Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP parti içi iktidar tartışmalarından, ülke iktidarına bir türlü odaklanamadı. Bugün de durum aynı. Daha geçenlerde Deniz Baykal’ın sürpriz çıkışıyla “yeniden göreve mi talip” tartışması yaşandı. Gerçi Kılıçdaroğlu “O defter kapandı” diye noktayı koydu ama kime sorsan, ülkede güçlü bir muhalefet ya da iktidar alternatifi olmadığından yakınıyor. Açıkçası yüzde 25’lik oy bandında sıkışan CHP’ye dönük sokaktaki insanda güven sorunu var. O nedenle de CHP’de değişim sözcüğü gündemden düşmüyor ve bu da ağırlıklı olarak “o gitsin ben geleyim” mantığı üzerinden yürüyor. Yani iktidar yürüyüşü için çözüm isimlere odaklanmış durumda...
Hafta sonu konuştuğumuz Murat Karayalçın ise bunun tam aksini savunarak isimlerin değil yönetim yapısının değişmesi gerektiğini söyledi. Niyesini de şöyle açıkladı:
“CHP yüzde 25’lik oy oranıyla düşük siyaset kapanına yakalanmış durumda. Biraz altında kalıyoruz, üstüne çıkıyoruz ama hep yüzde 25’lerdeyiz. Bu kapandan kurtulabilmemiz için mevcut örgütlenme yapımızı değiştirmemiz gerekiyor. Ancak böyle bir durumda yüzde 30’ların üzerinde oy alarak iktidara talip olabiliriz.”
“Peki bu nasıl olacak ya da olmalı?” diye sorduğumuzda da Karayalçın’ın yanıtı şu oldu:
“Devlet siyasi partilere ben nasıl örgütlenmişsem, siz de öyle yapacaksınız diyor. Örneğin devletin ili, ilçesi, beldesi var siyasi partiler de ancak buralarda örgütlenebiliyor. Bu idari birimlere göre devlet tipi örgütlenme yani dikine hiyerarşik yapı. Bunu değiştiremeyiz yasa böyle ancak bunun yanına toplum kesimlerine yönelik halk tipi örgütlenme diyeceğimiz yeni bir modeli taşımamız gerekiyor.”
Hem merkez hem taşra
Hemen her sözünün başında “CHP’nin ilacı yönetimin yeniden yapılandırılması” diyen Karayalçın, mevcut parti yapısının etken ve işlevsel olmadığını ısrarla vurguladı. Nasıl olması gerektiği konusundaki önerilerinden bazılarını da şöyle somutlaştırdı:
- 60 kişilik PM yaklaşık 20 tanesi MYK üyesi iki ayda bir toplanmakta. Bunun yerine 200 kişilik PM öneriyorum ve 81 ilden birer PM üyesi gelmelidir diyorum. Geri kalan 119 PM üyesi de yine kurultay tarafından seçim başarılarına göre belirlenmeli. PM’nin çalışması da TBMM gibi komisyonlar ve genel kurul şeklinde olmalı, yani süreklilik taşımalı.
- Kadınlarımız, gençlerimiz komisyonlarda görev alarak sorunları yerinde, yakından izlemeli. Böylelikle PM’ye giren gençlerimizin, kadınlarımızın enderun okullarındaki gibi değerlendirilmesi, yetiştirilmesi söz konusu olacaktır. Siyaset üretiminin de oralarda olacağını düşünüyorum. Artık eski yıllarda olduğu gibi kurultaylarda, kongrelerde bir takım siyasi metinlerin karara bağlanması yoluyla siyaset üretilmiyor.
- PM içinden MYK seçilmelidir ve bana göre bir ikinci adam görevlendirmesi genel sekreter şekliyle işletilmelidir. Çok eskiden genel başkan ve genel sekreterin kurultaydan birlikte seçildikleri model vardı, bunun çok sıkıntısı yaşandı. Sonra bu kaldırıldı genel sekreter PM’den seçildi. Ardından genel başkan yardımcılıkları eklendi. Şimdi hepsi genel başkanın atamasıyla oluyor ve genel sekreter idari işlere bakıyor. Bu da MYK’nın kurul şeklinde çalışmasının önüne geçti. Yani bir başkanlık rejimi gibi bir yapı çıktı.
- Taşra örgütleri için ise İstanbul’da kongreye bir proje olarak sundum ve kongre 26 Aralık 2015 tarihli çalışmasında bunu müzakere ederek oybirliğiyle karara bağladı ve genel merkeze iletti. Orada da meclis tipi bir örgütlenme var. Toplum kesimlerine göre proje ve sorun odaklarında partinin temsilcilikleri var.
Defalarca anlattım
Önerilerini 2012’de PM üyesiyken, proje halinde genel başkana sunduğunu sonrasında da her fırsatta gündeme getirdiğini anlatan Karayalçın, bu noktadaki beklentisini de şöyle dile getirdi:
“Bunlar deneyimli bir partili olarak benim geliştirdiğim düşünceler, tabii başka görüşler de olabilir. Önerim, hepsinin tartışılıp bir sonuca varılmasıdır. 2016 yılında bunları yapabilmeliyiz, 2017-2018’de de uygulamaya taşımalıyız. 2019’un Mart’ında seçim var buna göre bir zamanlama olmalı diye düşünüyorum.”
“Peki bu konuda bir ışık var mı?”
“CHP’nin kıdemli bir üyesi olarak kendi çapımda parti içi bir kamuoyu yaratmaya çalışıyorum...”