Fransa nereye gidiyor?

27 Mart 2006

Fransa, bizim Avrupa Birliği üyeliğimiz karşısındaki en büyük engel. Fransa, globalleşen dünyada hâlâ milliyetçi kalmaya çalışan tek gelişmiş ülke.Fransa, tüm dünyayı saran Amerikan kültürü karşısında, ayakta kalabilen tek farklı kültürün temsilcisi. Önceki hafta Fransa'daydım. Gördüm ki: Fransız ekonomisi bocalıyor. Mal ve hizmet fiyatları Amerika'nın % 50-100 üzerinde. Çalışan hakları adı altında, Fransız halkı tembelleştirilmiş; ekonomik sistem zafiyete uğratılmış. Örneğin, pazar günleri bütün işyerleri mecburi olarak kapalı. Bunlara süper marketlerin çoğu dahil. Açık benzin istasyonu bulmak bile çok zor. Açık bırakılan birkaç istasyonda da özel kartlarla benzin alınabiliyor. Kiraladığım arabaya benzin alamadım.Hükümet ve toplum hangi konuda nasıl davranacağı ve hangi tedbirleri alacağı konusundaki kararsızlıkları sürdürüyor. Fransa'nın her şehrinde öğrenci gösterileri var. Öğrenciler, düzenli miting yapıp isteklerini gösterme yerine, polisle çatışmayı ve dükkân yağmalamayı yeğliyor. Ancak, azgelişmiş ülkelerde görülebilen uygulamalar var. Örneğin, uçağa binerken yapılan aramadan çok, ülkeye girerken bavulların aranması uygulaması var. Neyse ki, bizimkini aramadılar.Hem halk

Yazının Devamı

Hangi Merkez Bankası başkanı başarılı?

25 Mart 2006

Halep orada ise, arşın buradadır. Merkez Bankası başkanlarının başarıları "ölçülebilir" niteliktedir. Başkanların etkileri, işe başladıklarından birkaç ay sonra görülür ve görevden ayrıldıklarından birkaç ay sonrasına kadar devam eder. Bu nedenle, pratik olarak, iş başına geldikleri yıl sonu rakamları ile gittikleri yıl sonu rakamlarını alır; aradaki farkı oransal olarak değerlendirebilirsiniz. Enflasyon oranı, ekonomik kalkınma, parasal büyüklükler, döviz büyüklükleri gibi rakamsal büyüklükler bu biçimde karşılaştırılabilir. Böylelikle, başkanlar arasında bir sıralama yapabilirsiniz. Bu sıralama yapılırsa, beni eleştirenler şaşıracakları sonuçlarla karşılaşacaklardır. Çünkü, ben bir kriz devraldım; krizi yönettim ve çok iyi sonuçlara ulaşan bir ekonomik tablo devrettim. Merkez Bankası Başkanlığı tartışmalarıyla birlikte eski defterler de açılmaya başlandı. Bazıları taraf olan, bazıları da zamanında kullanılmış olan köşe yazarları eski başkanların başarılarını sorgulamaya başladılar. Bu arada benim Merkez Bankası Başkanı olduğum Şubat 1994-Kasım 1995 dönemine de laf atılmadan geçilmiyor. Örneğin, Ercan Kumcu, beni bankayı hükümete teslim etmekle suçluyor. İkinci bir karşılaştırma,

Yazının Devamı

Merkez Bankası'yla kim oynuyor?

23 Mart 2006

a) Erdem Başçı Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı'na atanırken de eşi türbanlıydı. Merkez Bankası'nda başkan yardımcılarından birinin başkan olarak atanması normaldir. Peki neden, Başçı başkan yardımcılığına atanırken kimse ses çıkarmadı da, şimdi herkes ayaklandı? Ya da, Başçı dışında da olsa, eşi türbanlı olan bir başkanın atanmasına karşı çıkıyor? Merkez Bankası'yla kimin oynadığını anlayabilmek için aşağıdaki soruların cevaplarını bilmemiz lazım. Atanacak kişi kim olursa olsun, bu soruların cevaplarının bilinmesine ihtiyaç var: b) Süreyya Serdengeçti, eşinin başı türbanlı olan Başçı'nın başkan yardımcısı olarak atanmasına neden karşı çıkmadı? Yoksa, Serdengeçti ile Başçı'nın arası sonradan mı açıldı? Başçı'ya karşı çıkışların arkasında Serdengeçti'nin etkisi var mıydı?c) Bir türlü Merkez Bankası'ndan kopamayan eski başkanlardan biri, Serdengeçti'nin süresi bitmeden birkaç gün önce, Merkez Bankası'na gelerek Serdengeçti'yle görüştü. Eski başkanların bankaya gelmesi olağan değildir. Bu görüşmenin amacı neydi?d) Başkan'ın ayrılmasıyla beraber diğer bütün başkan yardımcıları da neden istifalarını verdiler? Kurumsal kimliğin devamı bakımından, başkan yardımcıları Başkan'ın

Yazının Devamı

Emlakta global eğilimler

18 Mart 2006

Gayrimenkulde gelinen son aşama, binanızın uluslararası standartları karşılayıp karşılamadığı noktasında düğümleniyor. Eğer inşaatınız uluslararası standartları karşılayabiliyorsa, değeri aniden ikiye katlanıyor. Uluslararası standartları karşılayan binalar, gereğinde daha inşa edilmeden kredi bulabiliyor. Yine, bu binaların satışı veya kiralanması çok süratle gerçekleşebiliyor.Bir binanın uluslararası niteliğe kavuşabilmesi için gerekli şartlar şunlar:a) Binanın iskânın ve ruhsatının bulunması,b) Tapusunun bir garanti veya sigorta kuruluşu tarafından "tapu garantisi" veya "tapu sigortası" ile güvence altına alınmış olması,c) Binanın değerinin uluslararası kabul görmüş bir firma tarafından belirlenmesi ve bina üzerinde "due diligence" yaptırılmış olması,d) Binanın uluslararası standartlarda inşa edilmiş olması,e) Binada otopark sorununun bulunmaması,f) İnşaatın deprem yönetmeliklerine uygun olarak yapılmış olması,Bu şartlarda inşa edilen binalar:a) Rahatlıkla satılabiliyor.b) Rahatlıkla uluslararası müşteri bulabiliyor.c) Daha inşaat sırasında tümü bir defada satılabiliyor.d) Rahatlıkla kiralanabiliyor.e) Gereğinde, kiracılı olarak satılabiliyor.f) Daha inşa edilmeden

Yazının Devamı

İstanbul'da belediye yok

16 Mart 2006

Bir defasında, Türkiye'ye gelen üst düzey bir yetkiliye "Gelişmiş belediye ile az gelişmiş belediye arasında ne fark vardır?" diye sormuştum. "Gelişmiş belediye işe başlar, düzgün yapar, işi zamanında bitirir, iş yapıyorum diye şehri daha fazla kirletmez. Gelişmemiş belediye, bir işi yaparken diğerini bozar, planı programı yoktur, işleri uzatır da uzatır, iş yaparken şehri çamur içinde bırakır, sağlam iş yapmadığından daha iş bitmeden yıkılmaya başlar" demişti. Az gelişmiş belediye denilince, akla hemen İstanbul Belediyesi geliyor. Kaldırımların yapılıp bittiği gece, yağmur yağıyor kaldırımlar çöküyor. Kaldırım taşına tesadüfen bir kamyonun lastiği değiyor, kaldırımlar çöküyor. Beyoğlu aylarca rezil ediliyor, çamura esir ediliyor; iş bittikten sonra Başkan geliyor, taşların rengini beğenmiyor, yeniden sökülüyor. Akmerkez'in önündeki Koç köprüsünün trafik düzeni, yolların bir bölümü yıkılarak değiştiriliyor; bir hafta sonra yanlış yapıldığı anlaşılıp eski düzene dönülüyor. Çamur çaylak, sonuç yok. Üstelik, düzeltme de yarım bırakılıyor. Baltalimanı-TEM otoyolu bağlantısı aradan üç yıl geçtikten sonra, "bitti" deniliyor, bittiği gün yolun bir tarafı çöküyor. İstanbul'da çok belediye

Yazının Devamı

Unakıtan'ın yumurta borsası

13 Mart 2006

Bu konuda, Unakıtan haklı. "Borsa" adını kullanmak ve yumurta alım satımı yaparken fiyat belirlemek için izin gerekmiyor. Bu işin bir haksız rekabet yarattığı da doğru değil. Üstelik, bir işe "borsa" adını vermekle de internet ortamında mal alım satımı yapmakla da "teşkilatlanmış borsa" olunmuyor. Her gün müzayedelerde, mezatlarda binlerce mal satılıyor. Her hafta, antika eser ve tablo müzayedesi var. TMSF açık artırmayla binalar, şirketler, şaraplar satıyor. Merkez Bankası nezdinde, hiçbir izin alınmadan oluşturulmuş "piyasalar" var. Gazetelerdeki "seri ilanlar", aslında otomobil ve emlak borsasının ta kendisi. Otomobil borsasını oluşturmaya çalışan dergiler bile var. Hatta, elektronik konusunda çıkarılan dergiler, aslında bilgisayar, fotoğraf makinesi, televizyon, ev aletleri gibi konularda gerçek bir piyasa oluşturuyor. Her hafta, "kariyer" konusunda verilen gazete ekleri "işgücü borsası"nın ta kendisi. Koleksiyonu yapılan her şeyin dünya çapında bir borsası var. Semt pazarları, şehir halleri bile birer mal piyasası niteliğinde. İnternette faaliyet gösteren yüzlerce "borsa sitesi" var. "Amazon.com", "e-bay" gibi dünya çapında mal ve hizmet piyasası oluşturan kuruluşlar

Yazının Devamı

Büyük gizemler

11 Mart 2006

1- Atlantis,2- Nuh'un gemisi,3- Piri Reis haritası,4- Gizli Zeugma hazinesi5- Artemis tapınağı, İzmir (Efes)6- Kral Karya'nın Mezarı, Halikarnas (Bodrum)7- Truva hazinesi.Atlantis hakkındaki bilgiler MÖ 370 yılında, Eski Yunan filozoflarından Platon tarafından kaleme alınmış. Platon'a bu konudaki bilgileri aktaran Solon, Mısırlı bir bilginin açıklamalarından bahsediyor. Platon, yaklaşık 10.000 yıl önce sulara gömülmüş olan Atlantis'te Deniz Tanrısı Poseidon adına inşa edilmiş bir tapınak bulunduğunu ve ilk hükümdarının adının Atlas olduğunu anlatıyor. Michael Bradley'in birkaç ay önce yayımladığı Dünyanın En Büyük Hazineleri Rehberi (Guide to the World's Greatest Treasures) kitabına göre, dünyadaki en önemli 51 hazinenin 7'si Türkiye'de bulunuyor. Bunlar: Atlantis'in yeri konusunda çeşitli iddialar var ama bunlardan en çok üzerinde durulanı, Ege Denizi'nde Kıbrıs-Girit-Karadeniz üçgeninde yer aldığı. İngiliz arkeoloğu Peter James'e göre, Atlantis'in gerçek adı Tantalis ve başkenti de Manisa idi. James, Platon'nun bahsettiği "Kral Tantalus"un bir anahtar sözcük olarak kabul edilmesi gerektiğini söylüyor. Atlantis ve eski medeniyetler hakkındaki bilgilerin, Mısır-Giza'daki

Yazının Devamı

Aman dikkat

9 Mart 2006

Merkez Bankası'nda yalnız başkan değil, kilit kadro da değişiyor. Bu değişim, belki de tesadüfen Maliye Bakanı Unakıtan hakkındaki iddiaların yoğunlaştığı bir döneme rastlıyor. Tam o sırada, eski kurtarıcımız Derviş arzı endam ettiler. Bilineni tekrarlayıp"Cari açık önemlidir" dediler. Asker ile iktidarın arası artık ciddi biçimde açılıyor. Asker, bilinçli veya bilinçsiz, kabul edilemeyecek bir muameleye layık görülüyor. Ağar, karların erimesiyle birlikte terör olaylarının artabileceğini söyledi. Borsa, bütün bu gelişmeleri ciddi bir düşüşle karşıladı. Döviz, uzun süredir ilk kez yükselmeye başladı. Merkez Bankası Başkanı değişiyor. Merkez Bankası Başkanı'yla birlikte bankadaki kilit kadronun değişmesi, para politikasını etkileyebilecek sonuçlar doğurabilir. Hükümetin Merkez Bankası'na istemeyerek yanlış bir atama yapma olasılığı var. Uluslararası deneyimi olan birkaç arkadaşın ismi başkanlık için geçiyor. Çiller de zamanında bir hata yapmış ve Bülent Gültekin'i başkan olarak atamıştı. Aslında, özelliklerine bakıldığında Gültekin, başkanlık için iyi bir adaydı. Kriz çıkmasaydı, yine de idare ederdi. Ama, kriz çıktı. Tam krizin ortasında, Gültekin'i kimseyle konuşmaz, kitaplara

Yazının Devamı