Kültür Sanat‘Bu yeryüzünde dertsiz yaşamak gibi bir lüksümüz yok’

‘Bu yeryüzünde dertsiz yaşamak gibi bir lüksümüz yok’

08.06.2025 - 07:00 | Son Güncellenme:

Burçe Bahadır, “Şimdi Dönecek Dünya” kitabıyla bu yıl 71’incisi verilen Sait Faik Hikâye Armağanı’nın sahibi oldu. Kitabında kadınlığın farklı hâllerini anlatan yazar “Bu yeryüzünde dertsiz yaşamak gibi bir lüksümüz yok. Mesele o dert ile ne yaptığımız” diyor

‘Bu yeryüzünde dertsiz yaşamak gibi bir lüksümüz yok’

Ümran Avcı - “Deliliğe Zarif Bir Giriş” kitabıyla 33’üncü Haldun Taner Öykü Ödülü’nü kazanan Burçe Bahadır, “Şimdi Dönecek Dünya”yla bu yıl 71’incisi verilen Sait Faik Hikâye Armağanı’nın sahibi oldu. Seçici kurul; ödül gerekçesinde yazarın ‘genç kızlıktan yaşlılığa, taşrada ve büyükşehirde kadınlığın farklı hâllerini samimi, yaratıcı ve kendine has üslubuyla anlattığının’ altını çizdi. 

Haberin Devamı

■ “Yazmasam ölürdüm” diyen Sait Faik adına düzenlenen ödülün sahibi oldunuz. Sait Faik’in yazarlık serüveninizdeki yeri nedir?

Sait Faik’in pürüzsüz dilini, anlatımındaki sadeliği çok severim. Nasıl bittiğini anlamazsınız öykülerinin. Günübirlik yaşar gibi görünüp kendini yazmaya adamasına hayran oldum her zaman. Yazıcı diye anacak kadar hafife alır kendini ama “yazmasam ölürdüm” diyecek kadar da edebiyat ustasıdır. Bedri Rahmi onun için “O kolaylığın, o kalenderliğin, o sallapatiliğin altında domuzuna bir gayret, kahredici bir sabır, şaşırtıcı bir inat saklıdır” dermiş. Alfabenin A’sı gibi yazarlar vardır hayatımızda. Ne zaman okumaya başladığınızı bile bilmezsiniz, öyle yer etmiştir. Sait Faik o A’dır benim için.

Haberin Devamı

Kitaptaki ilk iki öykü birbiriyle ilintili. 12 Eylül’ü bir kız çocuğunun gözünden anlatıyorsunuz. “Bu yaşımda bu kadar çok şey bilmenin verdiği yorgunluk omuzlarıma düştü” diyor çocuk karakter. 

‘80 ihtilalinde yedi yaşındaydım. Sokağa döküldüler derdi annem, gözümün önüne yokuş aşağı düşen bilyeler gelirdi. Çocuk aklımla dökülebilecek şeyin bilye olduğunu zannederdim çünkü. Apartman duvarlarındaki yazıları görünce insanların niye endişelendiğini anlamazdım. Ne güzel işte süslemişler diye düşünürdüm. Çocukluğun nefis bir düşünce gücü var. Gerçekle hayalin iç içe geçtiği, bambaşka bir boyut. Çok gerçek, tatsız ve acı bir olayın tam ortasında bile oyun oynayabilir üstelik aynı anda gerçeği de sezebilir. Evet, ekonomik ve siyasi atmosfer çocukları erkenden büyütüyor, ne yazık, ama çocuklar zannettiğimiz kadar da zayıf varlıklar değil zaten. Bir şekilde baş etmeyi biliyorlar. Dünya da öyle bir yer ki savaş çıkmasa, deprem oluyor, sel taşıyor, ekonomik buhran yaşanıyor. Haydi bunlardan kurtulduk diyelim, aileden yana dert çıkıyor, parasızlığıydı, pandemisiydi, iklim kriziydi… İlle de bir sıkıntı musallat oluyor. Bu iki öykünün benzeri dünyanın pek çok yerinde yaşanmıştır, yaşanıyordur. Şili’de, Şangay’da, Paris’te başka bir zaman diliminde ya da tam da şu an Ukrayna’da, Filistin’de bir çocuk dünyanın karmaşasını anlamlandırmaya çalışıyordur muhakkak. Tabii hayatta kalabilecek kadar şanslıysa eğer.

Haberin Devamı

Çıkış yolu nedir peki?

Bu yeryüzünde dertsiz yaşamak gibi bir lüksümüz yok. Mesele o dert ile ne yaptığımız. Çocuk nereden bilecek sıkıntıyı yönetmeyi, güçlü olmayı derseniz, işte burada tekrar edebiyata geliyoruz. Empati kurmayı, güç kazanmayı, hayatın düz bir çizgiden değil değişken bir yapıdan oluştuğunu ve en önemlisi dünya denen bu sıradan ve tatsız kutudan nasıl çıkabileceğimizi, o sınırı nasıl aşabileceğimizi öğreniyoruz edebiyat sayesinde. Aksi hâlde dünya sıkıcı bir toz bulutundan ibaret.

Kitabınızın son öyküsü olan “Kızlar Söz Dinlemezse Nasıl Dönecek Dünya”nın odağında intihar süsü verilen kadın cinayetleri var. Hikâyenin kahramanı Şükran’ın cinayet aleti olan urganına yürürken attığı kahkaha bir direniş şekli olarak mı çınlamalı kulağımızda?

Gülmek, direnmenin yakıtı. Süreci kolaylaştırıyor, devam edebilmek için güç veriyor. Şükran gibi kadınları yazmayı seviyorum. Dertleri umursamayan ya da kendini bırakan değil de gülerek savaşan, neşeli, zeki, sözünü sakınmayanları. Evet dünyanın yükü ağır olabilir ama bir şekilde hallederim diyenleri. Kadın cinayetlerine gülerek direnmek mümkün değil ama. Bu da sorunun ne kadar büyük ve acı olduğunu gösteriyor. Berdelin, ekonomik ve psikolojik şiddetin en son noktası. Sokak ortasında ulu orta işlenen bu cinayetlere işte bu şiddetle, bir tokattan bir şey olmazcılarla, kadının yeri evidir diyenlerle geldik. Şimdi önümüzde koca bir sorun duruyor.

KEŞFETYENİ
İki ünlü sevgiliden aşk dolu poz! Yeni saçları olay oldu
İki ünlü sevgiliden aşk dolu poz! Yeni saçları olay oldu

Cadde | 07.06.2025 - 08:44

Son dönemin en popüler oyuncularından Kubilay Aka, imaj değişikliğine gitti. Saçlarını pembeye boyayan Aka, sevgilisi Hafsanur Sancaktutan ile dudak dudağa bir fotoğrafını da sosyal medyada paylaştı.

Yazarlar