Aynı gazetenin Türkiye ile ilgili başyazısı ise şöyle bitiyor: "Erdoğan çoğunluğu Müslüman Türkiye ile Hıristiyan Avrupa arasında derinleşen kültürel ayrılığı fark edecek kadar gerçekçi. Ancak onun 'medeniyetler ittifakı' vizyonu yararlı"...Türk kamuoyu Başbakan'ın önceki gün Londra'da yaptığı açıklamaların daha çok AB ile ilişkiler, ek protokol ve Kıbrıs konusundaki bölümleri ile ilgilendi. Oysa Erdoğan, gerek İngiliz meslektaşı Blair ile ortak basın toplantısında, gerekse Türk gazetecilerine açıklamalarında, terör ve İslam üzerinde önemli görüşler ortaya koydu. Başbakan'ın bu bağlamda söyledikleri, halen dünyanın içinde bulunduğu kritik durumda Türkiye'nin, "Times"ın işaret ettiği gibi, yeni bir misyon veya rol üstlenecek durumda olduğu mesajını veriyor.***LONDRA'daki terörist eylemlerinden sonra Batı ile İslam dünyası arasında yeni bir uyuşmazlık ve gerilim potansiyelinin ortaya çıktığı açık. Bunun yeni bir tür küresel soğuk savaşa ve yer yer sıcak sürtüşmelere yol açması tehlikesi giderek büyüyor.Bunun önlenmesi için tarafları yatıştıracak, anlaşmazlıkları giderecek ve sorunların çözümüne yardımcı olacak ciddi girişimlere ihtiyaç vardır.Blair kendi ülkesinde "cemaatler arası gerginlikleri" önlemek çabasında. Ancak onun sözü, daha çok (o da bir ölçüde) İngiltere'de geçebilir. Ama uluslararası terör dalgası nedeniyle, olay -ve dolayısıyla Batı ile İslam dünyası arasındaki anlaşmazlıklar- bütün dünyayı ilgilendiren (ve etkileyen) boyutlara ulaşmıştır.Türkiye, özellikle tırmanan küresel terör karşısında, İslam dünyası ile Batı arasında yeni krizlerin ve gerginliklerin önlenmesinde veya yatıştırılmasında rol oynayabilecek en baştaki ülkelerden biri.Başbakan'ın bu konuda son günlerde yaptığı konuşmalar, kendisinin de bunun bilinci içinde, bazı girişimlerde bulunmaya hazırlandığını gösteriyor.***BAŞBAKAN'ın Londra'da söylediği gibi, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın da girişimiyle, kendisi ve İspanya Başbakanı Zapatero, "Medeniyetler İttifakı" projesi çerçevesinde bir dizi uluslararası zirve düzenleyecek. Bundan amaç, Batı ile İslam dünyasını birbirine yakınlaştırmak, şiddet eylemlerinin kızıştırdığı havayı dağıtacak bir ortak anlayışın doğmasına yardımcı olmaktır.Ancak bunun ötesinde, Türkiye'nin kendi avantajlı konumu sayesinde yapabileceği daha büyük katkılar da vardır.Başbakan Londra'daki konuşmalarında, farklı adreslere önemli mesajlar vermiştir: Batılılara, kendi ülkelerinde Müslümanları olup bitenlerden sorumlu saymamaları terörizmi İslamla irtibatlandırmamaları gerektiği ve şiddetin nedenlerine de eğilmeleri tavsiyesinde bulunmuştur. Müslüman dünyasına mesajında ise, terörizmin (bu arada intihar saldırılarının) insan hayatına değer veren İslama aykırı olduğunu vurgulamıştır...Gene "Times" gazetesine dönersek, başyazısında belirttiği gibi, Türkiye'nin bu konumu ve oynayabileceği rol, "onun yerinin Avrupa olduğunu" gösteriyor.Türkiye'nin daha uyumlu ve huzurlu bir dünya için oynayabileceği rolün şimdi daha iyi anlaşılması, belki AB'deki karşıtları yeniden düşünmeye sevk eder... skohen@milliyet.com.tr DÜNKÜ "Times" gazetesi, Başbakan Erdoğan'ın özel mülakatını aktaran haberine şu cümlelerle başlıyor: "Başbakan Erdoğan, Avrupa ile İslam arasındaki ayrılığın giderilmesine yardımcı olabileceğini söylüyor. Erdoğan bunun zamanının geldiğine ve tarihte yer alma sürecinin başladığına inanan bir liderin güvenini taşıyor"...