Soğuk Savaş sona erdiği zaman, Türkiye'nin "yeni dünya düzeni"nde aynı konumunu ve değerini koruyup korumayacağı sorusu tartışılmış, hatta o zaman bazı çevreler Türkiye'nin öneminin zayıflayacağını öne sürmüştü. Ne var ki, 1990'larda Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede - yani Balkanlar - Kafkasya - Ortadoğu üçgeninde -, beklenmedik değişiklikler meydana gelmiş ve bütün bunlar Türkiye'nin jeostratejik değerini yükselmiştir. Ta ki, Irak krizi patlak verinceye kadar...***SON dönemde Türkiye'nin jeostratejik konumuna esas önem veren ülke, hep ABD olmuştur. Washington Soğuk Savaştan sonra da Türkiye ile - "stratejik işbirliği" diye nitelendirilen - sıkı bağlar kurmakta yarar görmüştür. Ancak Avrupa (özellikle AB) için Türkiye'nin jeostratejik konumu, artık ön planda yer alan bir faktör olmaktan çıkmıştır. Nitekim Türkiye'nin üyelik için giriştiği çabalarda, jeostrateji kartının herhangi bir etkisi olmadığı, buna karşılık AB'nin Türkiye ile ilişkilerine daha çok kendi siyasal ve ekonomik kriterleri açısından baktığı görülmüştür.Irak savaşından sonra, ABD'nin nazarında Türkiye'nin jeostratejik öneminin erozyona uğramaya başladığı doğrudur. Bunun da üç nedeni var: 1) Türkiye'nin Bush yönetiminin beklediği desteği tam vermemesi, Amerikalılara "Türkiyesiz de bu işler olabiliyor" dedirtmiştir. 2) Ankara çeşitli nedenlerle, ABD karşısında jeostrateji kartını oynamamış, (veya iyi oynayamamış) ve sonuçta ABD'nin beklentilerini karşılamamıştır. 3) Son savaştan sonra, Irak, Washington için stratejik bir önem kazanmaya başlamıştır. O kadar ki, son haberlere göre ABD Irak'ta üsler kurmaya ve bu yoldan bölgede etkinliğini artırmaya hazırlanıyor...Bütün bunlara 11 Eylül'den sonra ve özellikle Afganistan'daki savaş sırasında, ABD'nin Kafkasya'dan Orta Asya'ya kadar birçok yerde askeri bir varlık kurduğunu ve böylece manevra kabiliyetini geniş bir alana yaydığını da unutmayalım...***SON gelişmeler, Türkiye'nin özellikle askeri alanda taşıdığı jeostratejik değerdeki bir azalma trendini açıkça gösteriyor. Örneğin, ABD için, İncirlik Üssü artık vazgeçilmez bir stratejik önem taşımıyor. Nitekim "Kuzeyden Keşif" operasyonları için bu üste bulunan uçakların ve personelin önemli kısmı geri çekildi bile.Ama şunu da vurgulamamız lazım: Türkiye'nin jeostratejik önemi bir günden öbürüne yok olacak değil. ABD için en azından bu aşamada - yani bölgenin geleceği biraz daha net belirleninceye kadar - bu önem devam edecektir. Ama herhalde eskisinden daha az...Böyle bir ortamda Ankara'nın dış politikasını belirlerken, şimdiye kadar ön plana çektiği jeostratejik konumuna ve değerine artık fazla güvenmemesi ve kendi önemini başka nitelikleri ile ortaya koyması gerekir.Nasıl mı? Bunu yarın inceleyeceğiz... skohen@milliyet.com.tr TÜRKİYE öteden beri jeostratejik konumunu dış politikasının mihenk taşlarından biri saymıştır. Gerçekten Soğuk Savaş döneminde Batı kendi safındaki Türkiye'yi Sovyet blokuna karşı bir ileri karakol olarak görmüş, Ankara da "jeostrateji kartı"nı müttefiklerinden siyasi, askeri ve ekonomik destek sağlamak için başarı ile kullanmıştır.