‘Terörizme karşı ABD ne yapıyorsa onu yapıyoruz’

14 Mayıs 2011

Kastamonu’da AK Parti konvoyuna yönelik saldırının ardından, Silopi’de iki polis şehit edildi. Abdullah Öcalan, avukatlarıyla önceki gün yaptığı görüşmede, yine 15 Haziran tarihini vererek, “Eğer hükümet bir çözüm sürecine gelmezse, büyük bir savaş çıkarsa, 3 ay bile dayanamaz” dedi. Kendisiyle devlet arasında kapasiteli ve derinlikli bir görüşme sürecinin olduğunu da özellikle vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e, bir bölümü dün yayınlanan söyleşimizde, Öcalan’la yürütülen sürecin çerçevesi ve ne kadar belirleyici olduğu sorusunu da yönelttim.
Yapılanın “müzakere” olmadığını özellikle vurgulayan Çiçek, “İngiltere, İspanya ne yaptıysa, şimdi ABD ne yapıyorsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bunu yapıyor” dedi.
Çiçek, “Bir kısım kurumlar var ki bunlar görevlerini yaparken kötü adamlarla ilişki kurarlar. İşin gereği budur. Yasadışı örgütlerle ilişki kurarlar, ötekiyle, berikiyle. Belli bir yere kadar onlarla beraber yürürler. Burada iki amaç vardır. Suçu işlenmeden önlemek, suç işlendikten sonra faiilerin yakalanması. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de ister şahıslarla, ister örgütlerle ilgili baştan beri bu yapmıştır, yapıyor” diye konuştu.

Apar topar Kandil’e
Çiç

Yazının Devamı

Cemil Çiçek: Hocaefendi gelmiyorsa kendi takdiri

13 Mayıs 2011

Seçim mitinglerindeki üslup, gündemdeki sıcak konular üzerinden giderek sertleşiyor. YGS’de şifre, MHP’de kaset vakası, artan terör olayları gündemin ana maddeleri. “Okyanus ötesi” tabiri de siyasi literatürümüze iyice yerleşmiş görünüyor.
Gündemin bu sıcak konularını, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’le konuştuk. Çiçek’in sorularıma verdiği yanıtlar şöyle:
MHP’li dört ismin görüntüleriyle birlikte, yasadışı izleme ve bunun siyaset tarafından kullanılması tartışması yeniden başladı.
Biz önemli derecede çıkardığımız yasalarla bunun cezalarını artırdık, suç haline getirdik. Eksik varsa düzeltilir ama ben olduğunu düşünmüyorum. Eğer birileri takip edecekse, güvenlik güçleri, hâkim kararına tabi olarak yapacak. Soruşturmayı yapacak savcılar görevde. İkincisi, ‘Özel hayattır, özel hayatta herkes istediğini yapar’ gibi savunmalar oluyor. Demokratik bir düzende herkes istediğini yapamaz. Mesleğin etik kurallarının getirdiği sınırlar da var. Siyaset yapanlar bunları yok farzederek siyaset yapmaya çalışırlarsa bu türlü yol kazaları olur.
Bu olaylar yaşandıkça neden hep iki yer işaret ediliyor; hükümetiniz ve okyanus ötesi?
Suçlamayı yapanlar biz bu işin neresindeysek bunun

Yazının Devamı

Rakel’e Köşk’ten bir ziyaretçi var

11 Mayıs 2011

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AİHM’nin, Türkiye’yi, Hrant Dink suikastini engellemediği ve cinayet sonrasında etkili soruşturma yürütmediği gerekçeleriyle mahkum ettiği davada çıkan kararı duyduğunda “mahcubum” demiş ve Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) kritik bir görev vermişti.
Dink suikastinin öncesinde de cinayette ihmali olanların soruşturulmasında da devletin nasıl üç maymunu oynadığının kanıtlarından biri dün yine manşetlerdeydi. AİHM kararıyla genişletilen cinayet soruşturmasında savcıya bilgi veren dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, “Suikaste ilişkin istihbarat bana verilmedi. Bilsem cinayeti önlerdim” dedi.
Geçen dört yıl boyunca herkesin topu birbirine attığı bu davada, Gül’ün DDK’ya yaptırdığı denetleme büyük önem taşıyor. Peki, DDK şu ana kadar ne yaptı, neler yapacak ve nasıl çalışıyor?

“Görevi ihmal” diyen dosya
Edindiğimiz bilgilere göre, denetlemeyi yapan çekirdek ekip bir DDK üyesi başkanlığında iki mülkiye müfettişi ve bir adalet müfettişinden oluşuyor. Ekip, Dink cinayetiyle ilgili olarak yapılan tüm işlemlerin dosyalarını topladı. Bu dosyalar arasında, bazı kamu görevlilerininin “görevi ihmal” suçunu işlediğine dönük kanaat içeren

Yazının Devamı

Kastamonu saldırısı politikaya müdahale

8 Mayıs 2011

Kastamonu saldırısı, seçim arefesinde Türkiye’nin daha sıkıntılı günlere gebe olduğunu gösterdi. BDP-DTK cephesi PKK’nın üstlendiği saldırıyı, tansiyonu yükselterek gerekçelendirirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisi sert oldu. Abdullah Öcalan ise “15 Haziran’dan sonra ya müzakere ya kıyamet” dedi.
Son saldırının ardından ortaya atılan derin komplo teorileri, Başbakan Erdoğan’ın, “benim için Kürt meselesi bitmiştir” söylemi ve BDP’nin aslında ne yapmak istediğini, konuyu iyi analiz edebilecek isimlerin başında gelen, Başbakan’ın en yakınında yer alan, Kürt meselesindeki politikaların belirlenmesinde önemli rolü olan Yalçın Akdoğan’la konuştuk.
Ankara’dan milletvekili adaylığı nedeniyle, danışmanlık görevinden istifa eden Akdoğan, başkentte mekik dokurken soluklandığı bir mekanda tabloyu analiz etti.

‘Adamın meselesi PKK’yı meşrulaştırmak’
Akdoğan, BDP-DTK’nın “Kürt sorunundan” ne anladığını şöyle anlattı: “PKK’yı meşrulaştırmayı, Apo’yu kurtarmayı Kürt sorunu olarak algılayan bir kesim var. Bunların yaptıklarının hiç biri Kürtlerin meselelerinin çözümüne katkı vermiyor. Adamın başka bir derdi var.

Öyle olunca siz ne yaparsanız yapın onların tanımladığı

Yazının Devamı

Kastamonu eylemi ne diyor?

5 Mayıs 2011

Terör örgütü PKK’nın 2010’da ilan ettiği eylemsizlik kararının ardından uzunca bir süre devam eden sessizlik, genel seçime haftalar kala bozuldu. Dünkü saldırının yeri ve hedefi kritik öneme sahip.

Kontrolsüz güçler mi?
Taraf yazarı Emre Uslu 27 Nisan’da yayımlanan yazısında, PKK içindeki, özellikle Türkiye’deki derin yapılarla ilişkisi olduğu öne sürülen bir kanadın seçimler öncesinde Öcalan’a rağmen eylem yapabileceğini, Karadeniz Bölgesi’ndeki milliyetçi kesimleri harekete geçirmek amacını taşıyacak olası eylemlerin polisi hedef alabileceğini belirtti. Uslu, Kastamonu’da nisan ayı sonunda PKK’ya karşı düzenlenen operasyonun bu bağlamda önemli olduğunu belirterek, güvenlik bürokrasisinin ortaya attığı bu senaryonun ciddiyetine dikkati çekti. Bu senaryonun dayandığı noktalardan biri Öcalan ve Karayılan’ın son demeçlerinde polisi hedef göstermesiydi.
Kastamonu’da, Başbakanlık ekibine eşlik eden polis aracına düzenlenen saldırının ardından cevaplanması gereken temel sorulardan biri, “İmralı’daki Abdullah Öcalan” çizgisinde tutulamadığı belirtilen kontrolsüz güçlerin, seçim dönemini fırsat bilerek eylemlere girişip girişmediği.
Bu sorunun yanıtı “hayır” ise PKK’nın,

Yazının Devamı

Akla takılan sorular

20 Nisan 2011

Tam “artık liderler yollara düşecek, miting meydanları ısınacak” derken, YSK, siyasi gündemi allak bullak eden bir karara imza attı. Kararın tartışılacak pek çok yönü bulunuyor. Manzaraya ve tartışmanın odaklandığı noktalara baktığımızda herkesin aklına birçok soru takıldı. Bizim aklımızdaki soruları ve muhtemel yanıtları şöyle sıralayabiliriz:
1- Anayasa’nın 76 ve Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 11. maddesi, terör suçundan hüküm giymiş olanların aday olmasına engel mi?
- Anayasa ve söz konusu kanunda, terör suçundan mahkum olanların affa uğramış olsalar bile aday olamayacakları belirtiliyor. Ancak uzun yıllardır, bu ifadenin “sınırsız bir cezaya” neden olmaması için, memnu hakların iadesini (seçme ve seçilme gibi haklar) kazananların aday olmasına imkân tanınıyor.
2- Buna rağmen, 1975’te ceza alan Ertuğrul Kürkçü gibi isimlerin adaylık başvurusu bile neden reddedildi?
- Beklenen, Kürkçü ve benzeri isimlerin, 2005’te yürürlüğe giren TCK’nın, “Cezasının infazı biten haklarını kazanır” diye özetlenebilecek 53. maddesi uyarınca aday olmalarıydı. Ancak YSK, şaşırtıcı bir yorumla, bu isimlerin de eski TCK uyarınca memnu hakların iadesine yönelik mahkeme kararı almalarını

Yazının Devamı

Demirtaş: Başbakan bize teslim oldu

13 Nisan 2011

AK Parti’nin aday listeleri, Meclis grubundaki büyük tırpana karşın, 2007 seçimlerindeki oranda, geniş yelpazeden çarpıcı isimleri barındırmadığı için, analizler “Başbakan sahile ve doğuya yüklendi” ifadesiyle özetleniyor.
İktidar partisinin sahilden neden oy almakta zorlandığı malum. Doğu ve Güneydoğu’daki sıkıntının nedenleri ise daha keskin. Görünen o ki, “BDP’nin Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” adı altında yarışacak bağımsız adayları Meclis’e ciddi bir aritmetikle taşınacak.

Adaylar neyi işaret ediyor?
AK Parti’nin ön sıralardaki adaylarına bakalım. Diyarbakır’da Tarım Bakanı Mehdi Eker ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu bölgenin tanıdığı adaylar. Seçim bağımsızlar ile Ak parti arasında geçecek. Van’da AK Parti-bağımsız dengesinin 4-4 kurulabileceği kaydediliyor. AK Parti adaylarından en güçlü olanı işadamı Burhan Kayatürk. Bölgede sevilen bir isim.
Mardin’den BDP’nin güçlü adaylarla temsil edilmesi, CHP’nin petrolcü Reşit Kılıç’ı listeye koyması, Ak Parti açısından eksi puan olarak görülüyor. AK Parti’nin listesinde ilk sırada eski Kamu Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler var. Ardahan 1. sıra Orhan Atalay’ın. Erzurum Atatürk

Yazının Devamı

Belirleyici tema başarı algısı olur

11 Nisan 2011


Günlük yaşamdan memnuniyet önemli
İsabetli seçim tahminleriyle tanınan A&G Araştırma Şirketi’nin sahibi ve analist Adil Gür, Ak Parti’nin oylarında günlük yaşamdan memnuniyetin belirleyici olacağını söyledi. Gür, ‘aile sigortası’nın CHP’ye oy getireceğini ve CHP’nin ilk kez farklı kesimden oy alacağını da belirtti.

Partilerde adaylar bugün açıklanıyor. Küskünler, sürpriz isimler derken birkaç gün sürecek hararetli tartışmanın ardından Türkiye gerçek seçim sürecine girecek. Son viraja girilirken görünen tablo, önümüzdeki 2 ayın kampanya malzemeleri ve oluşacak muhtemel Meclis’i A&G Araştırma Şirketi’nin sahibi, analist Adil Gür ile konuştuk. Gür, tabloyu nasıl okuduğunu, hem yapageldikleri araştırmalar hem de gözlemleri çerçevesinde anlattı.

2007’deki lokomotif güç başarı algısıydı

Yazının Devamı