Sinan Genim

Sinan Genim

sinan@sinangenim.com

Tüm Yazıları

13 Kasım 1918’de Haydarpaşa’dan istimbotla İstanbul’a geçen Mustafa Kemal, Boğaz’daki müttefik donanmasını görünce hüzünlenen yaveri Cevat Abbas Bey’in omuzuna dokunarak “Geldikleri gibi giderler!” der. 

Mustafa Kemal askerî ve sivil yöneticilerle konuşarak, sarayla iyi ilişkiler kurarak düşündüklerini uygulamaya koyulur. 6 ay süren çalışmalar sonrası bir fermanla 9. Ordu Müfettişi atanır. 16 Mayıs 1919 günü Bandırma Vapuru ile başlayan yolculuk 19 Mayıs’ta Mustafa Kemal ve beraberindekilerin Samsun’da karaya çıkmasıyla sonuçlanır. Mustafa Kemal’in amacı bir silahlı direniş örgütlemek ve bağımsız bir “Türk Yurdu” oluşturmaktır. 

Haberin Devamı

Anadolu insanı harplerden yorgun düşmüş, fakirleşmiştir. Bitkin ve bıkkın insanları canlandırmak güçtür. Bunun için güçlü bir irade, heyecanlı lider gerekmektedir. Bu insan henüz 38 yaşındaki Mustafa Kemal’dir. 

Samsun’da başlayan direniş ve düşmanın İzmir’den denize dökülmesiyle başlangıç yaşar. Karşımızdaki devletlerin silah kullanma isteğinin uzun bir savaşa neden olacağı endişesi Lozan Konferansı’nın toplanması kararına yol açar. 11 Kasım 1922 günü İsviçre’nin Lozan kentinde başlayan görüşmeler yarıda kesilir ve Türk Heyeti geri döner. Yeni Türk Devleti’nin dirayetli tutumu konferansın 23 Nisan 1923’te yeniden toplanmasını sağlar. 

Ayrılmakta direnen İngiliz birlikleri 4 Ekim’de Dolmabahçe Meydanı’ndaki Türk Bayrağı’nı selamlayarak ayrılırlar. Mustafa Kemal’in öngörüsü gerçekleşmiş “Geldikleri gibi gitmişlerdir!” 

Mustafa Kemal daha Erzurum Kongresi’nin hazırlıkları sırasında Mazhar Müfit Bey’e (Kansu) kurulacak devletin “Cumhuriyet” olacağını ihsas eder. Kongre’de yayımlanan bildirinin 4. maddesindeki “Kuva-yı Milliye’yi tek kuvvet olarak tanımak ve millî iradeyi hâkim kılmak esastır.” kararı bunun ifadesidir. Büyük Millet Meclisi’nin kabul ettiği ve anayasa niteliğinde olan “Teşkîlât-ı Esâsîye Kanunu” ile egemenliğin Türk ulusuna ait olduğu ilan edilmiş, saltanat kaldırılmıştır. Lozan Konferansı ile sağlanan istikrar sonrası, işgal altındaki son vatan parçası kurtarılmış yeni devletin kuruluşu için sonraki aşamaya geçilmiştir. 

Haberin Devamı

Mustafa Kemal, Viyana merkezli “Neue Freie Presse” muhabiri Lazar’a verdiği demeçte ilk defa “Cumhuriyet” kelimesini açıkça telaffuz eder; 

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yürütme kudreti, yasama yetkisi milletin yegâne gerçek temsilcisi olan mecliste toplanmıştır. Bu iki cümleyi bir kelimede özetlemek mümkündür: Cumhuriyet.” 

Mustafa Kemal yakın arkadaşlarına “Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” diyerek 1921 Anayasası’nı bu yönde değiştiren taslağı Halk Fırkasına sunar. 29 Ekim 1923 akşamı Meclis’e sunulan tasarı oy birliğiyle “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri arasında kabul edilir. 

Bugün Türkiye’nin Cumhuriyet’i kabul etmesinin 100’üncü yılını kutluyoruz. Ne mutlu ki bu ülkenin bir ferdi olmanın gururu ile “Cumhuriyetimizin” yüzüncü yılını büyük coşkuyla yaşıyor ve kutluyoruz. 

Yaşasın Cumhuriyet...