Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Soru oldukça abartılı: "Son zamanlarda İran'la yaşanan olaylar bir sıcak çatışmaya yol açabilir mi?"
Başbakan Ecevit'in yanıtı ölçülü: "Bunu asla temenni etmeyiz... Ciddi olarak tedirginiz ama, konuyu aramızda diplomatik yollardan çözmeyi isteriz..."
Ecevit, Suriye'nin PKK'ya desteğini kesmesinden sonra, bu işi İran'ın "büyük ölçüde üstlendiğini" söyleyerek, son sınır olaylarının içyüzünü açıklıyor, Tahran'ın "sudan bahanelerle" Türkiye'ye karşı açtığı kampanyayı eleştiriyor, ama sonuç olarak bu anlaşmazlığın görüşmeler yolu ile halledileceği umudunu ifade ediyor.
Diğer bir deyişle, son sınır olayları yüzünden Türkiye ile İran'ın "sıcak bir çatışmaya" sürüklenmesi söz konusu değil. Bu anlaşmazlığa birlikte çare aramak mümkün iken, kapışmanın alemi var mı?
Son olayların yarattığı gerginliğe rağmen, bu sorunun yarın ortak bir toplantıda ele alınmasına ve Türk uzmanların da Urumiye bölgesine gidip yerinde bir inceleme yapmasına karar verilmesi, bu bakımdan cesaret verici...
* * *
ANKARA ile Tahran arasındaki son gerginlik aslında, PKK'dan kaynaklanıyor. Suriye'de artık barınamayan teröristlerin İran'ın Türkiye sınırı yakınlarında üslendikleri ve eylemlerini buralardan yönlendirdikleri, delillerle sabit.
Son sürtüşme de, Türk kuvvetlerinin sınırdan sızan teröristlere karşı giriştikleri operasyonların bir sonucu. Gözle görülmeyen sınır boyunca havadan veya karadan yürütülen harekat sırasında yanlışlıklar veya kazalar olabiliyor.
Bunun çaresi, sınır bölgesini sıkı kontrol altına almak ve teröristlerin buraları üs olarak kullanmasını önlemektir. İşte Türkiye öteden beri İran'dan bunu istiyor.
Ama İran yetkilileri, - vaktiyle Suriye yönetiminin beyanlarını anımsatan bir üslup içinde - kendi topraklarında PKK'nın varlığını inkar ediyorlar, hele militanlara destek verildiğini kesinlikle yalanlıyorlar.
Son sınır olayının, İran'ın iç durumunun karışık olduğu bir zamana rastlaması, bir talihsizlik. Tahran'da "reformcular" ile "tutucular" arasındaki kavga, Türk - İran ilişkilerini de dolaylı olarak etkiliyor.
* * *
AÇIKÇASI, Hatemi yönetimi, PKK'nın İran'da barınmasını ve Türkiye'nin rahatsız edilmesini istemeyebilir. İranlı diplomatlar da, teröristlere böyle bir destek verilmesinin İran'ın menfaatine olmadığını biliyorlar.
Ancak PKK'nın İran'daki varlığı da bir gerçektir. İran'da bu örgütü destekleyen güçler vardır. Tahran'daki yöneticiler, belki bunları kontrol edemiyor. Veya bu konuda onlarla dalaşmayı göze alamıyor. Zorluk da buradadır.
Kuşkusuz son sınır olayları üzerinde "teknik düzeyde" çalışmaların başlaması, olumlu bir gelişme. Ama bu tür olayların önlenmesi için daha etkin bir işbirliği, bunun için de siyasi irade gerek.
Tahran'da bugün böyle bir irade var mı? İran'ın karışık iç siyasal durumu, doğrusu bu soruya net yanıt vermek olanağını vermiyor...




Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr