü oluşturma çalışmaları... SON günlerde Türkiyenin bazı önemli uluslararası gelişmelerin dışında bırakıldığı yönünde yaygın bir kanı belirdi. Medyaya bakarsak, Türkiyenin dahil edilmediği başlıca olayların listesi şöyle: ***ÖNCE şunu belirtelim: Türkiye "falan toplantı"ya çağrılmadı diye bir aşağılık kompleksine kapılmaya gerek olmadığı gibi, bir ülkenin uluslararası platformdaki önemi ve saygınlığı sadece şu veya bu etkinlikte boy göstermesine de bağlı değil...Yukarıdaki listeye tekrar bakalım:G - 8ler zirvesi bu kez Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chiracın inisiyatifi ile, Asya, Afrika ve Latin Amerikadan "azgelişmiş" 13 ülke ve 4 uluslararası kuruluşun katılımı ile yapıldı. "Konuk" ülkelerin bir kısmı Senegal, Nijerya gibi gerçekten azgelişmiş ülkeler. Tabii ki Türkiye bu kategoride değil. G - 8lerin zirvesinde ele alınan konuların bir kısmı Çin ve Hindistan gibi diğer konuk devletlerin direkt ilgi alanı içinde. Yunanistan ise, davetliler arasında yer alan ABnin dönem başkanı olarak bulundu...Şimdi bu zirveye Türkiyenin çağrılmamış olmasından, "bizi dışladılar" veya "zaten Batı bizi istemiyor" gibi sonuçlar çıkarmak, hem çok yanlış, hem de (kendi elimizle) küçük düşürücü...Ortadoğudaki barış girişimi için de aynı şey söz konusu. "Yol Haritası", Bush yönetiminin aylar önce AB, BM ve Rusya ile birlikte (buna "quartet" veya dörtlü diyorlar) hazırladığı bir çözüm planı. Bush bu planı önce Şarm - el Şeyhte Arap liderlerine, bunun ardından da Akabede Ariel Şaron ve Abu Mazene "satmak" için harekete geçti. Bu aşamada Türkiyenin bunda yer alması zaten söz konusu olamaz. Ancak bundan sonra, Türkiye "barış süreci"ne belirli bir katkıda bulunabilir. Dolayısı ile bir "dışlanma" hissine kapılmaya hiç gerek yok...***IRAKa gelince; evet ABDnin şimdilik Türkiyeyi bu alandaki gelişmelerden uzak tuttuğu bir gerçek. Bu, Ankaranın savaş sırasındaki tavrının Türk - ABD ilişkilerinde yol açtığı derin yaranın bir sonucu. Şimdi "biz bunda neden yoğuz" derken, Irak politikasında olup bitenlerin muhasebesini doğru dürüst yapmak ve ileriye bakıp "bundan sonra yeni sürecin içinde nasıl olabiliriz" sorusu üzerinde çalışmak lazım.Bizim uluslararası önemli olaylarda "olmamız" ve sesimizi duyurmamız, her şeyden önce yeni, akılcı politikalar üretmemize bağlı. Cengiz Çandarın yazdığı gibi, artık "stratejik düşünelim, strateji konuşalım"... skohen@milliyet.com.tr Medyamız ve bazı siyasilerimiz "başka" birçok ülkenin yer aldığı bu toplantılarda veya girişimlerde "biz neden yoğuz" diye soruyor ve Türkiyenin bu gelişmelerden "dışlandığı" sonucunu çıkarıyor.