Ekonomi “İstikbal göklerdedir”

“İstikbal göklerdedir”

28.10.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:

“İstikbal göklerdedir, çünkü göklerini koruyamayan milletler yarınlardan asla emin olamazlar.” sözleriyle havacılığa verdiği önemi vurgulayan Mustafa Kemal Atatürk devrim niteliğinde adımlar atılmasını sağladı. Şimdi Türkiye hava ulaşımında dünyanın en önemli merkezlerinden biri oldu.

“İstikbal göklerdedir”

Türk havacılık tarihi Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. Osmanlı semalarında ilk uçaklar 1909 yılında görüldü. Belçikalı Baron Pierre de Catters ve Fransız Louis Bleriot’un İstanbul’da gerçekleştirdiği gösteri uçuşları bir ilk olarak tarihe geçti. Cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte pek çok alanda olduğu gibi havacılık alanında da önemli gelişmeler yaşandı. “İstikbal Göklerdedir, çünkü göklerini koruyamayan milletler yarınlardan asla emin olamazlar.” sözleriyle havacılığa verdiği önemi vurgulayan Mustafa Kemal Atatürk devrim niteliğinde adımlar atılmasını sağladı. 1925 yılında daha sonra Türk Hava Kurumu adını alacak olan Tayyare Cemiyeti kurulurken, bir sene sonra Tayyare, Otomobil ve Motor Türk Anonim Şirketi (TOMTAŞ) Kayseri’deki fabrikasında uçak üretimine başladı. Dünyada havacılık hızla gelişirken Türkiye’de bu gelişmelere paralel adımlar atıyordu. “Kanatlı bir gençlik memleketin geleceği bakımından en büyük güvencedir. Bir gün batılı ayaklar Ay’da ayaklarının izlerini bırakacaklarsa, bunların arasında bir de Türk’ün bulunması için şimdiden çalışmalara girişmek, aşamalar kaydetmek gerekir.” ifadesiyle ileri görüşlülüğünü ortaya koyan Atatürk havacılığın gelişiminde önemli rol oynuyordu. Havacılığın önemine dikkat çekerek Türk gençliğini yönlendirmiş, havacılığın Türk İstiklal ve bağımsızlığının bekası için önemini belirterek atılımlar gerçekleştirmişti.

Haberin Devamı

“İstikbal göklerdedir”

Türk Tayyare Cemiyeti

1925 yılında kurulan Türk Tayyare Cemiyeti genç cumhuriyetin havacılık alanındaki ilk girişimlerinden biri oldu. Askeri, sivil ve sportif havacılığın gelişmesini sağlamak ve bunlar için gerekli araç ve gereci hazırlamak, Türk Havacılığının gereksinimi olan teknik personeli yetiştirmek ve halka havacılığı sevdirmek hedefleriyle kurulan cemiyet havacılık alanında önemli işlere imza attı. Cumhuriyetin ilk döneminde cemiyetin koordinasyonlarıyla halktan toplanan bağışlarla hava kuvvetleri için çok sayıda uçak satın alınıyor, cemiyet bünyesinde 1926’da açılan Tayyare Makinist Mektebi Türk havacılığının gereksinimi olan teknik personelin eğitilmesi görevini başarıyla yerine getiriyordu. 1929 yılında havacılık faaliyetlerinin dünya çapında gelişmesini sağlayan, sportif havacılık konusunda uluslararası boyutta en üst düzeyde organ olan Uluslararası Havacılık Federasyonu’na (FAI) üye olarak kabul edilen Türk Tayyare Cemiyeti’nin ismi 1935’te Türk Hava Kurumu olarak değiştirildi. Kurum o günden beri ülkemizi hava sporları konusunda dışında başarıyla temsil etmeye devam ediyor.

Haberin Devamı

Bağış uçaklar

Cumhuriyetin ilk yıllarında hava kuvvetlerinin gelişimi halkın desteği ile gerçekleşti. Türk Hava Kurumu’nun koordinasyonunda düzenlenen kampanyaya ilk bağış Atatürk’ten gelmiş milletin bağışlarıyla 1925-1940 yılları arasında 350 uçak satın alınmıştı. Her şehir hatta pek çok kasaba bu kampanyada yer aldı. Halkın bağışlarına ek olarak kurumlar da kampanyaya katıldılar. Cumhuriyet döneminde milletin bağışları ile satın alınan ilk uçak 1925 yılında Adana’nın Ceyhan ilçesi halkının almış olduğu uçaktı. Türk Hava Kuvvetleri, Kurtuluş Savaşı’nın ardından fedakâr Anadolu halkının maddi manevi destekleriyle can buluyordu.

“İstikbal göklerdedir”

İstanbul Boğazı’nda deniz uçakları

Sivil havacılık alanındaki girişimler cumhuriyetin ilanından sonra hız kazandı. Yabancı havayolu şirketleri için cazip bir pazar olan Türkiye’de ilk sivil havacılık yatırımları hava posta hizmetlerine yapılmış, araya I. Dünya Savaşı girince duraksamalar yaşanmıştı. 1923 yılında Fransız havayolu CFRNA (CIDNA) posta taşımacılığına başladı. Hemen ardından İtalyan ve Alman havayolu şirketleri de sektöre giriş yapıyordu. 1926 yılında Türkiye’deki uçuşlarına başlayan İtalyan Aero Espresso İtaliana firması ise hem kargo hem de yolcu taşıyarak bir ilke imza atmış oldu. İstanbul-Atina-Brindisi ve İstanbul-Atina-Rodos hatlarında uçuş yapan İtalyan firmasının sunduğu bir başka yenilik deniz uçakları kullanmasıydı. Uçaklar İstanbul Boğazı’na, firmanın Büyükdere’deki tesislerinin olduğu bölgede denize iniş yapıyor, karaya çıkarılan yolcular araçlarla şehir merkezine ulaştırılıyordu. Aero Espresso Türkiye’deki uçuşlarına 1935 yılına kadar devam etti.

Haberin Devamı

Millî hava yolu göklerde

1930’lar dünya genelinde havacılığın hızla geliştiği yıllar oldu. Sivil havacılık gelişiyor, yeni hava yolları kuruluyor, Atlantik Okyanusu havadan aşılıyordu. Bu gelişmelere ayak uydurmak için Türkiye’de de çalışmalar yapılıyordu. Türk sivil havacılık tarihinin en önemli adımlarından biri 9 Ocak 1933 tarihli bir kararname ile atıldı. Millî bir hava yolu şirketinin kurulmasını resmen onaylamıştı. 3 Şubat 1933’te Amerika Birleşik Devletleri’nden alınan Curtiss Wright firması üretimi King-Bird uçaklarıyla deneme uçuşları başladı. İlk uçuş İstanbul’dan Eskişehir aktarmalı Ankara’ya gerçekleşti. Amerikalı iki pilotun kumandasındaki uçağın yolcuları firmanın Amerikalı yetkilisi ile Türk pilotlar Tahir Maner ve Basri Alev’di. Türk pilotların tecrübelerini artırdıkları birçok deneme seferinin ardından 3 Nisan 1933’te resmî uçuşlar başladı. 20 Mayıs 1933’te Hava Yolları Devlet İşletme İdaresi’nin kurulmasıyla daha sonra Türk Hava Yolları adını alacak olan millî hava yolumuz yolculuğuna başlıyordu.

Haberin Devamı

5 uçak 7 pilotla mütevazı başlangıç

Hava Yolları Devlet İşletme İdaresi’nin yönetim merkezi başkent Ankara’ydı, günümüzde askerî olarak faaliyet gösteren Güvercinlik Havaalanı kullanılıyordu. Filo, 5 yolcu kapasiteli iki King-Bird ile birlikte Almanya’dan alınmış 4’er koltuklu iki adet Junkers ve Rusya’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. yılı şerefine hediye ettiği 10 koltuklu ANT-9 uçaklarından oluşuyordu. Bugün dünya çapında bir marka olan Türk Hava Yolları yola 5 uçak 7 pilot, 8 makinist, 8 memur ve 1 telsizciden oluşan 24 personelle çıktı. 1933’te havada 59.000 kilometre yol kat edilmiş, 460 yolcu ve 1112 kilogram posta taşınmıştı.

Haberin Devamı

Türkiye’nin ilk uluslararası havalimanı

Havacılık hızla gelişiyor, yeni nesil uçaklar yeni ihtiyaçları da beraberinde getiriyordu. Günün gerektirdiği koşulları sağlayan uluslararası standartlarda bir havalimanına sahip olmayan Türkiye’de Yeşilköy Havalimanı’nın yeniden inşası kararı alındı. 1949`da başlanan inşaat 1953`te tamamlandı. 1 Ağustos 1953’te Uluslararası Yeşilköy Havalimanı hizmete açıldığında uluslararası standartlarda bir piste, 10 bin metrekarelik modern yolcu terminaline, bakım hangarlarına, elektronik telsiz donanımına ve yedek enerji santraline sahipti. Hızla artan uluslararası yolcu trafiği neticesinde havaalanı kısa sürede ihtiyacı karşılamakta zorlanmaya başlayınca ek yapıların inşası gündeme geliyor geniş gövdeli uçakların iniş yapmasına uygun ikinci pistin inşasına 1968 yılında başlanıyordu. Kısa bir süre sonra terminal binalarının yanı sıra hangarlar, kargo tesisleri, akaryakıt ikmal tesislerinin yapımı da gündeme geldi. Yıllar içinde yapılan eklemelerle havalimanı büyümeye devam etti. Yeni dış hatları terminaline 1983’te kavuşan Yeşilköy Havalimanı 1985 yılında Atatürk Havalimanı ismini alıyor, hizmet verdiği süre boyunca dünyanın en yoğun havalimanlarından biri oluyordu.

Ortadoğu’nun en büyüğü

1945 yılı Türk sivil havacılığı için önemli bir yıl oldu. II. Dünya Savaşı sona ermiş Amerikan ordusunun elindeki ihtiyaç fazlası uçaklar satışa çıkarılmıştı. ABD ile yapılan pazarlıklar sonucu 30 adet DC-3 ve üç adet C-47 için alımı için anlaşıldı. Türk Hava Kuvvetleri’nin Ankara Etimesgut fabrikasında yenilenip yolcu taşımacılığına uygun hale getirilen uçaklar hizmete alındığında uçak sayısı 52’ye, koltuk sayısı ise 845’e yükselen Devlet Hava Yolları’nın Ortadoğu’nun en büyüğü oluyordu. Yeni hatların açılmasıyla 19 şehre uçulmaya başlanmıştı. Tüm bu gelişmeler yolcu sayısına da yansıyınca 1946’da bir yıl önce 18 bin olan yolcu sayısı iki katına çıkarak 37 bine ulaştı.

İlk kadın hostesler

1940’lı yılların ikinci yarısında uçak içi hizmetlerde önemli gelişmeler yaşandı. Yolculara sunulan ikramlar gelişiyor, ilk kadın hostesler uçaklarda görev yapmaya başlıyordu. 1946’da Adile Tuğrul, Türkiye’nin o dönemki ismiyle ilk havacı kadın kamarot olarak tarihe geçti. Tuğrul ile birlikte Mualla Bayülken, Münevver Erdoğdu ve Nermin Şen de Devlet Hava Yolları’nın ilk kadın kabin memurları olarak uçuşlarda yer aldılar. O dönem telsiz eğitimi de alan kabin memurlarının sayısı yurt dışı hatlarının açılmasıyla artacaktı.

Ankara’dan Atina’ya ilk uçuş

Devlet Hava Yolları’nın ilk yurt dışı uçuşu 1947 yılında gerçekleşti. 12 Şubat 1947’de pilotlar Orhan Ayata ve Adil Gözender yönetimindeki DC-3 uçağı, İstanbul aktarmalı Ankara-Atina seferini 2 saat 40 dakika tamamlamış, bu uçuş tüm ülkede heyecan ve sevinçle karşılanmıştı. Uçuş kamuoyuna şu sözlerle duyuruluyordu: “Devlet Hava Yolları Genel Müdürlüğü’nün, Ankara ile Atina arasında uçak servisi tesisi için Yunan Hükümeti’yle bir müddetten beri yapmakta olduğu müzakereler neticelenmiş ve ilk tecrübe uçağı bu sabah saat 10’da Atina’ya gitmek üzere Ankara’dan hareket etmiştir. Douglas-3 tipinde çift motorlu olan bu uçak, bugün İstanbul’dan kalkacak ve yarın sabah Atina’ya gidecektir.”