Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul’un kent içi ulaşımında minibüslerin önemli bir yeri var. Altı bin 300 minibüs, her gün iki milyonun üstünde yolcu taşıyor. Bu İETT otobüslerinin (Özel halk otobüsü, metrobüs ve raylı sistem hariç) taşıdığı günlük yolcu sayısından bile fazla. Ancak buna bakıp minibüsü toplu taşıma seçenekleri ya da alternatifi arasında değerlendirmek yanlış. Zira çağdaş, taşımacılık sisteminde böyle bir model yok. Varsa da bizdeki gibi ana arterlerde çalışmıyorlar ve başıboş değiller...
Başıboş kelimesini özellikle bir kez daha vurgulamak istiyorum. Çünkü, minibüscülerin aşırı hız başta olmak üzere yaptıkları kural ihlallerine (ayakta yolcu almak, yol ortasında durmak, zik zak yapmak,sigara içmek, cep telefonuyla mesajlaşmak vb) yönelik şikayet o kadar çok ki... O nedenle Güngören’deki iki ölümlü kazadan sonra İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun, “Minibüslerin kaldırılmasına ilişkin Büyükşehir Belediyesi’nin çalışması var” sözleri anlamlı ve yeni bir tartışmanın habercisi. Peki bu mümkün mü?

Minibüs terörü nasıl önlenir
‘Kazanılmış hak’
İstanbul Minibüscüler Esnaf Odası Başkanı Koray Öztürk, bunun olanaksız olduğunu söylüyor. Gerekçesini de 1986 yılındaki Bakanlar Kurulu kararına dayandırarak, “Bu tahditli plakalar kazanılmış bir hak ve 10 büyükşehir için geçerli. Üstelik buna sadece minibüsler değil, ticari taksiler de dahil. Büyükşehir belediyesinin sadece güzergah ve hat üzerinde tasarrufu olabilir.”diyor.
Bu ne demek? Hepten kaldıramaz ama, ana arterlerden başka hatlara kaydırabilir. Zaten Vali’nin verdiği E-5 örneği de bu anlama geliyor.
Ancak, İTÜ, Ulaştırma Kürsüsü’nden Prof.Dr.Haluk Gerçek’e göre de bugünden yarına bu dönüşüm zor. Çünkü minibüslerin ana arterlerden çekilerek dış bölgelere kaydırılabilmesi için, İstanbul’daki raylı sistem yatırımlarının tamamlanması şart. O nedenle denetimlere ağırlık verilmesi gerektiğine dikkat çeken Gerçek’in acil çözüm önerileri şöyle:
“İstanbul’da denetim yok. Göstermelik bir takım kontroller var ama onlar insanın can ya da araç güvenliği ile ilgili değil. Bunun için minibüslere binecek sivil ve motorlu polisler gerekiyor.”

Haberin Devamı

Sokakta kaç çocuk yaşıyor?

Haberin Devamı

En utanç verici sorulardan biri bu bence. Çünkü bir yanda dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına giriyoruz, nutukları, öte yanda hala sokakta yaşayan çocukların varlığı. En ayıbı da bu konuda devletin elinde bile sağlıklı veri olmaması. Sayının sadece “24” olduğunu söyleyen de var “binlerce” diyende. Açıkcası ilgili bakanlıklar okula devam eden, dershaneye kayıtlı ya da yurtlarda barınan çocuk sayısından haberdar ama okula gidemeyen, sokakta yatıp kalkan çocuklardan bi haber. O nedenle bu çocuklarla ilgili tek kaynak polis kayıtları, ama o da suça itilenlerle sınırlı...
Bu durumun çocuğa karşı bir suç işlendiği zaman ayağa kalkan ilgili ve yetkililerin, öfkeleri geçince sorunu unutmasından kaynaklandığını belirten Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, şöyle diyor:
“Devletin elinde bir çocuk envanteri yok. Sokakta yaşayan çocuklarla ilgili bildiğimiz tek şey sayılarının bölgelere, mevsimlere göre değiştiği ve şehirden şehire göç ettikleri. Poliste suça itilenlerle ilgili adli kayıtlar var ama şiddete uğrayan, taciz gören ya da organ mafyası ve çetelerin eline düşenlere yönelik bir çalışma yok.”

Haberin Devamı

KIRMIZI HAT

- Bağlarda, tarım alanlarında ve doğal plajlarda yapılaşmanın önünü açan imar planı, üç bin kişilik kruvaziyer gemilerinin yanaşacağı yeni liman ve kanalizasyon suyunun denize verilmesi derken, şimdi de Akvaryum Koyu’nda (Mermerburnu Mevkii) etrafı dikenli tellerle çevrili büyük bir alanda başlayan inşaatın, bir toplu konut projesi olduğu ortaya çıktı. Soruyoruz: 25 futbol sahası büyüklüğündeki toplu konut inşaatına kim olur verdi? Bozcaada Platformu