Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kağıthane’nin dönüşü

Kağıthane, Osmanlı döneminde eğlence ve dinlencenin merkeziydi. 1950’lerde ağır ve kimya sanayinin beşiği oldu. Fabrikaları, atıklarla kirlenen deresi ve çarpık yapılaşmasıyla en kötü örnekler arasına girdi. Şimdilerde ise hızla bir kez daha kabuk değiştiriyor. Deniz suyu takviyesiyle Kağıthane Deresi eski günlerine dönerken, fabrikaların yerini de milyon dolarlık rezidanslar alıyor. Lokasyon avantajıyla da Cendere Vadisi İstanbul’un en kıymetli yerleri arasında gösteriliyor. Bunun en büyük kanıtı da ülkenin önde gelen inşaat firmalarının vadideki tabelaları. Bölgede yapacağınız kısa bir turla bunların hepsini görmek mümkün...
Ama vadinin asıl önemi, eğitim, bilişim ve teknoloji merkezi olarak planlanmasından kaynaklanıyor. Çünkü bu on binlerce insana iş ve sosyo-kültürel dönüşüm anlamına geliyor. Vadideki 600 dönümlük bir alanın bu projeye ayrıldığını belirten Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, yüzde 50’sinin eğitim ve bilişim kurumları, kalanının da bunları destekleyecek ofis ve konut olacağını söylüyor. Bunu da “Yarının Kağıthane’si” diye tanımlıyor.

Üniversite geldi
Başkan Kılıç’a göre; projenin henüz hayata geçmemesine rağmen, üniversitelerin Kağıthane’ye gelmeye başlaması “Eğitim ve Teknoloji Vadisi” hedefinin işaret fişekleri. Lokasyon olarak İstanbul’un tam merkezinde olması, toplu ulaşım olanakları ve yenilenen yüzünün de Kağıthane’nin cazibesini artırdığını anlatan başkan Kılıç, öncü Üniversiteleri şöyle sıralıyor:
“Bugune kadar Kağıthane sınırları içinde üniversite yoktu. Bilgi Üniversitesi yanıbaşımızdaydı ama Eyüp İlçesi’nde kalıyordu. Şimdi yine Eyüp ilçe sınırında kalan Haliç Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi’ni getiriyor. Ayrıca Tıp Fakültesi ve Hastanesini’de ilçemize taşıyacak. Nişantası Üniversitesi de Tıp ve Hukuk fakültelerini getirecek. Başbakanlık Milli Arşivcilik Başkanlığı’da bir üniversiteyle Arşivcilik Enstitüsü kuruyor. Üniversiteler dışında kolejlerin de vadiden yer talepleri var. Hatta biri eğitime başladı bile.”
üniversitelerin AR-GE çalışmalarının yanı sıra, ilçenin sosyo-kültürel gelişimine de katkı sağlayacağına dikkat çeken Kılıç, fabrikaların yerini sadece rezidans değil, üniversitelerin de aldığını söylüyor.

Tek fabrika kaldı
Dönüşümün en önemli göstergelerinden biri de vadinin ortasından akan derenin temizlenmesi kadar, İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kağıthane’nin tekrar yeşille kucaklaşması. Çünkü kalkan her fabrika kamuya yeşil alan terketmiş. Kazanılan bu arazilerle yolların da genişletildiğini anlatan Kılıç,şöyle devam ediyor:
“Fabrikaların, depoların varlığı büyük sorundu. Koku, gürültü, toz toprak gibi çevreye zarar açısından herşey vardı.Örneğin, belediye binasının tam karşısında bakır işleyen bir tesis bulunuyordu. Ne yaparsak yapalım çevresinde ot dahi yetişmiyordu. Neyse ki diğer onlarca fabrika gibi o da kalktı, ve orası da yeşillendi. Şimdi tek bir fabrika kaldı, yakında o da kalkacak ve çevreyi kirleten hiçbir şey kalmayacak.”