Önlemler bir şeyler gizlemek için miydi?

5 Nisan 2011

YGS’de şifre iddiaları büyük tepkiye neden oldu. ÖSYM Başkanı Prof. Ali Demir’i dinledik. Elimizde 1 milyon 700 bin soru kitapçığı olsa bile 1 milyon 700 bin cevap anahtarıyla ikna olmadığımız sürece kuşkular devam edecek. Dün, KPSS tartışması sırasında ÖSYM Başkanlığı’ndan istifa eden Prof. Ünal Yarımağan’la konuştum. Üniversite sınavlarını en iyi O biliyor. Kimseyi yargısız infaz etmek istemediği belliydi ancak “ÖSYM’ye siyasetin girmeye başladığını” işaret ederek bir Doğramacı anısı anlattı.

‘10 kitapçığı zor çıkardı’
Sizin döneminizde de her aday için farklı bir soru kitapçığı mı hazırlanıyordu?
Hayır. ÖSYM’nin ilk yıllarında sadece 2 tür kitapçık hazırlanırdı. Sonra bu 4’e, sonra da 10’a çıktı. Çok uzun zamandır da 10’la gidiyoruz. 10 soru kitapçığı olduğunda da bir algoritmayla herkesin çevresindeki bütün kişilerin kitapçığını farklı yapıyoruz. Bir kişinin kitapçığı “A” ise sağındaki, solundaki, önündeki, arkasındaki 4 kişinin hiçbirinin kitapçığı “A” olmuyor. 1 milyon 700 bin fantezi. Bizim kripto uzmanlarımız ancak 10 kitapçık çıkarıyordu. Soruların sırası önemli, şıkların yerini değiştirdiğinizde adaletsizlikler oluyor. “Bilgisayarla yaptık” diyorlar. Yani

Yazının Devamı

Başörtüsü önümde engel oldu

26 Mart 2011

TÜSİAD’ın, kamuda türban çıkışının ardından başlayan tartışma, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in, mensubu olduğu partinin yeni bir “Merve Kavakçı direnişinde” bulunmayacağı yolundaki açıklamasına, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği “Nesrin Ünal” örneğiyle alevlendi.

AK Parti’de türban sıkıntısı
AK Partili bazı üst düzey isimlerin, Haziran seçimlerinde türbanlı aday gösterilmesinin, zamanlama olarak uygun olmadığı yolundaki görüşünün iktidar partisinde en azından şimdilik egemen olduğunu söyleyebiliriz. Parti kulislerinden gelen haberler bu yönde. Türbanlı aday adayı çok. Bu konuda tabandan gelen baskı söz konusu. Ancak, yönetim türbanlı vekile mesafeli görünüyor.

Kılıçdaroğlu’nun örneği
CHP Genel Başkanı’nın, “Nesrin Hanım’ı hatırlayın. Kendisi dışarıda örtülü bir hanımefendiydi. Ama Meclis’e gelince başını açıyordu. NeSrin Hanım’ın tavrı bence önemli bir örnektir” diyerek işaret ettiği Nesrin Ünal, 21. dönemde MHP Antalya milletvekili olarak parlamentoya girmişti. Genel Kurul çalışmaları dışında her yerde başörtüsünü takıyordu.

Yazının Devamı

Bağış: Kimsenin ‘kaygı’ duymasına gerek yok

8 Mart 2011

Milliyet muhabiri Nedim Şener’in de aralarında bulunduğu çok sayıda gazetecinin Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmasına ilişkin tartışmalar sürüyor.
Yaşanan gelişmeler, içeride pek çok kesimi infial noktasına getirdi. Olayın dış kamuoyu açısından da büyük bir dikkatle ve kaygıyla izlendiği ortada.
AB Komisyonu’nun, gözaltıların gerçekleşmesinden sadece birkaç saat sonra yaptığı, “gelişmelerden kaygı duyduğunu” vurguladığı açıklama çok taze. ABD’nin tepkisi de biliniyor. Gelen haberler, ABD’nin gelişmeleri not ettiğini ve her yıl yayımlanan İnsan Hakları Raporu’nda bu yıl “gazetecilere yönelik uygulamaların” özellikle yer alacağını gösteriyor. AP Genel Kurulu, bugün Türkiye Raporu’na ilişkin karar tasarısını görüşecek. Görüşmelerde, Türkiye’deki basın özgürlüğü geniş yer tutacak.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Milliyet aracılığıyla verdiği mesajın önemli bir bölümünü, “Türkiye algısı” oluşturuyordu. Gül, “Bu hal, Türkiye’nin geldiği ve herkes tarafından takdir edilen görüntüsünü gölgelemektedir. Bundan kaygı duyuyorum” dedi.

“Basın tarihinin en özgür dönemi”
Dün, bu tartışmalar nedeniyle, Türkiye’nin dışarıdaki imajının nasıl etkilendiği konusundaki

Yazının Devamı

Gözler, Ricciardone ile Erdoğan’ın görüşmesinde

18 Şubat 2011

Wikileaks’i kastederek gazetecilere, “Bana güvenebilirsiniz” mesajı veren ABD Büyükelçisi Ricciardone, Erdoğan’dan istediği randevunun gerçekleşmesini bekliyor. Ancak, henüz bir tarih alabilmiş değil

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne atanması, sancılı bir sürecin sonrasında, Başkan Obama’nın özel yetkisini kullanması yoluyla gerçekleşen Francis Joseph Ricciardone’nin Türkiye’nin alevli gündemine girişi hızlı oldu.
Oda TV baskını, Soner Yalçın’ın gözaltına alınması ve Balyoz tutuklamaları konusundaki görüşünü soran gazetecilere, “Bir taraftan basın özgürlüğünden sözedilirken diğer taraftan gazetecilerin gözaltına alınmasını anlayamadığını” söyleyen Ricciardone’ye hükümet ve AK Parti cephesinden çok yoğun tepki var.
Ricciardone, demokrasiyi ve insan haklarını yerleştirme konusunda çok sorunlu ülkelerde görev yaptı. Bunlardan biri, şu günlerde tarih yazan Mısır’dı. Ankara’ya atanmasında yaşanan krizin ana nedenlerinden birini, görev yaptığı ülkelerde insan hakları ihlalleri konusunu yeterince gündeme getirmemesi oluşturuyordu.
Yahudi ve Rum lobileri, Türkiye’ye bakışı “mümkün olduğunda eleştirel olan” bir büyükelçinin atanmasından yana olduğu için, Obama yönetimini, Ricciardone’nin

Yazının Devamı

Kepçe kepçe ölüm çıkıyor

5 Şubat 2011

Ankara, önceki gün yaşadı OSTİM faciasını. İlk patlama saat 11:00’deydi. 8 saat sonra ölüm bu kez sadece 2 km. uzaktaydı. İvedik Küçük Sanayi Bölgesi 24. Cadde’de bulunan biodizel ve tiner dolum atölyesinde: 10 ölü, 10’u aşkın yaralı. Bakanıyla, valisiyle, yerel yönetimiyle, bürokratıyla; ne iş yaptığı, kaç kişi çalıştığı, ne için ruhsat verildiği ve işçilerine hangi nedenle mezar olduğu, olayın üzerinden 48 saat geçmesine rağmen açıklanamayan bir kaza.

Her şey simsiyahtı
Dün, “kazazede arama” adı altında, fiilen enkaz kaldırma çalışmasının yürütüldüğü patlama yerindeydim. Savaş alanı gibiydi. Patlama, köşe başından itibaren başlayan 7’li bloğunun tam ortasındaki binada meydana gelmişti. Sağındaki solundaki binalara büyük zarar vermişti.
Güvenlik şeridini aşıp ilerlemeye başladığım andan itibaren bastığım zemindeki renk dikkatimi çekti. Zemin sadece çamur değildi, binlerce metal parçasının, mazot rengine bulandığı bir zeminde yürüyordum. Patlama caddenin sağ bloğundaki binada olmuştu. Binanın sadece dış beton sınırları ayaktaydı. Etrafındaki her şey siyah kurumla kaplanmıştı. Binanın katlanarak yıkıldığı belliydi. Depremde yıkılan binaları andırıyordu.
Bir yanda, iş

Yazının Devamı

Dink’i bir de Köşk’e anlatacaklar

3 Şubat 2011

Türkiye’de hiçbir başarı cezasız kalmıyor. BDP eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasını, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla inceleyen Devlet Denetleme Kurulu’nun, hazırladığı raporu açıklamasından sonra “bakan düzeyinde” eleştirilmesi de bunun örneklerinden biri.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 3 noktada ciddi kuşkular içeren bir rapor oluşturan DDK’nın “hangi uzmanlar marifetiyle” bu sonuçlara vardığını sormuştu.
Geçmişte uzun yıllar Cumhurbaşkanlığı muhabirliği yaptığım için DDK’nın çalışma prensiplerini ve titizliğini iyi bilirim. Bunun, şimdi başkanlığını Cemal Boyalı’nın yaptığı Kurul için de geçerli olduğundan kuşku duymamız için bir neden yok. Peki DDK, Yazıcıoğlu raporunu hazırlarken nasıl bir çalışma yürüttü?

Enkaz başındakiler bildirildi
Her şeyden önce, geniş bir teknik komisyon oluşturuldu. Kazayla ilgili yüzlerce iddia başlıklar halinde tek tek değerlendirildi. Komisyonda, kaza kırım uzmanından uçuş mühendisine, pilot emniyet amirlerinden haberleşme mühendisine, adli tıp uzmanından malzeme, elektronik ve meteoroloji mühendisine kadar her dalda teknik uzman yer aldı. Genelkurmay’dan kurmay yüzbaşı rütbesinde

Yazının Devamı

Çözümse CHP-MHP koalisyonu olabilir

14 Ocak 2011

Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin: 60 kadın aday gösterilir. Sav milletvekili olarak gerekli. Merkez sağdan sürpriz isimler gelecek, grup gençleşecek

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’le, yönetimi yeniden şekillenen partinin, seçim sürecini nasıl geçireceği, milletvekili aday listelerinin hangi kriterlere göre hazırlanacağı, CHP’nin oy hedefi ve aday profilini konuştuk. Seçimin “parti içi tasfiye zeminine” dönüşeceği, kendisiyle Meclis grubu arasında sert rüzgarlar estiği yolundaki haberleri sordum.
Hafta sonunda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Bayrampaşa’da, seçime yönelik mahalle mahalle örgütlenecekleri “üzüm salkımı” modelini başlatacaklarını söyleyen Tekin, CHP’nin ana seçim stratejisini şöyle anlattı:
“İktidar 6 yılını devletin kurumlarıyla kavga ederek geçirdi. Bugün; işçisi, köylüsü, işadamı, gazetecisi, öğrencisi, her kesimi ilgilendiren en temel sorun özgürlük sorunudur. CHP yeni, özgürlükçü bir anayasayla Türkiye’nin önüne çıkacak. Ana sloganımız bu olacak; ‘CHP ile özgürlük gelecek.’ ‘CHP ile korku tünellerini tarihe gömeceğiz.’ Türkiye’de korkmayan kimse var mı?.”

‘Benim çıtam yüzde 37’

Yazının Devamı

Çatışma ihtimal dışı değil

11 Ocak 2011

Provokatif çalışmalara dikkat edilmeli. Hizbullah bölgede PKK’dan sonra örgütlenme açısından ikinci sıradadır. Örgütlü bir yapı olarak önemini koruyor...

Tutukluluk sürelerini 10 yılla sınırlayan düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte, Hizbullah lider ve militanlarının cezaevinden tahliye edilmesi başka bir tartışmayı da başlattı.
Tabanı güneydoğuda bulunan Hizbullah’ın nasıl kontrol altında tutulacağı, örgütle ilgili olarak kimin, ne planlar yaptığı konusu gündemin ilk sırasına tırmandı. Bunda, Abdullah Öcalan’ın, “PKK’nın Hizbullah ile bitirilmek istendiği” yolundaki tezi de etkili oldu. Öcalan, seçime giderken Hizbullah’ın bölgedeki yüksek oy potansiyeline dikkati çekti ve gerekirse öz savunma güçleri devreye sokularak Diyarbakır’dan atılmalarını istedi. Öcalan, “Hizbullahçıların bırakılması, binlerce imam kadrosu, bölgedeki cemaatler, özel paralı ordu kurulması çabaları Kürt hareketini siyasal İslam’la bitirmek için yapılan bilinçli politikalardır. Sormak gerekiyor; bu Hizbullahçıların arkasındaki para nereden geliyor?” dedi.
6 ay sonra seçim var. Kürt meselesinde çok sert bir tartışma yürüyor. Provokasyona çok açık bir süreçte Hizbullah’ı öyle ya da böyle canlardırmanın

Yazının Devamı