Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Scheffer, NATO merkezindeki diğer birçok yetkili gibi, ittifakın artık -21. yüzyılın şartlarına göre- yeni roller ve misyonlar üstlenmesi gerektiğine inanıyor. Bir diplomatın ifadesiyle, "NATO halen kendini yenileme, kabuk değiştirme sürecinde"...* * *Bunun zorluğu burada herkesçe kabul ediliyor. Soğuk Savaş döneminde NATO'nun amacı (ortak güvenlik ve savunma) ve hedefi (Sovyetler ve Varşova Paktı) belli idi. NATO bu savaşı kazandı: Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı dağıldı. Ondan sonra eski düşmanlar dost oldu; hatta büyük kısmı (Doğu Avrupa ülkeleri) NATO'ya katıldı...Ama yeni dönemde çok şey değişti: yeni sorunlar, yeni tehditler, yeni çatışmalar çıktı. Hem sadece Avrupa'da değil, dünyanın başka birçok bölgesinde... İşte NATO son yıllarda kendini bu yeni şartlara göre ayarlamak zorunluğunu duydu. NATO bugün de bir kimlik ve misyon arayışı içinde...* * *NATO merkezinde "eskiden işler ne kadar kolaydı, şimdi ne kadar zor" diyenler çok. Zorluk, Avrupa'nın ve dünyanın, ittifakın kurulduğu 1949'dan çok farklı olmasından, hedefin ve tehdit şeklinin değişmesinden kaynaklanıyor.Bugün çatışmaların mahiyeti farklı. Coğrafyası Balkanlar'dan Afganistan'a kadar uzanıyor. Sorunlar sadece askeri değil, aynı zamanda siyasi, sosyal, ekonomik...Bunlar NATO'nun sorumluluk ve görev alanlarının içine girer mi? NATO merkezinde buna "evet" yanıtı üzerinde bir konsensüs var. Zaten bu nedenledir ki, NATO "sınır dışı bölgelerde" (Balkanlar'dan Afganistan'a, Sudan'dan Pakistan'a kadar) "çeşitli türden" faaliyette bulunuyor: Askeri, siyasi, insani yardım, eğitim, vs...Bu haliyle NATO şimdi "sınır tanımayan bir ittifak" niteliğini taşıyor!* * *Genel Sekreter dahil burada bütün yetkililer, NATO'nun "esas amacı"nın hâlâ ortak güvenlik ve savunma olduğunu vurguluyorlar. Ancak bu temel konsept, zaman zaman farklı "tehdit algılamaları" ile karşılaşıyor. Tehdidin terörizmden kaynaklanması veya dolaylı olarak uzak diyarlardan gelmesi gibi. NATO (Afganistan'da olduğu gibi) bu tehditlere karşı bazan müdahale ediyor, bazı hallerde de (Irak'taki gibi) etmiyor.NATO sadece "saldırıya karşı koyma" amacı ile değil, tehdit oluşturan durumları düzeltmek için de uzaklara asker gönderiyor. Afganistan gibi. NATO operasyonları bölümü yetkilisi Erik Sandahl'ın deyişiyle, "NATO'nun Afganistan'daki esas misyonu, ulus-devlet'in kurulmasını sağlamaktır. Bu da 15-20 yıl dahi alabilir"...* * *NATO son zamanlarda, eskiden akla gelmeyecek görevler, roller üstlendi. Örneğin Katrina kasırgasından sonra ABD'ye, deprem üzerine de Pakistan'a insani yardım sağladı... NATO, Kamu Diplomasisi bölümünden Dr. Deniz Beten'in de detaylı izahatından anlaşıldığı gibi, giderek dünya çapında "bilimsel" bir işlev de üstleniyor.Böylece NATO bir yandan kendi bünyesi içinde büyürken (26 tam üye; ortaklarla toplam 53 ülkenin oluşturduğu bir topluluk), bir yandan da faaliyet alanını (coğrafyasıyla birlikte) ve fonksiyonlarını genişletiyor.Bu kadar büyüme ve genişleme gerekli mi, iyi mi? NATO'da bu konu daha çok tartışılacak (2008 için öngörülen zirve de dahil)... Erik Sandhal'ın şu tespiti ilginç: "Nereden başlayacağımızı biliyoruz, ama nerede, ne zaman duracağımızı henüz bilemiyoruz. Umarım başarılarımızın kurbanı olmayız"... skohen@milliyet.com.tr NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer'in deyişiyle, "NATO dünyanın polisi değil. Ama herhangi bir müttefik gerek görürse veya dışarıdan bir ülkeden destek için çağrı gelirse, harekete geçmek zorundayız"...