Sina Koloğlu

D-Smart, Cem Yılmaz gösterilerinin tümünün yayın haklarını aldı. ‘Bir Tat bir Doku’, ‘CMYLMZ’, ‘CMYLMZ Soru Cevap’ ve cumartesi akşamı D Smart Sinetürk’te yayınlanacak ‘BİFO&CMYLMZ’.
Bu son saydığım, Borusan Filarmoni Orkestrası’yla yaptığı şov. İster istemez aklıma Danny Kaye geldi. TRT 2, pazar konserleri kuşağında ara ara izlerdik şovunu.
Bir dipnot; bilmem D-Smart bu gösterinin yayını için ne kadar telif ödedi. Ama birden fazla korsan hali internette, hem de HD kalitesinde izlenebiliyor!

Bu şovda Siliviri’ye gönderme var
En çok dikkatimi çeken bu oldu ‘BİFO & CMYLMZ’ şovunda. Onu “politika yapmıyor” diye eleştirenlere aslında inceden cevap veriyor. Özelliği, Yılmaz’ın “Politik hiciv yapıyorum” diye bağırmaması. Gündelik yaşamın kıyılarında, küçük küçük ayrıntılarda izlerken sizin bulmanızı istiyor. Söz konusu şovun hemen başında kendi müzik geçmişiyle ilgili dalga geçtiği bölümde, “84-85 Silivri dans yarışmasında bir şeyim var. Silivri derken, politik bir espri değil yani. Yazlık vardı o zamanlar orada” diyor. Ve salonda kahkahalar yükseliyor. Kıvamında bir gönderme.

İleri hep ileri
Yine şovun bir bölümünde darbukasıyla gelen sanatçıya Rossini çalıp

SinemaTV 1001 bu ay boyunca, geçen günlerde yaşamını yitiren arabesk müziğin unutulmaz isimlerinden Müslüm Gürses ve usta oyuncu Metin Serezli’yi ‘Ustalara Saygı Kuşağı’nda anıyor.
Ay boyunca Müslüm Gürses ve Metin Serezli’nin ikişer filmini ekrana taşıyacak SinemaTV 1001, kaçıranlar için tekrarlarını da yayınlanacak.
Gürses’in oynadığı eski koruma Cumali’yle dul bir kadınla çocuğununun öyküsünü anlatan ‘Güldür Yüzümü’ ve Almanya’da gurbetçi iki yakın arkadaşın hayatını konu alan ‘Can Kardeşler filmleri ekrana gelecek. Metin Serezli’ninse bir aldatılma ve çapkınlık hikayesi olan ‘Metres’le ünlü bir sinema yıldızıyla kendi halinde bir piyanistin aşk hikayesini konu alan ‘Sisli Hatıralar’ filmi bu kapsamda ekrana gelecek.

BU SERTİFİKAYI ALANLAR DİZİ İZLEME UZMANI OLACAK

Bilgi Üniversitesi akıllı bir iş yapmış. Günde ortalama 5 saat televizyon izleyen bu millete önemli bir hizmette bulunuyor, ‘Televizyon Dizilerini Okumak’ adlı bir sertifika programı düzenliyor. Program kapsamında neler yapılacağı şöyle özetlenmiş:
“Televizyon dizilerini bambaşka bir gözle izlemek isteyenler için heyecan verici bir deneyim başlıyor. Sekiz hafta boyunca katılımcıları, akademisyenler

Eurodata TV Worldwide, 100 ülkede, 5 bin 500 kanalı takip edip, televizyon sektörüne bilgiler aktaran; verileri ve raporları önemli sayılan bir kuruluş. Her sene televizyon eğilimleriyle ilgili kamuoyuna bir rapor sunar. 2012 yılının raporu yayımlandı; “Türk dizilerinin yaygınlığı geçtiğimiz yılda teyit edildi” yorumu yer aldı.

Doğu dizilerine hayranlık
Televizyon sektöründe yazdıkları önem arz eden Eurodata TV Worlwide, ‘TV Dünyasında 2012’ başlıklı raporunun diziler bölümünde, Türkiye flaş ülke olarak gösterildi. “Diziler, çeşidi bol olmadığı kadar yerel” başlığı altındaki bölümde, 2012’ye ilişkin yorumu yer aldı. Burada, Türkiye’nin geçen yıl da büyümesini sürdürmesi, “Türkiye piyasadaki yayılmasını teyit etti. Özellikle Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa’da kabul gördü” şeklinde yorumlandı.
Raporda en flaş dizinin ‘Fatmagül’ün Suçu Ne’ olduğu ve Bulgaristan’da aldığı yüzde 60’lık izlenme payının yanı sıra, ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinin Bulgaristan, Hırvatistan, Mısır, Rusya, Slovakya ve Ukrayna’da en çok izlenen diziler içinde yer aldığı vurgulandı.
Raporda yerli dizilerimiz, “Doğuya özgü dizi hayranlığı” olarak tanımlanırken, bir başka ülke

Ocak ayıyla birlikte yavaş yavaş önümüzdeki sezon bitecek ve başlayacak diziler belli oluyor. Yaza kadar baktılar, izlenme oranları iyi, onlar da yeni yayın döneminde devam edecekler. ‘Alev Alev’, ‘Hayat Devam Ediyor’, ‘Kanıt’, ‘Merhaba Hayat’, ‘Ve İnsan Aldandı’, ‘Bizim Okul’, ‘Kayıp Şehir’le ‘Alemin Kıralı’ gibi diziler sona ererken, ‘Kuzey Güney’, ‘Behzat Ç.’, ‘Leyla İle Mecnun’, ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’, ‘20 Dakika’ gibi haziranda bitecekler var. Listeye Fox’tan ‘Yer Gök Aşk’ ve ‘Lale Devri’ni de katarsak, sayı şimdiden 15’i bulmuş bile.

15 yeni dizi
Dizilerin bir kısmı martta başladı, bir kısmı da yeni başlıyor. Şöyle bir bakalım neler varmış neler yokmuş.

* Tatar Ramazan (ATV)
Bülent İnal oynuyor. Kadir İnanır bu işin kitabını yazdı bitirdi. Eleştirilerde “Bülent İnal pek inandırıcı değil, fazla efendi kalıyor” diye yazılmış.

Yazılı basında oluyor, tartışma yaratıyor. Görsel basında da aynı sorun devam ediyor. Bir haberi alıp kaynağını belirtmeden ekrana getirmek. Buna çarpıcı iki örnek aynı gün bir kaç saat farkıyla yaşandı. Samanyolu TV’nin haber bülteninde Serdar Ortaç’ın 1999 yılında Ahmet Kaya’ya çatal bıçak fırlatma olayıyla ilgili seneler sonra “Beni gaza getirdiler” diye itiraf görüntüsü... “Katıldığı bir televizyon programında” diyerek Star’ın da logosunu kapatarak haberini verdi Samanyolu. Hani küçük kanallar yapar, gözden kaçar ama koca bir televizyon kanalı, bir başka koca televizyon kanalının görüntüsünü ana haber bülteninde böyle kullanırsa buna tek kelimeyle ayıp denir...
O programın adını söylesen ne olur? Reklam mı yapmış oluyorsun? Ee, adam o programda konuşmuş, bu lafları etmiş. Şimdi Star bunu RTÜK’e taşısa haksız mı olur?

NTV, kanalın adını verdi
Başbakan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Samanyolu Haber’e konuşmuş ve bazı önemli açıklamalarda bulunmuş. Akdoğan’ın söylediklerini önemli bulan NTV, haber bülteninde konuyu ekrana getirdi. “Bir haber kanalında konuşan Başbakan’ın Başdanışmanı Akdoğan” da diyebilirdi.
Ama öyle yapmadı, “Samanyolu Haber’in sorularını

Afyon Valisi’nin içki yasağı yargıya takıldı. Haber, Star Ana Haber Bülteni’nde verildi. Her haberde olduğu gibi konuyla ilgili görüntüler akıyordu. İçki olunca konu, dolgu görüntü herhangi bir yerde içki içenler oluyor. Ama hepsi buzlu. Tüm haber boyunca ekrana gelen görüntüler buzluydu.
İçki yasağı genelgesi yargıya takılmış. Yani içki içenler ‘ahlaksız’ olmuyor! Ama haber bülteni buzlayarak bu görüntüde yer alanları korumuş oluyor. Bir başka açıdan bakınca ‘sakıncalı’ hale de getirmiş oluyor. Haberde buzlamanın karşılığını iyi kavramak lazım. Star bu durumda içkinin zaten ‘zararlı’, içki içmenin de ‘kötü’ bir şey olduğunu anlatmış olmuyor mu? Bu haber ‘yılbaşında eğlendiler’ başlığıyla verilseydi buzlanmayacaktı mesela! Aynı eylem sakıncalı olmayacaktı.

İŞÇİ EYLEMLERİ HABERLERDE YER ALIYOR MU?

2013’ün ilk yarısında, açılım, demokrasi, özgürlük, siyasete ilişkin haber, yorum, tartışma programlarında en çok duyduğumuz sözcükler. CNN Türk’te ‘Tarafsız Bölge’de Ahmet Hakan’ın teması ‘Demokratik Türkiye’ydi en son.
Bu demokratik ortamın, bir de isyan durumları hâlâ mevcut. Başka alanlarda, fabrikalarda mesela. Geçen çarşamba akşamı haber bültenlerinde PTT memurlarının

Bunu ben söylemiyorum. Bu piyasada önemli bir kanalın sorumlusu bir arkadaşla konuşuyorduk. Söyledikleri şöyle:
“Türkiye’de TV’nin gelir kaynağı öncelikle reklam. Her ne kadar büyüse de bu gelir kaynağı sınırlıdır ve ülkenin gayrisafi milli hasılasının bir fonksiyonudur. Geçen yıl binde 39 olan bu oranın, orta vadede binde 50’ye kadar çıkması beklenebilir. Ancak bu bile 200 küsur kanalın maliyetlerini karşılamaya yetmez. Pasta büyümedikçe ancak dilimlerin dağılımı değişebilir. Bu yüzden de açık kanal sayısı arttıkça sürekli kalite düşer, maliyetler kısılır.”
“Bunun çözümü yoksa çok izlenen kanalların paralı olması mı?” diye sordum. “Kesinlikle bu olacak” dedi.
Şimdi “Kanal sorumlusu kendi çıkarını düşünüyor” filan diyebilirsiniz. Yurt dışına gittiğim zaman dikkatimi çeken şu oldu; evlerde normal antenle kamu te- levizyonları izleniyor. Özel televizyonlar abone sistemiyle çalışan platformlarda. Sayısal karasal sisteme geçen Avrupa’da bu teknolojiyle yayın yapan platformlar var, çok izlenen tüm kanallar buralarda. Yani ‘bedavaya’ özel şirket televizyonu izlenmiyor.
Malum şimdi Türkiye değişiyor, bir gün yani 21. yüzyılda bizim ülkemizde özel TV’ler de bu yola girecek.

Engin Günaydın yani Galip Derviş, Adrina Monk olabilmiş mi? Bu soruyu bir kenara bırakıp, kendi başına Galip Derviş’i ele alalım. Hiç karıştırmayalım Monk’u. Peki durum nasıl? Son dönem ekranda güldüğüm tek dizi. Böyle bir ‘uyarlama’ yapılacaksa orijinal karakterin üstesinden gelebilecek en doğru isim, Engin Günaydın.
Bu yüzden sanırım “İyi mi?” sorusu karşısında,
büyük çoğunluk başını “Evet” anlamında sallıyor.
Orijinalini hiç izlememiş olanlar için böyle bir karakter, kendi başına Galip Derviş olarak komik mi? “Hayır” diyenler azınlıkta sanırım. İlk bölüm ‘şirketten olsun’ hesabı, galiba uzun tutulmuş. Bu dizinin hakkı 45 dakika; reklam da girerse, hadi 60 dakika.

Galip Derviş’i götürecek, onu rahatlatacak ya da yer almadığı sahnelerde sıkıntı yaratmayacak bir kadro oluşturabilmiş mi yapımcı? Başkomiser İzzet Merdan (Orhan Güner), Hülya Uçar (Algı Eke) ve annesi Pervin Uçar (Deniz Türkali) olmuş. Komiser Ahmet Tekin’i oynayan Ersin Korkut’sa hâlâ ‘Çok Güzel Hareketler’de kalmış. Çerçeveyi öyle çizmiş. İlerleyen bölümlerde neler katar diziye, onu ekip bilir.
Peki bu üçlü yeter mi? Bence diğer rollerin de devreye girmesi şart. İlk bölümde bu olmadı.