HAJDE KARADAĞ!

24 Haziran 2018

Dünya jet-set’inin göz bebeği Monaco’ya, Balkanlar’dan rakip çıktı. Özellikle Türklerin son dönemdeki gözdesi haline gelen Karadağ’ı buyurun, bir de benden dinleyin.

Hırvatistan’dan başlayıp Karadağ’da noktaladığım 12 günlük bir seyahat yaptım. Onca gün, elimde küçücük bir çekçekle uçaktan indim otobüse bindim, otobüsten indim feribota bindim, bir tek zeplinle denizaltı eksik kaldı yani. Hırvatistan kısmını haftaya okuyacaksınız, hazırsanız şimdi geliyor 620 bin nüfuslu Karadağ.

Gerçek bir jet-set

Konaklama için Tivat mı, Kotor mu, yoksa Budva mı diye bakınırken bir aile dostumuz bu üçünün arasında en hoş yerin Tivat olduğunu söyleyince ben de üs olarak orayı seçtim. Ve Hırvatistan-Karadağ sınırını araçla geçerek (ikisinin arası karayoluyla bir saat fakat gümrük kapısında mecbur bekliyorsunuz), Tivat’a vardım. Tivat, Karadağ’ın güneybatısında yer alan bir sahil şehri. Olayı ise, Kanadalılar tarafından inşa edilen, sonra da Dubaililere satılan limanı, Porto Montenegro. Derme çatma evlerin, terk edilmiş inşaatların, yarısı ekilmiş, yarısı terk edilmiş arazilerin arasından geçip Porto Montenegro’ya vardığınızda basbayağı bir kültür şoku yaşıyorsunuz çünkü burada gerçek bir jet-set

Yazının Devamı

Hola Pedro!

17 Haziran 2018

İspanya’nın yeni başbakanı Pedro Sanchez’in fotoğrafı telefonuma düştüğü anda çok yakın bir kız arkadaşımla beraberdik.

Önce ekrana kitlendik, sonra da“Yok artık!” manasında birbirimize baktık. Arkadaşım dedi, “Şebo senin İspanyolcan var, işimize yarayabilir”. Ben, Sanchez’i görünce adımı bile unutmuşken, İspanyolca konuşabildiğim hatırlatılınca aşırı sevindim ama ardından tek kaşım kalktı havaya: “İyi de ne işimize yarayacak ki?”

Pedro Sanchez sayesinde sosyal medya ciddi anlamda hareketlendi son günlerde. Başbakan olması aşırı bir heyecan ve neşeyle karşılandı desem yalan olmaz. Pedro’ya şiir yazanlar, ilan-ı aşk edenler, ölüp bitenler, İspanya’ya ucuz bilet bakanlar bir yana, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile fotoğrafını yan yana koyup karşılaştırdı millet. Bakın Justin’in yeri kalbimizde ayrı ama Pedro... Akdenizli günün sonunda, kan çekiyor. Efendim? Yunanistan’ın Alexis Çipras’ını saymayı mı unuttum? Ayy... O hiç benim tipim değil.

AR-GE çalışmalarımıza her zamanki gibi Instoş’tan başladık. Hemen girdik Sanchez’in hesabına. Sosyalist Başbakan’ın altmış binin üzerinde takipçisi var, üç yüz yetmiş bir kişiyi takip ediyor. Takip ettikleri arasında, National Geographic, Barack

Yazının Devamı

Sosyal medyada “akne hareketi”

3 Haziran 2018

İşte en sonunda çoğunluk sağlandı ve sosyal medyada “cilt pozitifliği” başlığı altında bir akne hareketi başladı. Bakalım bu hareketi ne tarz hareketler izleyecek?

hangimiz en kusursuz görünmemiz gereken günde alnımızda kocaman bir sivilceyle uyanmadık? Hangimiz ergenliği kaymak gibi sorunsuz bir ciltle atlattık? Pek azımız. Çünkü akne böyle bir şeydir. Bize sormadan çıkar, stres yaptıkça da coşar. Kimi zaman tedavisi vardır, kimi zaman çaresi yoktur. O zaman sosyal medyada kusursuz güzelliğin pompalandığı şu günlerde ne yapmak gerekir? Çözüm, bolca makyaj ve bolca filtre mi? Hadi öyle diyelim de nereye kadar? İngiliz Dermatoloji Derneği, bu yılın başında yayınladığı bildiride, akneli cilde sahip olan yüzde altmış üçlük kesimin gün be gün daha çok gizli depresyona girdiğini açıklamış. Amerikan Dermatoloji Akademisi de neredeyse elli milyon Amerikalının ortak sorunun akne olduğunu. İşte en sonunda çoğunluk sağlandı ve sosyal medyada “skin positivity” (cilt pozitifliği) başlığı altında bir akne hareketi başladı.

Bir kısım, mükemmel cildini (ne kadar mükemmel olduğu elbette şüpheli) sosyal medyada gözümüze sokup kendimizi hayata karşı 1-0 hissetmemize neden olurken bir kısım da akneli

Yazının Devamı

Türk yazarlardan tiyatro

27 Mayıs 2018

Bizzat izledim. Buyurun size müthiş keyifli vakit geçirtecek dört tiyatro oyunu. Hem de birbirinden yetenekli Türk yazarların kaleminden...

Mayıs ayını tamamen tiyatroya ayırdım. Bu sefer istedim ki sadece Türk yazarların eserlerini izleyeyim. Nasıl güzel metinler, ne şahane oyunculuklar... Yazdığım dört oyun da güncel hayatımızı irdeliyor ve ortak bir noktaları var. Mesela nedir bu aralar en sık konuştuğumuz konu? Yalnızlık. Yok, öyle üzücü bir yalnızlık izlemiyoruz sahnede, bol bol gülüyoruz ve hatta yalnızlığımıza iyi bile geliyor. Her bir oyunun sonunda kendimi tutamayıp ayakta alkışladım. Lütfen gidiniz. Asla pişman olmazsınız.

“Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin”

Hazır anneannem on günlüğüne Antalya’dan bize gelmiş, annemle birlikte evde üç kadın didişiyoruz, eğleniyoruz, BAM İstanbul’un bu oyunu nokta atışı oldu. Oyunda da bizimki gibi üç jenerasyon var. Öyle havalı bir dekorun falan içinde değiller, üç kadın sandalyeye oturup kendi hikayesini anlatıyor. Metin, Murat Mahmutyazıcıoğlu tarafından öylesine bir ustalıkla kaleme alınmış ki boş yok! Kendisi aynı zamanda yönetmen koltuğunda. Ayfer Dönmez, Başak Kıvılcım Ertanoğlu ve Melis Öz, kendi isimleriyle oynuyor. Pardon, döktürüyor

Yazının Devamı

SAADETTİN SAĞ SİZ SELAMET

20 Mayıs 2018

“Çok sade bir düğün istiyorum Saadettin.” Hep böyle başlar hikaye. Sonra bir anda kendinizi düğünde dört yüz kişiyi tek tek öperken bulursunuz...

Hani senin taraftan yirmi, benim taraftan yirmi, toplamda kırk kişiyle çözecektik konuyu? Ya ya... “Sade bir düğün olsun” denir, iki ailenin ait olduğu yörenin halk oyunları ekiplerinin gösterileriyle noktalanır o düğünler. Ardından da ver elini sade bir balayı. Böyle deniz, kum, güneş üçlüsünden başka hiçbir şeyin olmadığı mütevazı bir kumsal. Hmmm... Maldivler mesela. Madem düğün sezonu resmi olarak açıldı, düğün seremonisini delirmeden planlamanız için birkaç öneri sunmak isterim.

“Biz bize olalım Saadettin”: Bölünerek çoğalan bir cümledir bu. Biliyorum, düğünde özne sizsiniz ama damat Saadettin’e de duygu-düşüncelerini sormakta fayda var zira tüm hazırlık sürecinde sakinmiş numarası yapıp balayında sinir patlaması yaşayabilir. Ve inanın bana, az insanlı düğün kadar güzeli yok. O zaman gerçekten düğün, siz ikinizin düğünü oluyor. Eğlenmeniz garanti.

“Gelinliğimi annenle seçelim Saadettin”: Dakika bir, gol bir Saadettin’in annesiyle papaz olmak istemezsiniz, değil mi? Ne? Papaz oldunuz bile mi? Biraz sabır. İmzayı bekleyin. Unutmayın ki

Yazının Devamı

SENİNLE CİDDİ DÜŞÜNÜYORUM

13 Mayıs 2018

Ben ilişkiye ilişki demem, ilişki ciddi olmadıkça. Ciddi bir işin varsa, ilişkine de ciddi yaklaşırsın. Sahi, sen ne iş yapıyorsun cicim?.

Facebook, geçtiğimiz aylarda yaşanan gizlilik ihlali skandalından sonra kendini affettirmek istemiş olacak, yeni uygulaması FaceDate’i tanıttı ve “Niyet sizden, izdivacınız bizden” dedi. FaceDate, arkadaşınız olmayan kişilerle tanışmak için farklı bir profil oluşturabileceğiniz, verilerinize uygun kişileri sizlerle eşleştirecek ve Messenger yerine özel bir mesaj kutusunda yazışılacak bir arkadaşlık uygulaması. Mottoları da şu, “FaceDate sadece ciddi ilişkiler içindir”. Nasıl, hayli iddialı değil mi?

Ben ilişkiye ilişki demem, ilişki ciddi olmadıkça. Ciddiyet önemlidir arkadaşlar. Yani tanışır tanışmaz “Önümüzdeki ay beni babamdan iste”den değil de, ilişkinin kendisine ciddi yaklaşılmasından söz ediyorum. Yalansa yalan deyin, farz edelim biri bizi biriyle tanıştırmak istiyor, karşı tarafta ilk önce neyi merak ederiz? Ciddi ilişki isteyip istemediğini. Cevap pozitifse, hemen ardından ikinci sorumuz gelir, “Ne iş yapıyor?” Belki kendimizi işimizle tanımladığımızdan belki de işine ciddi yaklaşanın ilişkisine de ciddi yaklaşacağını düşündüğümüzden

Yazının Devamı

YALNIZLIKTAN SORUMLU DEVLET BAKANI

6 Mayıs 2018

Bu bir Zaytung haberi değildir. İngiltere Başbakanı Theresa May, ‘Yalnızlıktan Sorumlu Devlet Bakanlığı’nı resmi olarak yürürlüğe geçirdi.

Şöyle birkaç gün inzivaya çekilip kafa dinleyeyim, sonra ortamlara akarım”dan söz etmiyorum, konumuz basbayağı yalnızlık. Etrafımız kalabalık, her türlü teknoloji işaret parmağımızın ucunda, dünya avucumuzun içinde ve biz her geçen gün kendimizi daha fazla yalnız hissediyoruz. Bu işte bir ters orantı var. Bakın, İngiltere’de yapılan son araştırma, ülke sınırları içinde dokuz milyondan fazla insanın yapayalnız olduğunu tespit etmiş. Modern yaşam ve kentleşme mi dersiniz, değişen ekonomik ve kültürel değerleri mi sıralarsınız, teknolojiyi mi suçlarsınız bilemiyorum ama tam ortamızda koskocaman bir yalnızlık duruyor. Öyle olmasaydı İngiltere Başbakanı ‘Yalnızlıktan Sorumlu Devlet Bakanlığı’nı kurmazdı herhalde.

Bunlar hep yalnızlıktan

Yeni kurulan bakanlık, bu konuya odaklı sivil toplum örgütleriyle çalışarak yalnızlık ve sosyal izolasyonla mücadele edeceğini belirtmiş ve Ulusal İstatistik Ofisi’nin yeni bir sistem geliştireceğini kaydetmiş. Yaşlılar, sevdiklerini kaybedenler, konuşacak, tecrübelerini ve düşüncelerini paylaşacak kimsesi olmayanlar,

Yazının Devamı

Güzel, daha güzel, en güzel

29 Nisan 2018

Instagram’ın hayatımızın merkezine yerleşmesiyle, estetik operasyonlar özellikle yirmili yaşların başındaki gençlerde yükselişe geçmiş.

Otuzlarının ortasında, kilolarıyla başı dertte, kendini fiziksel olarak hiç mi hiç beğenmeyen bir kadın... Üstelik tüm bu takıntılarına rağmen kozmetik sektöründe, çubuk krakere benzeyen diğer kadınlarla birlikte çalışmak durumunda. Başının üzerinde küçük, kara bir yağmur bulutuyla dolaşırken bir gün, bir kaza geçiriyor ve başını şiddetli bir şekilde çarpıyor. Hastanede gözlerini açtığındaysa kendinde bir değişiklik hissediyor. Fark ediyor ki fiziksel olarak hiçbir şeyi değişmemesine rağmen kendine bir süper model özgüveni gelivermiş. İşte o günden sonra bir türlü barışamadığı kişiliğiyle barışıp canının istediğini giymeye, istediğini söylemeye, gönlünce flört etmeye başlıyor.

Selülitli foto

Amerika’da yeni görücüye çıkan “Kendimi Güzel Hissediyorum” (I Feel Pretty) isimli sinema filmi, pek beğenilmeyip türlü eleştirilere maruz kalsa da, başroldeki Amy Schumer topa tutulsa da özellikle son dönemde kanımıza işleyen “güzel olmak zorundasın” durumunu ciddi anlamda eleştirmiş aslında. The Rolling Stones dergisi Schumer’i “Hatalarını göstermekte

Yazının Devamı