Abbas Güçlü

Levent Kırca, önceki gece Genç Bakış’ın konuğuydu. 50 yıla yaklaşan sanat yaşamını konuştuk. Neler görmüş, neler geçirmiş, bazen kızarak, bazen hüzünlenerek, bazen de keyifle anlattı o günleri. “Hapse girmedim ancak daha zor günler geçirdim. Ama dik duruşumdan hiçbir zaman taviz vermedim” dedi.
M.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri onu, o da onları sevdi. Sanatın ve mizahın, toplum yaşamı ve demokrasi üzerindeki etkileri irdelendi.
Dünden bugüne yaptığı parodileri bir kez daha izledik. Tadı damağımızda kalmış. Hani bin defa izlense yine izlenir olanlardan. Özellikle Fatih Terim’li, Erdoğan’lı, Gül’lü, Ecevit’li olanlar müthişti...
İşte programdan satır başları:
-  Eskiden hoşgörü vardı. Demirel, Ecevit, Çiller’i o kadar oynadık, her zaman bana telefon açar tebrik ederlerdi. Bunlar güzel şeyler, artık maalesef bu hoşgörü yok.
Fakat “one minute” skecinden sonra Sayın Başbakan buna bir tepki göstermemiş, bir yasak getirmemişse bu da saygıdeğer bir

Küresel ekonomik kriz, pek çok sektör gibi, eğitim sektörünü de etkiledi. Anaokulundan liseye el değiştiren özel okullar oldu. Borç batağında olan üniversiteler de var.
Peki iktidar ya da devlet bu konuda ne yapıyor?
Kocaman bir hiç.
Sadece ve sadece seyrediyor.
Eğitim sektörü, başka sektörlere benzemez. El değiştirmeler, kapanmalar çok sancılı olur. Bu yüzden yakından izlenmesi gerekir.
El değiştiren okullarla ilgili olarak o kadar çok söylenti var ki velilerin kafası karmakarışık.
Kara para aklamaktan tarikat bağlantılarına kadar ne ararsanız var.

ÖSS, pazar 09.30’da başladı, 12.30’da sona erdi. Ve o saatten beri yanlış ihbarı yağıyor. Hiç böyle olmamıştı.
İddialardan bir bölümü, iptali gerektirecek kadar ciddi. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, “Tüm iddiaları dikkate alıyoruz. İptali gerektiren sorular olursa, iptal ederiz” dedi.
Uzman öğretmenlerin tespitlerine göre Fizik’te 3, Edebiyat’ta bir soru kesinlikle yanlış. Başka iddialar da var. Onlar da değerlendirilecek. Bu arada sınav sonuçlarının ilk okuması da tamamlanmış olacak. Eğer öğrenciler de bu yanlış ya da hatalı denilen sorularda tereddüde düştülerse, anında iptal yoluna gidilecek. Prof. Yarımağan, bu sürecin iki hafta sürebileceğini söyledi.
Şimdi bu konuda iki farklı görüş var. İlki, yanlış yanlıştır. Bilimsel olarak yanlış bir soruyu iptal etmek için, öğrencilerin verdiği cevapları beklemek doğru değildir yönünde. İkinci görüş ise önemli olan, sorunun öğrenciler tarafından doğru algılanıp algılanmadığı. Soru hatalı da olsa öğrenci doğru anladıysa iptale gerek yok

Dün, 6’ncı sınıfların Seviye Belirleme Sınavı SBS vardı. Tıpkı geçen haftaki 7, 8’lerin SBS’lerinde olduğu gibi. 6’ların soruları da geçen yıla göre daha zordu. Öğrencilerden de, öğretmenlerden de gelen tepkiler bu yöndeydi.
SBS sorularını abbasguclu.com.tr için değerlendiren uzmanlardan Atatürk Fen Lisesi emekli matematik öğretmeni Suat Gencel, A Kitapçığı 16’ncı matematik sorusunun kesinlikle yanlış olduğunu iddia etti.
Gencel, okul ve dershane öğretmenlerinin böyle bir tespitte bulunmamalarını ise “Bu özellikle matematikçilerin dikkat edeceği bir nokta. Fen liselerinde öğrencilere ilk önce bu kuralı öğretiriz” diyerek şu bilgileri verdi:
“16. soruda ‘verilen örüntü aynı kurala göre devam ettirilirse, örüntünün 28. şeklindeki boyalı bölgenin alanı’ sorulmaktadır. 
-  şekil numarası olmak üzere dikdörtgenin bir kenarı n+2 kuralı ile değişmektedir. Buna göre, 28. şeklin boyalı alanı, ((n+2).2)/2=30’dur. Ancak, örüntünün ilk

Kötü karne geldi mi kıyametleri kopartırız. Ama iyi karne geldi mi, nedense hiç umurumuzda olmaz. Ama artık bu tabuların yıkılması gerekir. İyi karne ile gelen çocuklarımızı, hem şımartalım hem de ödüllendirelim. Çünkü bunu hak ediyorlar.
Peki ya zayıf karneyle gelenler?
İlk akla gelen, elbette ceza. Hak mahrumiyeti, en sık kullanılan yöntem. Ama ne olur bunu şimdi yapmayın. Çocuklar zaten yeterince üzgün ve yıkılmış durumdalar, bir de siz üzerlerine gitmeyin.
Üstelik kendilerini toparlamaları için morale ve desteğe ihtiyaçları var. Hele bir de bütünlemeye kaldılarsa...
Hesaplaşma olmayacak mı? Boş vermişlikleri dile getirilmeyecek mi? Bunun böyle gitmeyeceği anlatılmayacak mı? Elbette hepsi de yapılacak. Ama doğru zaman, bugün ve yarın değil.
Peki, çocuğunuzun karnesinde kırık varsa ya da notlar yerlerde sürünüyorsa, kabahatli sadece o mu? Velilerin, okulun, öğretmenin, çevrenin hiç mi suçu yok?
Nasıl ki başarıda aileden öğretmene kadar herkesin payı varsa, başarısızlıkta da anne-babadan okul

Bugün karne günü. Milyonlarca öğrenci karne alacak ve derin bir oh çekecek. Ama bir kısmı için henüz öğretim yılı bitmiş değil. Özellikle sınava girenler ve girecekler için. Yarın 6. sınıfların SBS’si var. Pazar günü de ÖSS. Ve ondan sonra, bütün yaz sürecek olan bir kayıt maratonu. Hepsine sonsuz sabır diliyoruz. Ayrıca karne alanlara iyi tatiller, sınava gireceklere de başarılar temenni ediyoruz.
Önceki gece Genç Bakış’ta Türk eğitim sisteminin, ailelerin ve öğrencilerin en büyük baş ağrısı sınavları konuştuk. Zaman zaman içimiz karardı. Zaman zaman da öğrencilerden gelen soruları gördükçe geleceğe yönelik kaygılarımızın yerini güven duygusu aldı.
ÖSYM Başkanı Yarımağan, ODTÜ eski Rektörü Ural Akbulut ve Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli ile birlikte sınav şampiyonlarının da görüşlerini dile getirdikleri programda, 3 saatlik tartışma sonucunda ortaya çıkan sonuç şu oldu:
Sınavlar hayatımızın her aşamasında olmaya devam edecek. Bir sınavı kazanamamak her şeyin sonu

Hafta sonu ÖSS var. l.5 milyon aday üniversiteli olmak için yarışacak.
Sınava sayılı günlerin kaldığı bu aşamada ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan’dan öğrencilerin yüreğini ferahlatacak müjdeler var. Yarımağan, başvurulardaki azalma ve ekstra kontenjan artışları nedeniyle, bu yıl sınava giren adayların, yüzde 30 daha fazla şanslı olduğunu söyledi. Ve bu şanslarını iyi değerlendirmelerini önerdi.
Prof. Yarımağan sınav öncesi ve sınav sırasında dikkate alınması gereken konularda da yine çok önemli açıklamalarda bulundu.
Tıp fakültelerine olan ilginin son yıllarda giderek arttığını dile getiren Yarımağan, Hukuk fakültelerinin her dönem, en fazla ilgi gören fakültelerin başında geldiğini hatırlattı ve bir de uyarıda bulundu:
“O kadar çok hukuk fakültesi açıldı ki, 5 yıl sonra onlar da, iş bulma konusunda sıkıntı yaşayabilirler”
Her türlü kopyayı yakalayabilecek sistem geliştirdiklerine de dikkat çekerek,  “Kopya çeken kadar çektiren de yakalanıyor. Her aday cevap kartına sahip olsun,

Hafta sonu iki milyon öğrenci liselere giriş sınavı SBS’de ter döktü. Sorular kazık mı kazıktı. Sınavdan çıkanın yüzünden düşen bin parçaydı.
Geçen yılki kolay sorulara ve ona göre hazırlanmış deneme sınavlarına göre motive olan öğrenciler, karşılarında bir anda birbirinden zor sorular görünce demoralize oldular.
Hâlâ da ne olup bittiğini anlayabilmiş değiller. Çünkü Türkiye genelinde nasıl bir sonuç alındı bilen yok.
Geçen yılki SBS’den sonra, dershaneler, neredeyse her saat başı soruların tümünü yanıtlayan öğrencilerini şampiyon diye kamuoyuna açıklıyorlardı. Nitekim soruların tamamını cevaplayan yüzlerce şampiyon çıktı ve aynı puanda yığılmalar yüzünden yerleştirme sırasında büyük haksızlıklar yaşandı.
İşte bu yüzden de bu yıl sorular öğrencilerin tabiriyle “kazık“laştırıldı. Peki işe yaradı mı? Şimdilik yaradı gözüküyor. En azından aynı puandaki yığılmaları önler.
Dün akşama kadar gelen bilgiler çerçevesinde bir