Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP’de 16-17 Ocak’taki büyük kurultay öncesi kritik viraj dönüldü. Yani en çok kurultay delegesi veren İstanbul ve Ankara’da yeni isimler belirlendi. Her iki kongrede de Murat Karayalçın’ın “Sol yanımızı güçlendirmeliyiz” görüşü popülerdi ve herkesin dilinde bu söylem vardı ancak sonuçta bildik “statükoya sığınan klasik particiler CHP’ye egemen oldular” tartışması yinelendi. Yani görüntü yeni değil, bildik CHP’ydi. Nitekim bunun ilk işareti de daha kongrelerin başında “yarış blok mu yoksa çarşaf listeyle mi olsun” çekişmesinde yaşandı. Bunun neticesinde de yarış blok listeler arasında gerçekleşti. O nedenle öncelikle diğer partilerde pek görülmeyen bu “blok-çarşaf’ tartışmasına değinmekte yarar var. Nedir arasındaki fark? Ya da kim blok, kim çarşaf olsun ister? Aslında yanıt çok basit “iktidarlar blok, muhalefet çarşaf liste” ister. Şöyle ki; blokta o listeye kimlerin gireceğine listeyi hangi irade yapıyorsa o karar veriyor, çarşaf listede ise bütün herkes aday oluyor kaç kişi seçilecekse o kadar kişi işaretleniyor. Örneğin Ankara’da 30 tane yönetim kurulu üyesi seçilecek. Blok listelerde o 30 adaydan başka isim yer almıyor. Oylamada başka isimleri yazabilirsiniz ama seçilme şansı çok düşük. Çünkü seçilme şansı olabilmesi için herkesin aynı ismi çizip yerine bir başka aynı ismi yazması gerekiyor. Yoksa blok liste delinemez. Üstelik onda da CHP tüzüğüne göre; yüzde 10 çizmek kaydıyla. Yani 30 kişilik listede 3 aynı ismi silip yerine 3 aynı ismi yazmanız şart. Bir başka deyişle bir ya da 4 aynı ismi çizip, aynı isimleri yazarsanız o oy pusulası tamamen geçersiz sayılıyor.

Haberin Devamı

Çarşaf liste ise kağıt üstünde daha kolay ve demokratik gibi. Çünkü diyelim ki 150 aday var, siz onların içinden istediğiniz 30 kişiyi işaretliyorsunuz. Ama bu noktada da hemşehricilik ve etnik köken gibi dinamikler içeren “anahtar liste”ler devreye giriyor. Daha doğrusu belli gruplar belli kişileri maniple edebiliyorlar. Bunun neticesinde de başkan ve takımı arasında sıkıntı yaşanabiliyor. O nedenle de kendi takımlarını yaratmak isteyen yönetimlerin tercihi blok liste oluyor.

Haberin Devamı

İşte hafta sonundaki İstanbul, Ankara kongrelerinin özeti buydu ve CHP bu açıdan herzamanki gibi çok formdaydı...

MHP’de tarih tekerrür mü edecek?
Daha önce de yazdığımız üzere olağanüstü kongre çağrısı yapan Sinan Oğan, Koray Aydın ve Meral Akşener’in yürüttüğü imza toplama girişimine karşılık MHP genel merkezi kaynaklı “62 imza geri çekildi” gibisinden hamleler tam anlamıyla bir algı operasyonu. Yani “olur mu, olabilir mi” diye ikircilik yaşayan delegenin kafasını hepten karıştırmak. Dahası imza koyan bazı isimlere yüklenerek caydırmak. Ya da “imzacıların bazıları üye değil veya haklarında disiplin soruşturması var” kozunu kullanacağını hissettirmek. Aynen 2011 yılındaki genel seçimlerin sonrasında gündeme gelen 2012’de olağanüstü kurultay yapılmasına yönelik girişimde olduğu gibi. Çünkü o zamanda olağanüstü kurultay toplanabilmesi için öngörülen yeterli imza fazlasıyla toplanmış ancak Devlet Bahçeli’nin bildik ‘Hayır’cı tavrı nedeniyle gidilen mahkeme aşamasında “üye değiller” ya da “sakıncalılar” gerekçeleriyle muhaliflerin sayısı eriyivermişti!.. Dün bu konuyu konuştuğumuz o günlerdeki olağanüstü kurultay toplama girişiminin önde gelen bir ismi yaşananları şöyle anlattı:
Kurultayı toplamak için yeterli imza sayısı 226’ydı, 267 imza toplandı.Buna rağmen Devlet Bahçeli reddetti ve mesele muhaliflerce ‘tüzük uygulanmıyor’denilerek mahkemeye intikal ettirildi. Mahkeme MHP Genel Merkezi’ne ‘Ne diyorsunuz’ diye sorduğunda ‘Bunlar üye değildir, bazıları imzasını geri almıştır, aralarında disiplin kuruluna verilenler vardır’gibi gerekçelerle bir şekilde 224’e düşürdü. Aslında üye konusunu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na sorması gereken mahkeme de bu sayıyı genel merkezin belirttiği gibi kabul etti. Maalesef yapılacak bir şey kalmadı. Daha sonra bu süreç uzayınca olağan kurultaya zaman kısaldı ve Bahçeli 6 ay sonra kurultay tarihi açıkladı.
Özetle dememiz o ki; dün yaşananlar bugün olabileceklerin habercisi türden. Bakalım MHP’de tarih tekerrür mü edecek yoksa “Hayır”cı Bahçeli bu kez “Evet” deyip tüzük değişikliği için olağanüstü kurultay yolunu mu açacak?..