Sincan meydanındaki hafıza

16 Haziran 2013

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara mitingi, kendi tabanına “geçmişi” hatırlatma üzerine kurulu bir semboller mitingiydi.
Miting yeri, 28 Şubat sürecinde tankların yürütüldüğü, Başkent’in AK Parti seçmenini en çok barındıran ilçelerinin başında gelen Sincan’dı.
Meydandaki pankartların büyük çoğunluğu da, iktidar partisi açısından geçmiş badireleri sembolize ediyor ve hafızaları tazeliyordu.
“Balyoz’la yıkamadınız, tencere-tava ile hiç yıkamazsınız” pankartında olduğu gibi.
Ya da, “2002’de irtica dediler-yüzde 34, 2007’de cumhuriyet gidiyor dediler-yüzde 46, 2011’de Türkiye satılıyor dediler-yüzde 50, 2014’te hedef yüzde 60” pankartının hatırlattıkları gibi.
Erdoğan da konuşmasının tamamını, kendi tabanının hassasiyetlerini karşılayan, onların sinir uçlarına dokunan mesajlara yasladı.

Yazının Devamı

Uludere’nin üzerini örtmeyin

15 Haziran 2013

Türkiye günlerdir Taksim Gezi Parkı nedeniyle başlayan protestoları konuşuyor.
Oradaki gençleri, hükümetin yaklaşımını, uluslararası basının bakışını, polisin uygulamalarını.
Gezi Parkı’ndaki ağaçların gölgesi, bütün bir ülkedeki konuların üzerini örttü. Bir yandan da bugüne kadar kısık sesle söylenen birçok başlığın açıkça tartışılmasını sağladı.
O gölgelemenin üzerine düştüğü başlıklardan biri, “Çözüm süreci”.
Aslına bakarsanız, bu hayırlı bir şey. Çünkü PKK’nın silahlı son militanlarının da ülke dışına çıktığı, BDP heyetinin 6. kez İmralı’ya oradan Kandil’e gittiği günleri geçirdik. Gezi sayesinde, bu konudaki iç siyaset hezeyanları gündemin birinci maddesi olmadı.
Ancak bu protestoların gölgesinde kalan öyle bir gelişme var ki o konuyu yatıp kalkıp her gün konuşmalıyız: Uludere.
Malum; Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, tam 17 ay boyunca yürüttüğü soruşturmanın sonucunu açıkladı. Başsavcılık, “terör veya örgütlü suç” kuşkusuyla başlattığı soruşturmayı “görevsizlik” kararıyla, üstelik hiçbir şüphelinin ifadesini almadan Genelkurmay Askeri Savcılığı’na havale etti.

Yazının Devamı

Başbakan’dan o eleştiriye yanıt

13 Haziran 2013


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi Parkı heyeti ile görüşmesinin oldukça samimi, yapıcı ve her şeyin rahatça konuşulabildiği bir ortamda geçtiği açık.
Bunu, hem toplantıdan sonra açıklama yapan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in sözlerinin satır aralarından hem de toplantının ardından temas ettiğimiz kimi isimlerin verdiği bilgilerden kolayca anlamak mümkün. Toplantının flaşı, tabii ki Topçu Kışlası için büyük ölçüde karar verilmiş olan referandum tercihi. Bu konu daha çok tartışılacak. Böylece hükümet, hem olaylar daha fazla boyutlanmadan önüne geçebilecek bir adım atıyor, hem de iyi niyetini gösteriyor. Şimdi önemli olan, bu mesajın meydanlardakiler tarafından nasıl algılanacağı.

Dünkü toplantıda bazı ilginç diyaloglar geçtiğini de öğrendim.
Bunlardan biri meşhur alkol düzenlemesine ilişkin. Heyet üyelerinin hemen hepsinin Başbakan Erdoğan’a doğrudan çok tartışmalı konuları sorularla yönelttiği toplantıda, alkol düzenlemesi de sorulmuş. Bir heyet üyesi, Başbakan’a açık açık, “Efendim bu içki düzenlemesi yapılmasaydı olmaz mıydı” deyince, Erdoğan, “Siz yurtdışında, Amerika’da bu tür düzenlemelerin olduğunu biliyorsunuz değil mi?” diye karşı bir

Yazının Devamı

2,8 milyar ağacın hesabı tamam

12 Haziran 2013

Biz milletçe başına “gizli” eklenen tanımlamaları pek severiz. Gizli işsizlik mesela ya da gizli ajanda.
Gezi Parkı meselesiyle başlayan tartışmalar memlekete bir “gizli” daha hediye etti:
Gizli çevreciler.
Meğer ne kadar çok çevrecimiz varmış.
Memleket, Yeşiller Partisi’nin anavatanıymış da haberimiz yokmuş.
Birbirine, “odun gibi adamsın” diyenlerin birçoğu aslında iltifat ediyormuş; ağacı, yeşili hatırlatıyormuş.

Yazının Devamı

Otobüs konuşmasında ne yoktu?

8 Haziran 2013

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’ye dönüşünde havaalanında yaptığı otobüs konuşması için çok şey söylenebilir. Ancak bunun bir empati konuşması olduğu söylenemez.
Erdoğan’ı 10 yıldır Başbakanlık makamında tutan, Ak Parti’ye Demokrat Parti’nin rekorunu kırdıran politikanın tılsımı empatiydi.
Başbakan Erdoğan, şu an bulunduğu noktaya çok zorlu aşamalardan geçerek geldi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’yken, okuduğu şiir nedeniyle hapse mahkum edilerek cezaevine konuldu. Bu dönemde artık muhtar bile olamayacağı söylendi.
Cezası bittikten sonra milletvekili seçimine katılamayacağına karar verildi. Kurduğu parti iktidar olurken kendisi milletvekili değildi.
Başbakan’ın şimdi ulaştığı nokta ortada.
O, bu noktaya tırmanırken, seçkinci-statükocu devlet kodlamalarının karşısında, ikinci sınıf görülenlerin, “konuşamaz, yazamaz, çizemez” denilenlerin, kamusal alandan dışlananların yanındaydı.

Yazının Devamı

Ankara’da panik havası dağılıyor

6 Haziran 2013

Gezi Parkı protestosuyla başlayan, resmi kayıtlara göre 700 bine yakın kişinin katıldığı eylemler ve olası sonuçları hükümet ve Ak Parti cephesinde soğukkanlılıkla analiz edilmeye başlandı.
Polisin nispeten geri çekilmesi ve tansiyonun biraz da olsa düşmesinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün devreye girmesi, ana muhalefeti de içine katan bir harekât tarzını tercih etmesi, Başbakan Vekili Bülent Arınç’ın da toplumun sinir uçlarına dokunmaktan özenle kaçınan bir açıklama yapmasının etkisi büyük.
Bütün bunlar, bugün yurda dönecek olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dışında gelişen süreçler değil. Önceki gün Arınç tarafından yapılan açıklamanın hazırlanması ve satır başları da buna dahil.



İki merkezdeki tespitler
Başbakanlık’ta ve Ak Parti Genel Merkezi’nde, hafta başından bu yana, uzun toplantılar yapılıyor. Başbakanlık’taki toplantılara, İçişleri Bakanı ve MİT Müsteşarı da dahil. Başbakanlık cephesinde, “protestoların boyutlanmaması, bundan sonra kimsenin burnunun kanamaması ve provokasyonların önlenmesi” üzerinde çalışılıyor. Ak Parti merkezli toplantılar ise, daha çok eylemlerin olası siyasi sonuçları ve çıkarılacak derslere ilişkin. İki cephedeki

Yazının Devamı

O ifadelerdeki ‘biz’ S.O.S. veriyor

5 Haziran 2013

Geride bıraktığımız günlerde akıllara çengel olan bir ifade tarzını özellikle not etmek gerekiyor.
“Biz” meselesi...
“Biz” en birleştirici kelimelerden biridir, ancak içinde büyük bir tuzak da barındırır.
Örneğin, “biz” dediğinizde, dışarıda da “biz” diyebilecek çok geniş kitleler bıraktığınızda.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, önce, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapacağı mitingi eleştirirken, “Biz istesek 1 milyon kişiyi meydana yığarız” mesajı gibi.
Ya da, “Şu anda evlerinde bizim zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az yüzde 50’si var” mesajı gibi.
Ne kadar zorlarsanız zorlayın, bu sefer kortejin önünde, “Ordu göreve” pankartı taşıyanlar yok. Halk önde, hükümetin suçladıkları ise onların arkasından gitmeye çalışıyor.

Yazının Devamı

Cennet bu kadar yakın mı?

1 Haziran 2013

Bir cenneti andıran Ayder Yaylası’nda Elmas Teyze ve komşularıyla çözüm sürecini konuştuk.

RİZE
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Milliyet’in “Geleceğe Yatırım-Türkiye’ye Yatırım” zirvesinde yaptığı konuşmada, “Size bir şey okuyacaktım ama vakit kalmadı” diyerek, hazırladığı metni okumaktan vazgeçmişti.
Yazıcı ile toplantı sonrasında Rize’nin merkezindeki “Evvel Zaman” adlı restoranda akşam yemeğinde buluştuk.
Bu bol sürprizli gecede her şey vardı. Kemençe eşliğinde Rize’nin Cem Yılmaz’ı olmaya aday “Atma Türkücü” Ahmet Çakar’ın taşlamalarıyla Yazıcı ve Milliyet ekibini kahkaya boğduğu gecenin en büyük sürprizi ise Bakan Yazıcı’dan geldi.

Yazının Devamı