İki ayrı istikametten gelip bir ortak noktada buluşan Türk ve Rum katılımcılar pankartlar ve sloganlarla beraberliği seslendirdiler, birlikte şarkı söylediler, dans ettiler..."Gençliğin Barış İçin Buluşması" (YEP) hareketinin Rum Başkanı Nikos Anastasiu, yaptığı konuşmada, "iki toplum arasında köprülerin kurulması için" çalışacaklarını ve buna hiçbir gücün engel olamayacağını söyledi.Bu sözlerin Lefkoşa'da iki toplumu birbirinden ayıran bir duvarın yıkıldığı ve karşılıklı geçişleri kolaylaştıracak bir köprünün kurulmasına çalışıldığı bir sırada söylenmiş olması, ilginç bir rastlantı.Ama ne yazık ki, bu girişimlere karşı gösterilen "engelleyici" tepkiler, Kıbrıs'ın "birleştirici" köprülerin kurulmasında çok zorlandığını ortaya koyuyor...***GEÇEN perşembe gecesi Lefkoşa'nın ana merkezlerinden birini ayıran Lokmacı mevkiinde, bir grup Türk askeri, buldozerlerle burada ta 1963 olaylarından beri duran barikatı yıktı. Amaç böylece Ledra Caddesi'ni açmak ve yayalar için bir üst geçit kurmaktı.Duvarın yıkılmasıyla birlikte bu köprünün kurulması, bölünmüş Lefkoşa'nın iki kesimi arasında gidiş-gelişleri kolaylaştıracak bir geçiş noktası açmış olacaktı... Daha da önemlisi, bu olay iki toplum arasında eski duvarların yerine yeni köprülerin kurulmakta olduğunu müjdeleyecekti.Evet, Lokmacı barikatı yıkıldı, ama şimdilik köprünün kurulup kurulamayacağı belli değil. Çünkü Rum yönetimi buna karşı çıkıyor. Bunun için ileri sürülen gerekçe de, Türk tarafının böylece "askeri hareket kabiliyeti sağlayacağı, Yeşil Hattı kontrol edeceği ve ara bölge statüsünü çiğneyeceği"dir!Papadopulos yönetimi Türk tarafına, karşılıklı temasları artıracak bu kararı yaşama geçirmesine destek olacağına tam aksine köstek olmakla, gerçekte bölünmüşlüğü bütünleşmeye tercih ettiğini bir kez daha göstermiş oldu.***RUM tarafı aynı duygularını bir başka Türk inisiyatifine karşı da sergiledi. Gene geçen hafta KKTC Bakanlar Kurulu, Ankara'dan gelen işaret doğrultusunda, Rumların Kuzey'de 1974'ten önce sahip oldukları gayrimenkullerinin iadesini veya tazminini (tabii belirli koşullar çerçevesinde) sağlayacak bir karar aldı.Buna göre yeni kurulan (4'ü Türk, 2'si yabancı, toplam 6 üyeli) bir komisyon, Rumlardan gelecek talepleri inceleyecek. Belirlenen kriterlere göre, eğer talep haklı görülürse, mal iade veya tazmin edilecek. Aksi takdirde, başvuru sahibi talebini KKTC'deki mahkemeye, nihayet ondan da istediği yönde bir karşılık almazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) sunabilecek...Açıkçası Türkiye'nin bu adımı atmasının önemli nedeni, AİHM'nin sık sık tazminat taleplerine muhatap olmasıdır. Bu aynı zamanda KKTC'deki hukuk sisteminin de fiilen kabullenilmesi anlamına gelecektir. Rum tarafı da zaten bu nedenle bu jesti elinin tersiyle itmiş bulunuyor. Oysa bu konuda pek çok Rum farklı düşünüyor ve bu fırsatın kaçırılmamasını istiyor.Eğer eski duvarlar yıkılmaz, yeni köprüler kurulmazsa, adadaki iki toplum kaynaşabilir, ada birleşebilir ve yıllanmış Kıbrıs sorunu çözümlenebilir mi? skohen@milliyet.com.tr GEÇEN pazar günü Güney Kıbrıs'ın Larnaka kentinde Türk ve Rum gençlerinin düzenlediği etkinliğin adı anlamlı idi: "Bölünmüş Ülkede Halk Birleşiyor"...