Mehmet Çağçağ ile Cengiz Özkarabekir kafa kafaya vermiş, Leman Yapım’ı kurmuş. Enteresan işler bekliyoruz kendilerinden. Dizi dünyasına ilginç örnekler düşebilir. Bu arada acayip hoş bir projeleri var. Hatta iki proje. Biri Ahmet Ümit’in yazdığı bir komedi polisiye film. Diğerini ise “Yazma” dediler. Ama gazeteci dayanamaz azıcık ucundan dokunabilirim: Klink’i hatırlayanlarınız vardır... İskelet halinde dolaşan zalim bir kahraman! Eh, bizim çocukluğumuz o fotoromanları okuyarak geçti! İşte onun üzerine bir çeşitleme. Kim hangi rolde olacak konuşuluyor. Enteresan ve görünce “Acayip cuk oturur” dediğim isimler var.
TRT SPOR’DA YENİ PROGRAM
‘Stadyum’un unutulmaz sunucusu Erdoğan Arıkan, Ceren Abdullah’la yeni bir programa başladı. Programın adı ‘Sporartı’. Her gece saat 24.00’te.
YILIN EN ÇARPICI TARTIŞMA PROGRAMI, PEKİ NEDEN?
Habertürk’ün ‘Sansürsüz’ programı kolesterol üzerine bir tartışma yaptı. Ne olacak kolesterol işte. İçinde siyaset var mı? Yok dedikodu var mı? Yok. Bağıran çağıran var mı? O da yok. Ee, peki ne vardı?
Sabah kuşağında tonla doktor çıkıp kolesterolü anlatıyor, ne albenisi olabilir ki bu konunun? Ama vardı. Kolesterol ilacı taşımayınımız var mı?
Bu başlığı bilerek attım. Dikkat çeksin diye! Yoksa rakip filan olması mümkün değil. Ama benzeri diyelim... Konu itibarıyla da aynı. TRT Haber, pazartesi gününden itibaren (5 Aralık), saat 20.00’deki ana haber bülteninin önüne ‘Kuklagiller’i koyuyor. Televizyonda izlediklerimizi kuklalar yorumlayacak. Burası kuklaların televizyonu olacak ve haberlerden dizilere, oradan tartışma programlarına ‘kuklaca’ bir dünya. Fransızların ‘Les Gignols de L’Info’su bu işin piridir. Bizde Show TV’de ‘Plastip Show’ format olarak buna benziyordu. Şu sıralar bu işi ‘Kocafalar’ götürüyor, ‘Baba Haber Bülteni’yle. TRT Haber’den ‘muhalif bir kukla’ beklemek hayal olur. ‘Baba Haberler’in bu anlamda pek yanına yaklaşamazlar gibime geliyor. Onlarınki de yani işte baskı döneminin altında yapılabildiği kadarını yapıyor. Şaşırtabilir de. En azından iyi bir mizah dilini yakalayıp bunu bize sunabilirmeleri bile hoş olur diye düşünüyorum. Ve bu tarz çalışmaların televizyonda çoğalması adına ‘Kuklalar‘a “Hoş geldin” diyorum. Merakla bekliyorum.
HANGİ KONULAR DİZİLERDE HÂLÂ YOK?
İki farklı bilgi kaynağından gelen yorumlar, yukarıdaki soruyu sormama neden oldu. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Genel
‘Behzat Ç.’nin tartışmasız en iyi karakterlerinden biri Memduh Başgan. Yine ortaya çıktı. Dizi tarihimizin en iyi ‘kötü karakter’lerinden biri olduğunu bu bölümde de sergiledi. Son bölümde, yakın tarihimize yine göndermede bulunan bir diyalog yer aldı. Memduh Başgan Savcı Hanım’ı ‘üstü kapalı kaçırarak’ yanına getirtti. Tabii Behzat Ç. de onu takip etti ve hangarda tarihi diyaloglar yaşandı...
Memduh Başgan ‘ülkemiz için kurşun sıkanlar’ın listesini savcıya vermek ister. Amacı, çeteyi birlikte çökertmektir. Savcı Hanım yanaşmaz, “Seni deşifre edeceğim” der. Başgan; “Beni deşifre ederseniz yanlış safta yer almış olursunuz” der. Behzat Ç. lafa girer; “Benim safım yok lan” der. Başgan da “Taraf olmayan bertaraf olur başkomiserim” lafını eder.
Başbakan’ın anayasa oylaması öncesi TÜSİAD’çılara söylediği sözdür bu. Ve çok konuşulmuştur. Aslında bu sözün tarihi eskiye dayanmaktadır, bilen bilir! Anlaşılan ‘demokrasimizin yakın tarihi’ Güven Kıraç’ın çizdiği bu karakterde dizi boyunca kendini gösterecek!
BU SORUYA NASIL CEVAP VERİLİR ‘Bİ SORMAK LAZIM’!
‘Bi Sormak Lazım’, AHaber’ in programlarından. Selin Ongun sunuyor. Sincan’ın eski belediye başkanı Bekir Yıldız’la 28
Uğur Dündar gitti, Star Ana Haber Bülteni’nin izleme oranları yerlerde. Bu beklenen bir sonuç. Bunun için ABD’de iletişim-pazarlama okumak gerekmiyor. Nazlı Öztarhan’ın yapacağı bir şey yok. Şöyle bir baktım, bir hafta boyunca, 20’nciliğin üzerini görmemiş. Hatta 29’unculuk sınırına gelmiş. Yeni yönetim hafta sonu haberleri izleme oranı düşük olduğu için Seda Öğretir’i buraya kaydırmış. Severiz, sayarız kendilerini, izleriz. Ama bu, kanala olan genel tepkidir. Zaman içinde azalabilir. Haber bülteni daha önceki rakamlarını göremez.
Bu durumda yapılacak aslında böyle kıyıdan köşeden operasyon yerine bodoslama kafadan işe girişmek. Ya herru ya merru durumu. Nasıl mı? Burcu Esmersoy ana haberi sunacak. Reyting bundan daha kötü olmaz. Hatta daha iyisi bile olabilir. Radikal tedbirler almak lazım! Burcu Hanım yapar mı? Neden yapmasın? Bir kere çok hırslı; oyunculuk da yapıyor, sunuculuk da. Haber bültenini de sunar icabında. Gülmeyin, bir deneyin...
ZAYIFLAMA JELİ VE CEYDA DÜVENCİ
Malum hanımlar internet alışveriş sitelerini yakından takip ediyor. Giyim kuşamın yanı sıra ilgi alanlarına giren en önemli başlıklardan biri zayıflama ürünleri. Ceyda Düvenci’ nin tanıtımını
CHP Antalya milletvikili Gürkut Acar TRT’nin ‘müzik yayınları’na ilişkin bir soru önergisi vermiş, orada “TRT Radyo 3 yayınlarının ulaştığı iller ve bölgeler de giderek daralmaktadır” cümlesi yer almış. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin de cevaplamış. Dediği şu; “Bu radyo az dinleniyor ama elinde fazla verici var. Biz de aldık bu az dinlenen radyonun vericilerini, daha çok dinlenen müziklerin yayınlandığı radyolara verdik.”
“Dinleyici eğilimi (en az dinlenen radyo) ve kurumsal ihtiyaçlar” diye de Ankara bürokrasi havalarından bir türkü de söylemiş sayın Şahin. Caz, rock ya da klasik müzik sevmek için CHP’li olmak gerekmiyor. Ya da Şahin, AKP’li olarak bu müzikleri dinleyen bir genel müdür olsaydı başka türlü bakardı olaya.
Sahil kesiminde yayın devam ediyor
Radyo 3, en az tercih edilen müzik türlerinde yayın yapması nedeniyle en az dinlenen radyo kanalımız olmuş, buna rağmen ‘kamu yayıncılığı bilinci ve sorumluluğu gereği (...) dinlenme potansiyelinin görece yüksek olduğu illerde ve sahil kesimindeki turistik bölgelerde’ yayın devam ediyormuş. Yaşadığım bir olay tam da bu açıklamaya cuk oturuyor. Bir konser dönüşü uçakta pilot şöyle bir anons yaptı; “Dışarıda eksi ....
Yeni yılda Samanyolu Grubu bir ‘medya merkezi’nde toplanacak. Yeni binaya geçiliyor. Kanal sayısı da artıyor. 10 kanala çıkıyor. Yeni yapıda tüm kanallar HD yayın yapacak. Tüm teçhizat yenileniyor. 17 katlı bir bina olacak. Stüdyolar yerin altındaki 9 kat içinde bulunacak. Ofislerse üstteki sekiz kata yayılacak. Maliyetin 20-30 milyon dolar arasında olacağı tahmin ediliyor. Yer, Ümraniye Carrefour’un yakınları olarak belirlenmiş.
STAR DA YENİ YATIRIMA GİRECEK
Doğuş Grubu’na geçen Star Televizyonu da yeni yılda teknik altyapıda yenileme çalışmaları yapacak. Ancak şu an devir işlemleri yeni tamamlandığı için bu konuda çalışmalar yavaş gidiyor. Yeni sahipleri, kanala teknik açıdan yatırım yapacaklarını belirtiyor.
SOHBETLERİN TEKELİ DİZİ OYUNCULARINDA
‘Muhteşem Yüzyıl’da Hatice Sultan’ın intihar sahnesi ‘büyük tepki’ çekmiş, RTÜK her zaman olduğu gibi şikayet yağmuruna tutulmuştu. Bir kere daha top RTÜK’teydi. Beklenen oldu, Hatice Sultan’ın bileklerini ‘elma bıçağı’yla kestiği (!) sahneyle ilgili RTÜK uzmanları bir rapor hazırlamış. Belki siz bu satırları okurken karar açıklanmış olabilir. Yazılan raporda, görüntülerin saat 24.00’ten önce yayınlandığı, yani 13 + kategorisine girdiği için (şiddet, seks vs, her türü mevcut kategorisi olur) ve çocukların televizyon izlediği saat dilimine denk geldiği belirtilmiş. Bu, çocukların ruh sağlığını bozduğu gerekçesiyle Show TV’ye ceza verilmesinin önünü açıyor.
Üst Kurul son kararı verecek. Ceza caydırıcılıktan çıkıp, reklam unsuru olmaya başladı. Sadece bu kadarını söyleyeyim.
MERT FIRAT ve ÖZKAN UĞUR İYİ, PEKİ ya ‘BİR ÖMÜR YETMEZ’?
‘Bir Ömür Yetmez’ şöyle bir şey olmuş; İlksen Başarır’la Mert Fırat, “Bir de dizi çekelim, parasını iyi bir filme yatırırız” demiş. ‘Bir Ömür Yetmez’i izlerken ‘Başka Dilde Aşk’ gözümün önüne geldi. Sanki böyle bir düşünceyle yola çıkmışlar diye düşündüm. Senaryoyu da “Dizilerin kuralları böyleyse bizim de senaryo öyle” diyerek yazmışlar.
Ezgi
Pazar akşamı ‘Behzat Ç.’nin tepesinde 13+ işareti görünce böyle anlamsız karşılaştırmalar yapmak zorunda kalıyorsun. RTÜK böyle buyurmuş. O ‘13+’ koymadığınız ‘prime - time’ dizilerinin hangisi - sizin bakışınızla söylüyorum, yani RTÜK’ün - ‘aile yapımıza’ uygun? Nişanlısının erkek kardeşini çocuk yapmaya zorlayanları anlatan mı? Toplumsal sorun ayağına küçük yaşta kızları büyük amcalarla evlendiren diziler mi?
Ya, işte böyle garip garip sorular sordurmaya başlıyorsunuz adama. Hepsi bir yana ‘Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi’ bir yana durumu yaratacak ne ‘masum’ farkları mevcut diğer dizilerin? Kaderci anlayışı körükleyen diziler çok mu masum bir başka açıdan bakarsak? Güneydoğu gerçeğini mi anlatmaktadır bu iddiayla karşımıza çıkanlar? Ya da yakın siyasi tarihimizdeki bazı ‘gelişmeleri’ kendi ideolojik kirliliğiyle yansıtan diziler mi masum? Yani 7+ masumiyeti. İşaretler mi akıllı yoksa, biz mi aptalız?
TV’DEN YUNANİSTAN’I İZLERKEN; MEĞER BİZ HEP İFLASIN EŞİĞİNDE YAŞAMIŞIZ!