Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       GEÇEN ay Antalya'da AB tarafından düzenlenen bir konferansta Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, Türkiye'de "PKK sorunu"nun sona erdiğini söylemesi üzerine, bir Alman meslektaşımız şöyle demişti: "Doğru, Türkiye'de PKK sorunu artık bitiyor, ama şimdi Avrupa'da başlıyor"...
Apo'nun Roma'da tutuklanmasından sonraki olaylar, gerçekten bu sorunun İtalya'nın ve genelde Avrupa'nın başına bela olmaya başladığını gösteriyor.
PKK "Anadolu cephesi"nde uğradığı yenilgiden sonra, başta Suriye'nin, ardından Rusya'nın kendi topraklarından çıkardığı Öcalan'ı kullanarak, şimdi Türkiye'ye karşı kavgasını, değişik biçimde "Avrupa cephesi"ne taşıyor.
Türkiye içinde terör ile yürütülmeye çalışılan bu kavga, Avrupa'da siyasal alana naklediliyor. Bu amaçla bir süreden beri PKK yanlılarının yürüttüğü yoğun kampanya, "yeşiller" ve "kızıllar" başta olmak üzere birtakım siyasileri kendi saflarına çekiyor. Şimdi de, Apo'nun tutuklanmasının ardından, PKK destekçileri, Roma'da ve diğer Avrupa başkentlerinde sokaklara dökülüyor, gösteriler yapıyor (bu arada Türk gazetecilerini dövüyor) ve açlık grevine girişiyor...
Bu gidişle, PKK'ya veya onun yan kuruluşlarına ev sahipliği yapan Avrupalılar, kendi ülkelerini PKK eylemlerinin bir sahnesi olarak görürlerse, şaşmasınlar.
Bu tür eylemlere davetiye çıkaranlar bizzat kendileri oldu.
Alman meslektaşımızın dediği gibi, şimdi Avrupa'nın başında bir PKK belası var...
* * *
İTALYA Apo'yu Türkiye'ye iade eder mi? Yoksa Almanya'ya mı verir? Yoksa kendisini "siyasi mülteci" olarak mı tanır?
Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Biraz beklemek gerek; çünkü şu anda kimse bunun kesin yanıtını verecek durumda değil...
Bu soruların yanıtı ne olursa olsun, gerçek şudur ki, Avrupa PKK belasını isteyerek veya istemeyerek üstlenmiş bulunuyor. İtalya'da Apo'ya siyasal sığınma hakkının verilmesini savunan güçler faaliyette. Bunlar hem kendi ülkelerinin güvenliği ve huzuru, hem de Türkiye ile ilişkiler açısından, aldıkları büyük riskin farkında değiller.
Apo'nun Almanya'ya teslim edilmesi ise, bu kez o ülkeyi de bu işe bulaştıran ağır bir sorunla karşı karşıya bırakacak.
İtalya'nın, iç hukuk ve iç politika yapısı açısından, Öcalan'ın Türkiye'ye iadesi konusunda ciddi zorluklar var tabii. Ama terörizmle mücadele ve aynı ittifak içindeki ülkeler arasındaki ilişkiler açısından İtalya'nın yapması gereken doğru iş, Türkiye'ye arka çıkmaktır.
Türkiye'de 30 bin küsur kişinin ölümüne neden olan bir terör şebekesinin başının iade edilmemesi, İtalya'nın PKK'yı ve onun başını "terörist" olarak saymadığını ortaya koymuş olur. Belki İtalya'da kendi siyasal ve ideolojik hesapları nedeni ile, "yeşiller" veya "kızıllar" arasında böyle düşünenler vardır. Ama İtalyan ulusu, İtalyan devleti, böyle düşünebilir, böyle hareket edebilir mi?
Böyle hareket ederse, "PKK sorunu"nu daha da kendi bünyesi içine çekmez mi?
* * *
APO'nun Roma'da tutuklanmasından sonra Türkiye'de duyulan büyük sevinçten sonra, İtalya'daki ve Avrupa'daki yeni gelişmeleri daha büyük bir soğukkanlılıkla ve gerçekçilikle izlemek gerekiyor.
Bazı resmi ağızların söylediklerinin aksine, bu olayla PKK'nın sonu gelmiş değil. Hatta Apo'nun (hele iade edilmezse) sonu da o kadar yakın görünmüyor...
PKK ve yanlıları, kavgalarını başka platformlarda ve başka yöntemlerle sürdürmeye çalışacaklardır.
Bu arada Avrupa'da ve başka diyarlarda onlara arka çıkacak yandaşlar da bulacaklardır.
Bu, Türkiye'nin yeni mücadele stratejileri oluşturmasını gerektiriyor.
Kabul etmeli ki, son zamanlarda Avrupa'da PKK'nın propaganda ve dış ilişkiler faaliyeti, Türkiye'den gereken etkin karşılığı görmemiştir. Hala da Türkiye, davasını, görüşlerini, amaçlarını iyi anlatabilmiş değil. Şimdi bu konuda atağa kalkmanın zamanıdır.
Türkiye, Apo'nun iadesini sağlamak için idam cezasını ivedilikle kaldırmak üzere harekete geçmekle, isabetli davranmış bulunuyor. Peki, bu iş zamanında yapılamaz mıydı? Çağdaş standartlara uymak için, mutlaka yumurtanın kapıya dayanması mı gerekiyor?..




Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr