Zirvede Putin çatlağı var mı?

4 Aralık 2012

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ilişkinin, 2014 yolunda, kardeşlik hukukunu zedeleyen bir seyir izlediği yolundaki tartışmalar sürüyor.
Bunda, Erdoğan’ın, “devlette çift başlılık olmaz” açıklaması ile, Gül’ün, bu açıklamanın dumanı tüterken yaptığı, üslup farkı değerlendirmesinin rolü büyük.
Erdoğan’ın Türk tipi ilk başkan olmayı hedeflediği 2014’e giderken bu tartışmanın ateşi zaman zaman yükselecek.
Ancak, “Gül ile Erdoğan arasında açıktan çatışmaya giden bir süreç var” iddiasını güçlendirmek için her gündem maddesinden buna uygun bir malzeme çıkarma çabasına da dikkati çekmek gerekiyor.
Konu malum.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün İstanbul’a geldi. Temaslarının tamamını İstanbul’da gerçekleştirdi. Masanın bir yanında Putin, diğer yanında Başbakan Erdoğan vardı.
Tartışma Putin Türkiye’ye ayak basmadan başladı.

Yazının Devamı

‘Gizlilik kararı’ çalışmaları aksattı

30 Kasım 2012



Uludere’deki bombalamada kaçakçılık yapan 34 kişi yaşamını yitirmişti.

Uludere olayının üzerinden tam 337 gün geçti. 28 Aralık, 34 kişinin hayatını kaybettiği bu trajik olayın yıldönümü.

Bu süre içinde ne yapıldı?
Genelkurmay adli ve idari inceleme başlattığını duyurdu. Diyarbakır Özel Yetkili Başsavcıvekilliği soruşturma başlattı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, olaya ilişkin bir alt komisyon kurdu.

Yazının Devamı

Patriotlar ve Almanya’ya jest

23 Kasım 2012

Suriye-Türkiye gerginliği ve sınırda yaşanan sıcak gelişmelerin yoğunlaşması nedeniyle, bir süredir gündemde olan Patriot’lar konusunda NATO’ya resmi talepte bulunulmasının ardından sürecin nasıl işleyeceği merak konusu.
NATO’nun birkaç gün sonra vereceği onayı izleyen günlerde 877 km’lik Suriye sınırında keşif yapmak üzere NATO subaylarından oluşan bir uzman heyet Türkiye’ye gelecek. Önümüzdeki hafta gelmesi beklenen NATO heyetinin çalışmalarına Türk Silahlı Kuvvetleri’nden uzman subaylar da katılacaklar.

Alternatifler belirlenecek
Edindiğimiz bilgilere göre, TSK’nın alternatifli şekilde belirleyeceği yerler, NATO heyetine gösterilecek. Ancak, nihai konumlandırma bölgeleri NATO-TSK uzmanlarının ortak değerlendirmesinin ardından belirlenecek.
Orta menzilli hava savunma sistemlerinin sayısı ve konumlandırılacakları yerlere ilişkin kriterler önemli.
Askeri kaynaklar, Türkiye-Suriye sınırının çok uzun olmasının yapılacak planlamalarda belirleyici olduğunu kaydediyor.

Yazının Devamı

İmralı ile yeniden

19 Kasım 2012

PKK ve PJAK’lıların cezaevlerinde sürdürdüğü açlık grevi, Abdullah Öcalan’ın kardeşi aracılığıyla yaptığı çağrının ardından sonlandırıldı. Süreç birçok açıdan kritik bir eşiğe gelmişti. Eyleme katılanların sağlık durumları kötülemiş, Leyla Zana Meclis çatısı altında açlık grevine başlamıştı. Bir grup milletvekilinin de eyleme katıldığı Diyarbakır başta olmak üzere bölgede kamuoyuna pek de yansımayan sıkıntılı gelişmeler baş göstermişti.

Görüşme trafiği
Öcalan’ın, karşısında avukatları yerine kardeşini görünce buna tepki gösterdiği söylense de Ankara kulislerine yansıyan bilgiler, “ilgililerin” kısa süre önce adada ardı ardına görüşmeler yaptığı yönünde. Öcalan’la daha önce de görüşen MİT’ten yetkililerin İmralı’ya sıkça gidip geldiği, Adalet Bakanlığı kanadının Öcalan’ın yaşam koşulları konusunda bir seri temasta bulunduğu da konuşuluyor.
Hem hükümet hem de BDP kanadı açısından önemli bir sınav verildi. Bu süreçte Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in çabaları, BDP’liler tarafından açıkça takdir gördü. BDP’liler de hükümetle kurdukları kontakta ve Mehmet Öcalan görüşmesini sağlama yolunda çok aktif oldular.
Sonuç olarak, ciddi sorunlara yol açabilecek, Türkiye’yi özellikle

Yazının Devamı

Genelkurmay ve MİT bize bazı belgeleri göndermedi

15 Kasım 2012

Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, aylardır süren çalışmasını tamamladı ve herkesin merakla beklediği raporun yazımına başladı. Rapor 27 Kasım’da tamamlanmış olacak.
Çok geniş bir yelpazede, Türkiye’nin karanlık dehlizlerinde gezen Komisyon’un bu zor mesaisinde başındaki isim olan AK Parti İstanbul Milletvekili Nimet Baş’la sohbet ettik.
Kısıtlı süreye karşın kritik bir görevin ilk aşamasını tamamlayan Baş sorularımıza içtenlikle yanıt verdi.
Bu kritik görev süresince karşılaştıklarını anlatırken, bazı “tehditler” de aldığı izlenimini edindiğimi hemen söylemeliyim.
Baş’a yönelttiğim sorular ve yanıtları şöyle:

‘Okullarda okutulmalı’

Yazının Devamı

Bağış’a göre halk ‘başkanlık’ ister

13 Kasım 2012


Başkanlık sistemi tartışmaları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Türkiye Modeli Başkanlık” açıklamasıyla alevlendi.
Erdoğan’ın, yetkileri sınırlı bir cumhurbaşkanı profiliyle Köşk’e çıkmayacağı gerçeği ve Türkiye’nin er geç bu sistemle yönetileceği yolundaki açıklamaların yoğunluğu, önümüzdeki ayların en sıcak gündem maddelerinden birinin bu olacağını gösteriyor.
Başkanlık sisteminin en iyi uygulandığı ABD’de uzun yıllar yaşamış olan, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da, Türkiye’nin bu sisteme geçmesi gerektiğini düşünenlerden.
Bağış’ın konuya ilişkin değerlendirmelerini şöyle özetleyebilirim:

‘17 yıl yaşadım, endişeler yersiz’

Yazının Devamı

Bu yasada hiçbir ideoloji yok

11 Kasım 2012

YÖK’ün yeni yasasının taslağı geçen günlerde tartışmaya açıldı. “Darbe dönemi YÖK’üne veda” olarak nitelenen taslak birçok tartışmayı beraberinde getirdi.
YÖK Başkanı Prof. Gökhan Çetinsaya ile yaptığımız sohbette, hem hedeflenen yeni üniversite ve YÖK modelini hem de akıllara takılan soru işaretlerini konuştuk. Kendisine yönelttiğim sorular ve yanıtları şöyle:

‘Hep ara rejim aracı oldu’
YÖK yasa taslağıyla demokratik siyaset kültürünün gelişmesinde rol üstlenen bir üniversite hedefliyorsunuz. Üniversitelere nasıl bir misyon biçiyorsunuz?
- Ne kadar çok insanımız yükseköğretim eğitimi alırsa, dünyayı bilen, bilinçli ve donanımlı insan sayısı ne kadar fazla olursa, hem iktisadi ve sosyal anlamda ülkemizin kalkınması, hem de siyasi rejim ve demokratik siyasi kültür meselelerinde bu önemli bir ivme kazandıracaktır. Ama spesifik olarak baktığımızda da YÖK, kurulduğundan beri hep ara rejimlerin bir aracı haline geldi, getirildi.
Sonuç olarak bir darbe kurumu.

Yazının Devamı

O günkü gibi...

10 Kasım 2012

Atatürk’ün çalışma odası ve kütüphanesi.

Atatürk, “Ne dersiniz sayın profesör, yenisinin yapılması için bu binayı yıkmak mı lazım” diye sorar. Clemens Holzmeister cevap verir:
“Sayın ekselans, bunu nasıl düşünebilirsiniz? Bu ev sizin kurduğunuz Cumhuriyet’in doğum yeri.”
Öyle böyle bir doğum değildir sözü edilen doğum. Ev de öyle böyle bir ev değildir.
Sahi? Kaç dört duvara nasip olur ki destanlar yazılan bir bağımsızlık savaşının zaferi?
Kaç dört duvar; ümmeti millet, rejimi cumhuriyet ilan eder?

Yazının Devamı