Girne Amerikan’ın 25. yılı ve KKTC

13 Ekim 2009

Girne Amerikan Üniversitesi’nin 25. yıl kutlamaları çerçevesinde KKTC’deydim.İlk kurulduğu yılları hatırlıyorum. O günden bugüne çok yol kat etmiş.
Girne Amerikan, ABD dışındaki en büyük Amerikan üniversitesiymiş. İsmi Amerikan ama her şeyi ile bir Türk üniversitesi. 50’yi aşkın ülkeden 6 bin civarında öğrencisi var. Büyük çoğunluğu da Türk...
Yeni öğretim yılının açılışına KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da geldi. Ama hükümetten tek kişi yoktu. Meclis toplantısı varmış! Peki ya Büyükelçimiz? O da yoktu.
Yadırgadım. Konuşmam da bunu da özellikle dile getirdim.
Üniversiteler KKTC’nin olmazsa olmazları. Üniversiteleri çıkarıp aldığınızda, geriye bir şey kalmaz. Üstelik KKTC’de 25 yıllık kaç tane kurum var ki! Buna rağmen hükümetten hiç kimsenin bulunmaması çok manidardı...
Türkiye’nin ve Ak Parti iktidarının KKTC üniversitelerine sıcak bakmadığı varsayımını da kabul etmek de mümkün değil. Çünkü dünden bugüne bütün iktidarlar, KKTC’deki üniversite oluşumunu destekledi, desteklemeye de devam ediyor. Üstelik Girne Amerikan’ın fahri doktora verdikleri arasında Ecevit’ten Erdoğan’a neredeyse tüm başbakanlar da var. O halde Büyükelçi niye yoktu?..
İstanbul Üniversitesi’nden

Yazının Devamı

TOEFL’a rakip geliyor

11 Ekim 2009

Amerika kökenli İngilizce yeterlilik sınavı TOEFL ve İngiltere kökenli IELTS testlerine karşı yeni bir rakip geliyor.
PTE Academic (Pearson Test of English Academic) adlı yeni İngilizce testi 26 Ekim’de dünyanın belli bölgelerinde kullanıma açılıyor. Şimdiden 780 kuruluş bu sınavla ilgilendiklerini açıkladı. Yale, London Business School, HEC Paris, Georgetown, Boston College, Bentley gibi ünlü okullar bunlardan bazıları.
Dünya genelinde TOEFL 7 bin, IELTS ise 6 bin akademik kurum tarafından kabul ediliyor ve bu kurumların yaptığı sınavlara her yıl milyonlarca kişi katılıyor. PTE, bu pazarı genişletecek mi yoksa mevcut öğrencileri mi kendisine çekecek merakla bekleniyor.
PTE sınavının, TOEFL IBT sınavına karşı sağladığı en önemli avantajlardan biri, sınav sonuçlarının çok kısa bir sürede öğrenilebilmesi ve bu sayede sınava giren adayların üniversitelerin ya da müracat ettikleri kurumların başvurularını kaçırmalarını engellemesi.
Sonuçlar 5 gün sonra
TOEFL IBT sınav sonuçlarının sınav tarihinden 15 iş günü (3 hafta) sonra internette belli olup; sınava girdikten 1 ay sonra da Amerika tarafından postayla öğrencinin adresine gönderilmesine karşın, PTE sınavının sonuçları 5 iş

Yazının Devamı

Amerika işte bunun için Amerika

10 Ekim 2009

Nobel ödülleri peş peşe açıklanıyor. Ödül alanların ilk sırasında Amerikalılar var. Nobel alan Avrupalıların sayısı ise giderek azalıyor. Çünkü hem eskisi kadar bilim üretemiyorlar hem de en parlak beyinlerini, tıpkı bizim gibi onlar da Amerika’ya kaçırıyorlar.
Bu konudaki değerlendirmeye geçmeden önce isterseniz gelin önce şu haberi hep birlikte okuyalım:
“Nobel Komitesi, Nobel tıp, fizik ve kimya ödülleri sahiplerinin 9’undan 8’inin Amerikalı olduğunu belirtti.
Ödülü kucaklayanlardan çoğunun ABD’de araştırmacı olmak için ABD vatandaşlığına geçtiği belirtilirken, buna örnek olarak tıp ödülünün sahiplerinden Avustralya kökenli Elizabeth Blackburn, fizik ödülünün sahiplerinden Kanada kökenli Willard Boyle ve Şanghay doğumlu Charles Kao verildi.
Nobel Kimya Ödülü’nün sahiplerinden Venkatraman Ramakrishnan’ın Hindistan’da doğduğu belirtildi.
1985’ten bu yana iki yıl haricinde Nobel Kimya Ödülü’nü kazananlardan en az birinin Amerikalı olduğu, 1988 ve 2007’de Almanların ödülü kazandığı kaydedildi.
Amerikalıların Nobel Tıp Ödülü’nü 5 yıl (1987’de Japonya, 1991’de Almanya, 1996’da İsviçre-Avustralya, 2005’te Avustralya, 2008’de Fransa-Almanya) kaçırdığı, fizik ödülünüyse 7 yıl

Yazının Devamı

IMF’ye hayır AB’yi de geçti

9 Ekim 2009

Hükümetin IMF konusunda neden bu kadar temkinli davrandığı, dünkü Genç Bakış’ta bir kez daha ortaya çıktı. Okan Üniversitesi’ndeki programda salonu dolduran öğrencilerden teki bile IMF ile anlaşmaya sıcak bakmazken, SMS anketinde de evet diyenlerin oranı sadece yüzde 3’te kaldı.
“Alın, verin, ekonomiye can verin” projesinin reklam yüzlerinin katıldığı programda, eski Merkez Bankası Başkanı Yaman Törüner, IMF konusunda çoğu zaman salonda tek başına kaldı.
Gerçek simitçi, bakkal, oyuncakçı ve çiçekçilerin de katıldığı programda, ortaya çıkan bir başka görüş ise küresel krizin teğet değil silindir gibi ezip geçtiği ve ekonomik sıkıntının hâlâ devam ettiği yönünde oldu. İşte programdan satır başları:



Yaman Törüner (Eski Merkez Bankası Başkanı, eski Devlet Bakanı)

Yazının Devamı

Gençlerimizin kıymetini bir biz anlayamadık!

7 Ekim 2009

Dün akşam saatlerinde, Hollanda Maastricht Üniversitesi’nin yönetici kadroları geldi. Rektör ve dekanlar da dahil tüm kadro Türkiye’de incelemeler yapıyor, partner üniversiteler arıyor.
Avrupa Birliği konusunda uzman üniversitelerden birisi. Türkiye’ye açılmalarının önemli nedenlerinden birisi de bizim bu konudaki kararlılığımız.
Lisans ve yüksek lisans düzeyinde de her yıl 50 civarında öğrencinin ülkelerine gelmesi arzusundalar. Çünkü öğrencilerinin yarıdan fazlası dünyanın dört bir yanından gelen yabancı öğrencilerden oluşuyormuş. Anlayacağınız bir Hollanda üniversitesi olmaktan daha çok bir dünya üniversitesiler. Ve bu yönleriyle de gurur duyuyorlar.
Peki Türkiye’de aradıkları ne? Olaya sadece ticari yönüyle mi bakıyorlar? Yoksa beyin avcılığı mı yapıyorlar? Konuşmalar ilerledikçe anlıyoruz ki, diğer tüm ülkelerden gelen üniversite temsilcileri gibi onlar da başarılı öğrenci arayışındalar.
Öğrenim ücretleri 8 bin euro civarında. Yani bizdekilerden daha makul. Ama öğretim kaliteleri konusunda oldukça çok iddialılar.
Merak edenler, üniversitenin www.maastricihtuniversity.nl adresine girip ayrıntıları öğrenebilirler...

Yazının Devamı

Kök hücre Nobel aldı

6 Ekim 2009

Nobel Tıp Ödülü’nü ‘Kök Hücre’ aldı. Bekleniyordu. Çünkü başta kanser olmak üzere pek çok hastalığın ve sağlıklı bir uzun ömrün sırrı kök hücrede.
Geçen hafta, Genç Bakış’ta bu konuyu o kadar farklı boyutları ile tartıştık ki, yazılacak daha pek çok ayrıntı var.

Embriyonik kök hücre
Bu ayrıntıları paylaşmadan önce gelin Nobel Tıp Ödülü ile ilgili ayrıntılara bir göz atalım:
2007 Nobel Tıp Ödülü’ne The Universitiy of North Carolina’dan Oliver Smithies, The University of Utah’dan Mario Capecchi ve Cardiff University’den Martin Evans kök hücre üzerindeki çalışmalarından dolayı layık görüldü.
Ödülün sahibini belirleyen komite tarafından yapılan açıklamada, Capecchi, Smithies ve Evans’ın embriyonik kök hücreye dair çığır açan buluşları ve DNA’nın yeniden bir araya getirilmesine ilişkin çalışmaları neticesinde ödüle layık görüldükleri belirtildi.

Yazının Devamı

SBS’de 5. kayıt dönemi?

4 Ekim 2009

Eğitimde ilk defa bir şeyler doğru gitmeye başlıyor. Umarız yarım kalmaz. Umarız, bürokrasi bakanı değil, bakan bürokrasiyi hizaya getirir.
Fen ve anadolu liseleri sınavında 4 kayıt dönemi yaşanmasına rağmen hâlâ 4 binin üzerinde kontenjan açığı var. Hem de bir milyonu aşkın öğrencinin girmek için can attığı en iyi okullarda.
Kapıda yüz binlerce öğrenci bu güzide okullara girmek için can atarken, kontenjanların açık kalmasına kimsenin gönlünün razı olmaması gerekir. Ama Hüseyin Çelik’in yüzünden her yıl 5 binin üzerinde kontenjan açık kaldı.
Bakan Nimet Çubukçu’nun “Tek kontenjan dahi boş kalmasın” talimatı üzerine, bu yıl ilk kez 4. kayıt dönemi açıldı. Ama bürokrasi hazretleri, kontenjanların dolmaması için elinden geleni yaptı. Yıllardır kontenjanların boş kalmasına neden olan kurallarda hiçbir değişikliğe gitmeden yeni bir kayıt dönemi açtı. Ancak bir işe yaramadı. Bakan Çubukçu’ya da, “Bakın elimizden geleni yapıyoruz ama kontenjanlar yine de dolmuyor” mesajı vermeye çalıştılar. Ancak, evdeki hesapları çarşıya uymadı.

Peki şimdi ne yapılacak?
Okullar açıldı, zaman geçti, gelecek yıl hatamızı düzeltiriz diyemeyecekler. Çünkü, üniversiteler de açıldı ve ek yerleştirme

Yazının Devamı

150 yaşına kadar yaşamak ister misiniz?

3 Ekim 2009

Böylesi bir soru sakın sizi şaşırtmasın. Çok yakında 100 gibi, 150 yaş sınırı da rahatlıkla aşılacak.
Peki, siz 150 yıl yaşamak ister misiniz?
Siz bir yandan bu soruya vereceğiniz cevabı düşünürken, ben de önceki gün bu konuda yaşadığım şoku anlatayım.
Çarşamba gecesi Kocaeli Üniversitesi’ndeydik. Genç Bakış’ta, konunun uzmanlarıyla, saatlerce kök hücreyi konuştuk. Söz bir ara dönüp dolaşıp, kök hücrenin yaşlılığa da çare olup olmayacağına geldi ve insan ömrünü ne kadar uzatacağı tartışıldı.
İşte tam da bu aşamada, salonu dolduran öğrencilerden, 150 yaşına kadar yaşamak isteyenlerin ellerini kaldırmalarını istedim.
Şaşırtıcı gelecek ama yaşları 18 ile 25 arasında değişen 500’ü aşkın üniversiteli arasında tek kişi dahi elini kaldırmadı.
Herhalde yanlış anladınız, kim daha uzun yaşamaz ki deyip sorumu bir kez daha yineledim. Yine tek el kalkmadı.

Yazının Devamı