Beş sorun öne çıkıyor

1 Eylül 2003

Adıyaman Valisi Halil İbrahim Daşöz, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zafer Ersoy, işadamı ve radyo sahibi Mustafa İlik, sanayici ve gazeteci Mahmut Tekin, öğretmen Halit Aydık, bakliyatçı esnaf Hüseyin Temel, Adıyaman ilinin sorunlarını uzun uzun anlattıktan sonra aşağıdaki 5 temel sorun üzerinde duruyorlar: 1) GAPın inşası sırasında 50 yerleşim birimi su altında kalan, arazi kaybeden Adıyaman, GAP sulamasından faydalanamıyor. Çünkü, sulama baraj seviyesinin altındaki araziler için söz konusu ve henüz pompalama yapılamıyor.2) Bütün illerden bakan, başbakan çıkarken Adıyaman milletvekilleri arasından şimdiye kadar hiç bakan - başbakan çıkmamış. Bu nedenle halk bu seçimlerde ağırlıklı olarak (% 52) AKPye oy vermiş.3) İlde üniversite yok. 2 fakülte ve 5 yüksekokul var. Ama, bunlar da komşu illerin üniversitelerine bağlı ve ilin ekonomisine katkısı olmayan "edebiyat" gibi bölümleri kapsıyor. 4) Adıyamanda en büyük sorun ulaşım. Diyarbakıra olan yol GAP sınırları içinde kaldığı için sular altında. Yeni yol da yapılmamış. Bu yolun yeniden açılabilmesi için bir köprünün yapılması gerekiyor. Çevre illerle olan bağlantı yolları da çok kalitesiz. Öte yandan, açılan havalimanı kapatılmış.

Yazının Devamı

Beş sorun öne çıkıyor

1 Eylül 2003

<#comment>
<#comment>
Adıyaman Valisi Halil İbrahim Daşöz, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zafer Ersoy, işadamı ve radyo sahibi Mustafa İlik, sanayici ve gazeteci Mahmut Tekin, öğretmen Halit Aydık, bakliyatçı esnaf Hüseyin Temel, Adıyaman ilinin sorunlarını uzun uzun anlattıktan sonra aşağıdaki 5 temel sorun üzerinde duruyorlar:
1) GAP'ın inşası sırasında 50 yerleşim birimi su altında kalan, arazi kaybeden Adıyaman, GAP sulamasından faydalanamıyor. Çünkü, sulama baraj seviyesinin altındaki araziler için söz konusu ve henüz pompalama yapılamıyor.
2) Bütün illerden bakan, başbakan çıkarken Adıyaman milletvekilleri arasından şimdiye kadar hiç bakan - başbakan çıkmamış. Bu nedenle halk bu seçimlerde ağırlıklı olarak (% 52) AKP'ye oy vermiş.
3) İlde üniversite yok. 2 fakülte ve 5 yüksekokul var. Ama, bunlar da komşu illerin üniversitelerine bağlı ve ilin ekonomisine katkısı olmayan "edebiyat" gibi bölümleri kapsıyor.
4) Adıyaman'da en büyük sorun ulaşım. Diyarbakır'a olan yol GAP sınırları içinde kaldığı için sular altında. Yeni yol da yapılmamış. Bu yolun yeniden açılabilmesi için bir köprünün yapılması gerekiyor. Çevre illerle olan bağlantı yolları da çok

Yazının Devamı

Bu ülkede 20 banka battı hiçbiri denetlenmedi mi?

28 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Bir kaç gün önceki Milliyet'in manşeti buydu. Bu sözlerin sahibi Adalet Bakanı Cemil Çiçek. Bu sözler, gelecek günlerin gündemini oluşturacak gibi. Çünkü, son bir kaç yılda yapılan ciddi hatalar, daha önce yapılan hata ve vurdum duymazlıklarla birleşince, ülkemiz, bankaların batması, batırılması veya soyulması yüzünden milyarlarca dolar zararla karşılaştı.
Bu sorunun üzerine gidilmesi, AKP'nin bir kez daha seçim kazanmasına neden olabilir. Çünkü, insanlar kendilerini fakirleştiren, çaresizleştiren, Cumhuriyet tarihimizin en büyük krizinin içine atan bu sorunun nedenini bulmak istiyorlar. Bu sorunun cevabını bulmak, suçluların cezalandırılmasından daha önemli. Çünkü, muhtemelen suç paylaşılmıştır. Muhtemelen, verilen yanlış kararlar iyi niyetle alınmıştır. Muhtemelen, bankaların batmasında tek başına suçlu yoktur, sistem suçludur. Ama, bu konu mutlaka tartışılmalı; nedenleri araştırılmalı ve yapılan hatalar belgelerle ortaya konulmalıdır. Hiç olmazsa bu şekilde, ülkesi için çalışanlarla çıkarı için çalışanların neler yaptıkları belli olur.
AKP'li siyaset adamları geçmiş 10- 15 yıl içinde bankalarla ilgili hiç bir sorumluluk altında değillerdir. Bu konunun

Yazının Devamı

Hükümet Irak'a asker göndermek zorunda

27 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Görünürde, Irak'a asker gönderilmesi tartışılıyor. Oysa, hükümet zaten Irak'a asker göndermek zorunda. Şimdi yapılan, bu konuda kamu oyu oluşturmak ve kendimiz için daha iyi şartlar sağlamaya çalışmak.
Hükümet asker göndermek zorunda. Çünkü, Amerika böyle istiyor. Daha önce yaşanan tezkere krizi, suçun bir ölçüde ordunun, bir ölçüde de Meclis'in üzerine atılmasıyla geçiştirildi. Dolayısıyla, Amerika'nın AKP'ye olan yoğun desteği devam etti. Bu kez, suçun ne orduya ne de Meclis'e atılma olasılığı yok. Irak'a asker gönderme konusunda çıkacak olumsuz bir karar, bundan önceki tezkere krizinde de gerçek engelleyicinin hükümet olduğu savını güçlendirecek ki, hükümet bu sıkıntıyı göğüsleyemez.
Irak'a asker gönderilmesi, ekonomik çıkarlarımız açısından bir zorunluluk. Irak'ın yeniden yapılanmasına katkı sağlamamız, Amerika'nın ekonomik desteğini sürdürmemiz ve hatta, IMF bağlantısını kaybetmememiz için bu elzem.
Asker gönderilmemesi halinde, düzelmeye başlamış olan ekonomik konjonktür tersine dönebilir. Ekonomimiz, faizlerin tekrar yükseleceği, büyümenin yavaşlayacağı, kapasite kullanımının düşeceği, döviz fiatlarının yükseleceği, borsadaki yükselmenin

Yazının Devamı

KKTC'ye gümrük köprüsü

25 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)'ni uluslararası ekonomik sisteme entegre edecek olan anlaşma yakında hazır. Avrupa Birliği'nin, Kıbrıs konusunda daha önce imzalanmış olan anlaşmaları ve Türkiye'nin müdahale hakkını hiçe sayarak Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'ni üye kabul etmesi sonrasında, KKTC'nin ve Türkiye Cumhuriyeti (TC)'nin yapabileceği en doğru hareket bu idi.
Zaten, bu nedenle de gerek Avrupa Birliği (AB) ve gerekse Güney Kıbrıs Hükümeti anlaşmaya karşı çıkıyorlar. AB'nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu sözcüsü Eric Mamer "Birleşmiş Milletler'in Kıbrıs'ı birleştirme planları baltalanıyor. Bu anlaşmadan önce bize danışılmalı" diyor. Güney Kıbrıs basını anlaşmayı halka, "oldu bitti" "Rum tarafı karşı" gibi başlıklarla duyurdu. Rum Meclis Başkanı Dimitris Hristofyas "bu anlaşmanın, çözüm arayışlarını ortadan kaldıracak yeni bir unsur olacağını" söyledi.
TC - KKTC Gümrük Birliği Anlaşması'nın teknik hazırlıkları bitti. Anlaşma, gerek Genel Kurmay ve gerekse Dışişleri Bakanlığı tarafından uygun bulunuyor. Öte yandan, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, Kemal Unakıtan, Ali Babacan ve Kürşat Tüzmen'in hem KKTC yönetimine destek vermek hem de Gümrük

Yazının Devamı

Meksika'da yolsuzlukla mücadele

21 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Vience Fox Aralık 2000'de Meksika Devlet Başkanlığı görevini alır almaz, ilk işi yolsuzluklarla mücadeleye başlamak oldu. O yıllarda, yolsuzluk yapılan ülkeler sıralamasında ortalarda bulunmasına rağmen, bu ülkede gayri safi milli hasılanın % 9.5'unun yolsuzluk nedeniyle yok olduğu hesaplanıyordu. Bu da, milli eğitime ayrılan bütçenin iki katına yakındı. Yolsuzluk mücadelesinin, gümrükleri düzeltmekle başlamasına karar verildi. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA)'na dahil olunmasına rağmen, Meksika gümrük teşkilatı tam bir çürüme içindeydi.
Aslında, Meksika gümrük teşkilatı bizimkine benziyordu. Uzun yıllar burada alınan rüşvetlerle, üst kademe yöneticileri beslenmişti. Gümrük depoları, rüşvet ödemeyenlerin gümrüğe terk ettiği mallarla doluydu. Bunlar arasında çok lüks arabalar bile vardı. Mallar kısa bir süre de olsa gümrük depolarında kaldığında, önemli parçaları çalınmış gibi gösterilip, sonradan birilerine yok pahasına satılıyordu. Gümrüğe terk edilen mallar arasında radyoaktif mallar bile bulundu. Gümrükten mal çıkarmak için 16 ayrı işlem yapmak gerekliydi. Mallar çoğu zaman, rüşvet karşılığı gümrüksüz çekilebiliyordu. Şirketler gümrükteki

Yazının Devamı

Yolsuzlukla savaşın anatomisi

20 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
1993'te kurulan ve hiçbir hükümete bağlı olarak çalışmayan Transparency International(Uluslararası Şeffaflık Enstitüsü)'ın 90 ülkede yaptığı araştırmalar yolsuzlukların mevcut sistemleri değiştirerek ve bilgisayarlaştırarak önlenebileceğini gösteriyor. Yani, bir dönem bizde yapılmaya çalışıldığı gibi herkesi suçlu göstererek yolsuzlukların önlenmesi mümkün değil. Örneğin, Meksika'da trafik polislerinin, zamanlarının % 69'unu rüşvet almak için harcadıkları tespit edilmiş. Bunu önlemenin yolu da bütün trafik polislerini işten çıkarıp, hapse göndermek olmuyor.
Yolsuzlukla savaşmadan önce, yolsuzluğun toplumun genel yapısı ile olan bağlarını incelemek lazım:

Yazının Devamı

Amerika'da elektrik kesintisi

18 Ağustos 2003

<#comment>
<#comment>
Amerika Birleşik Devletleri(ABD)'nde elektrikler kesildiğinde New York'ta idim. Kuzey Amerika kıtasında şimdiye kadar yaşanan en uzun süreli ve en yaygın elektrik kesintisi oldu. Elektriklerin kesildiği bölgelerin toplam büyüklüğü neredeyse Türkiye kadardı. Yani, burada olup bitenlerin bir bölümünü anlayabilmeniz için, bir an 29 saat boyunca Türkiye'nin hiçbir yerine elektrik verilemediğini düşünün. Gelişmişliğin bir sonucu olarak, bu bölgede kullanılan elektrik kapasitesi Türkiye toplamının tahminimce 9 - 10 kat üstünde. İşte bu nedenle, 8 ABD eyaleti ve Kanada'nın en büyük iki kentini (Toronto ve Ottawa) kapsayan elektrik kesintisi hayatı tamamen felç etti.
Elektrik kesintisi hiç kimsenin hazırlıklı olmadığı bir durumdu. Burada, gökdelenlerin çoğunda, evlerin hemen hemen hepsinde jeneratör yok. Elektrikler kesilince bir süre sonra sular da kesiliyor; çünkü, bazı yerleşim birimleri hariç, bizde olduğu gibi su depolama sistemi yok. Bilirsiniz bizde elektrikler kesilse dahi telefonlar çalışır. Burada ise, telefonların çoğu elektrikler kesilir kesilmez tamamiyle kesildi. Sadece elektrikle ilgisi olmayan telefonlar ve sokak telefonları kullanılabildi. Acil

Yazının Devamı