Tarihi bir gün yaşandı Meclis’te. Haber kanallarında ‘Meclis kapalı oturuma girmeden tartışma çıktı’ başlığıyla ‘canlı’ bağlantı yapıldı. Yahu nereden izliyorlar oturumu? TBMM TV yazıyor köşede. Nerede bu kanal? Eskiden TRT 3’teydi, şimdi yok. Eminim, benim gibi birçok izleyici konuşmaları takip için kanal kanal gezmiştir.
Efendim TBMM TV’ye internetten www.tbmmtv.gov.tr adresinden ulaşılıyor. Peki bunu kaç kişi biliyor?
TBMM TV’yi getirdikleri durum bu!
‘SON’ DİZİSiNİN ADI DEĞİŞTİ!
İsveç SVT kanalı (ülkenin en önemli özel televizyonu) ‘Son’ dizisinin yayın haklarını aldı. Ben bu gelişmeyi önemsiyorum. Çünkü ilk defa bir ‘batılı’ ülke kanalı bizim diziyi aldı. Dizinin adı ‘The End’ olacak İsveç’te.Yayın tarihi Ocak 2013. Dizi, SVT’nin altı kanalından biri olan SVT 2’de ekrana gelecek.
Yayın süresi 90 dakika olmayacak!
Çok izlenen özel televizyonlar tarihinde uzun bir dönem ‘Kemal Sunal’ filmleri ‘izlenme oranı’ yakalamanın en kısa yoluydu çok izlenen zaman diliminde . Show TV’nin 90’lı yılları buna şahittir! Son dönemde özellikle Kanal 7 ve Samanyolu TV’nin ‘kurtarıcısı’ olmuştur.
Önceki hafta ve geçen hafta pazartesi gecesi Show TV’de peş peşe ‘Recep İvedik’ filmleri yayınlandı. Önümüzdeki hafta da serinin üçüncü filmi ekrana gelecek. Durum böyle olunca Show TV için, “Kemal Sunal bitti, şimdi Recep İvedik başladı” yorumu yanlış olmaz. Show TV ile Recep İvedik ilişkisine bir bakalım:
Bir ayda üç defa yayınlandı
‘Recep İvedik’ serisi Show TV’ de. Bundan böyle her dara düşüldüğünde “Göster bir Recep İvedik” denilecek. İzlenmiyor mu? İzleniyor. Ben de izliyorum. “O zaman niye maydanozluk ediyorsun?” diyecekler. Maydanozluk değil, bir durum saptaması yapıyorum.
Show TV’yi 10 yıl götürür
Kaldır bütün eski dizileri, devamını yeni dizilerle yap. Hatta ‘Muhteşem Yüzyıl’ı da kaldırabilirsin. Hiçbir şey değişmez. Bizim millet izler. Şimdi, yeni dizilerin eskilerin yerini tutmadığı yönünde eleştiriler var. Bir tarafıyla bakınca “Bu kadar çok dizisi olan pazara yeni dizi pazarlarsan şişersin” yorumu yapılabilir. Diğer yandan, kaldırsa yapım şirketleri eskileri, yeni dizileriyle devam etseler bu millet izler.
Bir kanal denesin, “Kardeşim bütün eski dizilerimi kaldırıyorum. Kasımdan itibaren yenileriyle devam ediyorum” desin bakın görün ne olur. Bir tek -ki zaten milletin ne seyrettiği önemli değil- reklamverenleri ayarlamak lazım. Ee onlar da kanka, ayarlarlar.
Şuraya yazıyorum dal kıpırdamaz, hiç bir şey olmamış gibi hepimiz izleriz. Yayından kalkan dizilerin ekiplerine de “Seneye ben bunları kaldıracağım aynı kadrolarla başka diziler yapacağım merak etmeyin” derler olur biter. Bir hayal mi? Değişen Türkiye böyle bir şey. Her an her şey değişebilir. Bizde bu değişime ayak uydurmayı pek sevdik zaten!
DİGİTÜRK DİZİLERİ KONUSUNA GÖRE AYRILIYOR
Bence çok iyi bir iş yaptılar. Dizimax geniş bir dizi yelpazesi olan bir kanal. Her türden mevcuttu. Şimdi bunları
Programına değişik vesilelerle telefonla bağlanan ya da internetten mesaj atanları ‘pek bir haşlayan’ var. Değişik nedenleri ve yöntemleri var. Ama sonuçta ortak nokta; haşlama. İnterpress Ajansı, son bir yılda, televizyonda canlı yayına bağlananları en çok haşlayan isimleri belirlemiş...
Mesaj yazanlar yanıyor!
Mesela Murat Bardakçı, gelen eposta’ları okur. Ve genelde ‘cahil’ tanımlamasıyla karşılaşır yazan izleyici. “Ne biçim program yapıyorsun” da derler. Bardakçı, “O zaman izlemeyin beni kardeşim” diye yanıt verir. Bu tür diyaloglar hemen hemen her programda var. Kısır döngü gibi görünse de, izleyenlerin büyük bir bölümünün “Bakalım Bardakçı kime fırça kayacak” diye merakla da bekledikleri bölümlerdir.
Beyaz beyaz fırça çekenler
Rasim Ozan Kütahyalı, Ümit Zileli, Sami Dadalıoğlu, Latif Şimşek, Ahmet Çakar, “Türkiye beyaz oluyor” sloganıyla yeni yayın dönemine başlayan Beyaz TV’nin, bağlanan telefonlarla büyük oranda kavga etmek üzere hazır bir kıta oluşturduğu görüldü. Ellerinde değil, bağlananlar yüksek tonda oluyor. Ya da sakin bir şekilde kapatılmış bir telefon bağlantısı pek duyulmuyor. Havasından mı, suyundan mı bilinmez!
İnternette dizi devri başladı. Ya da daha önce mesela ‘youTube’ da milletin eş, dost, arkadaş toplayıp kamerayla yaptığı kayıtlar, bu işin başlangıcı mıydı? Ama söz konusu örnek profesyonel bir çalışmanın ilk ürünü. Çıkış noktası aslında yeni nesil. (Buna bilgisayarda zaman geçiren nesil de denebilir!) Dizileri internetten izliyorlar. Bunu keşfeden senarist Bilal Babaoğlu, tecrübesini ‘internet dizilerine’ vermiş. ‘Kurşun Yarası’, ‘Aşka Sürgün’, ‘Genco’, ‘Sil Baştan’, ‘Erkekler Ağlamaz’, ‘Kasaba’ gibi birçok dizinin senaryo yazarlarından biri olan Babaoğlu, “Kendi işimizi, kendimiz yapalım” demiş. İlk internet dizi projesi ‘Gizemli Münasebetler’, izleyicinin beğenisine sunulmuş. Gizem adında gizemli bir kadının tuhaf yedi erkekle flörtünü konu edinen bir komedi dizisi. Aynı adlı sitesinden girilip izlenebilir. Televizyondaki dizi formatlarından sıkılan senarist arkadaşların yeteneklerini gösterebilecekleri bir alan. Farklı ve özgün çalışmaların meydanı. Tersi buradan çıkıp kendini ‘film gibi dizi’ dünyasına atanlar da çıkar. Bu sadece senarist açısından değil oyuncu ve teknik kadro açısından da ‘keşfedilme’ anlamında gayet hoş bir olanak diye düşünüyorum.
BAŞBAKAN CANLI,
Hızlı efektlerle değişen sahnelere sahip çizgi filmlerin çocukları ‘hızlı çocuklar’ haline getirdiği yönünde psikiyatrların eleştirileri mevcut. Yani dikkat eksikliği mevcut oluyor eleştirisi. Disney Channel’da (bu bir örnektir, bu kanalda var anlamında değil) ‘Freas ve Förb’ isimli çizgi filmi mecburiyetten izledim sabahın 7’sinde. Çizgi filmimiz hayli hızlıydı. En uzun sahne 6 saniyeyle sınırlıydı. 2 saniye hatta 1 saniyelik geçişleri olanları da vardı. Hiperakitf bir çizgi film olduğu kesindi! “Gerçekten olabilir mi?” niyetine izledim. Valla o gözle bakınca, acayip bir sürat olduğu kesin. Haa çocuk bu ve benzeri çizgi filmleri ardı ardına izlerse hiperaktif mi olur, dikkati mi dağılır onu bilemem. Ama dediğim gibi hız açısından hayli etkili olduğu kesin.
İRAN-S.ARABİSTAN FİLM SAVAŞLARI
‘Müslümanların Masumiyeti’ adlı film, islam dünyasını ayağa kaldırdı. Tam ta bu sıralarda Suudi Arabistan’da yayımlanan Al Şark (2011 yılında yayın hayatına başlamış) gazetesinde bir makale yer aldı. Çevirisi, ‘Courrier İnternational’da. Dikkatimi çekti. Olay şu; İranlılar ‘Muhammed; Allah’ın Peygamberi’ adında yeni bir filmi piyasaya sürmeye hazırlanıyormuş. Gazete bu filme karşı. Hatta
Sanki dizi oyuncu kadrosunda ikiye ayrılıyor: Bu işi bilen ‘tecrübeli isimler’le güzel, yakışıklı ama sadece ‘oyun oynayan’ genç kuşak... Bu dikkatimi çekti. ‘Balkanlar 2012’nin ağır topu Hazal Kaya. “Genç kızların sevgilisi Hazal Kaya artık olgun ve büyük prodüksiyonlarda oynar” mesajını veriyor sanırım. Giderek acı ve kederin kaplayacağı bir dizide şımarık kızımız ağlayacak, acı çekecek ve bunu oyunculuğuyla bizlere gösterecek. “Oyunculuğunu bu rolle ispatladı” diye haberlerde çıkacak.
BÖYLE O KADAR ÇOK DİZİ İZLEDİK Kİ
Esmer, kirli sakallı, siyah takım elbiseli, raconu bol o kadar sahne izledik ki bugüne kadar... Şimdi onları toplu halde bir kere daha izliyoruz. ‘Babalar ve Evlatlar’da Fatma Girik’le Serdar Gökhan’ı tekrar görmek keyifli, onu söyleyeyim. Sadece bir dip not. Bu dizi de gelir, geçer.
NE ZAMAN EVLENECEKLER BEN BİLİYORUM!
‘Esra Erol’la Evlen Benimle’, neyi nasıl yapacağını biliyor. Kendi çapı içinde söylüyorum. İşin kuralı bu. Evlilik kimi zaman ‘önemli’, kimi zaman da ‘bir yarışmanın şekli’ oluyor. Evlilik bir kurum. Bunu sulandıracak olan yarışmadır. Mizah unsuru katacak olan Hakan Bey’le Yıldırım Bey’dir. Düşünün, her iki beyefendi 2000’li yılların
Yeni bir televizyonumuz daha olacak. Sözkonusu televizyonun, ‘farklı bir özelliği’ var. Ekranın önemli bir ‘anchorman’ıyla anlaştıkları konuşuluyor
Televizyonun başında Tuncay Mollaveisoğlu var. Yeni kanal, çok ortaklı olacak diye duydum. Adı, henüz belli değil. Ama asıl bomba sanırım haber bülteninde olacak. ‘Türkiye’nin en çok izlenen haber bültenine imza atan dev bir isim var’ sloganını kullanıyorlar. Acaba bu isim, kim? İlk akla gelen, Uğur Dündar. Ama bir başka sürpriz isim daha var. Yine bana gelen duyumlarda Ali Kırca’nın da adı geçiyor. Show TV’de pek mutlu değil. Geçtiğimiz pazartesi akşamı ekranda yoktu. Yeni bir kanal, hele istenilen para da verilirse neden olmasın? Mehmet Ali Birand uzak ara bir olasılık. “İlk 100’e giremez” denmişti ama haber bülteniyle kariyerinde bir numaraya geldi.
DUBLAJLISI BİTTİ ACELE ALT YAZILIYA GEÇİLDİ!
Gerçekten farkında değildim.
CNBC-E’de alt yazılı ‘Dallas’ı görünce “Dizinin kanalı mı değişti?” dedim. Star’da yayınlanıyordu, birden kayboldu. Tabii benim de hatam var, takip etmemişim. Dallas 18 Ağustos’ta başlamış, 8 Eylül’de Star’da bitmiş. Yani neredeyse üç haftada bitmiş dizi. Kaç bölüm peki? 10 bölüm olarak çekilmiş yeni