Bugün bayram. Sevinç ve neşe günü. Ama; “güzel şeyler oluyor, bu bayram, eskilerine göre; sanki daha bir şekerli daha bir mutlu” demek mümkün mü? Zor.
Gezi olayları sırasında yaşanan şiddet, Toma, biber gazı şoku hâlâ atlatılamadı. Artçıları da sürüyor.Sosyal medya üzerinden darbe girişimiyle suçlanan insanlar twitter ve facebook’ta yazışmaya çekiniyor. Son bir ayda binlerce kişi bu yüzden sorgulandı. Palayla, sopayla saldıranlar serbest kalırken onlar tutuklandı.
Adalet Bakanlığı verilerine göre; cezaevlerindeki doluluk oranı yüzde 110.
Daha iki gün önce Silivri’den onlarca müebbet kararı çıktı. Verilen cezaların hakkaniyeti, mahkemenin tarafsızlık tartışmalarını bir kenara bırakalım, birçok eş ve çocuk mağdur oldu. Bazı sanıkların babalık hakları bile alındı. Hayal kırıklığı, mutsuzluk yaşandı.
Sınır komşumuz Suriye’de yüz binin üstünde insan katledildi. Çatışmalarda seken kurşunlar, yanlışlıkla (!) düşen bombalar artık bizim vatandaşlarımızı öldürüyor. Savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınanların sayısı ise bir milyonun üzerinde
30 yıldır süren terör belasına yönelik “çözüm süreci” sanki pamuk ipliğine bağlı...
Kilitlenen anayasa değişikliği, başkanlık tartışmaları derken şimdi de yerel seçimlerdeki aday kavgası...
Dünyanın en güçlü 10 ekonomisi olmayı hedefleyen ülkemizdeki işsizlik oranı, cari açık... Yangın ve betonlaşma sevdasıyla yok olan ormanlarımız...
Hepsi, bu bayram öncesi yaşadığımız burukluklar...
Ancak, insanın hayata bakışı da önemli. Eğer tüm kötü gelişmelere karşın içimizdeki umudu yitirmezsek, geleceği de bu bayram gününü de daha şekerli ve mutlu yaşamayı gerçekleştirebiliriz. Çünkü her gecenin sabahı, her karanlığın aydınlığı vardır. Bayramınız umutlu olsun.
Bu nasıl iptal?..
Sağlık Bakanlığı’nın görevlerine ilişkin
Kanun Hükmünde Kararname’deki (KHK) “Hasta fişlemesi” maddesi Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildi ama; geçerli! Resmi ve özel hastanelerde tedavi gören kişilerin kimlik bilgileri, kişisel verileri depolanmaya devam ediyor. Dahası 76 milyon vatandaşın sağlık bilgileri artık bir özel şirketin elinde...
Çünkü şubat ayındaki iptal kararı, resmi gazetede ancak 25 Haziran 2013 te yayınlandı. Doğal olarak iptal edilen maddeyi yeniden düzenlemeye yönelik tanınan 9 aylık süre de o tarihte başladı. Yenisi çıkana dek eskisi geçerli olduğundan hukuki açıdan sorun var mı? Yok.
O halde durmak yok yola devam...
İptal edilen maddeye yönelik itiraz neydi?
Hastaların adres, sağlık, alkol ve madde bağımlılığı gibi bilgilerini almak, Anayasa’daki kişi hürriyetine, güvenliğine, özel hayatın korunmasına, uluslararası insan hakları kurallarına aykırıdır. Bu, hastaların fişlenmesi anlamına gelir. Gizli kalması gereken bilgilerin paylaşılması ise suçtur. Hem ahlaki yönden hem de ticari ve art niyetli kullanım açısından.
‘Yürütme durdurulmalıydı’
Özel hastaneler, ilaç firmalarınca aranan hastalara, sağlık sorunlarıyla ilgili çözümler önerilmeye başlandığını belirten CHP İzmir Milletvekili, Sağlık Komisyonu üyesi Dr. Aytun Çıray’a göre; hasta sırlarının satılması haneye ve namusa tecavüz. Uygulamanın devam atmesi ise iptal kararının ruhuna aykırı. Böyle önemli konularda “yürütmeyi durdurma” kararı da verilmesi gerektiğini belirten Çıray, şöyle diyor:
“Hastalarla ilgili bilgiler, eskiden de toplanırdı ama; isim geçmez hastalığa göre kodlama yapılırdı. Ve bunlar istatistik amacıyla Sağlık Bakanlığı’na iletilirdi. Müsteşar olarak 7 ayrı Sağlık Bakanı’yla çalıştım, uygulama hiç değişmedi. Bu verilerden yola çıkarak da Türkiye’nin sağlık haritası çizildi, politikalar belirlendi. Bugün yapılan ise devlet sırrını paylaşmak gibi bir şey. İstense şantaj amacıyla bile kullanılabilir. İnsanların özel bilgi ve sırlarının paylaşılmasına sessiz kalmasını anlamak mümkün değil.”