Canım telefonum, seni terk ediyorum!

25 Şubat 2018

Etten kemikten yaratılmış birinden ayrılmak bir tarafa, ya ayrılmamız gereken şey telefonumuzsa?

Ayrılıklar zordur.

“Çok seviyeli bir şekilde ayrıldık” diye anlatılan ayrılık hikayelerinde bile ille ki bizim bilmediğimiz seviyesiz birkaç durum yaşanır. E o kadar yaşanmışlık varken nasıl üzülmesin ki insan?

Ayrılmaya kesin karar verildikten sonra sevgiliden ayrılmanın birkaç belli başlı yöntemi vardır. “Sen daha iyilerine layıksın”, “Sorun sende değil, bende”, “Ben seni mutlu edemem” geyikleri yapabilir, aslanlar gibi açık açık konuşarak ceketinizi alıp çıkabilir, telefonla konuyu kapatabilir, mesaj gönderebilir, baş ucuna tatlı bir post-it yazabilir veya tek kelime etmeden ortadan toz olabilirsiniz. Seçim sizin.

Etten kemikten yaratılmış birinden ayrılmak bir tarafa, ya ayrılmamız gereken şey telefonumuzsa?

Artık arama beni, çoktan unuttum seni

Geçtiğimiz günlerde Amazon’da gezinirken önüme düşen kitabın başlığı şuydu: “How To Break Up With Your Phone?”, yani “Telefonunuzdan Nasıl Ayrılırsınız?”. Yale mezunu gazeteci Catherine Price yazmış.

Bu soruya “Bizi bir tek ölüm ayırabilir” veya “Biraz haysiyeti varsa kendi gider” diye cevap verenler olabilir. Saygı duyuyorum. Ancak telefon bağıml

Yazının Devamı

ARKADAŞ ARIYORUM ARKADAŞ!

18 Şubat 2018

Arıyorsun da nerede arıyorsun? Önemli olan bu. Uzaklarda arama, aradığın arkadaş parmaklarının ucunda.

Cep telefonuna yüklenen arkadaşlık uygulamaları an itibarıyla “Ata sporu” olarak da tanımlanabilir zira gözlemlediğim kadarıyla gizli ya da açık, artık neredeyse herkesin bir arkadaşlık hesabı var. Hatta bununla ilgili en çok duyduğum cümle şu “Hesabım var ama hiç kullanmıyorum”. Biz de yedik.

-Coffee Meets Bagel: “Kahve, çörekle buluşur”, şu ismin tatlılığına bakın! Daha da tatlısı, bu uygulama, Çinli üç kız kardeş tarafından hayata geçirilmiş. Kardeşlerden birisi Harvard mezunu, birisi J.P. Morgan’da yatırımcı, diğeri de tasarımcı. Online arkadaşlık sitelerinin yüzde altmış beş erkek, yüzde otuz beş kadın kullanıcısının olması, hayalet profiller onları harekete geçirmiş ve “kadınlarseçer” heştegiyle yola çıkmışlar. Uygulama, her akşam veri tabanını tarayıp size uygun bir “bagel” gönderiyor. Artık yersiniz, yemezsiniz orası sizin bileceğiniz iş. Facebook üzerinden bağlanıyorsunuz.

-Tinder: Elli milyon aktif kullanıcısıyla dünyanın en çok tercih edilen arkadaşlık uygulaması haline geldi Tinder. Kurucusu Sean Rad, otuz üç yaşında, İranlı bir girişimci. Uygulama içinde gördüğünüz

Yazının Devamı

Yapımcılık Akademisi’ne hoş geldiniz!

11 Şubat 2018

Bir filmi film yapan gizli kahramanları merak ettiniz mi hiç? Ya da yapımcı olmayı düşündünüz mü?

Film dünyası, oyuncularla, yönetmenlerle ve senaristlerle bizde her zaman merak uyandırmıştır. Peki ya bir filmi fikir aşamasından beyazperdeye taşıyan, bütçesini yöneten, gösterim sonrası satışına kadar tüm süreci planlayan yapımcılar… Yani bir filmi film yapan gizli kahramanları merak ettiniz mi hiç? Ya da yapımcı olmayı düşündünüz mü? Bunu düşünenler için güzel bir haberim var. Bahçeşehir Üniversitesi Kreatif Endüstriler Araştırma Merkezi ve Insignia Productions, geleceğin yapımcılarını yetiştirmek üzere kolları sıvadı ve bir Yapımcılık Akademisi kurdu. On altı hafta sürecek olan programda dağıtım, yurtdışı satış, yan gelirler, telekom, oyun sektörü entegrasyonu, hukuk, pazarlama gibi majör konular işlenecek. Üniversite tarafıyla Yrd. Doç. Dr. Erkan Büker ilgilenirken, Insignia Productions tarafında da firmanın kurucusu Dorukhan Acar var.

“Dağ” ve “Dağ 2”

Geçtiğimiz günlerde Dorukhan’la bir araya geldik ve yapımcılık üzerine biraz lafladık. Kendisi başarılı bir finansçıyken bir yandan da giriş bariyeri düşük ancak katma değer sağlayabileceği bir iş koluna yatırım yapmak istedi ve

Yazının Devamı

Mikro aldatma antolojisi

4 Şubat 2018

Bir alelade aldatmak vardır, bir de alttan alttan yengeç gibi ilerlemek. Hah, işte mikro aldatma tam olarak budur!

Bugünkü konu başlığımız mikro aldatma. Normal şartlar altında size derdim ki “Büyük düşünüp büyük resme bakın”. Ancak konumuz bağlamında şunu diyorum, “Küçük düşünüp küçük resme bakın!” Aldatmanın makrosu, mikrosu olur mu? Olur. Ekonominin bile makrosu, mikrosu var, aldatmanın neden olmasın? Hepimiz insanız. Beğenilmek, arzulanmak, heyecan duymak, flörtleşmek istiyoruz. Kimileri bir ilişkisi devam ederken partnerini aleni şekilde aldatıp tüm bu saydığım duyguları tatmin etmeye çalışıyor. Yakayı ele veriyor ya da vermiyor, fakat günün sonunda bir çuval inciri berbat ediyor. Bir de alttan alttan yengeç gibi ilerleyenler var. Hah, işte mikro aldatma tam olarak budur!

Ben yürümedim, onlar yürüdü!

Bir örnekle anlatayım. Yakın bir arkadaşım bir çocukla çıkıyordu, gayet de güzel gidiyordu ilişkileri. Arkadaşım telefon karıştırmaz, sosyal medya hesaplarına sızmaz, kimler like’lamış, kimler fav’lamış bakmaz. Yaradılışı bu. Çocuk da halim selim, kendi halinde bir genç. Sokakta yürürken yanımızdan yıkılan bir kız geçse o bakmaz, biz kıza baykuş gibi bakarız, o derece. Allah iyi

Yazının Devamı

Bir adet Kylie dudağı lütfen!

28 Ocak 2018

Ünlüler, kendi makyaj markalarını piyasaya sürmek konusunda son dönemde birbirleriyle ciddi bir yarışa girdiler

Ünlüler dünyasında son dönemde yükselişe geçen trend nedir dersiniz? Kıyafet dizayn etmek mi? Takı tasarlamak mı? Hayır oraları geçtik arkadaşlar. Ünlüler kendi makyaj markalarını piyasaya sürmek konusunda birbirleriyle ciddi bir yarışa girdiler. Boşuna değil YouTube’da makyaj vloggerlarının katlanarak çoğalması veya ardı ardına “Kendi makyaj koleksiyonunuzu oluşturmanın kısa yolları” merkezli kitapların basılması.

Jessica Alba’dan “The Honest Beauty”, Madonna’dan “MDNA Skin”, Drew Barrymore’dan “Flower”, Salma Hayek’den “Nuance”, Miranda Kerr’den “Kora Organics”, Iman’dan “Iman Cosmetics”, Rihanna’dan “Fenty Beauty”, Gigi Hadid, Olsen kardeşler, Kardashiangiller, bizden Kerimcan Durmaz derken kendi makyaj markasını çıkarmayan ünlü neredeyse kalmadı gibi bir şey. Peki neden?

Yirmi yaşında imparator

Biz kadınlar makyaj yapmayı seviyoruz. O cepte. Fakat bir makyaj ürünü seçerken hayranı olduğumuz bir ünlünün dolgun dudaklarına iç çekerek bakıp “Ben de böyle görünmek istiyorum!” diyoruz sanırım. Yoksa yirmi yaşındaki Kylie Jenner’ın “imparatorluk” olarak adlandırılan makyaj

Yazının Devamı

Galata’nın Don Kişotları

21 Ocak 2018

Elimde telefon, navigasyonla altın arar gibi aradım buldum Galata Evi’ni. Meğerse gerçekten altın bulmuşum...

İstanbul’da hep aynı yerlere gitmekten sıkıldım” diye söyleniyoruz ya, sıkılmamızın esas sebebi Bermuda şeytan üçgeni gibi aynı üçgenin köşeleri arasında hamster gibi dolanıp durmamız. Oysa ki rotamızı bir değiştirebilsek güzel İstanbul’umuzda keşfedecek o kadar çok yer var ki...

Toplama kampından Türkiye’ye

Geçtiğimiz hafta Galata’da bir yemeğe davetliydim. Yön duygum sıfır olduğundan elimde telefon, Galata’nın daracık ara sokaklarında navigasyonla altın arar gibi aradım buldum Galata Evi’ni. Meğerse gerçekten altın bulmuşum. Zili çaldım, kibar bir İstanbul beyefendisi açtı kapıyı. Tam o sırada duvardaki eski guguklu saatin kuşu kafasını yuvasından çıkarıp sekiz kere öttü. Üst kata beyefendiyle beraber çıktık. Sağ tarafımda dar sokağın Arnavut kaldırımlarına bakan küçük masalar, sol tarafımda siyah piyanonun başında Rusça şarkılar söyleyen bir İstanbul hanımefendisi... Tamamdı işte. Bambaşka bir boyuta ışınlanmıştım bile!

Bu tarihi bina, 1904’te Büyük Britanya sivil hapishanesi olarak kullanılmış. 1919’da İngiliz Karakolu’na dönüşmüş, 1923’ten itibaren de konut olarak

Yazının Devamı

Sanat aşkına

14 Ocak 2018

Nişantaşı’ndaki Ron’s Art Gallery, bir sanat galerisinden öte bir yaşam alanı

On altı yaşımdan itibaren babam beni müzayedelere ve resim sergilerine götürmeye başladı. İlk satın aldığım sanat eserim, ressam Faruk Cimok imzalı “Beyoğlu’nda Tramvay” isimli tabloydu. Hiç unutmam, fiyatı yirmi beş liraydı. Yalan değil, yirmi yaşıma geldiğimde iki yüzü aşkın ressamın tablosunu imzasına bakmadan tanıyabiliyordum.”

Rony Süzme, sanatla kurduğu bağı böyle anlatmaya başlıyor. İşletme okuduktan sonra İngiltere’ye gidip sanat tarihi eğitimi almış, üzerine de Fransa’da sanat müzeciliği konusunda lisans programlarına katılmış. Şimdiyse otuz altı yaşında ve ortağı Özge Gökçetin’le Nişantaşı’nda Mim Kemal Öke Caddesi’nde konumlanan Ron’s Art Gallery’yi işletiyor. Duvarlarda Devrim Erbil, Komet gibi ünlü ressamların tabloları asılı. Klasik, çağdaş ve modern eserlerin hepsi kendi koleksiyonundan. Burayı kuru kuruya gezdiğimizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz çünkü an itibarıyla mekanda niş bir davet, güzel bir kalabalık ve hoş bir müzik var. Çünkü burası sadece bir sanat alanı değil, aynı zamanda bir yaşam alanı.

Koltuğun rengine göre tablo

Aklıma gelen ilk soruyu soruyorum Rony’ye, “Sevgiline tablo

Yazının Devamı

Kitaptan filme

7 Ocak 2018

Artık o kadar mükemmel prodüksiyonlar yapılıyor ki severek okuduğumuz bir romanı sinemada veya TV’de seyrederken mest oluyoruz

Yapımcılar gözlerini romanlara çevirdi. 2018’de hem sinema hem de dizi dünyasında roman uyarlaması konusunda bir patlama yaşandığını söylesem yanlış olmaz sanırım. E haksız da değiller, o kadar enfes eserler var ki... Yazarınız, yurtdışı sinema ve televizyon dünyasında bu yılın hitleri olmaya aday uyarlamaları sizin için derledi.

DİZİLER

- “Sharp Objects”: Gillian Flynn’in “Gone Girl” (Kayıp Kız) isimli romanını biliyorsunuz. Hani sonrasında yönetmen David Fincher tarafından beyaz perdeye taşınan. Ne romandı, ne filmdi be... Flynn’in bir diğer romanı “Sharp Objects”, sekiz bölümlük bir cinayet dizisi olarak çıkıyor karşımıza bu yıl. Yönetmen koltuğunda bayıla bayıla izlediğimiz “Big Little Lies”ın yönetmeni Jean-Marc Vallée var. Amy Adams başrolde. HBO yapımı dizi, benim merakla beklediklerimden.

- “Electric Dreams”: Bir Philip K. Dick, nam-ı diğer PKD eseri. Bu yazarı nereden mi tanıyoruz? “Blade Runner”, “Total Recall”, “The Minority Report” desem? Romanlarının ortak özelliği ise gelecekte gerçekleşmesi muhtemel olayları çalışan sınıfı açısından ele alması.

Yazının Devamı