'Hizbullah'ın, yeni tuzağı devlet görevlileri'

Utku Çakırözer Ankara


Terör örgütü Hizbullah'ın yeni lider kadrosunun devlet görevlilerine eylemde bulunabileceği, Nakşibendi tarikatının kollarından Mahmut Ustaosmanoğlu'nun ölmesi durumunda da, bu grubun İBDA - C'nin kontrolüne geçmesinin sözkonusu olduğu bildirildi.
Güvenlik ve istihbarat birimlerinin, tarikat ve cemaatlerin 2000 hedeflerini inceleyen raporunda, "Radikal İslamcı Gruplar" başlığı altında "Radikal İslamcılar, tarikatlar ve Milli Görüş" olarak üçe ayrılan grupların yeni taktikleri hakkındaki bulgular şöyle sıralandı:
* Hizbullah ve İBDA - C: Operasyonlar nedeniyle bir süre kendilerini gizleme ihtiyacı hissetti. Kendi içlerinde varlıklarını kanıtlayabilmek için eylem yapıp yapmama konusunu tartışıyorlar. Hizbullah'ın yeni lideri İsa Altınsoy şiddet yanlısı olduğu için, örgüt devlet görevlilerine karşı eylemlerde bulunabilir.
* - Nurcular: Dini ve ilmi bilgilerle yetiştirilmiş bir neslin devlet kurumlarında istihdam edilmesiyle devletin dindarlaştırılması.
- Süleymancılar: Kuran kurslarına dayalı dini eğitimle gelişmeyi esas alan grup, kurslar, yurt ve pansiyonlar kurmaya devam edecek.
- Işıkçılar: Ekonomik alanda güç haline gelip yayın ve propaganda ağırlıklı etkinlik sağlamak.
- Fethullah Gülen Grubu: Yurtdışı örgütlenmesini daha da güçlendirecek.
- Nakşibendiler: Raşit Erol grubu cemaati düzenli gelir kaynağına kavuşturma amacıyla ticari yatırımlara yönelecek, Esat Coşan grubu Uzakdoğu ticareti yönünde adımlar atacak, Mahmut Ustaosmanoğlu grubu, liderin ölmesi durumunda İBDA - C'nin eline geçebilir. Bu durumda irticai terör artabilir.

7 bin gazete

İrticayla mücadeleyi konu alan ikinci bir çalışmada da, tarikat ve cemaatlerin ortak taktik ve değerlendirmeleri şöyle sıralandı:
* Türkiye'nin sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel sorunlarını kullanıp, artan sıkıntılarla devlete küsen ve tepki duyan insanları kendi yanlarına çekmeye çalışıyorlar.
* Devletin siyasal İslam'ın karşısına bir ideoloji koymakta zorlandığını, savunduğu ideolojiyi halka anlatmakta zorluk çektiğini, öğrencilere Atatürkçülüğü ve laikliği anlatamadığı görüşünden güç alıyorlar.
* 28 Şubat kararları ve 18 Nisan seçim yenilgisinin moral bozukluğundan kurtulup, faaliyetlerini eğitim, dernek, vakıf, kadrolaşma ve sermaye alanında yoğunlaştırdılar.
* Türban yasağını kullanmayı, Atatürk'e hakaret etmeyi ve TSK ile gerginlik içinde olmayı stratejilerinin bir parçası sayıyorlar. Özellikle TSK ile girdikleri polemiklerin uzun vadede kendi lehlerine sonuçlandığını düşünüyorlar. Nitekim, ülke genelinde beş gazeteyle bunlardan etkilenen 7 bin yerel gazetede TSK aleyhine yazılar yayınlanıyor.
* PKK'nın kullandığı "Avrupa'nın desteğini alma" yöntemini kullanıyorlar. Bu amaçla Avrupa'daki İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatı, Almanya ve Avusturya'daki bazı partilerle temasa geçti.