Siena da şaşırmıştır

11 Kasım 2010

Fenerbahçe Ülker ile Montepaschi Siena arasında geçen yıl oynanan karşılaşmayı hatırlayan İtalyanlar, eminim ki dünkü maç öncesi çok ümitlidir. Nasıl olmasınlar ki! 43 sayı fark attıkları takım bir anda evrim mi geçirecekti? Tribünlerde olsa olsa bin kişi olurdu, hep boş tribünler önünde oynayıp Fenerbahçe’yi devirmemişler miydi, sihirli bir el 15 bin kişiyi bir araya mı getirecekti?
Evet aynen öyle oldu İtalyan dostlarımız. Takım evrim geçirdi, çünkü hedef sadece 3-5 yıl sonrasını düşünmek değil, bu sezon da zirveye yükselmekti. Sihirli el de değdi sarı-lacivertliler’e, taraftarın sevgilileri artık ‘bench’in sahipleriydi. Başarı ile aşk birleşince ne oldu, Fenerbahçe Ülker fırtınası Euroleague’de koptu!
THY Euroleague’de tam 24 takım mücadele ediyor. Aralarında Panathinaikos’u, Olympiakos’u, Barcelona’sı, Real Madrid’i, CSKA’sı var. Ancak 4 maçını da kazanan tek takım Fenerbahçe, yani Avrupa’nın zirvesi şu anda bir Türk takımının...
Siena karşısında da maça mükemmel savunma ile başladı temsilcimiz, rakibinin tüm silahlarını kilitledi. Özellikle Ömer Onan’ın Kaukenas’a yaptığı baskı vardı ki, Litvanyalı canından bezdi.
Sözde kurnazlık yapmıştı Siena, temsilcimizi düzenden

Yazının Devamı

Panorama

9 Kasım 2010

HAFTANIN TAKIMI
OLİN EDİRNE
Bir hafta önce Beşiktaş karşısında skor bulmakta hiç zorlanmayan Aliağa Petkim’i 64 sayıda tutarak devirmeyi başaran Edirne ekibi 4. maçta 3. galibiyetini elde etti.

EN İYİ OYUNCU
DAVID HOLSTON (Pınar Karşıyaka)
Mersin karşısında takımının elde ettiği farklı galibiyetin mimarlarındandı. 17 sayı, 9 asist, 8 top çalma, 3 ribaunt ile muhteşem bir istatistik yakaladı.

HAFTANIN KARMASI

Yazının Devamı

Nereden nereye!

5 Kasım 2010

Fenerbahçe Ülker’in son yıllardaki en kötü özelliğiydi, büyük maç kazanamaması. TAU, Barcelona, Siena gibi ekiplerle oynanan karşılaşmalar kâbustan öte bir anlam taşımazdı.
Ancak bu sezon başında öyle akıllı işler yapıldı, öyle güzel adımlar atıldı ki, geçtiğimiz sezon 34 sayı fark yediğimiz Barcelona deplasmanına giderken bile içimizde bir umut vardı.
Evet, çok zor olduğunu biliyorduk son Avrupa Şampiyonu’nu sahasında devirmenin, daha bir ay önce Los Angeles Lakers’ı bile bu salondan başı önde gönderen takımı İspanya’da yenebilmenin... Ama son ana kadar mücadele edeceğimizi biliyorduk, son 3 sezon olduğu gibi ilk periyotta pes etmeyeceğimize, son saniyeye kadar direneceğimize de emindik.
Oyuncularımız da aynı düşüncelerle sahaya çıkmış olmalı ki, daha ilk dakikalarda rakibe mesajı verdik. Savunmada öyle sert duruyor, öyle akıllı işler yapıyorduk ki, Barça’yı ilk periyotta 13 sayıda tutmayı bildik. Ömer Onan, Kinsey ve Tomas’ın rakip kısalara göz açtırmaması, Vidmar’ın boyalı alanda adeta duvar gibi durması, Mirsad’ın kenardan gelip ribaunt sıkıntısına ilaç olması. İşte maçı bize bu ayrıntılar kazandırdı. Ukic ile Greer’in de takımı mükemmel yönetmelerini, gerektiğinde sahne

Yazının Devamı

PANORAMA

2 Kasım 2010

HAFTANIN TAKIMIALİAĞA PETKİM
Beşiktaş Cola Turka karşısında müthiş bir tempoyla oynayarak 3. maçındaki ikinci galibiyetini aldı. 95 sayı atarak kazanmaları, taraftarlarına da unutulmaz bir gün yaşattı.


EN İYİ OYUNCUJONATHAN GIBSON
35 sayı, 6 ribaunt, 5 asist ve 2 top çalma ile oynayarak, Bursa ekibinin Trabzonspor karşısında ligdeki ilk galibiyetine ulaşmasını sağladı.

Yazının Devamı

Panorama

27 Ekim 2010

HAFTANIN TAKIMIBANVİT
Sahasında yenilmesi çok güç olan Beşiktaş Cola Turka karşısında maçın tamamında üstün bir oyun sergileyen Bandırma ekibi haftanın en kritik galibiyetini aldı.

EN İYİ OYUNCUSUCAN AKIN OLİN EDİRNE
Türk Telekom karşısında 23 sayı, 6 asist ve 3 top çalma ile mücadele eden oyun kurucu, Seubutis’in sakatlanıp çıkmasının ardından takımı hücumda sürükleyen isim oldu.

SAVUNMACIEDWARDS PRINCE ANTALYA BŞB
Mersin karşısında 13 sayı, 6 ribaunt, 3 asistlik performansı da etkileyiciydi ancak en kritik anlarda çaldığı 4 top ile galibiyeti getirmeyi bildi.

6. ADAMKEITH SIMMONS BANVİT

Yazının Devamı

Ölümsüzsünüz

13 Eylül 2010

Boşverin dünkü yenilgiyi. Biz hiç umursamadık. Çünkü düne gelinceye kadar o 8 maçtaki inanılmaz performansınızla sizi zaten kalplerimize kazıdık. Sonuçta rakip ABD’ydi, hepsi NBA oyuncusuydu, hem gençlerdi hem atletiklerdi. Şampiyona öncesinde ‘Bu takımdan bir şey olmaz’ yorumları onları normalden çok motive etmişti. Aslında çok daha fazla da direnebilirdiniz ABD karşısında ama sahada 6. oyuncuları gibi çalıştı İtalyan hakem Lamonica...
Olsun bırakın bunu bir tarafa. Maçın sonunda taraftarlar hep bir ağızdan ‘Türkiye sizinle gurur duyuyor’ diye bağırdı ya, artık çok sık tekrarlanan bu sloganı en çok hak eden sizdiniz kesinlikle, çok uzun yıllardır bu topraklarda.
Gelelim kaybetsek de gurur duyduğumuz 40 dakikaya. Çok da iyi başlamıştık aslında maça. Ömer Onan, tüm cesaretiyle rakip potaya doğru gidiyor ve skor buluyor, Hido da gerçek bir yıldız gibi sorumluluk alıyordu. 7. dakikada 17-14 önde olduğumuzu görünce, içimizdeki ‘kazanacağız’ inancı daha da artıyordu. Ama kabul etmek lazım ki, insan üstü savunma yapıyordu Amerika. Çok da iyi çalışmışlardı alan savunmamıza. Sürekli boyalı alanımıza koşuyor, ardından Durant’i buluyorlardı 3 sayı çizgisi civarında. İlk yarıda takımının

Yazının Devamı

Allah’ım bitmesin bitmesin bu rüya

12 Eylül 2010

Dün Sinan Erdem Spor Salonu’nda yaşananlar basketbol tarihimize altın harflerle kazındı. Rakip İspanya’yı devirerek finale gelen Sırbistan’dı. Hani 2001’de yine kendi evimizde oynadığımız Avrupa Şampiyonası finalinde bizi safdışı bırakan takım. Yine aynı güçleriyle sahaya çıktılar, yine hakemleri arkalarına aldılar, yine çirkeflik yaptılar...
İlk yarıda düştük bu tuzağa, belki de aşırı heyecan vardı oyuncularımızda. İnanılmaz bir istekle mücadele ediyorduk, savunmada iyi işler yapıyorduk ama bir türlü öne geçemiyorduk, çünkü bir türlü Teodosic’i durduramıyorduk. Bu şampiyonanın en iyilerinden Kerem Tunçeri’den ilk yarıda beklediğimiz verimi alamayınca organizasyonda sıkıntı çekiyor, Ersan da hücumda gününde olmayınca sadece Hido’nun eline bakıyor ve NBA yıldızımızın iyi oyununa rağmen devreyi geride kapıyorduk...
Ancak maçın bir yerde döneceğini, Ömer Onan’ın, Ömer Aşık’ın, Ender’in, Kerem Gönlüm’ün, Semih’in, Sinan’ın gözlerinde görüyorduk. Kenarda rakibin her hamlesine anında mola alarak karşı bir hamle yapan, sürekli değişen savunmamızla, Teodosic’in bile kafasını karıştıran Tanjevic’in bu maçı ne kadar istediğini anlıyorduk.
35. dakikada 8 sayı gerideydik ama yine de

Yazının Devamı

Destan yazılıyor

9 Eylül 2010

Adı üstünde, dünya şampiyonası... İlk turu lider bitiren 12 Dev Adam, ikinci turu da kayıpsız geçmiş, 6'da 6 yapıp çeyrek finale çıkmış. Rakip Slovenya, ortak fikir; şu ana kadar oynadığımız rakipler içinde en iyi hücum yapanmış. Ancak bu maçtan sonra anlaşıldı ki, mesele rakiplerin durumu değilmiş, mesele 12 Dev Adam'ın kararlılığıymış.
O ne biçim bir konsantrasyondur ki, ilk 10 üç sayı denemesinden 8 tanesi çemberden geçti... O ne büyük bir hırstır ki, Ömer Aşık'ın muhteşem savunmasında Brezec'in eline top değmedi. O ne biçim bir organizasyondur ki, 2.10'luk Semih ile Oğuz, tek topla smaca gitti. Bu maça gelinceye kadar sürekli rakibin en etkili silahını kilitleyen Ömer Onan'ın bu kez Lakovic'e adım attırmamasını, tam 7 asist yapan kaptan Hidayet'in her hareketinde 'ben süperstarım' diye haykırışını, Kerem Tunçeri'nin mükemmel ötesi paslarını, 26 dakika sahada kalıp 19 sayı, 5 ribaunt, 3 asist ile maçı tamamlayan Ersan İlyasova'nın kahramanlığını, Fransa maçının yıldızı Sinan Güler'in müthiş resitalini kaldığı yerden bir sonraki maça doğru taşımasını, Kerem Gönlüm'ün tam bir joker kıvamında sürekli doğruları yapmasını, bu takımın moral kaynağı Ender Arslan'ın sahada da

Yazının Devamı